GÜNDEM - 06 Haziran 2024 Perşembe 09:40

Ölümle burun buruna getiren testi gerçekleştirdi, 5 saat kaldığı enkazdan sapasağlam çıktı

A
A
A

Hatay’da yıkımı gerçekleştirilen 5 katlı binada test edilen deprem kabininin içine giren ve 5 saat boyunca enkaz altında kalan Yenal Kılıç, tepkilere neden olan testi burnu bile kanamadan atlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşanan Hatay’da mahkeme süreci tamamlanan binaların yıkımları devam ediyor. Antakya ilçesi Cumhuriyet Caddesi’nde 5 katlı bir binanın yıkımı esnasında deprem kabini üreten firma tarafından canlı insanla gerçekleştirilen sağlamlık testi, yıkım ekibinin tepkisine neden olmuştu. Deprem kabininin sağlamlığını test etmek için ürettiği kabinin içine giren de firma sorumlusu Yenal Kılıç oldu. Çöken binanın altında yaklaşık 5 saat kalan Kılıç, testi burnu bile kanamadan atlattı.

Ölümle burun buruna getiren testi gerçekleştirdi, 5 saat kaldığı enkazdan sapasağlam çıktı

“Testi gerçekleştirirken korktum, korkmadım diyen yalan söyler”

Testin canlı insanla gerçekleştirildiğinden yıkımı gerçekleştiren firmanın bilgisi olmadığını ve bu denemeyi kendi inisiyatifiyle dile getirdiğini dile getiren firma Sorumlusu Yenal Kılıç, "Hatay’a yıkım testini gerçekleştirmek için geldik. Bizim yapmış olduğumuz 4’üncü yıkım hepsini mankenle denedik. Bu denememiz de ise kabine kendim girdim. Kabine kendi girişimi yaptım ama bundan hiçbir yıkım ekibinin haberi yoktu. Kendi inisiyatifimle aldığım bir karardı. Bunu yapmamın sebebi insanlara bu kabini daha iyi tanıtabilmekti. Önümüzdeki olacak depremler için nasıl önlem alabiliriz amacıyla yaptık. Bunu denerken korktum, korkmadım diyen yalan söyler. Bana göre alınması gereken bir riskti. Yaklaşık 5 saattir hem kabinin içinde hem göçük altındaydım. Göçükte kaldığım sürece bir zarar almadım. Kabin içerisinde sadece kolumu çarptım ve sırt kısmında bir basınç olduğu için ağrı oluştu ama çok şükür ki vücut bütünlüğüm bozulmadı" ifadelerini kullandı.

Ölümle burun buruna getiren testi gerçekleştirdi, 5 saat kaldığı enkazdan sapasağlam çıktı

