POLİTİKA - 13 Aralık 2024 Cuma 12:47

Bakan Tunç: "Uyuşturucu suçlularının rehabilitasyonu için 106 cezaevi planladık"

A
A
A
Bakan Tunç: "Uyuşturucu suçlularının rehabilitasyonu için 106 cezaevi planladık"

Adalet Bakanlığı ve Yeşilay arasında “Bağımsızlık Seferberliği” Projesi kapsamında işbirliği protokolü imzalandı. Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ülke genelinde önümüzdeki 5 yıl içerisinde 106 cezaevini planladık. 106 cezaevine sadece uyuşturucu suçlularını yerleştireceğiz. Gerek Sağlık Bakanlığımızdan gerek Aile Bakanlığımızdan ve en önemlisi Sivil Toplum Kuruluşu, kamuya yararlı dernek statüsünde Yeşilay’ımızın uzmanlarından yararlanarak bu cezaevimizde uyuşturucu suçlularının rehabilitasyonuna yönelik çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.


Adalet Bakanlığı ve Yeşilay arasında “Bağımsızlık Seferberliği” Projesi kapsamında işbirliği protokolü imzalandı. İstanbul’da bulunan Yeşilay Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç katıldı.


İmza töreninde bir konuşma yapan Bakan Yılmaz Tunç, “Sayın Başkanımız yönetimi ile beraber Adalet Bakanlığımızı ziyaret ettiğinde faaliyetlerinden bahsetmişlerdi. Yeşilay’ın çalışmalarında bahsetmişlerdi. Yeşilay’ımız 1 asırdan bu yana özellikle bağımlılıkla mücadele ile ilgili çok önemli çalışmaları yapan bir gönüllü kuruluşumuz. Kamu yararına çalışan bir derneğimiz ve bunu başarıyla bugünlere getirdi. Son yıllarda özellikle başta uyuşturucu, alkol ve özellikle teknoloji, kumar bağımlılığı tüm bunlarla topyekün bir mücadele içerisindedir. Bu anlamda çok profesyonelce bir çalışma gerçekleştiriyor. Başkanımız, Bakanlığımızı ziyaret ettiğinde de bu çalışmaları bizlerle paylaştığında Yeşilay’ın bu anlamda neleri başardığını görmekten mutlu olduk. Bizler de özellikle Adalet Bakanlığı olarak uyuşturucu ile mücadele, bağımlılıkla mücadele ile ilgili olarak ‘Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu’nda 11 Bakan var. Bu Bakanlıktan biri de Adalet Bakanlığı. Bu konuda Bakanlığımıza düşen görevler var. Bu konuda yayımlanmış strateji belgelerinde yer alan hedeflerde Bakanlığa düşen görevleri de biz hayata geçirme çabası içerisindeyiz. Özellikle cezaevlerimizde her 3 kişiden 1’i uyuşturucu suçlarından ceza alan kişiler ve denetimli serbestlik kapsamında olan kişiler de çoğunlukta. Toplumumuz için önemli bir tehlike. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için topyekün mücadele etmek gerekiyor. Burada sadece ailelerin tek başına müdahale etmesi mümkün değil. Devletin bir kurumunun da tek başına mücadele etmesi çok zor. Yeşilay’ında tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Dolayısıyla koordineli birlikte bir çalışma gerekiyor. Ailelerle, bağımlılık mağduru kişilerle birlikte ve devletin ilgili kurumlarıyla topyekün multidisipliner bir çalışma gerçekleştirmek gerekiyor. Bu kapsamda Yeşilay’ımızın ilgili Bakanlıklarımız ve kurumlarımızla bugüne kadar önemli protokolleri oldu. Şimdi burada bir eksikliği gideriyoruz. Adalet Bakanlığı ile yapılan protokolde çok önemli çünkü uyuşturucu suçlarının bir yaptırıma tabii tutulması, cezalandırılması bu suçu önlemede ve bağımlılığı ortadan kaldırmada yeterli olmadığını hep beraber görüyoruz” ifadelerini kullandı.



