EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 15:49

2’nci el araç satışında ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ başladı

A
A
A

Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği işbirliğiyle ikinci el taşıt ticaretini daha güvenli hale getirmek amacıyla devreye alınan ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ bugün itibariyle başladı.

Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği işbirliğiyle uygulamaya alınan ‘Güvenli Ödeme Sistemi’ ile nakit taşıma, sahte para ve satış bedelinin ödenmemesi gibi risklerin ortadan kaldırılması hedefleniyor. Uygulamada, önce satıcı güvenli ödeme sürecini başlatacak, sonra alıcı notere gitmeden önce referans numarası ile parayı aracı kuruluşa yatıracak. Yeni ruhsatın çıkması yani satışın onaylanmasının ardından güvenli hesapta bekleyen para anında satıcının hesabına geçecek.

“Basit bir uygulama, vatandaşta zamanla bu duruma alışacaktır”

Bugün itibariyle noterlerde ‘Güvenli Alışveriş Sistemi’ tamamen geçtiğini vurgulayan Bakırköy 24’üncü Noterliği Başkatibi Ahmet Onat, “Bu sistem tamamen dolandırıcılığı ortadan kaldıracak. Satıcı ve alıcı, notere gelmeden önce telefonlarına takas bank uygulamasını indirerek satacak olduğu aracın bilgilerine sisteme kaydettiriyor. Sonrasında ise alıcıya mesaj gidiyor. Alıcıda takas banka ya da kendi kayıt oldukları banka üzerinde parayı sisteme gönderiyor. Notere geldikten sonra bizlerde bu işlemin güvenli bir şekilde olduğunu görebiliyoruz. Satış sözleşmesi hazırlanıp noterde imzalandıktan sonra ruhsat çıktıktan sonra 1 veya 3 dakika içerisinde para satıcının hesabına geçmiş oluyor. Çok basit bir uygulama, vatandaşta zamanla bu duruma alışacaktır” şeklinde konuştu.

“Gönül rahatlığıyla satışımı gerçekleştirdim”

Yeni sistemin çok kolay olduğunu ifade eden aracını satan Yasin Yazıcı, “Bu sistemle tamamen dolandırıcılık ortadan kalkacaktır. Bizler bu durumdan memnunuz. Gönül rahatlığıyla satışımı gerçekleştirdim” diye konuştu.

“Sistem hem pratik hem de kolay”

Araç satın alan Ali Tanrıverdi, “Çok güvenli bir sistem olmuş. Araç satışı alışı yaparken soru işareti kalmıyor. Sistem hem pratik hem de kolay” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Bakan Şimşek: "Cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kırıkkale Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" kapsamında "Kırıkkale İçin Özümüzden Geleceğe" programında iş insanlarıyla buluştu. Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalarda bulunan Şimşek, enflasyonun 2026 sonunda tek haneye düşmesini hedeflediklerini belirterek, bütçe açığı ve cari açıkta da büyük düşüşler kaydettiklerini vurguladı. “Bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor” Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın nihai hedefinin sürdürülebilir büyüme ve adil gelir dağılımı olduğunu ifade ederek, "Fiyat istikrarını sağlamalıyız. Orta vadeli programımızın nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı. Kalıcı refah istiyoruz ve daha kapsayıcı büyüme, daha kapsayıcı refah artışı. Şimdi bunun da makroekonomik altyapısını oluşturuyoruz. Orta vadeli programın nihai hedefi bu ama oraya giderken fiyat istikrarını sağlamalıyız. Fiyat istikrar derken neyi kastediyoruz? Enflasyonun kalıcı bir şekilde tek haneye düşürülmesi. Neden, çünkü enflasyon tek haneye düştüğünde ülkede büyüme hızı artıyor. Bakın size basit bir örnek vereyim. 