GÜNDEM - 11 Haziran 2021 Cuma 11:09

İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: '1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız'

A
A
A
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: '1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız'

İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, megakentte salgının seyri ve aşılama çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Memişoğlu aşı alt yapısı ve kapasitesi olarak İstanbulluları aşılamalara hazır olduklarını belirterek, “İstanbul’da şu anda Covid vaka sayılarımız çok çok azalmış durumda. İnsanların talebine, aşı konusundaki Bakanlığımızın planlamasına bağlı ama biz 1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız diye düşünüyorum, tabi 12 yaş üzerinden bahsediyoruz" dedi.

Tüm dünyada Covid-19 ile mücadele sürerken aşılama çalışmaları da hızla devam ediyor. Türkiye’de salgına karşı toplumsal bağışıklığın sağlanması amacıyla aşılamada yaş sınırı gün geçtikçe düşerken farklı meslek grupları da aşılama programına dahil ediliyor. Yerli aşı çalışmalarının yanı sıra Pfizer-Biontech, Sputnic V, Sinovac aşılarının tedarik süreci de sürüyor. Bu kapsamda İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da megakentte salgının seyri ve aşılama çalışmalarına ilişkin İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Memişoğlu, megakenti aşılamak için alt yapı ve gerekli kapasiteye sahip olduklarını belirtirken, İstanbul'da salgının başından beri ilk defa bu kadar az pozitiflik oranı olduğunu söyledi.

“İstanbul’da şu anda Covid vaka sayılarımız çok çok azalmış durumda”


İstanbul’daki Covid-19 vaka sayılarına ilişkin bilgi veren İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu , “İstanbul’da şu anda Covid vaka sayılarımız çok çok azalmış durumda. Salgının başladığından beri ilk defa bu kadar az pozitiflik oranını yakalamış durumdayız. Salgında çok büyük bir özveriyle mücadele edildi ve iyi bir aşamaya gelmiş durumdayız İstanbul’da. Benim öngörüm yazı rahat geçireceğiz gibi gözüküyor. Geçmişte yaşadığımız yüksek pozitiflik oranlarımızı ve vaka sayılarımızı, yatan hasta sayılarımızı görmeyeceğiz. Şu anda salgın tamamen kontrol altında. Beklentimiz aşı oranlarımızı yükseltebildiğimiz kadar yükseltebilmek ki esasında şu anda toplumda aşıya çok büyük rağbet etmekte. Özellikle 55 yaş üzerindeki vatandaşlarımızın aşıları yüzde 80’in üzerine çıkmış durumda. Bu çok büyük bir başarıdır. İnsanlarımızı aşıya bekliyoruz. Toplumun talebinden ve rağbetinden memnunuz. Bu kadar azalttığımız bir salgın sürecini aşılama yaparak da bitirmek istiyoruz” dedi.

İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu: '1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız'

“Şu anda dünyanın fire ve zayi oranında en iyi aşı sisteminin sahibiyiz”


Aşı kararsızlığı yaşayan vatandaşlarla ilişkin konuşan Memişoğlu, “ Biz sağlıkçılar olarak esasında aşı bayramı diyelim. Bütün sağlık çalışanlarımız şu anda İstanbul’da aşı yaparken çok mutlular. Bayram neşesiyle yapıyoruz. Sağlık Hizmeti konusunda alçak gönüllü olmamıza gerek yok. Zayi konusunda hangi zayi ne kadar yapılmışsa fire verilmişse bunun gerekçesiyle beraber bir komisyonla bu zayi takip edilir. Bu yıllardır yapılan bir şey. Bazen yanlış algılar oluşabiliyor. Çöpe mi dökülüyor, insanlar bilsin ki şu anda dünyanın fire ve zayi oranında en iyi aşı sisteminin sahibi bir ülkede yaşıyorlar. Aşı karşıtlığı dünyanın her ülkesinde var. Spekülasyonlara ve ya ben böyle inanıyorum demekle değil, bilim dünyasına ses vermemiz lazım. İnsanları suçlamadan, korkutmadan aşının faydalarını anlatıp onları ikna etmemiz gerekir. Eleştirmek çok kolay, maalesef bu salgın sürecinde çok yanlış ifadeler de kullanıldı, yanlış algılar da oluşturuldu” dedi.

