Türkiye Salon Sporları Platformu Başkanı ve Tüm Spor İşletmeleri İşveren Sendikası Başkanı Nihat Güler, Türkiye’deki spor salonlarının yaşadığı sıkıntılar ve yaptıkları çalışmaları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Hizmet sektörünün pandemide en çok zarar gören sektörlerin başında geldiğini ifade ederek sözlerine başlayan Güler, “Spor salonları çok etkilendi. Kapalı alanda hastalığın daha kolay yayılması ve saat kısıtlamaları çok zorladı. Akşam 8 sonrası ve 20 yaş altına uygulanan kısıtlamalar çok etkiledi. Şimdi açılmalar başladı. 1 Temmuz itibariyle saat kısıtlamaları da kalkınca daha iyi olacak. Halk da sosyalleşemedi ve hareketsiz kaldı. Bizler en güvenli mekanlar olduğumuzu söylüyoruz. Spor salonları olarak her türlü tedbirlerimizi aldık. Halkımız güven içinde sporunu yapabilir. 5 aya yakın kapalı kaldık. Kiralar devam etti, işletme gelirleri devam etti. Tabela vergisi, SSK gibi sorunlarımızı devlete ilettik. Devlet bizi muhatap kabul etti ve sorunları hızlı şekilde çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“Spor reçetesi projesiyle doktorların yükünü hafifletmek istiyoruz”
Spor salonlarını belli bir standart içinde yürütmek istediklerini söyleyen Nihat Güler, “Spor salonlarının kalitesini artırma, marka spor salonları çıkarma gibi projelerimiz var. Güzel bir proje ekibi hazırladık. Bunun yanında spor reçetesi projemiz var. Sağlık sisteminin üzerinden maddi ve manevi yükü almak istiyoruz. Dünyada 1-2 ülkede uygulanıyor bu. Mesela obezite hastasına, bel fıtığı olana doktorlar reçete yazsın ve bu devlet tarafından karşılansın. Bir obezite hastası aylarca, yıllarca spor yapmak zorunda kalabiliyor. Hastaneye gidip ameliyat olduğunda devlet bunun ödemesini yapıyor. İmkanı varsa spor yapıyor ama imkanı yoksa, tekrar aynı hastalık tekrar ediyor. Spor salonları olarak bu yükü paylaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
“Spor lüks değil, ihtiyaçtır”
Spor salonlarındaki KDV oranıyla ilgili de konuşan Güler, “Yüzde 18 KDV’ye tabiyiz ve bu oran yüksek. Yüzde 18 KDV daha çok lüks tüketimde geçerlidir. Medeni ülkelerde spor lüks değil, temel ihtiyaçtır. Yeme-içme gibi bir ihtiyaç. Toplumsal bağışıklığın artmasında, kişinin manevi olarak rahatlamasında çok etkili. Mutluluk hormonu salgılıyor. KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesini istiyoruz. Sporun insanlara maddi yük olmasını istemiyoruz. Bunun için de KDV’nin düşürülmesi gerek. Bununla ilgili bir imza kampanyası düşünüyoruz ve çalışmalara hız verdik. KOSGEB ile ilgili bir çalışmamız var. Spor salonları, destek programına alındı ancak yetkililerle görüştüğümüzde spor işletmelerinin almaya uygun olmadığını gördük. Ekipman desteği yok. Yeni bir arkadaş spor salonu açmak istediğinde 3 yıl işletmecilik yapmaması gibi ağır şartlar var. Bununla ilgili proje hazırlıyoruz ve ilgili bakanlıklara bunları sunacağız” açıklamasını yaptı.
Bozhan Memiş