“Geleceğimizin zehirlenmemesi lazım”


Son yıllarda uyuşturucu suçlarına yönelik cezaların arttırıldığını söyleyen Bakan Tunç,“30 yıla varan cezalar var. Hatta artırım sebebi ile beraber baktığımızda 2 yıldan başlayarak 40 yıla kadar ceza veriyoruz. Kullanana ayrı ceza, imal, ihraç edene, satana farklı farklı cezalar veriliyor. Okul çevresinde çocuklara yönelik bir satış söz konusu olduğunda cezalar daha da yüksek. Ceza Kanunu’nda düzenleyerek hayata geçirmiştik. İnfaz sisteminde de diğer suçlarda şartlı salıverme 1 bölü 2’dir. Uyuşturucu suçlarında özellikle bu konuda hassasiyet nedeniyle 4’te 3’tü. Hem infazda hem de ceza mevzuatımızda bu derece ağır yaptırımlar olmasına rağmen hem dünyada hem ülkemizde uyuşturucu suçları giderek artmaya toplumu, insan sağlığını ve geleceğimizi tehdit etmeye devam ediyor. Dolayısıyla geleceğimizin zehirlenmemesi lazım. Gençliğimizin kaybolmaması lazım. Bu anlamda topyekün bir mücadele içerisinde olmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızda bu konuda çok hassas. Yeşilay’ımıza özellikle bu konuda verdiği destekler ortada. Yine kurumlarımıza hemen hemen birçok kabine toplantımızda bu konu gündeme geliyor. Çocuklarımızı, gençlerimizi özellikle bu tür zararlı alışkanlıklarımızdan korumak için yapacağımız çalışmaları sürekli değerlendiriyoruz. Adalet Bakanlığı olarak tabii ki bizim görev alanımıza düşen kısmı, uyuşturucu kullanan ya da bunun ticaretini yapan kişiler tespit edildiğinde, ihbar edildiğinde bunun soruşturmasını yapmak. Soruşturmayı etkin bir şekilde gerçekleştirdikten sonra yargılama sürecinde hak ettiği bir ceza varsa bunu ceza infaz sistemi içerisinde cezasını çekmesine yönelik bir sürecin başlaması. Bu ceza çekme sürecinin tedaviye yönelik, rehabilitasyona yönelik olmadığı müddetçe suçları önlemek, cezası bittikten sonra topluma karıştığında yeniden aynı suçu işliyorsa o ıslah amacının gerçekleşmemiş olduğunu görüyoruz. Hem denetimli serbestlik süresi içinde cezaevine girmeden önce o hükümlü ile ilgili yapılabilecekler var. Onların tedavisine ve bir daha o suçu işlememesi, kullanıcı olmamasına yönelik alınacak tedbirler var. Cezaevine girdikten sonra da cezaevi süresi içinde onu uyuşturucudan uzaklaştıracak tedbirleri almak önemli. Bu konuda da özellikle denetimli serbestlik kapsamında olan kişilerle ilgili olarak Yeşilay ile işbirliğimiz var. Onlardan büyük destek görüyoruz. Özellikle ilk kez uyuşturucu kullanan ama ikinci kez kullanırsa hapse girecek kişilerde dolayısıyla onların hapsa girmemesine önlemeye yönelik, onları uyuşturucudan uzaklaştırmaya yönelik çalışmalarımız var. Bunu devletimizin ilgili müdürlükleri ile Aile, Gençlik Spor ve Sağlık Bakanlığımızla yaptığımız çalışmalar, diğer yandan Yeşilay’ında destekleriyle özellikle denetimli serbestlik kapsamındaki hükümlülerin bir daha o suçu işlememesi ile ilgili tedbirlerimizi devam ettiriyoruz” şeklinde konuştu.



“Uyuşturucudan ülkemizi kurtarmanın gayreti içerisindeyiz”