“Bilim insanlarının spekülatif hareket etmemesi lazım”


Maske zorunluluğunun kalkabileceğine ilişkin yorumları değerlendiren Memişoğlu, “Açık havada belirli mesafe korunarak özellikle bu kadar düşük oranlarımızın olduğu ve aşılamanın da Haziran ayında belli bir orana çıktıktan sonra serbest bırakılacağına inanıyorum. Bu tabi bize bağlı ama maskesiz yaşam; bir süre daha en azından kapalı alanlarda olmayacağını düşünüyorum. Bu salgın öyle bir salgın ki yakın öngörü yapabiliyorsunuz. Bizim şu andaki öngörümüz haziran, temmuz, ağustosta rahat olacağımız, aşılamayla beraber bunun bir daha yükselmeyeceği ve yaz aylarının rahat geçeceği. Virüsün mutasyonunun da salgının bulaşmasını ve hastalık geçirmesini biraz daha azaltacağını öngörüyorum. Mutasyonlar devamlı kötü olarak yorumlanıyor ama belki de mutasyonlar iyiye yönelecek. Bana hep sordukları bir soru var ne zaman bitecek, dünya üzerindeki hiçbir bilim insanı bunun kesin ne zaman biteceğini bilmiyor. Tamamen spekülatif hareket ediliyor. Bilim insanlarının spekülatif hareket etmemesi lazım. Ne zaman biteceğini ben kesin bilmiyorum bir il müdürü olarak. Yaklaşık 1,5 senedir bu hastalığın her türlü istatistik verisiyle veya tedavisiyle bizzat hastanelere giderek ilgilenen birisi olarak ben bilmiyorum” dedi.

“1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız diye düşünüyorum, 12 yaş üzerinden bahsediyoruz”


Megakentte devam eden aşılama çalışmaları ve İstanbul'un aşılama kapasitesi hakkında konuşan Memişoğlu, “Covid’i gündemden çıkartmamız lazım. İstanbul’da şu anda günlük kapasitemiz 200 bin civarında, normal şartlarda 400 bine kadar açabiliriz. Zorlanırsak bunu daha da arttırabiliriz. Biz Haziran ayında en azından İstanbul’da çok büyük oranda aşılamayı en azından ilk dozunu yapmış oluruz diye düşünüyorum. Tabi bu oran ne kadar olur, insanların talebine de bağlı aşı konusundaki Bakanlığımızın planlamasına bağlı ama biz 1,5 ay içinde İstanbul’un hepsini aşılarız diye düşünüyorum, tabi 12 yaş üzerinden bahsediyoruz. 2,5 milyonun üzerine çıktık şu anda aşısı tamamen iki dozu da bitmiş insandan bahsediyorum. İnsanlar aşı randevusu alamıyorum diyemeyecek bundan sonra. Açık havada mümkün olduğu kadar erken maskeden kurtulmak için çabalıyoruz. Siz mümkün olduğu kadar mesafeyi koruduğunuz zaman maskeyi de o kadar erken çıkaracağız diye düşünüyorum. Hindistan mutasyonunda da esasında şu ana kadar gördüklerimize göre öyle çok ciddi bir seyir oluşmadı. Ben tabi ümitliyim, biz salgında başından beri en kötünü düşündük en kötüsüne göre hazırlığımızı yaptık. Hastalıkla ilgili vaka sayılarımız şu anda minimize olmuş durumda. Yatan hastalarla ilgili de salgının en yüksek noktasının yaklaşık yirmide otuzda birine neredeyse inmiş olan bir salgını yönetmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Eğer saygı duymuyorsa devlet bunun gereğini yapar”


Aşı yaptırmayan kişilere kamusal alanlarda kısıtlama uygulanması önerilerini değerlendiren Memişoğlu, “Kesinlikle özgürlükçü olmamız gerekiyor. Ama o nereye kadar eğer başkasının yaşam hakkını kısıtlıyorsa o zaman sizin hakkınızın sınırlanması gerekiyor. Bunu düşünerek devletimiz yeni bir politika oluşturabilir ve ya oluşturmaz. Ama bir daha söylüyorum herkesin kendi hakkına razı olup başkasının hakkına tecavüz etmeyecek şekilde hareket etmesini bekliyoruz. Eğer saygı duymuyorsa devlet bunun gereğini yapar ama ne kadar yapar nasıl, yapar onun planlaması Bakanlığımız ve kural koyucular tarafından yapılacak biz de uygulamasını yapacağız. Acil durum hastanelerimiz hariç bütün hastanelerimizde bütün kliniklerimizi eskiye döndürdük. Artık Covid sadece çok az bölümlerde takip ediliyor” şeklinde konuştu.

