ÇEVRE - 21 Kasım 2024 Perşembe 12:59

Eğirdir Gölü’nde sular çekildi, balıkçılar isyan etti: “Balık yerine yosun çekiyoruz"

A
A
A

Isparta’nın Eğirdir ilçesindeki Eğirdir Gölü’nde yaşanan su çekilmeleri ve göldeki otlanma, balıkçıları isyan ettirdi. Gölde yıllardır balıkçılık yapan İsmail Hun, “Göldeki otlanma bizi olumsuz etkiliyor. Balık sayısı azalıyor, ağlarımız otlardan dolayı gölden çıkmıyor ve zarar görüyor” dedi.

Türkiye’nin dördüncü en büyük tatlı su rezervi olan Eğirdir Gölü’nde 15 Kasım itibarıyla kerevit av yasağı başlarken, göldeki su çekilmeleri ve otlanma balıkçıların ağlarına zarar vermeye başladı. Balıkçılar, ekipmanların yüksek maliyetine dikkat çekerek, bu durumun kendilerini olumsuz etkilediğini ve yetkililerden bir an önce çözüm beklediklerini ifade etti.

Eğirdir Gölü’nde sular çekildi, balıkçılar isyan etti: “Balık yerine yosun çekiyoruz

“Göldeki su çekilmesi ve yoğun yosunlaşma nedeniyle çok zorlanıyoruz”

Babasıyla avlanmaya gelen Birsu Hun, “Ben üniversite öğrencisiyim ve birkaç günlüğüne Eğirdir’e tatile geldim. Babamla sürekli göle balığa çıkıyoruz. Yazın kerevit, kışın ise balık avlıyoruz. Ancak bu sene göldeki su çekilmesi ve yoğun yosunlaşma nedeniyle çok zorlanıyoruz. Göldeki yosunlar balıkların azalmasına sebep oluyor ve kerevitlerin de nesli tükeniyor. Bu durumun artık çözülmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Eğirdir Gölü’nde sular çekildi, balıkçılar isyan etti: “Balık yerine yosun çekiyoruz

“Malzemelerimiz çok pahalı ve bu durum işlerimizi daha da zorlaştırıyor.”

Birsu Gün’ün babası balıkçı İsmail Hun ise, “Eğirdir Gölü’müz aslında çok güzel bir yer. Ancak suyun çekilmesi ve göldeki otlanma bizi olumsuz etkiliyor. Balık sayısı azalıyor, ağlarımız otlardan dolayı gölden çıkmıyor ve zarar görüyor. Malzemelerimiz çok pahalı ve bu durum işlerimizi daha da zorlaştırıyor. Gölün eski haline dönmesi için bir an önce önlem alınması gerekiyor. Yoksa Eğirdir Gölü tamamen yok olabilir. Çözüm üretilmesini bekliyoruz" dedi.

“Yosunlar nedeniyle bu sepetleri çekmekte zorlanıyoruz”

40 yıldır bölgede balıkçılık yapan Hüseyin Boyekin gölün bu kadar çekildiğini hiç hatırlamadığını söyleyerek, “40 yıldır bu gölde balıkçılık yapıyorum ama bu kadar ciddi bir su çekilmesi görmedim. Bilinçsiz sulama nedeniyle göl suyu hızla tükeniyor. Balıkçılık yapmak artık çok zor. Yaklaşık 5 bin sepetimiz var ancak yosunlar nedeniyle bu sepetleri çekmekte büyük sıkıntı yaşıyoruz. Bu durum bizi maddi ve manevi olarak çok zorluyor” ifadelerini kullandı.

Balıkçılar, göldeki sorunların çözülmesi için acil önlemler alınmasını talep ediyor.

Eğirdir Gölü’nde sular çekildi, balıkçılar isyan etti: “Balık yerine yosun çekiyoruz

