GÜNDEM - 05 Haziran 2024 Çarşamba 12:11

Kaskla gelip sokak ortasında kurşun yağdırdı

A
A
A
Kaskla gelip sokak ortasında kurşun yağdırdı

Hatay’ın İskenderun ilçesinde kasklı bir şahsın sokak ortasında başka bir şahsa ateş ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı.


Olay, İskenderun ilçesi Hürriyet Mahallesinde 1 Haziran tarihinde yaşandı. Bölgede esnaflık yapan isimli Serol A. isimli şahıs, iş yerinin önünde kimliği belirsiz kasklı bir şahıs tarafından silahlı saldırıya uğradı. Saldırının ardından Serol A. yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri olayının şüphelileri; M.D.Ç., İ.D. ile A.Ç.’yi kısa sürede yakalayarak göz altına aldı. Şahısların ikametlerinde yapılan aramalarında; 35 gram esrar, olayda kullanılan eşofman, kamera kayıt cihazı, 3 adet cep telefonu ve 1 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Adli makamlara sevk edilen şahıslar tutuklanarak cezaevine teslim edildiler. Saldırıya uğrayan şahsın hastanede tedavisinin devam ettiği öğrenilirken şahıslar arasında geçmişte husumet olduğu öğrenildi.



Kaskla gelip sokak ortasında kurşun yağdırdı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Konserve açarken elinizden olmayın Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, konserve açarken meydana gelen kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak vatandaşları uyardı. Mutfakta sıklıkla karşılaşılan bir durum olan konserve açarken meydana gelen kesikler, bazı sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Sivas Medicana Hastanesi Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, meydana gelen kesiklerin boyutu küçükte olsa bu kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle mutfakta sıkça karşılaşılan bu durumun, ciddiye alınmasının gerektiğini belirten Özkaya, kesiklerin enfeksiyon riski taşıyabileceğini ve yanlış bakım durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Konserve açarken kullanılan aletlerin keskin olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Kesikler genellikle yüzeysel gibi görünse de, derin yaralar oluşabilir. Bu tür yaralar, eğer doğru bir şekilde temizlenmez ve bakım yapılmazsa enfeksiyon kapma riski taşır" dedi. Özkaya, kesiklerin temizlenmesi, antiseptik uygulanması ve gerekirse bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Ayrıca, mutfakta dikkatli olunması ve doğru aletlerin kullanılması gerektiğinin altını çizdi. “Çok dikkatli olunması gerekir” Çocukların yetişkinlere göre daha çok risk altında olduğunu söyleyen Özkaya, “Yeme alışkanlıklarımızın değişmesiyle konserve kullanımı günlük hayatımızın artık bir parçası haline geldi. Eskiden konserveler daha çok pişirmeye hazır gıdalarken şimdi yeme ve içmeye hazır balık, mısır, garnitür gibi ürünler içermekte. Bu ürünler genelde cam veya metal kutularda saklanmaktadır. Kutuların kenarlarındaki demir metal kısımları açarken kişilerin değişik yöntemler kullanması veya dikkatsizce davranmalarıyla ev ve iş kazaları meydana gelebiliyor. El, parmak, el bileği kesikleri olmakla birlikte sadece yüzeysel cilt kesiği olabildiği gibi parmakları, eli hareket ettiren tendonların kesilmesine veya sinir damar yaralanmalarına hatta eklem hasarlarına da sebep olabiliyor. Çalışan ebeveynler olarak pratik olması açısından çocuklarımıza bu ürünleri evde kullanmalarına izin veriyoruz. Fakat çok dikkatli olunması gerekir çünkü çocuklar yetişkinlere göre daha risk altında olabilir” dedi. “Geç onarım başarı şansını düşürüyor” Bu vakaların hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Özkaya, “Bu vakalarla eskiden de karşılaşıyorduk fakat bugünlerde görülme sıklığı arttı. Bu tür kesiklerde ilk yardım çok önemli. Daha sonra iyi bir muayene ve müdahale gerekmekte. Bazı kesikler küçük gibi görünüp hafife alınsa da daha sonra bunun ciddiyetinin farkına varabiliyorlar. Tendon kesiği olduğunda acıyla hareket kısıklığını fark etmiyorlar. Zaman geçtikçe ellerini rahat kullanamadıklarını fark ediyorlar. O zaman çok daha aksi durumlar ortaya çıkıyor. Geç onarım başarı şansını daha çok düşürüyor. Bu yönden de hastalarımız risk altında oluyor. Bu vakalar kesinlikle hafife alınmamalı. Kesiğin boyutu kişiye göre küçükte olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmeli. Tetanos aşısı ve antibiyotik tedavisi uygulanmalı” şeklinde konuştu. (FA-