1990’lı yıllara gidip 10’arlı yıllar şeklinde son 30 yıla bakalım. 90’lı yıllarda büyüme ortalama yüzde 3.1, enflasyon ortalama yüzde 72. 2000’li yılların başındaki on yıla gelin. Enflasyon ortalama yüzde 9.3, büyüme yüzde 5.7. Büyüme neredeyse ikiye katlanmış. Enflasyon yüzde 72’den yüzde 9 olmuş. Son 10 yılda ise enflasyon ortalama yüzde 25’e çıkmış, büyüme yüzde 5.1’e düşmüş. Dolayısıyla kalıcı refah artışı için, sizlerin görmeniz için, yatırımlarda, verimlilikte, inovasyonda atılım için bizim fiyat istikrarını sağlamamız lazım, enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmemiz lazım. Bu programın nihai amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ama buraya giden yolda en öncelikli hedefimiz enflasyonun tek haneye düşmesi. Bunu da yapmak için mali disiplini, yani bütçe disiplini sağlamalıyız. Çünkü bu kazanımları kalıcı hale getirmek için kamuda disiplin gerekiyor. Biz eğer mali alanda disiplin oluşturabilirsek o zaman yapısal dönüşüme kaynak vermiş oluruz. Örneğin, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, daha rekabetçi bir altyapı. Bunların hepsi kaynak gerektiriyor. İşte bütçede disiplini sağlayarak reformlar için mali alan oluşturmalıyız.” dedi. “Enflasyonda yılı büyük ihtimalle yüzde 40-42 civarında kapatacağız” “Türkiye’de kur kaynaklı sorunların büyük bir kısmı dış açıklıktan kaynaklanıyor" diyen Şimşek, “Türkiye, dünya ile ticarette mal ve hizmet ticaretinde büyük açıklar verince genelde sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Onun için cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmeliyiz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşüm demek yüksek rekabet gücü demek, verimlilik artışı demek. Dolayısıyla verimlilik artışı da rekabet gücü üzerinden Türkiye’de yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerinden büyümek demek. Dolayısıyla bütün bunlarla biz Türkiye’nin büyüme potansiyelini artırdık. Bizim yol haritamıza baktığımız zaman Mayıs ayına kadar dezenflasyonda bir geçiş dönemindeydik. Çünkü para politikasının etkili olabilmesi için zamana ihtiyacımız vardı. Şimdi dezenflasyon dönemine girdik. Dezenflasyon, enflasyonun düşüşü demek. Enflasyonda kalıcı ve hızlı bir düşüş dönemindeyiz. Yıllık enflasyon Mayıs ayında yüzde 75 ile zirveye çıktı. Ağustos ayında 52’ye kadar düştü. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Büyük ihtimalle yılı yüzde 40-42 civarında kapatacağız. Gelecek sene de hedefimiz yüzde 20’nin altı, yüzde 17,5. 2026 yılının sonunda da tekrar enflasyonu tek haneye indireceğiz. Diyeceksiniz ki ‘üç yıl çok uzun bir süre.’ Aslında dünya deneyimi bundan farklı değil. Geçen sene bir çalışma yayınlandı. 