Hasibe Karadağ - Harun Özcüler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mübadele ve mübadillerin kültürel mirası Osmangazi’de konuşuldu Osmangazi Belediyesi, Bursa UNESCO Derneği, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, (BAL-GÖÇ) Lozan Mübadilleri Vakfı, Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği ile işbirliğinde "Mübadele ve Mübadillerin Kültürel Mirası Paneli" düzenlendi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen panelde, 30 Ocak 1923’de Lozan Barış Anlaşması gereği Türkiye ve Yunanistan arasında gerçeklesen zorunlu göç sebebiyle yaşanan olumsuzluklar, çekilen zorluklar, geride bırakılan hayatlar, zorunlu göçü oluşturan şartlar ve bu şartların ekonomik, politik nedenleri, göçmen haklarının korunması, iskan zorunluluğu, göçün sosyo-kültürel etkileri, göçmenlerin kültürel mirasları gibi konular konuşuldu. Mübadelenin unutulmaması ve hatırlanması, gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğine inanılarak düzenlenen panelde, mübadelenin pek çok yönden incelenmesi ve akademik çalışmalara kaynak olması hedefleniyor. Düzenlenen panele Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, Milli Savunma eski Bakanı Turan Tayan, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, Lozan Mübadili ailelerin torunları ve yurttaşlar katıldı. İlker Özarslan Moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Araştırmacı Yazar Aycan Yılmaz, Prof. Dr. Kemal Arı, Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Esat Halil Ergelen, Mutfak Araştırmacısı Yazar Ramazan Başan, mübadele ve mübadillerin kültürel mirasını pek çok yönüyle konuştu. “Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç ve mübadil anıları yaşatmasın” Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, “Bu panelin benim için ayrı bir önemi var; ben de Lozan Mübadili bir ailenin torunlarıyım. Büyük Önder Atatürk’ün Lozan Mübadelesi sayesinde orada ki Türkleri buraya getirmesi, burada ki Rumları da memleketlerine mübadil etmesi, iç barışın sağlanmasında ve Anadolu’nun tekrar Türkleşmesinde önemli bir etken oldu. O günü yaşayanlar, acıları çekenler yalnızca Türkler değil, mübadil olmuş Yunanlılar da üzüntüler yaşadı. Büyük Önder Atatürk’ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh, sözünün üzerine dünyada bir başka söz olduğunu düşünmüyorum. Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç mübadil anıları yaşatmasın” şeklinde konuştu. “Genç Türkiye Cumhuriyeti, mübadelenin altından büyük bir mağfiretle kalktı” Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, “Mübadele Cumhuriyetin ilk kurulduğunda devraldığı çok büyük bir yüktü, Genç Türkiye Cumhuriyeti, bunun altından büyük bir mağfiretle kalktı, bugüne kadar mübadele konusunda bir çok panel, sempozyum, konferans ve söyleşi yapıldı. Biz UNESCO Derneği olarak panele kültürel miras gözüyle bakmak istiyoruz. Mübadillerin Yunanistan’a giden ve oradan gelen mübadillerin hala sürdürmekte olduğu ve kaybettikleri yaşam, müzik, gıda, giysi kültürlerini, panelde aktarmaya çalışacağız” dedi. “Tarım ve ticaretin gelişmesinde mübadil göçmenlerinin büyük katkıları olmuştur” BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, “1893 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu tarafa hala göç alıyoruz. Sadece Balkanlar ve Selanik çevresinden buraya gelenler değil, Türkiye’den Yunanistan’a giden, ana dili Türkçe olan ve Yunanca hiç bilmeyen Ortodoks Türkler de vardı. O aileler hala bizleri kendilerine yakın görüyorlar. B unun yanında Rumlarda göç ettiler; ama onlarında gönül bağı var. Anadolu’nun Türkleştirilmesinde, tarım, ziraat ve ticaretin gelişmesinde, mübadil göçmenlerinin çok büyük katkıları olmuştur” diye konuştu. “Yaşadığımız bu acıları hep beraber nasıl tatlıya çevirebiliriz” Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, “Bu topraklar acıların birleştiği ve sürgün edildiği topraklar. Türkiye’nin her bir noktasında acılar yaşanmış. Ben bir mübadil damadı olarak bunu çok yakından hissediyorum. Hep beraber yaşadığımız bu acıları nasıl tatlıya çevirebiliriz, geleceğin mirasını daha güzelleştirebiliriz ve yaşanan acıları geleceğe nasıl kültürel farklılık zenginlik olarak oluşturabiliriz; işte bunun mücadelesini vereceğiz” dedi.
