POLİTİKA - 23 Kasım 2024 Cumartesi 16:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda 4. Uluslararası STK Fuarı’nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçiyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.

Fuarda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını, başarılı geçmesini, birliğe, dirliğe kapı aralamasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Afrika’dan, Asya’dan, Orta Doğu’dan, batı ülkelerinden ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar ifa eden 150 sivil toplum kuruluşumuzu fuara katılımları ve katkıları için tebrik ediyorum. Bu güzel etkinliğin aramızdaki kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı, ittifak ve ittihadı güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptığı sivil toplum camiasında atan vicdanlı yüreklerin birbirine daha da ısındığı bu organizasyonu tertipleyen kuruluşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Fuara iştirak eden ve yeryüzünün farklı köşelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarımıza Mevla’dan üstün başarılar diliyorum. Burada icra edilen panellerin, atölyelerin, sergilerin ve diğer birçok faaliyetin aramızdaki dostluk ve iş birliğini tahkim etmesini, dayanışma ruhumuzu perçinlemesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada şükranla ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin eğitim, gençlik, insani yardım, aile ve insan hakları gibi alanlarda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki 354 üye kuruluşuyla beraber 20 yıldır sürdürdüğü faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl daha yükseğe çıkardığını görüyorum. Aynı şekilde bünyesindeki 160’tan fazla kuruluşla ülkemizin sivil toplum kapasitesine önemli katkılar yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı da başarılarına her gün bir yenisini ilave ediyor. Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adımlarla ilerleyen her iki kuruluşumuzun yöneticilerini tebrik ediyor, Mevla’m yollarını açık etsin, işlerini kolaylaştırsın diyorum” dedi.

"Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor"

İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya bilhassa İslam alemi zorlu bir sınavdan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiriyor. Bakınız, hemen yanı başımızdaki Filistin’de 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya Filistin’de, Lübnan’da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan Siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor” şeklinde konuştu.

"Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin"

İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladığı günden bu yana 400 gün geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail’in Gazze’ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze’de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla Filistin’de, Lübnan’da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabb’imden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin’in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabb’im cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin’i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs’ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.

“Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz”

Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz Ali İmran suresinde hep birlikte ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp, bölünmeyin’ buyuruyor. Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda İslam alemi olarak fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tavır almamız, yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Şurası bir gerçek; vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müstevliler ve müstekbirler karşısında başarılı olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan’da, Yemen’de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu şekilde yardımcı olabiliriz. Resul-i Kibriya Efendimiz aleyhissalatu vesselam bakınız bize neyi emrediyor. ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğzedin ki bu imanın en zayıf derecesidir’. Evet, bu hadis-i şerife uygun şekilde imkanlarımız, araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor” dedi.

“Sivil toplum kuruluşlarımıza çok önemli işler düşüyor”

İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın da bu çerçevede çok önemli işler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK’larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şarttır. STK’larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları küresel barış ve adaletin tesisinde hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanın dört bir yanında çalışan STK’larımızın gayretleri mühim bir yer tutacak. Şu gerçeği inanıyorum ki sizler de farkındasınız; insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.

“Aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir”

Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme ve yok oluş aile kurumunu hedef almış durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de takip ettiği gibi aile mefhumumuz, toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taşıması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek, çocuklarımız ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız” diye konuştu.

Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya’dan, Afrika’dan, hatta Avrupa’dan insanlara kapısını da yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendi imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların, çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karışılacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engellemede STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki; insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öyle güçlü olmalı ki; sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki; zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konu da en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır” dedi.

“Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız”

Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk ve olmaya da devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insan yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail’le olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık”

Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine ‘İsrail ile ticaret yapıyorlar’ iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin ’bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“Biz ecdadımızdan aldığımız ilhamla insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz”

Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok muhkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ‘Allah sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar’ buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de ‘kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol’ tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, ‘incinsen de incitme’ diyor. Hazreti Mevlana, ‘kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır’ diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ‘ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene’ sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, ‘beni hor görme kardeşim, sen altınsın da ben tunç muyum’ serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor” şeklinde konuştu.

“İnsanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

Selim Bayraktar - Semanur Kaygısız

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Trendyol Süper Lig: Gaziantep FK: 3 - Başakşehir: 0 (Maç sonucu) Gaziantep FK, Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında konuk ettiği Başakşehir’i 3-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Piatek’in vuruşunda kaleci Dioudis, topu ayaklarıyla çeldi. 60. dakikada sağ kanattan çalımlarla sıfıra inen Lungoyi’nin yerden pasında Maxim’in vuruşunda kaleci Muhammed son anda topu çeldi. 65. dakikada Gaziantep FK’nın sol kanttan kullandığı köşe vuruşunda arka direkte Ertuğrul’un kafa vuruşunu kaleci Muhammed son anda kurtardı. 68. dakikada Pelkas’ın sağ kanattan kullandığı kornerde topa iyi yükselen Piatek’in kafa vuruşunda kaleci Dioudis topu uzaklaştırdı. 75. dakikada orta alanda topu kapan N’Diaye’nin pasına ceza sahası sağ çaprazında Okere’nin vuruşunda meşin yuvarlak filelerle buluştu. 3-0 77. dakikada sağ çaprazda topla buluşan Figueiredo’nun şutunda top yerden az farkla dışarı gitti. 90. dakikada sağ kanattan Sorescu’nun yerden ortasına kale önünde Ertuğrul’un vuruşunda kaleci Muhammed son anda topu çeldi. Hakemler: Ozan Ergün, Esat Sancaktar, Oğuz Kağan Çalışır Gaziantep FK: Sokratis Dioudis, Salem M’Bakata, Arda Kızıldağ, Ertuğrul Ersoy, Mustafa Eskihellaç, Badou N’Diaye (Cyril Mandouki dk. 84), Deian Sorescu, Kacper Kozlowski (Ogun Özçiçek dk. 84), Alexandru Maxim (Furkan Soyalp dk. 89), Halil Dervişoğlu (David Okereke dk. 70), Christopher Lungoyi (Kenan Kodro dk. 89) Yedekler: Mustafa Burak Bozan, Quentın Duabin, Mirza Cihan, İlker Karakaş, Ömürcan Artan Teknik Direktör: Selçuk İnan Başakşehir: Muhammed Şengezer, Leo Duarte, Hamza Güreler, Jerome Opoku, Lucas Lima, Ömer Faruk Beyaz (Dimitrios Pelkas dk. 46), Berat Özdemir (Miguel Crespo dk. 46), Berkay Özcan (Oliver Kemen dk. 46), Deniz Türüç (Joao Figueiredo dk. 31), Serdar Gürler, Krzystof Piatek Yedekler: Deniz Dilmen, Onur Ergün, Philippe Keny, Patryk Szysz, Matchoi Djalo, Ousseynou Ba Teknik Direktör: Çağdaş Atan Goller: Kacper Kozlowski (dk. 27), Deian Sorescu (dk. 45+3), Okereke (dk. 75) (Gaziantep FK) Sarı kartlar: Kacper Kozlowski, Okereke (Gaziantep FK), Piatek (Başakşehir)
Adıyaman Bakan Kurum: "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman’da, Meydan ve Ticaret Merkezlerinin temel atma töreni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Bakan Kurum, şu ana kadar 130 bin aileyi yuvalarına kavuşturduklarını belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Vali Osman Varol, Adıyaman Milletvekillerinden Mustafa Alkayış, İshak Şan, Hüseyin Özhan, Resul Kurt, AK Parti İl Başkanı Bülent Kablan, ilgili kurum müdürleri, birim amirleri ile çok sayıda kişi katıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yaptığı konuşmada, "Göreve geldiğimizden bu yana, Adıyaman’ımızda, sizlerle 5. kez kucaklaşıyoruz. Önceki buluşmamızda sizlere bir söz vermiş, Adıyaman’ın kalbine, yeşiliyle, tarihiyle, bereketli dükkanlarıyla yeni bir meydan kazandıracağız demiştik. İşte şimdi de büyük bir huzurla verdiğimiz sözü tutuyor, yeniden daha güçlü Anadolu diyor, Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezi’nin temellerini atıyoruz. 6 Şubat 2023’te sabaha karşı, milletimizin her ferdini hüzne boğan büyük bir felaket, büyük bir acı yaşadık. Ben tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Biliyorum ki, kalbimizde açılan yara hiçbir zaman kapanmayacaktır. Ama yine biliyorum ki, bu güçlü devlet, bu vefalı millet şehitlerinin emanetlerine sahip çıkacaktır" ifadelerini kullandı. "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" Bakan Kurum, "Evet, biz giden canlarımızın bıraktığı emanetlere gözümüz gibi bakmaya devam ediyoruz. Afetzede annelerimizi kendi öz annemiz, yavrularını kendi öz yavrularımız biliyoruz. Yuvalarını kuruyor, dükkanlarını açıyor; hayat sürecekleri tarihi, kültürel ve sosyal mekanları en güzel şekilde süsleyip armağan ediyoruz. Ve buradan, tüm ekibimizle birlikte söz veriyoruz. Bu canlar bu bedenlerde durdukça, Allah bize ömür verdikçe, sizin hayat boyu mutlu olmanız için mücadele edeceğiz, şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için gece gündüz demeden çalışacağız. Yaşadığınız acılarda da tek yürek olmasını bildiniz. Bu duruşunuzu, 6 Şubat depremlerinde de yeniden tarih sahnesine çıkardınız, tüm dünyaya gösterdiniz. Ben, depremin ilk saatlerinde burada olan bir kardeşinizim. O kara günlerde birbirimize sımsıkı sarıldık. Aşımızı, ekmeğimizi bölüştük, umudumuzu, ümidimizi paylaştık. 