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesindeki seviyesine düşürülmesi, 3.4 yıl alıyor. Biz bu programı geçen sene açıkladık. Üzerinden 1 yıl geçti" diye konuştu. “Bu sene cari açıkta hedefimizden daha iyi bir noktadayız” Cari açıkla ilgili Bakan Şimşek, "Geçen sene deprem sebebiyle bütçe açığımız yükseldi. Bu sene de depremin etkisi çok hissediliyor, bu sene de yüksek. Ama önümüzdeki seneden itibaren Maastricht kriterinin, yani yüzde 3 kriterinin altına yaklaşacağız. Böylece de disiplini tam olarak tesis etmiş olacağız. Son 20 yıla bakarsanız cari açığın milli gelire oranı yüzde 4 civarında. Bu sene yüzde 1.7’ye düşürmüş olacağız. Aslında çevremizdeki savaşlar olmasa, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ile ticaretimiz etkilenmeseydi, çok büyük ihtimalle cari açık yüzde 1 civarında olacaktı. Dolayısıyla cari açığı kalıcı olarak yüzde 2’nin altına çekmek istiyoruz. Çünkü bu civardaki cari açığı çok rahat yönetebiliriz. Bu cari açıkla dış borcun milli gelire oranı düşerken bir taraftan da rezerv biriktirebiliyoruz. Dolayısıyla bu sene de hedefimizden daha iyi bir noktadayız. Bu program çalışıyor. Bazılarına göre program yok ama olmayan bir program nasıl sonuç üretiyor, onu anlatayım. Aslında bir program var. Türkiye’nin cari açığı geçen yıl Mayıs ayında yıllık 57 milyar dolara çıkmıştı. Şu anda 20 milyar doların altında. Bir program olmadan cari açık bu kadar düşer mi? Merkez Bankası’nın rezervleri geçen sene Mayıs ayında 98,5 milyar dolar, şu anda 156 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Net rezervlerdeki artış daha dramatik. Swap hariç Merkez Bankası’nın net rezervleri tam 90 milyar dolardan fazla arttı. 90 milyar dolar fazla mı diye sorabilirsiniz. Bizim 2002-2013 yılındaki net rezervlerimiz 38 milyar artmış, bu program sayesinde son bir yılda 90 milyar dolar artmış. Dolayısıyla rezerv konusunu bir endişe olmaktan çıkardık, cari açığı bir endişe olmaktan çıkardık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğinde birin üzerine çıktık, yani rezerv yeterliliğini sağladık.” şeklinde konuştu. “Bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük, bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı” Bütçe açığında önemli bir düşüş sağladıklarını kaydeden Bakan Şimşek, depremin etkisine dikkat çekerek, “Kur korumalı mevduat, geçen sene Ağustos ayında zirveyi buldu. Neredeyse 144 milyar dolar seviyesine çıkmıştı. Kur korumalı mevduattan çıkışı biz önceliklendirdik. Kur korumalı mevduatta 98 milyar dolarlık bir düşüş var. Bu bir koşullu yükümlülük. Koşullu yükümlülük demek, kurda önemli bir değer kaybı olsaydı, onun faiz farkını Merkez Bankası ödeyecekti. Dolayısıyla bunu azaltarak Türkiye’nin risklerini azalttık. Türk lirasına güven arttı. Geçen sene Ağustos ayında Türk lirasının toplam mevduattaki payı yüzde 32’nin altına düşmüştü. Şu anda yüzde 53’ün üzerine çıkmış durumda. Dolayısıyla Türk lirasına güven artıyor. Bütçe dengesinde 20 yıla baktığımızda, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2.4, ama geçen sene de büyük bir deprem oldu. Yine EYT benzeri uygulamalar yapıldı. Geçen sene Mayıs ayında piyasa, ‘tedbir alınmazsa bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 9.8’e çıkacak’ diyordu. Biz tedbir aldık, bunun sayesinde bütçe açığını yüzde 5.2’ye düşürdük. Bunun da 3’te 2’si deprem kaynaklı. Ama deprem bir kerelik. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde deprem ile ilgili harcamalar yerini dayanıklı şehirler inşa etmek için harcayacağımız kaynaklara bırakacak.” ifadelerini kullandı.