Uyuşturucu suçunun engellenmesi için gerçekleştirilecek çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Tunç, “Cezaevine girildiği andan itibaren onların tedavisine, iyileştirilmesine yönelik çalışmalar Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu’nun strateji belgelerine hedef olarak konulmuştu. O da buna yönelik cezaevlerinin oluşturulmasıydı. Bu konuda pilot uygulamaya Adana’da başladık. 98 hükümlü şuanda Adana’da. Sadece uyuşturucu suçlularının barındırıldığı cezaevi olarak faaliyetine başladı. Uzmanlar eşliğinde onların tedavilerine yönelik çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde de aynı çalışmayı yapıyoruz. Onların orada tedavileri yapılmaya devam ediliyor. 3’üncü cezaevini de Bolu’da planlıyoruz. Bunlar pilot uygularımız. Bunları bütün ülke geneline önümüzdeki 5 yıllık bir plan dahilinde 106 cezaevini planladık. 106 cezaevinde peyderpey hızlı bir şekilde, cezaevlerimizin bir kısmını sadece uyuşturucu suçlularını yerleştireceğiz. Burada uzmanlar eşliğinde gerek Sağlık Bakanlığımızdan gerek Aile Bakanlığımızdan ve en önemlisi Sivil Toplum Kuruluşu, kamuya yararlı dernek statüsünde Yeşilay’ımızın uzmanlarından yararlanarak bu cezaevimizde uyuşturucu suçlularının rehabilitasyonuna yönelik çalışmaları sürdüreceğiz. Bu konuya önem veriyoruz. Özellikle çocuklarımız, gençlerimizi, geleceğimizi tehdit eden, geleceğimizi karartan, zehirleyen bu illetten ülkemizi kurtarmanın gayreti içerisindeyiz. Bu kapsamda bugün Yeşilay’dayız. Hem bir iade-i ziyaret olmuş oldu hem de sadece ziyaret değil icraata dönüştüren bir noktaya da taşıyalım dedik. Bir protokol yapalım, birlikte yapacaklarımızı kararlaştıralım ve sadece o protokolle kalmayacak şekilde çalışmalarımızı gerçekleştirelim dedik” diye konuştu.