Ayşe Güler Tokdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Hacımüftüoğlu, Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu’na katıldı Türkiye ile Özbekistan arasındaki eğitim iş birliğini güçlendirmek ve yeni projeleri değerlendirmek amacıyla düzenlenen 3. Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu, İstanbul Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Programa; Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Taşkent Devlet Transport Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adil Abdurrahmanov’un yanı sıra Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ile her iki ülkeden çok sayıda rektör katıldı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, forumda yaptığı konuşmada, iki ülke arasında kullanılmayan büyük bir potansiyelin olduğunu vurgulayarak Özbekistan’dan Türkiye’ye gelen öğrenci sayısının artırılabileceğini ifade etti. Özvar: "Özbekistan’dan toplam 7 bin 428 öğrenci üniversitelerimizde öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin en yoğun bulunduğu bölümler işletme ve tıp programları. Ayrıca, 17 Özbek uyruklu akademisyen Türk üniversitelerinde görev yapıyor" dedi. İki ülkenin eğitim alanındaki iş birliğinin genişleyeceğini belirten Başkan Özvar, Türk-Özbek Üniversitesinin kurulacağı duyurarak, Türkiye’nin sahip olduğu akademik tecrübenin, başta mühendislik ve bilişim olmak üzere birçok alanda Özbekistan ile paylaşılacağını ve bu iş birliğinin ülkeler arası ilişkileri derinleştireceğini kaydetti. “İki Ülke Arasındaki Potansiyeli Ön Plana Çıkaracak Çalışmalar Yapacağız” Programa katılan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise yapmış olduğu değerlendirmede, Türkiye ile Özbekistan arasındaki eğitim iş birliğinin tarihî ve kültürel bağlar temelinde güçlendiğini vurgulayarak: "İki dost ve kardeş ülke olarak, yükseköğretimde ortak projeler üretmek bizim için büyük bir onurdur. İki ülke arasındaki potansiyeli ön plana çıkaracak çalışmaları hayata geçireceğiz. Özellikle araştırma-geliştirme alanlarında ortak çalışmalarla bilim dünyasına katkı sağlamak, öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı. Hacımüftüoğlu, Atatürk Üniversitesinin Özbekistan’daki üniversitelerle çeşitli iş birliği protokolleri imzaladığını belirterek, bu tür forumların akademik anlamda yeni fırsatlar oluşturacağına inandığını sözlerine ekledi. Türkiye-Özbekistan Eğitim Forumu, iki ülke arasındaki yükseköğretim kurumlarının ortak projeler geliştirmesi ve öğrenci-akademisyen değişim programlarını genişletmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Sivas Konserve açarken elinizden olmayın Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, konserve açarken meydana gelen kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak vatandaşları uyardı. Mutfakta sıklıkla karşılaşılan bir durum olan konserve açarken meydana gelen kesikler, bazı sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Sivas Medicana Hastanesi Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, meydana gelen kesiklerin boyutu küçükte olsa bu kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle mutfakta sıkça karşılaşılan bu durumun, ciddiye alınmasının gerektiğini belirten Özkaya, kesiklerin enfeksiyon riski taşıyabileceğini ve yanlış bakım durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Konserve açarken kullanılan aletlerin keskin olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Kesikler genellikle yüzeysel gibi görünse de, derin yaralar oluşabilir. Bu tür yaralar, eğer doğru bir şekilde temizlenmez ve bakım yapılmazsa enfeksiyon kapma riski taşır" dedi. Özkaya, kesiklerin temizlenmesi, antiseptik uygulanması ve gerekirse bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Ayrıca, mutfakta dikkatli olunması ve doğru aletlerin kullanılması gerektiğinin altını çizdi. “Çok dikkatli olunması gerekir” Çocukların yetişkinlere göre daha çok risk altında olduğunu söyleyen Özkaya, “Yeme alışkanlıklarımızın değişmesiyle konserve kullanımı günlük hayatımızın artık bir parçası haline geldi. Eskiden konserveler daha çok pişirmeye hazır gıdalarken şimdi yeme ve içmeye hazır balık, mısır, garnitür gibi ürünler içermekte. Bu ürünler genelde cam veya metal kutularda saklanmaktadır. Kutuların kenarlarındaki demir metal kısımları açarken kişilerin değişik yöntemler kullanması veya dikkatsizce davranmalarıyla ev ve iş kazaları meydana gelebiliyor. El, parmak, el bileği kesikleri olmakla birlikte sadece yüzeysel cilt kesiği olabildiği gibi parmakları, eli hareket ettiren tendonların kesilmesine veya sinir damar yaralanmalarına hatta eklem hasarlarına da sebep olabiliyor. Çalışan ebeveynler olarak pratik olması açısından çocuklarımıza bu ürünleri evde kullanmalarına izin veriyoruz. Fakat çok dikkatli olunması gerekir çünkü çocuklar yetişkinlere göre daha risk altında olabilir” dedi. “Geç onarım başarı şansını düşürüyor” Bu vakaların hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Özkaya, “Bu vakalarla eskiden de karşılaşıyorduk fakat bugünlerde görülme sıklığı arttı. Bu tür kesiklerde ilk yardım çok önemli. Daha sonra iyi bir muayene ve müdahale gerekmekte. Bazı kesikler küçük gibi görünüp hafife alınsa da daha sonra bunun ciddiyetinin farkına varabiliyorlar. Tendon kesiği olduğunda acıyla hareket kısıklığını fark etmiyorlar. Zaman geçtikçe ellerini rahat kullanamadıklarını fark ediyorlar. O zaman çok daha aksi durumlar ortaya çıkıyor. Geç onarım başarı şansını daha çok düşürüyor. Bu yönden de hastalarımız risk altında oluyor. Bu vakalar kesinlikle hafife alınmamalı. Kesiğin boyutu kişiye göre küçükte olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmeli. Tetanos aşısı ve antibiyotik tedavisi uygulanmalı” şeklinde konuştu. (FA-