Sivas Sivaslı Şehit Polis Şeyda Yılmaz‘ın ismi stadyumda yaşatılacak Sivasspor Kulübü, Sivas 4 Eylül Stadı’nda bulunan bayan tribününün ismini, “Şehit Polis Şeyda Yılmaz Bayan Tribünü” olarak değiştirildiğini duyurdu. Sivasspor Kulübü, Sivaslı Şehit Polis Şeyda Yılmaz’ın adının stadyumda yaşatılacağını açıkladı. Konu ile ilgili kulüpten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “İstanbul Ümraniye’de görevi başında iken çıkan çatışmada şehit düşen polis memuru hemşehrimiz Şeyda Yılmaz, canını feda ederek ülkemizin güvenliği ve huzuru için mücadele eden binlerce kahraman polisimizden biriydi. Sivasspor Kulübü olarak, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak adına canlarını veren şehitlerimizi asla unutmuyoruz. Bu doğrultuda, BG Grup 4 Eylül Stadı’nda bulunan bayan tribünümüzün ismini, “Şehit PolisŞeyda Yılmaz Bayan Tribünü” olarak değiştirme kararı aldık. Bu karar, milletimizin ve kulübümüzün, şehitlerimize duyduğu minnetin ve onlara olan sonsuz saygımızın bir nişanesi olarak tarihe geçecektir. Sivas’ımızın ilk bayan şehidinin isminin tribünümüzde yaşatılacak olması, hem kulübümüz, hem taraftarlarımız, hem şehrimiz hem de ülkemiz için büyük bir onurdur. Şeyda Yılmaz’ın kahramanlığı, yüreğimizde her zaman var olacak, hatırası bu tribünde binlerce taraftarımızla birlikte yaşatılacaktır. Sivasspor ailesi olarak, başta Şeyda Yılmaz’ın ailesi ve yakınları olmak üzere, tüm emniyet teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı, Şeyda Yılmaz’a Allah’tan rahmet diliyorum. Şehit Polis Şeyda Yılmaz’ın anısını, tribünümüzde gururla ve şükranla yaşatacağız.”
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, SMA hastası ikizleri makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, SMA Tip 2 hastası olan Aysima ile Nursima Öner kardeşlere yardım elini uzattı. Sosyolog yazar Başkan Özer, satışa sunacağı kitaplarının gelirini ikiz kardeşlere bağışladığını açıkladı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, 8 yaşındaki Aysima ve Nursima’yı makamında ağırladı. Minik kardeşler, Başkan Özer’e “Başkan amca, biz de oyunlar oynamak istiyoruz, bize destek olun” diyerek yardım istedi. Kardeşlerin talebi üzerine Başkan Özer, kitap satışlarından elde edeceği gelirin tamamını SMA hastası ikizlere bağışlayacağını belirtti. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, toplumun ihtiyaç sahiplerine her zaman destek olması gerektiğini belirtti. Özer, “Bizim kültürümüzde, ’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ anlayışı vardır. Eğer bir aile maddi zorluk içindeyse, çocuklarının eğitim veya sağlık konusunda desteğe ihtiyacı varsa, toplum olarak elimizi uzatmalıyız. Bu yüzden herkese çağrıda bulunuyorum: Aysima ve Nursima’nın okula gitmesi, oyunlar oynayabilmesi için desteklerinizi bekliyoruz. Anneleri yok, çocuklarımızla halaları ilgileniyor. Bu iki güzel çocuğun daha iyi bir gelecek için hepimizin yardımına ihtiyacı var. Toplum olmanın gereği, birbirimize el uzatmaktır” diye konuştu. “Başkanımızın desteğiyle başaracağız” İkiz kardeşlerin bakımını üstlenen hala Nurten Öner de Başkan Özer’e yardımı ve çağrısı için minnettar olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Ben Aysima ve Nursima’nın halasıyım. Kızlarımız 8 yaşında ve SMA Tip 2 hastası. Türkiye’de ve dünyada bu hastalığa sahip ilk ikizler. Kampanyamızın yüzde 70’ini tamamladık ancak geriye kalan yüzde 30 için sadece 3 ayımız kaldı. Eğer kızlarımız 21 kiloya ulaşırsa, bu ilacı alma şansımız kalmayacak. Şu an Aysima 19, Nursima ise 17 kilo. İkizlerim okula gitmek, yürümek ve parklarda oynamak istiyorlar. Belediye Başkanımız çok ilgiliydi ve elinden gelen her yardımı yapacağını söyledi. Başkanımızın desteğiyle bu süreci başarıyla tamamlayacağımıza inanıyorum. Kendisine çok teşekkür ederiz"