Bakan Tunç: "Uyuşturucu suçlularının rehabilitasyonu için 106 cezaevi planladık"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Büyükşehir’den 5 binden fazla aileye eğitim desteği Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi; Kayseri’de ikamet eden ve üniversite okuyan öğrencisi bulunan ihtiyaç sahibi ailelere yönelik sosyal yardımları kapsamında 2022-2023, 2023-2024 ve 2024-2025 eğitim öğretim yıllarını kapsayan 3 yıllık dönemde 5 bin 396 aileye toplamda 25 milyon 972 bin TL nakdi destek sağladı. Gönül belediyeciliği ve sosyal belediyecilik alanındaki hizmetleri ile takdir toplayan Kayseri Büyükşehir Belediyesi; devlet üniversiteleri ve vakıf üniversitelerinde tam burslu olarak öğrenim gören üniversite öğrencisi bulanan kent sınırları içerisinde ikamet eden ihtiyaç sahibi ve dar gelirli ailelere yönelik desteklerini sürdürüyor. Bu kapsamda, Üniversitede Öğrencisi Okuyan Aile Destek Yardımı projenin 3’üncü yılında destek ödemelerini gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda her aileye 5 bin TL olmak üzere bin 383 aileye toplam 6 milyon 915 bin TL destek sağladı. Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatları doğrultusunda eğitim hedeflerine katkı, sosyal eşitlik, aile ekonomisinin desteklenmesi ve eğitimin sürekliliği gibi amaçlarla ilk olarak 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı’nda projeyi hayata geçirdi. Büyükşehir, 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı’nda her aileye 4 bin TL olmak üzere 2 bin 8 aileye toplam 8 milyon 32 bin TL sosyal yardımda bulundu. Öğrencilere burs verilmesi amacıyla değil, tamamen ailelerin ekonomik yükünü hafifletmek için ihtiyaç sahibi ailelere yönelik önemli bir sosyal yardıma imza atan Büyükşehir Belediyesi, 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda ise her aileye 5 bin TL olmak üzere 2 bin 5 aileye toplam 10 milyon 25 bin TL maddi destek sağladı. 3 yılda 25 milyon 972 bin TL’lik sosyal destek Büyükşehir Belediyesi’nin Üniversitede Öğrencisi Okuyan Aile Destek Yardımı kapsamındaki toplam ödeme miktarı 2022-2023, 2023-2024 ve 2024-2025 eğitim yıllarını kapsayarak 25 milyon 972 bin TL’ye oldu. Üniversitede Öğrencisi Okuyan Aile Destek Yardımı ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi, üniversite öğrencilerinin eğitim süreçlerini kolaylaştırırken, toplumun her kesiminden öğrencilerin eğitim hayatlarına eşit şekilde katkı sağlamaya gayret gösteriyor.
İstanbul Rekabet Kurulu’ndan Google’a 2.6 milyar lira ceza Rekabet Kurulu, Google’a 2.607.563.963,59 TL idari para cezası verilmesine karar verdi. Rekabet Kurulu’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer verildi: "Rekabet Kurulunun (Kurul), 18.05.2023 tarihli ve 23-23/432-M sayılı kararı uyarınca, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.ten oluşan ekonomik bütünlük (Google) tarafından çevrim içi görüntülü reklamcılık ve çevrim içi reklam teknolojisi hizmetlerinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespitine yönelik Google hakkında başlattığı soruşturma sonuçlanmıştır. Soruşturma kapsamında ilk olarak Google’ın, sahip olduğu çevrim içi video paylaşımı platformu “YouTube” envanterinin sadece kendi talep tarafı platformları (demand side platforms-DSP) aracılığıyla satın alınmasına yönelik kısıtlama getirdiği ve YouTube reklamlarının bağımsız hizmet sağlayıcıları aracılığıyla doğrulanmasını ve ölçümlenmesini engellediği iddiaları incelenmiştir. Bu iddia bakımından Google, Kurula rekabetçi endişeleri ortadan kaldırmak amacıyla taahhüt sunmuştur. Sunulan taahhüt, Nitelikli YouTube DSP’leri olarak tanımlanan üçüncü taraf DSP’lerin YouTube envanterine erişimini garanti etmektedir. Bu taahhüt Kurulun 03.05.2024 tarihli ve 24-21/486-207 sayılı kararı ile kabul edilerek anılan iddialar bakımından soruşturma süreci sonlandırılmıştır. Ayrıca, Google’ın dikey bütünleşik bir yapıda faaliyet gösterdiği çevrim içi reklam teknolojisi hizmetleri tedarik zincirinde çeşitli davranışlarla kendi ürün/hizmetlerini kayırdığı, bu çerçevede; GOOGLE’ın kendi DSP’lerinden gelen envanter satın alma talebini kendi arz tarafı platformlarına (supply side platforms-SSP) yönlendirdiği ve yayıncı reklam sunucusu aracılığıyla kendi SSP hizmetini (AdX) kayırdığı iddiaları da soruşturma kapsamında incelenmiştir. Bu doğrultuda, GOOGLE’ın DSP ve yayıncı reklam sunucusu pazarlarındaki söz konusu faaliyetlerinin SSP hizmetleri pazarındaki rekabet üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Soruşturma sürecinin tamamlanmasının ardından, dosyanın 12.12.2024 tarihli Kurul toplantısında müzakeresi sonucunda; Hakkında soruşturma yürütülen Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.ten oluşan ekonomik bütünlüğün talep tarafı platform (DSP) hizmetleri pazarında hakim durumda olduğuna, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.in talep tarafı platform (DSP) hizmetleri pazarında hakimiyetine dayanarak kendi DSP’lerinden gelen envanter satın alma taleplerini kendi arz tarafı platform (SSP) hizmetine ilettiği iddiası bakımından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesi kapsamında ihlal tespit edilemediğine, dolayısıyla söz konusu ihlal türü açısından idari para cezası verilmesine gerek olmadığına, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.ten oluşan ekonomik bütünlüğün yayıncı reklam sunucusu hizmetleri pazarında hâkim durumda olduğuna, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.ten oluşan ekonomik bütünlüğün yayıncı reklam sunucusu hizmetleri pazarındaki hakimiyetine dayanarak kendi arz tarafı platform (SSP) hizmetine haksız avantaj sağladığına, söz konusu kendini kayırma eyleminin rakiplerin faaliyetlerini zorlaştırıcı nitelikte olduğuna ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiğine, Bu nedenle, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ile Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi ve 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 2023 yılı gayrisafi geliri üzerinden takdiren % ... oranında olmak üzere Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc. Inc.ten oluşan ekonomik bütünlüğe 2.607.563.963,59-TL idari para cezası verilmesine, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 9. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2. maddede belirtilen ihlali sonlandırmak ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesini temin etmek için Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.in, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6 (altı) ay içerisinde üçüncü taraf arz tarafı platformlarına (üçüncü taraf SSP’lere) kendi hizmetine uygulanan koşullardan daha az elverişli olmayacak koşulları sağlamasına, Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.e, 4. maddede belirtilen yükümlülüklerin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6 (altı) ay içerisinde eksiksiz yerine getirmemesi durumunda, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca günlük idari para cezası uygulanmasına gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere 24-53/1180-509 sayı ile karar verilmiştir."
Zonguldak BEUN’da 8. Ulaştırma ve Lojistik Ulusal Kongresi başladı Dijitalleşme ve sürdürülebilir uygulamalar alanındaki gelişmelerin ele alınacağı 8. Ulaştırma ve Lojistik Ulusal Kongresi, Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde başladı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Denizcilik Fakültesi ev sahipliğinde İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi ortaklığı ile Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongre, açılış konuşmaları ile başladı. BEUN Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Çelikoğlu, ulaştırma ve lojistiğin yalnızca bir mal ve hizmet taşımacılığı süreci değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomik büyümesinin, ticaretin ve yaşam kalitesinin en temel unsurları arasında olduğuna dikkat çekti. Hızla değişen küresel dinamikler, dijitalleşme ve yeşil lojistik gibi gelişmelerin ulaştırma ve lojistik sektörünün değişim ve dönüşümünü beraberinde getirdiğine vurgu yapan Çelikoğlu, sektörün gelişmelere hızla adapte olmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunun altını çizdi. Dijitalleşme ve sürdürülebilir uygulamalar alanındaki gelişmelerin ele alınacağı 8. Ulaştırma ve Lojistik Kongresi’nin paydaşları buluşturan ve bilgi paylaşımına fırsat sunan bilimsel bir etkinlik olacağını belirten Çelikoğlu, "İki gün sürecek kongrede sektör panelinin yanında 3’ü yüz yüze, 3’ü hibrit ve 49’u çevrimiçi olmak üzere 55 bildiri sunulacaktır" ifadelerine yer verdi. İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Adak da, "Bu kongre sadece sektörün sorunlarını ve çözüm yollarını tartışmak için bir fırsat değil aynı zamanda geleceğe dair vizyonumuzu netleştirmek, yenilikçi fikirleri paylaşmak ve ortak bir sinerji için çok önemli bir platform. Son yıllarda ulaştırma ve lojistik sektörü, dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi iki büyük büyük dönüşüm dalgası ile karşı karşıyadır. Dijitalleşme, sektöre hız ve derinlik kazandırırken aynı zamanda süreçleri yeniden tanımlamamıza neden olmaktadır. Yapay zeka teknolojileri ve otonom araçlar teknolojik operasyonların daha öngörülebilir ve esnek hale gelmesin neden olmaktadır. Bu yenilikler, tedarik zincirindeki riskleri minimize ederken müşteri memnuniyetini de artırmaktadır. Öte yandan sürdürülebilirlik, sektörün öncelikli bir sorumluluğu haline gelmektedir. Karbon emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve daha çevreci ulaşım modlarına geçiş artık yalnızca bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir" diye konuştu. Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde hayata geçen Filyos Limanı’nın önemine vurgu yapan Adak, "Ülkemiz, coğrafi konumu itibarıyla büyük bir lojistik potansiyele sahiptir. Doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birbirine bağlayan bu stratejik konum Türkiye’yi global lojistik ağlarının merkezinde bir aktör haline getirmektedir. Filyos’ta bu büyük projenin Zonguldak vilayetine ve memleketimizi güçlü bir geleceğe taşımaya aracı olacağına inanıyorum. Özellikle coğrafi ve tarihi öneminin yanında kapladığı alan, hedefleri ve liman derinliği konusunda ülkemizin çok önemli ihtiyaçlarını gidereceği beklenilmektedir. Karadeniz ticaret hacmini artırmayı, ihracat maliyetlerini düşürmeyi, bölgeye istihdam imkanlarını sağlamayı bu proje kendine hedef bilmektedir. Bu limanı aynı zamanda Türkiye’nin Karadeniz’deki enerji kaynaklarına erişimini de destekleyecek önemli bir üst olarak görmekteyiz" şeklinde konuştu. BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu da, "En önemli gelişmeleri, yenilikleri ve zorlukların konuşulacağı, alanındaki uzmanlar, akademisyenler, sektör profesyonelleri ve karar vericilerin bir araya geldiği programda herkesi burada görmekten mutluluk duyuyoruz. Ulaştırma ve lojistik sektörü küresel ekonominin bel kemiğini oluşturan, toplumların kalkınmasını sağlayan ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen kritik alanlardan biridir" dedi. Kongre, "Ulaşım koridorları ve lojistik", "Deniz ulaştırması ve Karadeniz güvenliği" ile "Sürdürülebilir uygulamalar ve gemi kiralama süreçlerine etki" konu başlıkları ile devam etti.