Emel Turan Kartal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personele teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz” dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personeli ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. "İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyaç var" Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Balıkesir’den haykırıyoruz" “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete ’Dur’ diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve ’Kadına Şiddete Hayır’ diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye ’Kadına Şiddete Dur’ diye haykırıyoruz” ifadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı: ’Çınar kadar güçlü’ Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verildiğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım” dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise, “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi.
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personellere teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz.”dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personelleri ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. İstanbul sözleşmesine daha çok ihtiyaç VAR Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Balıkesir’den haykırıyoruz “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve “Kadına Şiddete Hayır” diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye “Kadına Şiddete Dur” diye haykırıyoruz” İfadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı. Çınar kadar güçlü Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir Pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verdiliğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım.”dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi. (HT
Tunceli Minik öğrencilerden duygulandıran mektup: Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı unutmadılar Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bir grup öğrenci, Öğretmenler Günü öncesinde şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı ve ailesini unutmadı. Hayatlarındaki ilk mektuplarını şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine yazan ve gönderen öğrencilerin mektup ve konuşmaları duygulandırdı. Çemişgezekli öğrenciler, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yaparken, 2017 yılında ailesini ziyarete gittiği sırada hain terör örgütü PKK tarafından Tunceli’de şehit edilen Necmettin Yılmaz’ın ailesine ulaştırılmak üzere yazdıkları mektupları gönderdi. Konuşmasında Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine arkadaşlarının selamını ileten beşinci sınıf öğrencisi Kerem Yılmaz, ‘’Ben Çemişgezek İstiklal Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisiyim. Her öğretmenler gününde öğretmenlerimizin değerini bir kez daha anlıyorum. Yaşayan öğretmenlerimiz kadar şehit olmuş öğretmenlerimizin de bu özel gününü kutlamak istiyorum. Bu vesile ile Şehit Necmettin Öğretmenimizin ailesine buradan bir mesaj göndermek istiyorum. Öncelikle böyle bir evlat yetiştiren ailenin ellerinden öpüyorum. Bizi de evlatları gibi görmelerini kendilerinden rica ediyorum. Arkadaşlarımın da selamlarını iletiyorum. Yazdığım mektupta Necmettin Öğretmenimizin ne kadar güzel bir öğretmen olduğunu, ne kadar saygılı bir öğretmen olduğunu, ne kadar şefkatli bir öğretmen olduğunu yazdım. Buradan ailesine yine söylediğim gibi ellerinden öpüyorum. Böyle güzel bir evlat yetiştirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Çemişgezek ilçemizden tüm arkadaşlarımın yerine de ailesine sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi. ’’Ben de Necmettin öğretmen gibi öğretmen olmak istiyorum’’ Kendisinin de öğretmen olma hayalinin olduğunu aktaran üçüncü sınıf öğrencisi Elif Naz Polat, "Ben Çemişgezek İstiklal İlkokulu üçüncü sınıf öğrencisiyim. Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Geleceğimi şekillendirmeye çalışırken, henüz 23 yaşında hayatına son verilen Necmettin öğretmeni ilk defa öğretmenimden duydum. Çok üzüldüm. Ben de Necmettin öğretmenin ailesine bir mektup yazdım acılarını dindirmek için. Necmettin öğretmen, ben daha bir yaşındayken şehit olmuş. Tıpkı annem gibi Necmettin öğretmen de bir köy okulunda zor şartlarda öğrencilerini yetiştiriyormuş. Çok iyi bir öğretmenmiş. Öğrencileri onu çok seviyormuş. Bende tıpkı Necmettin öğretmen gibi bir öğretmen olmak istiyorum. İdealleri uğrunda canını verebilecek bir öğretmen olmak istiyorum. Çemişgezek’teki bütün öğrenci arkadaşlarım adına söylüyorum. Hepimiz Necmettin Öğretmeniz" şeklinde konuştu. Vefalı ve anlamlı düşüncelerinden ötürü öğrencilerini tebrik eden Çemişgezek İlçe Milli Eğitim Müdürü Vural Berker ise ‘’24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle, Çemişgezek ilçemizdeki öğrencilerimize şehit öğretmenimiz Necmettin Yılmaz’ın hayat hikayesi hakkında bilgiler verdik. Yaşamından bahsettik. Öğrencilerimizin Necmettin Öğretmenimiz hakkında bilgi sahibi olmalarını sağladık. Öğrencilerimizde hayatlarının ilk mektubunu Necmettin Öğretmenin ailesine yazıp göndermeyi planladılar. Bu vefalı düşüncelerinden dolayı öğrencilerimize çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Dip çamuru projesine İspanya’da büyük ilgi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan dip çamuru temizliği, İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde yankı uyandırdı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmit Körfezi’nin temizlenmesi amacıyla hayata geçirilen dip çamuru temizleme projesi, yurt dışında da büyük ilgi görmeye devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye BaşkanI Tahir Büyükakın, dip çamuru projesini Azerbaycan’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda anlatmıştı. Dip çamuru projesi bu kez de İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde ilgiyle karşılandı. İspanya’nın Almeria şehrinde düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde söz alan Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, İzmit Körfezi’nin bütünleşik çevresel yönetimi açısından yapılan çalışmalar ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü projeler hakkında sunum gerçekleştirdi. “Plajlarda Atık Yönetimi, Sürdürülebilir Sahil Şeridi için İnovasyon” panelinde konuşan Önem, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin inovatif çalışmalar ve projelerle mavi ekonomiye sağladığı katkıları paylaştı. Kongrede Büyükşehir yetkilileri, etkinlik boyunca sürdürülebilir çevre projelerini geniş kesimlere aktarma fırsatı buldu. Ayrıca sahillerde atık yönetimi ve sürdürülebilir kıyı projeleriyle daha temiz ve daha yaşanabilir bir çevre için yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler verildi.