Bilecik Bakan Işıkhan: "Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, ’İşgücü Uyum Programı’ hakkında bilgi vererek, "Ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırmada sıkıntı yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, kendilerini çalışma hayatına katmayı hedefleyen, niteliği itibariyle tarihimizde ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Böylece, üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bozüyük Ticaret Odası’nda ’İş İnsanlarıyla Buluşma’ programı kapsamında ilçedeki iş insanları ile bir araya geldi. Bakan Işıkhan, iş insanlarına seslenerek, "Sizleri daha çok dinleyebilmek, şehrimizin ihtiyaçlarını yerinde tespit edebilmek için bu buluşmaları çok önemli buluyorum. Özellikle sahadan gelen geri dönüşleri ilk ağızdan duymak, sorunların çözümü noktasında önemli bir işleve sahip. Bizler her zaman sizlerin yanında olduk. Siz yeter ki çalışın, üretin ve istihdam sağlayın. Bugüne kadar, şartlar müsaade ettiği ölçüde vermiş olduğumuz her sözü tuttuk. Elimizdeki bütün imkânları yatırımcımız, işverenimiz, çalışanımız için seferber ettik. Etmeye de devam ediyoruz. İnşallah bugün hem sizlerle Bilecik’in çalışma hayatına katkıda bulunacak güncel istişarelerimizi gerçekleştireceğiz, hem de hemşerilerimizle hasbihal edeceğiz" dedi. "Hedefimiz tam bağımsız bir kalkınma sürecini, yerli ve milli unsurlar temelinde gerçekleştirebilmek" Bakan Işıkhan, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği ’Türkiye Yüzyılı’ hedefimiz doğrultusunda; el birliğiyle, her alanda yoğun bir çalışma dönemini icra ettiklerini anlatarak, "Bilhassa ekonomik kalkınmamız için gerek çalışma hayatında gerekse ekonomimizi ilgilendiren diğer alanlarda dört koldan çalışıyoruz. Hedefimiz tam bağımsız bir kalkınma sürecini, yerli ve milli unsurlar temelinde gerçekleştirebilmek. Bunu gerçekleştirebilmenin en önemli yollarından birinin ise sağlıklı işleyen bir çalışma hayatı ve sosyal güvenlik sisteminden geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu noktada sizleri rahatlatmak, işverenlerimizin karşılaştığı zorlukları azaltmak ve bürokratik yükü hafifletmeye yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bildiğiniz üzere İŞKUR vasıtasıyla işverenlerimizi ve işçilerimizi bir araya getiriyor, işverenlerimizin aradığı elemanı bulmasına yardımcı oluyoruz. Diğer yandan, teşviklerimiz ve desteklerimizle, işletmelerinizin büyümesine ve istihdamın artmasına katkıda bulunuyoruz. Önümüzdeki dönem; yine işverenlerimizi istihdam artışı noktasında desteklemeye devam edeceğimiz bir dönem olacak" ifadelerine yer verdi. "İşsizlik oranımız da son 15 aydır tekli hanelerde" Bakan Işıkhan, savaşların ve çatışmaların yoğun olduğu bir coğrafyada olduklarını anlatarak, "Üstelik yüzyılın felaketi diye adlandırdığımız Kahramanmaraş depremlerine rağmen; geçtiğimiz yıl yüzde 5,1 büyümeyi başardık. Bununla birlikte istihdam oluşturan büyüme için gerekli tüm adımları atmaya devam ediyoruz. İstihdamda biliyorsunuz, rekor üstüne rekor kırıyoruz. Çalışma hayatını güçlendirmeye yönelik attığımız adımlar neticesinde istihdam sayımız son verilere göre; 32 milyon 712 bin kişi ile tarihi zirvesini yenilemiş bulunuyor. İşsizlik oranımız da son 15 aydır tekli hanelerde. Biliyorsunuz Orta Vadeli Planda 2024 yılsonu işsizlik oranı hedefimiz yüzde 9,3 ve bu hedefimizi yakalamak için tüm imkânlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz" dedi. "2007 ila 2023 yılları arasında kadın işgücüne katılım oranını tam 12,7 