EKONOMİ - 12 Mayıs 2022 Perşembe 10:48

Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

A
A
A
Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,23 oldu

Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı İstatistiklerle Aile verisini açıkladı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün, azalma eğilimi göstererek 2021 yılında 3,23 kişiye düştüğü görüldü.

Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il Şırnak oldu

Türkiye'de 2021 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 5,46 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,12 kişi ile Şanlıurfa ve 4,94 kişi ile Hakkari izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,57 kişi ile Çanakkale oldu. Bu ili, 2,60 kişi ile Tunceli ve 2,63 kişi ile Giresun izledi.
Tek kişilik hanehalklarının oranı arttı

ADNKS sonuçlarına göre, 2014 yılında yüzde 13,9 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hanehalklarının oranının 2021 yılında yüzde 18,9'a yükseldiği görüldü.

Tek çekirdek aile ve geniş aileden oluşan hanehalklarının oranında azalma görüldü

Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hanehalklarının oranında azalma olduğu görüldü. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı, 2014 yılında yüzde 67,4 iken 2021 yılında yüzde 64,4'e geriledi. Diğer yandan, geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 16,7 iken 2021 yılında yüzde 13,5'e düştü.

Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranı arttı

Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren; diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranında artış olduğu gözlendi. Söz konusu hanehalklarının oranı 2014 yılında yüzde 2,1 iken 2021 yılında yüzde 3,2'ye yükseldi.
Tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Tunceli oldu

İllere göre hanehalkı tipleri incelendiğinde, 2021 yılında tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 29 ile Tunceli olduğu görüldü. Tunceli ilini yüzde 28,8 ile Gümüşhane ve yüzde 28,2 ile Giresun izledi. Diğer yandan tek kişilik hanehalklarının oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 10,8 ile Diyarbakır ve Batman oldu. Bu illeri yüzde 11,2 ile Van ve Adıyaman izledi.

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Adıyaman oldu

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 72,1 ile Adıyaman oldu. Adıyaman ilini yüzde 71,9 ile Osmaniye ve yüzde 71,7 ile Gaziantep takip etti. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en düşük olduğu il ise yüzde 53,3 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 54,9 ile Yalova ve yüzde 55,5 ile Artvin izledi.

Hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocukları oluşturdu

Türkiye'de 2021 yılında toplam hanehalklarının yüzde 10,1'ini tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının yüzde 2,3'ünü baba ve çocuklardan oluşan, yüzde 7,8'ini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oluşturduğu görüldü.

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Bingöl oldu

Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 12,5 ile Bingöl oldu. Bu ili, yüzde 12,1 ile Adana ve Elazığ illeri izledi. Bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 7,6 ile Tokat ve Ardahan, yüzde 7,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Toplam hanehalkları içinde anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 9,6 ile Bingöl, yüzde 9,3 ile Adana, 9,1 ile İzmir ve Elazığ olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 5,3 ile Ardahan, yüzde 5,7 ile Yozgat ve Kars oldu.

Diğer yandan, baba ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 3,8 ile Kilis, yüzde 3,3 ile Malatya ve yüzde 3,2 ile Batman olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise yüzde 1,7 ile Nevşehir, yüzde 1,8 ile Tokat ve Sinop oldu.

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Hakkari oldu

Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2021 yılında yüzde 24 ile Hakkari oldu. Hakkari ilini yüzde 22,6 ile Şırnak ve yüzde 21,3 ile Batman izledi. Bu oranının en düşük olduğu il ise yüzde 8,7 ile Eskişehir oldu. Eskişehir ilini yüzde 9,4 ile Çanakkale ve yüzde 9,6 ile Niğde izledi.

Toplam resmi evlilikler içerisinde son evliliğinde akraba evliliği yapanların oranı yüzde 8,3 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleri ile akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı yüzde 8,3 oldu. Akraba evlilikleri akrabalık türüne göre incelendiğinde, akraba evliliği yapmış bireylerin yüzde 46,6'sının hala/dayı çocukları ile yüzde 27,2'sinin amca çocukları ile ve yüzde 26,2'sinin ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü.