11 ilimizin her köşesinde, dağlarında, ovalarında, köylerinde gece gündüz demeden çalıştık. Bugün deprem bölgesini, dünyanın en büyük şantiye sahası haline dönüştürdük. İlk günden bu yana, 160 bin emekçi kardeşimizle beraber, yeni yuvalarımızı yapmak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Hamdolsun, şu ana kadar; 130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk. İnşallah 150 bininci konutumuzun anahtarlarını da önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle sizlere teslim edeceğiz. Sizden aldığımız güçle, takip eden 1 ay içerisinde 50 bin konutumuzu daha tamamlayarak; yılsonuna kadar toplamda 200 bin yuvamızı teslim etmiş olacağız! Göreceksiniz! 2025 yılı sonuna geldiğimizde, evine girmeyen tek bir vatandaşımız, ocağı tütmeyen tek bir yuvamız, kepengi berekete açılmamış tek bir işyerimiz kalmayacak. Biz Adıyamanlı kardeşlerimizle, sizlerle, adeta etle tırnak gibiyiz. Hep birlikte, Adıyamanlı annelerimizin duasında yer almak, çocuklarımıza tebessüm ettirmek için koşturuyoruz. Adıyaman’ımızda 17 bin 713 yeni yuvamızda ve iş yerimizde artık hayat başladı. Yılsonuna kadar da bu sayıyı 30 bine yükseltmenin mücadelesini veriyoruz. Allah’ın izniyle; 2025 yılı sonuna geldiğimizde; Adıyaman’da tam 42 bin 136 evimizi ve iş yerimizi sizlere teslim edeceğiz. Tabi bu noktada, İndere projemize ayrı bir parantez açmak istiyorum. 5 milyon metrekarelik devasa bir alandaki projemiz, Adıyaman’ın yeni Uydu Kenti olacak, bölgenin yeni cazibe merkezi olacak. Türkiye’nin en büyük şantiyesi olan projemiz tamamlandığında; 16 bin 400 ailemiz burada hayat sürecek. Şu ana kadar 7 bin ailemizin yuvalarını belirledik ve kalan konutlarımız için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Adıyaman’da sadece konutlarımızı yapmıyoruz. Milletimizin hatıralarıyla dolu tüm mekanları, mazideki o asil konumlarına yeniden kavuşturmak için de özel bir çaba içerisindeyiz. Adıyaman Meydan Projemizi de bu anlayışla ihya ediyoruz. Buradaki Kent Meydanı ve Cami Çevresi Çarşı Projelerimizi hızla tamamlayarak; toplam 757 ofis ve dükkanımızı Adıyaman’ımıza kazandıracağız. Yine, Eski Hukümet Konağının bulunduğu alanda da; Ocak ayı içerisinde ticari ünitelerimizin teslimlerine başlayacağız. İnşallah burası da meydan projemizle beraber, Atatürk caddesine canlılık katacak, Adıyaman’ın cazibe merkezi olacak. Bunların yanında, Örenli Mahallemizdeki 500 kişilik, İndere’deki 2 bin kişilik camilerimizde ve Ulu Camimizde; ezan seslerinin yeniden yükselmesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.Adıyaman’ımız için ürettiğimiz tüm bu projeler, ayrı ayrı eserler değil; tam aksine birbirini tamamlayan bir bütünün parçalarıdır. Yani Ulu Cami’de namazını kılan bir kardeşimiz, cadde boyunca yürüyerek, adeta bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkacak. Buradaki dükkanlarda alışverişini yapacak, sonra kütüphanesine giderek oradaki eserlerden istifade edecek. Ardından müzeyi gezecek ve gençlik merkezinde keyifle vakit geçirecek. Yani benim Adıyamanlı kardeşim, yeşilin, tarihin ve kültürün içerisinde yolculuğa çıkacak; Adıyaman’ın güzelliğini hissedecek, mutlu olacak, huzurlu olacak. Biz aslında bu eserleri yaparken; sadece depremin yıktıklarını yeniden yapmıyoruz. Şehirlerimizi, yepyeni bir vizyonla geleceğe hazırlıyoruz. Devletimizin gücüyle, deprem bölgesinin neye ihtiyacı varsa onu karşılamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ülkemizde ve bölgemizde ne olursa