Kastamonu İl Sağlık Müdürü Derdiyok: ’Sağlıklı yaşam ile kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’i önlenebilir’ Dünya Kalp Günü ile ilgili açıklamalarda bulunan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, yaşam tarzının kalp ve damar hastalıkları riskini arttırdığını kaydederek, "Yapılan araştırmalar, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’inin önlenebileceğini ortaya koymaktadır" dedi. Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, Dünya Kalp Günü ile ilgili bir mesaj paylaşarak vatandaşlara kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önemli tavsiyelerde bulundu. Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, alkol ve tütün kullanımı, hava kirliliği ve çeşitli hastalıkların kalp ve damar hastalıklarını tetikleyebildiğine dikkat çeken Derdiyok, 40 yaş ve üstündeki bireylerin yılda bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapması gerektiğini kaydetti. Sağlıklı yaşamın kalp hastalıkları riskini azaltacağına vurgu yapan Derdiyok, erken teşhis ile hayati riskin ortadan kaldırılabileceğini ifade etti. Kalp ve damar hastalıklarının küresel bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edildiğini kaydeden Derdiyok, "Kalp ve damar hastalıkları kişisel, davranışsal, çevresel ve sosyoekonomik risk faktörlerinden kaynaklanabilmektedir. Sağlıksız beslenme, Fiziksel hareketsizlik, Alkol kullanımı, Tütün kullanımı, Hava kirliliği, Yüksek tansiyon, Yüksek kolesterol, Diyabet, Obezite ve böbrek hastalığı en önemli risk faktörleri arasında yer alır. Ayrıca aile geçmişi, stres, etnik köken, cinsiyet ve yaş da kişide kalp ve damar hastalıklarının gelişimini etkileyebilmektedir. Dolayısıyla risk faktörleriyle mücadele etmek kalp ve damar hastalıklarından korunmada ya da ilerlemelerini durdurmada birincil korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’inin önlenebileceğini ortaya koymaktadır" dedi. Aile hekimlerine başvurularak kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılabileceğini ifade eden Derdiyok,"Kalp ve damar hastalıklarının erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlenmesi yoluyla söz konusu hastalıkların ilerlemesini durdurulması ve bu hastalıklara bağlı yeni hastalık oluşmasını engellemesi en önemli mücadele basamaklarından biridir. Bu sebeple Bakanlığımız, Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) adını verdiği bir uygulama geliştirerek birinci basamak sağlık hizmet sunucularının kronik hastalıkların erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlemlerinde daha aktif bir rol üstlenmesini sağlamıştır. Sürecin, kanıta dayalı klinik uygulama yönergeleri doğrultusunda yürütülmesi ile hastalıkların kontrol altına alınması, bireylerin fonksiyon kaybı yaşamalarının ve engelli hale gelmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. HYP kapsamında aile hekimlerimiz tarafından, 40 yaş ve üstü bireylerin yılda en az bir kez Kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Kardiyovasküler risk değerlendirmesinde öncelikle kişinin yaşı, cinsiyeti, sigara kullanım bilgileri alınmakta, kan basıncı ölçülmekte ve kolesterol değerine bakılmakta, elde edilen veriler kullanılarak 10 yıl içinde ölüme neden olabilecek bir kalp ve damar hastalığı geçirme riski hesaplanmaktadır. Aile hekimlerimiz, kardiyovasküler risk değerlendirmesi sonucuna göre hastaların gerekli tedavilerini düzenlemekte, yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık yapmakta, gerekli hallerde Sağlıklı Hayat Merkezlerine ya da hastanelere yönlendirmektedir. Sağlıklı bir kalp için aile hekimine başvur, kardiyovasküler risk, değerlendirmeni yaptır, sağlıklı beslen, hareket et, sigaradan uzak dur" diye konuştu.