Akrabasıyla evli olan bireylerin en fazla olduğu il Mardin oldu

Toplam resmi evlenmeler içerisindeki akraba evlilikleri illere göre incelendiğinde, 2021 yılında toplam evli bireyler içinde son evliliğinde akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranının en fazla olduğu il yüzde 20,5 ile Mardin oldu. Bu ili yüzde 18,4 ile Şanlıurfa, yüzde 17 ile Siirt ve Diyarbakır izledi. Akraba evliliği yapmış bireylerin oranının en az olduğu il ise yüzde 1,1 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 1,5 ile Kırklareli ve yüzde 2 ile Çanakkale izledi.

Akraba evliliği oranı 2021 yılında yüzde 4 oldu

Evlenme istatistikleri sonuçlarına göre, 2010 yılında gerçekleşen resmi evlenmelerin yüzde 5,9'unun akraba evliliği olduğu ve bu oranın sonraki yıllarda sürekli düşüş göstererek 2016 yılında yüzde 4,6, 2021 yılında ise yüzde 4 olduğu görüldü.

Akraba evliliği oranının en yüksek olduğu il yüzde 18,4 ile Şanlıurfa oldu

Akraba evliliği oranı illere göre incelendiğinde, 2021 yılında akraba evliliği oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 18,4 ile Şanlıurfa olduğu görüldü. Bu ili, yüzde 13,9 ile Muş ve yüzde 13,7 ile Mardin izledi. Akraba evliliği oranının en düşük olduğu il yüzde 0,4 ile Edirne oldu. Bu ili yüzde 0,7 ile Bartın ve Çanakkale izledi.
Bireylerin mutluluk kaynağı aileleri oldu

Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2021 sonuçlarına göre bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde, kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 67,6 olurken, bunu sırasıyla yüzde 16,8 ile çocuklar, yüzde 4,1 ile eş, yüzde 4 ile anne/baba yine yüzde 4 ile kendisi ve yüzde 2,1 ile torunlar takip etti.

Babası vefat etmiş çocukların sayısı 272 bin 361 oldu

ADNKS sonuçlarına göre, 2021 yılında Türkiye'de toplam 22 milyon 738 bin 300 çocuk içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 272 bin 361, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 968, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 451 olduğu görüldü.

Cinsiyete göre incelendiğinde, babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 139 bin 707, kız çocuk sayısının 132 bin 654, annesi vefat etmiş erkek çocuk sayısının 42 bin 228, kız çocuk sayısının 40 bin 740, hem annesi hem babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 2 bin 287, kız çocuk sayısının 2 bin 164 olduğu görüldü.

Boşanma davaları sonucu velayeti anneye verilen çocukların oranı yüzde 76,1 oldu

Boşanma istatistiklerine göre, kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2021 yılında 174 bin 85 çift boşanırken 165 bin 937 çocuk velayete verildi. Boşanma davaları sonucu, çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Çocukların velayetinin yüzde 76,1'inin anneye, yüzde 23,9'unun ise babaya verildiği görüldü.

Taşınabilir bilgisayar bulunan hanelerin oranı yüzde 49,5 oldu

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, evden İnternete erişim imkânına sahip olan hanelerin oranı 2004 yılında yüzde 7 iken 2021 yılında bu oran yüzde 92 oldu. Diğer yandan hanelerde dizüstü, tablet, netbook gibi taşınabilir bilgisayar bulunma oranı yüzde 0,9'dan yüzde 49,5'e, cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranı yüzde 53,7'den yüzde 99,3'e yükseldi.

Geniş ailelerin yüzde 27,2'sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı görüldü

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2021 yılında yüzde 21,3 olarak gerçekleşti.
Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek kişilik hanehalklarının yüzde 10,4'ünün, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yüzde 20,9'unun, geniş ailelerden oluşan hanehalklarının yüzde 27,2'sinin, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının ise yüzde 16,6'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.

Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı yüzde 57,5 oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2021 yılında konutun mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin yüzde 57,5'inin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 26,8'inin ise kiracı olduğu görüldü. Lojmanda oturanların oranı yüzde 1,2 olurken kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 14,6 olarak gerçekleşti.