puan artırarak OECD ülkeleri arasında birinci olduk" Işıkhan, 2007 ila 2023 yılları arasında kadın işgücüne katılım oranını; tam 12,7 puan artırarak OECD ülkeleri arasında birinci olduklarını söyledi. Işıkhan, "Aynı dönemde kadınların istihdam oranını da 10,3 puan artırdık ve bu alanda da dördüncü durumdayız. Ayrıca biliyorsunuz yılbaşında Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin katılımıyla ’İş-Pozitif’ adlı yeni projemizin duyurusunu yapmıştık. İş Pozitif, özellikle kayıtlı kadın istihdamı konusundaki sorunların çözümüne katkı sağlayacak, iş arayanın da işverenin de bağlantısını büyük ölçüde kolaylaştıracak bir işbirliği platformudur. On ikinci Kalkınma Planında 2028 yılında yüzde 40,1 olarak hedeflediğimiz kadın işgücüne katılma oranına ulaşmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağız. Bunun dışında şu an iş kanunumuzu güçlendirme, revize etme sürecindeyiz. Mevzuatı daha da güçlendirip, çalışma barışına, sosyal diyalog, istihdam ve işgücü piyasası gidişatına olumlu yönde katkı sağlayarak Türkiye’nin çalışma hayatını yüzyıllık vizyonumuza yakışır hale getireceğiz" ifadelerine yer verdi. "Sağlık hizmetlerinde, sosyal güvenlikte, ihracatta, savunma sanayinde, dünya ölçeğinde örnek alınan ülke konumundayız" Bakan Işıkhan açıklamasının devamında, "Bakınız bugün özellikle sağlık hizmetlerinde, sosyal güvenlikte, ihracatta, savunma sanayinde, dünya ölçeğinde örnek alınan ülke konumundayız. Aynı şekilde istihdamda ve işgücünde orta vadeli plana uygun şekilde yükselen bir ivme içerisindeyiz. Zaman zaman dalgalanmalar olsa da gidişat olumlu yöndedir. Bu dalgalanma dönemleri yükseliş sürecinin doğal bir sonucudur. Değişimler, geçiş süreçleri kolay değildir ancak uzun vadede refahı vadeder. Amacımız, refahı kalıcı hale getirmek ve vatandaşlarımızın satın alma gücünü korumak ve geliştirmektir. Bu sebeple çok daha büyük bir azim ve şevkle çalışmalı, katma değer üretmeliyiz" dedi. "Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir" Bakan Işıkhan, üniversite öğrencilerine müjde vererek, "En son, model olarak ilk kez uygulamaya alınan ’İşgücü Uyum Programı’ adında yeni bir sistemi açıkladık. Özellikle ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırmada sıkıntı yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, kendilerini çalışma hayatına katmayı hedefleyen, niteliği itibariyle tarihimizde ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Böylece, üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir. Çalışma hayatını bu ve benzeri yeni uygulamalarla desteklemeye devam edeceğiz. İşçinin de, işverenin de, yatırımcının da kazandığı, herkesin hakkını aldığı adil bir sistem hepimizin ortak arzusudur" dedi. "Türkiye’nin de, Bilecik’in de nereden nereye geldiğini en iyi yatırımcımız, üreticimiz bilir" Bakan Işıkhan son olarak, "Türkiye bugün 5 yıllık değil, yüz yıllık kalkınma planları yapan bir ülke haline gelmiştir. Ülkemizin son çeyrek asrını en iyi sizler bilirsiniz. Türkiye’nin de, Bilecik’in de nereden nereye geldiğini en iyi yatırımcımız, üreticimiz bilir. Bilecik’in yeni yatırımlarla, yeni istihdam alanlarıyla ve yeni girişimlerle çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphem yoktur. Özellikle esnaflarımızın iş dünyamızın sanayicimizin bu mücadelelere sunduğu katkılar, ortaya koyduğu dayanışma bilinci asla göz ardı edilemez. Adım adım ilerlediğimiz bu stratejik hedeflerimizle; inşallah yatırım, üretim, istihdam ve ihracat vizyonuyla büyümemizi ve istihdamımızı artırmaya devam edeceğiz. İnşallah şehrimiz için, milletimiz için, daha güçlü bir Türkiye için hep birlikte çalışacağız" ifadelerine yer verdi.