GENEL - 28 Şubat 2012 Salı 17:35

TÜSİAD: "EĞİTİM KONUSUNDA GÖRÜŞ BİLDİRİMİ BİR `SALDIRI` OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİDİR"

A
A
A
TÜSİAD: "EĞİTİM KONUSUNDA GÖRÜŞ BİLDİRİMİ BİR `SALDIRI` OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİDİR"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı eleştirilere ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Eğitim gibi can alıcı bir konuda TBMM’ye sevk edilmiş bir kanun teklifine, bir sivil toplum örgütü olarak görüş bildirmek demokratik anlayışın gereğidir. Bu görüş bildirimi, katılımcı demokrasi bağlamında, bir ’saldırı’ olarak değerlendirilmemelidir" denildi.
Yapılan açıklamada, TÜSİAD’ın iş dünyasının temsil örgütü olarak eğitimin niteliğinin ve niceliğinin geliştirilmesine büyük önem verdiği belirtilerek, "Yetişkin nüfusunun ortalama eğitim düzeyi ortaokul terk olan bir ülkede, sadece kurumlar değil her bir ferdin en önemli meselesinin ’eğitim’ olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenledir ki, geçmişte eğitimin çeşitli veçheleriyle ilgili çalışmalarımızın üstüne 2012 çalışma programımızda eğitimin niteliği konusunu birinci gündem maddesi olarak kamuoyuna
duyurduk. Bu çerçevede, TBMM’ye sunulan kademeli eğitim sistemiyle ilgili kanun teklifi hakkındaki görüşlerimizi de kamuoyuna açıkladık ve ilgili TBMM komisyonuna ilettik. Sayın Başbakanın açıklamalarından, görüşümüzün bir kez daha açıklanması ihtiyacı doğmuştur" denildi.
"Günümüzde ve gelecekte beklenen hızlı teknolojik değişimler, toplumdaki herkesin bu değişime ayak uydurmak için öncelikle ’temel eğitimlerinin ve becerilerinin’ güçlü olmasını gerektiriyor" ifadelerine yer verilen açıklamada, şöyle denildi:
"TÜSİAD olarak, yaratıcılık, yenilikçilik, eleştirel düşünme, araştırma, analitik vb. becerilerin temel eğitim sırasında tüm çocuklarımıza güçlü şekilde kazandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle kanun teklifiyle mesleki yöneltme ve yönlendirmenin çok erken yaşlara çekilmesinin temel eğitimin yetersiz kalmasına ve bilinçsiz meslek seçimlerine yol açacağına işaret ettik. Temel eğitimi sağlam olmayan gençlerimizin, günümüzün ve geleceğin işgücü piyasasında giderek çeşitlenen ve detaylanan
mesleklere uyum sağlaması da mümkün olmayacaktır. Nitekim eğitim konusunda ihtisas sahibi birçok sivil toplum kuruluşunun raporları, birçok gelişmiş ülkede çocukların 16 yaşına gelene kadar temel eğitimin dışında bir öğretim programı ile karşılaşmadığını ve mesleki programlara yönlendirilmediğini, bu anlamda kesintisiz eğitim hizmeti sunulduğunu göstermektedir. Öğrencilerin farklı yetenekleri aynı program içinde seçmeli dersler ve ders dışı etkinliklerle geliştirilmektedir. Bu bağlamda 8 yıllık kesintisiz
temel eğitimin önemi açıktır."
TÜSİAD Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, kanun teklifi ile ilgili yapılan açıklamada din eğitimi konusuna değinilmediği, mesleki eğitime bütünsel bakışla konunun değerlendirildiği kaydedilerek, "Sayın Başbakan gündeme getirdiği için belirtmek isteriz ki, eğitim sisteminde hangi modelin uygulanacağı sadece din eğitimi bağlamında tartışıldığı takdirde sağlıklı bir sonuca ulaşamayız. TÜSİAD olarak diğer konularda yaptığımız eleştirilerin de kanun teklifinin olgunlaşmasına yardımcı olduğuna ve
olacağına inanıyoruz. Bu kapsamda, okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasını, zorunlu eğitimin süresinin hangi tarih itibariyle uzatılacağının belirsiz bırakılmayıp, bir takvim çerçevesinde belirlenmesini talep ediyoruz" görüşlerine yer verildi.
İlköğretimde okullaşma oranları artmasına rağmen kızların eğitiminin Türkiye için hala önemini koruyan bir mesele olduğu anlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"TÜSİAD olarak bu konuda gösterilen çabaları desteklediğimiz gibi eğitim alanındaki her tartışmada, kızların eğitime erişimi, devamı ve tamamlaması konusundaki hassasiyetimizi güçlü şekilde ifade etmeye de devam edeceğiz. Nitekim kanun teklifinde muğlak bir düzenleme olan açık öğretimin ikinci kademeden üçüncü kademeye kaydırılacağı yönündeki açıklamalar, aslında TÜSİAD’ın ve diğer eğitim STK’larının eleştirilerinin konunun daha detaylı düşünülmesine katkı sağladığını teyit etmiştir. İnsan kaynaklarının
niteliğinin ekonomik, sosyal ve demokratik gelişmemiz için önemi ortadayken bir iş dünyası temsil örgütü ve sivil toplum örgütü olarak bu konularda çalışmaya ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Oto lastikçilerde kış lastiği yoğunluğu Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde etkili olan soğuk hava ve don olayları, oto lastikçilerde hareketliliği artırdı. 1 Aralık’ta başlayacak zorunlu kış lastiği uygulaması öncesinde sürücüler, araçlarını kış şartlarına hazırlamak için lastikçilerde yoğunluk oluşturmaya başladı. Kış lastiklerinin, zorlu hava şartlarında yola tutunma kapasitesi, güvenli sürüş ve kazaları önleme avantajlarıyla sürücüler için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor. Kasım ayıyla birlikte havaların soğuması ve don olaylarının başlaması, lastikçilerdeki hareketliliği de artırdı. Lastik ustaları, sürücülere 1 Aralık tarihini beklemeden kış lastiklerini taktırmaları çağrısında bulundu. Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde oto lastikçileri, gecenin geç saatlerine kadar yoğun bir şekilde çalışarak müşterilerine hizmet sunuyor. Yaklaşık 40 yıldır ilçede hizmet sunduğunu ifade eden Necati Birol isimli esnaf, “Kış mevsiminin gelmesiyle kışlık lastikleri değiştirmek için müşterilerimizin yoğun talebine yetişemiyoruz. Haliyle randevulu çalışmak zorunda kalıyoruz. Oğlum Burak ile birlikte günde 20 ila 25 araç lastiği değiştiriyoruz. Geç saatlere kadar çalışarak müşterilerimizin memnuniyetini sağlıyoruz. Kazalara sebebiyet vermemek için can ve mal güvenliğimiz açısından kışlık lastiklerimizi biran evvel değiştirmekte fayda vardır” dedi. Oto lastik dükkanında kışlık lastiklerini değiştirmeye gelen sürücüler ise Necati Birol ustaya yıllardır güvenerek geldiklerini belirterek, kendisine teşekkür ettiler.