Konutun izolasyonundan dolayı ısınamama en çok karşılaşılan konut ve çevre problemi oldu

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre fertlerin yüzde 34,3'ünün 2021 yılında konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, yüzde 33,9'unun sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. nedenlerle sorun yaşadığı ve yüzde 23,4'ünün trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadığı görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mübadele ve mübadillerin kültürel mirası Osmangazi’de konuşuldu Osmangazi Belediyesi, Bursa UNESCO Derneği, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, (BAL-GÖÇ) Lozan Mübadilleri Vakfı, Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği ile işbirliğinde "Mübadele ve Mübadillerin Kültürel Mirası Paneli" düzenlendi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen panelde, 30 Ocak 1923’de Lozan Barış Anlaşması gereği Türkiye ve Yunanistan arasında gerçeklesen zorunlu göç sebebiyle yaşanan olumsuzluklar, çekilen zorluklar, geride bırakılan hayatlar, zorunlu göçü oluşturan şartlar ve bu şartların ekonomik, politik nedenleri, göçmen haklarının korunması, iskan zorunluluğu, göçün sosyo-kültürel etkileri, göçmenlerin kültürel mirasları gibi konular konuşuldu. Mübadelenin unutulmaması ve hatırlanması, gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğine inanılarak düzenlenen panelde, mübadelenin pek çok yönden incelenmesi ve akademik çalışmalara kaynak olması hedefleniyor. Düzenlenen panele Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, Milli Savunma eski Bakanı Turan Tayan, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, Lozan Mübadili ailelerin torunları ve yurttaşlar katıldı. İlker Özarslan Moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Araştırmacı Yazar Aycan Yılmaz, Prof. Dr. Kemal Arı, Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Esat Halil Ergelen, Mutfak Araştırmacısı Yazar Ramazan Başan, mübadele ve mübadillerin kültürel mirasını pek çok yönüyle konuştu. “Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç ve mübadil anıları yaşatmasın” Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, “Bu panelin benim için ayrı bir önemi var; ben de Lozan Mübadili bir ailenin torunlarıyım. Büyük Önder Atatürk’ün Lozan Mübadelesi sayesinde orada ki Türkleri buraya getirmesi, burada ki Rumları da memleketlerine mübadil etmesi, iç barışın sağlanmasında ve Anadolu’nun tekrar Türkleşmesinde önemli bir etken oldu. O günü yaşayanlar, acıları çekenler yalnızca Türkler değil, mübadil olmuş Yunanlılar da üzüntüler yaşadı. Büyük Önder Atatürk’ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh, sözünün üzerine dünyada bir başka söz olduğunu düşünmüyorum. Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç mübadil anıları yaşatmasın” şeklinde konuştu. “Genç Türkiye Cumhuriyeti, mübadelenin altından büyük bir mağfiretle kalktı” Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, “Mübadele Cumhuriyetin ilk kurulduğunda devraldığı çok büyük bir yüktü, Genç Türkiye Cumhuriyeti, bunun altından büyük bir mağfiretle kalktı, bugüne kadar mübadele konusunda bir çok panel, sempozyum, konferans ve söyleşi yapıldı. Biz UNESCO Derneği olarak panele kültürel miras gözüyle bakmak istiyoruz. Mübadillerin Yunanistan’a giden ve oradan gelen mübadillerin hala sürdürmekte olduğu ve kaybettikleri yaşam, müzik, gıda, giysi kültürlerini, panelde aktarmaya çalışacağız” dedi. “Tarım ve ticaretin gelişmesinde mübadil göçmenlerinin büyük katkıları olmuştur” BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, “1893 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu tarafa hala