olsun, deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımızı aksatmıyor, daima afetzede kardeşlerimizin yanında duruyoruz” dedi. "Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapılmasına müsaade etmeyeceğiz" Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapmaya çalışanlara asla müsaade etmediklerini de söyleyen Bakan Kurum, “Kim hangi gündem peşinde koşarsa koşsun, biz emekçi kardeşlerimizle, Adıyaman’da, İndere’de koşturmaya devam ediyoruz. Kim hangi hesabın içerisinde olursa olsun, biz yuvalarımızı 1 gün daha erken teslim etmek için çabalıyoruz. Milletimizin bizlerden, devletten, siyasilerden beklentisi hizmettir, eserdir, icraattır. Ve milletimiz, herkesten de bu hassasiyeti beklemekte; birlik beraberlik duruşunu istemektedir. Bakın biz bu ülkede, tüm renkleriyle, her inançtan insanımızla, her görüşten kardeşimizle, biriz, beraberiz, huzurluyuz. Bu huzuru bozanlarla yol yürüyenlere, insanımızı tedirgin eden gündemlerin peşinde koşanlara diyoruz ki; gelin hepimiz, Türkiye’nin birliğine destek olalım. Gelin, ayrıştırıcı değil birleştirici olalım; ayrılık ve bölücülük ateşini değil, dostluk ve kardeşlik bahçesini büyütelim. Şunu asla unutmayalım. Bu devlet bugüne kadar ayrılıkçılığa ve bilhassa teröre karşı en kararlı mücadeleyi yapmış bir devlettir. Memleketin dağında da, düzünde de, yerin üstünde de altında da, her nerede terör varsa, bu devlet gider o terörü kaynağında bitirir. Sen, mecliste demokrasiye barikat kursan da bitirir, otobüsün üzerinden hukuka parmak sallasan da bitirir, milleti tehdit etsen de bitirir, bağırıp çağırsan da bitirir. Bir konunun daha altını önemle çiziyorum. Biz inanıyoruz ki; bu vatanı seven, bu milleti seven, yavrularımız için kaygı taşıyan hiç kimse; deprem bölgesini göz ardı edemez, deprem bölgesine gözlerini kapatamaz. Gelin hep birlikte Adıyaman’ın, Maraş’ın, Hatay’ın derdiyle dertlenelim. Gelin hep birlikte, Malatya’nın, Gaziantep’in, Kilis’in yarasına merhem olalım. Depremzede kardeşlerimiz şu konuda müsterih olsunlar. Biz gerçek işimizden, gerçek gündemimizden, deprem bölgesinden asla taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz. Ben bu duygularla Adıyaman Merkez Meydan’ımızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” diye konuştu. Adıyaman Valisi Osman Varol ise, “Sadece kalıcı konutlar yapmakla kalmayıp şehrin vizyonunu değiştirecek şehre yeni bir hayat katacak ticaret hayatına gündelik yaşam şansına sosyal yaşama renk verecek çok güzel projeler yapıyoruz. Konutlar, meydan projelerinin yanı sıra vatandaşlarımızın kendi yerinde inşa ettiği yerinde dönüşümler için de desteklerimiz devam ediyor. Yatırımlar ve çalışmalar inanılmaz bir seferberlikler içerisinde devam ediyor. 2025 Yılının sonuna kadar şehrimizde bir yapı anlamında fiziki çalışmaların hepsi tamamlanmış olacak. Desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temel atma töreninde konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt da, "11 ilimiz depremden oldukça etkilendi. Bizlerde depremin yaralarını sarmak ve yeniden ayağa kalkmak için canla bala çalışıyoruz. Depremzede kardeşlerimizin bir an önce yeni yuvalarına kavuşmaları için tüm ekibimizle ilk günden bu yana sahadayız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temeli atıldı.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü, kent beyaza büründü Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, "İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa. Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” dedi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü: Beyaza bürünen kent böyle görüntülendi Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, adeta çocukluğuna döndüğünü ve çok mutlu olduğunu belirtti. İki günlüğüne Eskişehir’e geldiğini belirten Çam, “İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa.Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” ifadelerine yer verdi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, bu durumun çok hoşuna gittiğini belirtirken, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.