göç alıyoruz. Sadece Balkanlar ve Selanik çevresinden buraya gelenler değil, Türkiye’den Yunanistan’a giden, ana dili Türkçe olan ve Yunanca hiç bilmeyen Ortodoks Türkler de vardı. O aileler hala bizleri kendilerine yakın görüyorlar. B unun yanında Rumlarda göç ettiler; ama onlarında gönül bağı var. Anadolu’nun Türkleştirilmesinde, tarım, ziraat ve ticaretin gelişmesinde, mübadil göçmenlerinin çok büyük katkıları olmuştur” diye konuştu. “Yaşadığımız bu acıları hep beraber nasıl tatlıya çevirebiliriz” Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, “Bu topraklar acıların birleştiği ve sürgün edildiği topraklar. Türkiye’nin her bir noktasında acılar yaşanmış. Ben bir mübadil damadı olarak bunu çok yakından hissediyorum. Hep beraber yaşadığımız bu acıları nasıl tatlıya çevirebiliriz, geleceğin mirasını daha güzelleştirebiliriz ve yaşanan acıları geleceğe nasıl kültürel farklılık zenginlik olarak oluşturabiliriz; işte bunun mücadelesini vereceğiz” dedi.
Kayseri Jose Mourinho: "6 gol attık ama 10 da olabilirdi" Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, 6-2 kazandıkları karşılaşma sonrası, "Topla gerçekten yüksek kalitede bir oyun sergiledik. 6 attık ama 7, 8, 10 da olabilirdi. Mutluyum" dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Kayserispor’u 6-2 mağlup etti. Maç sonu düzenlenen basın toplantısında konuşan değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, "Ben her gün Türk futboluna adapte olmaya ve öğrenmeye çalışıyorum. Bugün maça çok güçlü bir başlangıç yaptık Aslında devreden maçı bitirmiş olmamız gerekiyordu ama bitiremedik. İkinci yarıda maç 3-2’ye geldikten sonra maç tekrar ortada oldu. Bu benim takımla ilgili hoşuma gitmeyen şeydi. 90 dakika boyunca daha istikrarlı ve konsantre olmamız gerekiyor. Çünkü maç 3-0’a kadar kolay bir maçtı. 3-2’ye gelene kadarki periyotta performansımız durakladı. 3-2 olduktan sonra tekrar o korkuyu hissettik ve tekrar oyuncular odaklanmaya başladı. Bugün 6 oldu ama 7-8 de olabilirdi. Oyuncularımdan istemediğim şey bu, maç kolayken maçı bitirmek gerekiyor. Çok zor maçlar oynayacağız çünkü. 3-0 gibi kolay bir durumdayken 4’ü, 5’i, 6’yı atmamız gerekiyor. Maçın 3-2’ye gelmemesi gerekiyor. Bu güne dair sevmediğim tek şey bu. Ama topla gerçekten yüksek kalitede bir oyun sergiledik. 6 attık ama 7, 8, 10 da olabilirdi. Mutluyum" dedi. Takımda herkesin hazır olduğunu ve iyi çalıştığını vurgulayan Portekizli teknik adam hayalindeki takımla ilgili de şunları söyledi: "Hayalimdeki maçın olması için bugün 8-0 olması gerekiyordu, 6-2 değil. Hayalimdeki takım 3-0’dan 3-2’ye getirmez. Hayalimizden uzaktayız diyebilirim. Ama şu anlamda hayal ettiğim takıma sahibim, takımdaki herkes hazır. Herkes çok iyi çalışıyor. Oğuz Aydın da bugün öyle bir oynadı ki sanki her maç oynuyormuş gibi, aynı şey Samet için de geçerli. Dolayısıyla bunun takım adına güzel bir şey olduğunu düşünüyorum." "Her Galatasaray maçında mantıksız şeylerle karşılaşıyoruz" Galatasaray 2. Başkanı Metin Öztürk’ün penaltı pozisyonu ile ilgili açıklamaları sorulması üzerine Mourinho, "Penaltı pozisyonuyla ilgili açıkçası bir şey söyleyemem. Çünkü pozisyonu izleme şansım olmadı ama kulübede bulunmuş olduğum yerden penaltı gibi gözüküyordu. Eğer Galatasaray ikinci başkanı mantıksız olduğunu düşünüyorsa her Galatasaray maçında mantıksız şeylerle karşılaşıyoruz. Mantıksız olan çok şey var, dolayısıyla en iyisi bu mantıksız olan şeyleri konuşmamak" ifadelerini kullandı. Mourinho’dan Ronaldo açıklaması Cristiano Ronaldo’nun Fenerbahçe’ye transfer olacağı söylentilerine de cevap veren Jose Mourinho, "Ronaldo belki bir gün öğle yemeğine gelebilir. Çünkü İstanbul; Portekiz ile Arabistan’ın ortasında kalıyor. Belki özel jetine atlayıp bir gün eski arkadaşı olan Jose’yi görmeye gelip bir yemek yiyebiliriz kendisiyle. Fenerbahçe ile oynaması hakkında soruyorsanız, onu yazanlar ne yazdıklarını bilmiyorlar ya da saçma haber yapmaktan mutlu oluyorlar. Eğer ocak ayında takıma bir oyuncu katılacaksa gerçekten bunun çok iyi oyuncu olması gerekiyor. Ben elimdeki oyuncuları geliştiriyor olmaktan çok mutluyum. Oğuz Aydın’ın ilk geldiği halinden şimdiki haline bakıyorum. Onları geliştirmek istiyorum. Çünkü UEFA’da aslında başımızı belaya sokan bir durum var. Ülkede yetişmiş futbolcu kontenjanı konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Hiçbir hoca muhtemelen bu konuyu umursamamış ama ben umursuyorum. Dolayısıyla bu oyuncuya şans vermek istiyorum. Kış transfer penceresi açıldığında gerçekten çok iyi bir oyuncu olması gerekiyor. Çünkü ben elimdeki oyunculardan çok mutluyum" dedi.
Kayseri Sinan Kaloğlu: "Penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü" Kayserispor Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, Fenerbahçe’nin kazandığı penaltıyla ilgili yaptığı açıklamada, "İlk penaltı pozisyonunun penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü. Herkesin görmesine rağmen Direnç hoca ve VAR ekibi bunu görmedi" dedi. Kayserispor, Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında sahasında karşılaştığı Fenerbahçe’ye 6-2 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kayserispor Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, sonuçtan dolayı üzgün olduklarını söyleyerek, "Maçtan önce koşan oyuncularla, baskılı oyuncularla başlamayı planladık. Ön alan baskısıyla da rakibi kendi yarı sahasından çıkarmadan gol pozisyonlarına girmekti. İlk penaltı pozisyonunun penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü. Herkesin görmesine rağmen Direnç hoca ve VAR ekibi bunu görmedi. Gücümüz belli ama bir şeye inanmıştık. Fenerbahçe’yi yenmeye inanmıştık. Bunun içinde sahaya çıktık. Maçın başından sonuna kadar bunun için mücadele verdik" dedi. "Sarı kartlar direncimizi kırdı" Sarı kartların dirençlerini kırdığını belirten Kaloğlu, "Zaten kaliteli ayakları olan güçlü bir kadrosu bulunan Fenerbahçe’ye karşı 5. dakikada haksız bir penaltıyla mağlup duruma düşüyorsunuz. Sonrasında 3 orta saha oyuncumuzun ikisine haksız yere sarı kart gösterildi. Bu da orta sahadaki direncimizi kırdı. Üçüncü gol ise bize göre ofsayt. Fenerbahçeli oyuncu hamle yapıyor ve defansımızın dengesini bozuyor. Kolovetsios’un pozisyonunda da bize penaltı çalınmalıydı. İkinci yarı maça tutunmak için her şeyi yaptık. Dizilişimizi değiştirdik. Oyuncu değiştirdik. Toplamda 41 orta yaptık. 25 defa ceza sahasına girdik. 15-20 şut çektik. İkili mücadelede yüzde 56 ile rakibimize üstünlük sağladık. Bu bir takımın inanmasıyla alakalıydı. Ama bizim inanmamızla olmadı. Eksiklerimiz var ama bunun ardına sığınmıyoruz. Ama çocukların bir isteği var ve bunu sahada alamıyorlar. Maçı izlemeyen birisi ’6 gol yemişler’ der. Biz 5 maçtır yenilmeyen bir takımdık. Bu takım bir maçta 6 gol yiyecek bir takım değildi. Ama 3. golden sonra rakibe verdiğimiz boş alanlar, rakibin kontra atakları sonuca gitmelerini sağladı" ifadelerini kullandı. "Mücadeleden gurur duydum" Fenerbahçe maçından ders çıkarıp, gelişerek devam edeceklerinin altını çizen Sinan Kaloğlu, "Ben oyuncularımın bugünkü mücadelesinden gerçekten gurur duydum. Kazanma isteklerini herkese gösterdiler. Biz bu skoru unutacağız ama bu maçtaki hatalarımızı da değerlendireceğiz. Yazık oldu, bu takım 6 gol yiyecek takım değildi. Bu maçtan ders çıkarıp gelişerek devam edeceğiz" şeklinde konuştu.