Kayseri Jose Mourinho: "6 gol attık ama 10 da olabilirdi" Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, 6-2 kazandıkları karşılaşma sonrası, "Topla gerçekten yüksek kalitede bir oyun sergiledik. 6 attık ama 7, 8, 10 da olabilirdi. Mutluyum" dedi. Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Fenerbahçe, deplasmanda Kayserispor’u 6-2 mağlup etti. Maç sonu düzenlenen basın toplantısında konuşan değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, "Ben her gün Türk futboluna adapte olmaya ve öğrenmeye çalışıyorum. Bugün maça çok güçlü bir başlangıç yaptık Aslında devreden maçı bitirmiş olmamız gerekiyordu ama bitiremedik. İkinci yarıda maç 3-2’ye geldikten sonra maç tekrar ortada oldu. Bu benim takımla ilgili hoşuma gitmeyen şeydi. 90 dakika boyunca daha istikrarlı ve konsantre olmamız gerekiyor. Çünkü maç 3-0’a kadar kolay bir maçtı. 3-2’ye gelene kadarki periyotta performansımız durakladı. 3-2 olduktan sonra tekrar o korkuyu hissettik ve tekrar oyuncular odaklanmaya başladı. Bugün 6 oldu ama 7-8 de olabilirdi. Oyuncularımdan istemediğim şey bu, maç kolayken maçı bitirmek gerekiyor. Çok zor maçlar oynayacağız çünkü. 3-0 gibi kolay bir durumdayken 4’ü, 5’i, 6’yı atmamız gerekiyor. Maçın 3-2’ye gelmemesi gerekiyor. Bu güne dair sevmediğim tek şey bu. Ama topla gerçekten yüksek kalitede bir oyun sergiledik. 6 attık ama 7, 8, 10 da olabilirdi. Mutluyum" dedi. Takımda herkesin hazır olduğunu ve iyi çalıştığını vurgulayan Portekizli teknik adam hayalindeki takımla ilgili de şunları söyledi: "Hayalimdeki maçın olması için bugün 8-0 olması gerekiyordu, 6-2 değil. Hayalimdeki takım 3-0’dan 3-2’ye getirmez. Hayalimizden uzaktayız diyebilirim. Ama şu anlamda hayal ettiğim takıma sahibim, takımdaki herkes hazır. Herkes çok iyi çalışıyor. Oğuz Aydın da bugün öyle bir oynadı ki sanki her maç oynuyormuş gibi, aynı şey Samet için de geçerli. Dolayısıyla bunun takım adına güzel bir şey olduğunu düşünüyorum." "Her Galatasaray maçında mantıksız şeylerle karşılaşıyoruz" Galatasaray 2. Başkanı Metin Öztürk’ün penaltı pozisyonu ile ilgili açıklamaları sorulması üzerine Mourinho, "Penaltı pozisyonuyla ilgili açıkçası bir şey söyleyemem. Çünkü pozisyonu izleme şansım olmadı ama kulübede bulunmuş olduğum yerden penaltı gibi gözüküyordu. Eğer Galatasaray ikinci başkanı mantıksız olduğunu düşünüyorsa her Galatasaray maçında mantıksız şeylerle karşılaşıyoruz. Mantıksız olan çok şey var, dolayısıyla en iyisi bu mantıksız olan şeyleri konuşmamak" ifadelerini kullandı. Mourinho’dan Ronaldo açıklaması Cristiano Ronaldo’nun Fenerbahçe’ye transfer olacağı söylentilerine de cevap veren Jose Mourinho, "Ronaldo belki bir gün öğle yemeğine gelebilir. Çünkü İstanbul; Portekiz ile Arabistan’ın ortasında kalıyor. Belki özel jetine atlayıp bir gün eski arkadaşı olan Jose’yi görmeye gelip bir yemek yiyebiliriz kendisiyle. Fenerbahçe ile oynaması hakkında soruyorsanız, onu yazanlar ne yazdıklarını bilmiyorlar ya da saçma haber yapmaktan mutlu oluyorlar. Eğer ocak ayında takıma bir oyuncu katılacaksa gerçekten bunun çok iyi oyuncu olması gerekiyor. Ben elimdeki oyuncuları geliştiriyor olmaktan çok mutluyum. Oğuz Aydın’ın ilk geldiği halinden şimdiki haline bakıyorum. Onları geliştirmek istiyorum. Çünkü UEFA’da aslında başımızı belaya sokan bir durum var. Ülkede yetişmiş futbolcu kontenjanı konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Hiçbir hoca muhtemelen bu konuyu umursamamış ama ben umursuyorum. Dolayısıyla bu oyuncuya şans vermek istiyorum. Kış transfer penceresi açıldığında gerçekten çok iyi bir oyuncu olması gerekiyor. Çünkü ben elimdeki oyunculardan çok mutluyum" dedi.
Kayseri Sinan Kaloğlu: "Penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü" Kayserispor Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, Fenerbahçe’nin kazandığı penaltıyla ilgili yaptığı açıklamada, "İlk penaltı pozisyonunun penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü. Herkesin görmesine rağmen Direnç hoca ve VAR ekibi bunu görmedi" dedi. Kayserispor, Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında sahasında karşılaştığı Fenerbahçe’ye 6-2 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kayserispor Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu, sonuçtan dolayı üzgün olduklarını söyleyerek, "Maçtan önce koşan oyuncularla, baskılı oyuncularla başlamayı planladık. Ön alan baskısıyla da rakibi kendi yarı sahasından çıkarmadan gol pozisyonlarına girmekti. İlk penaltı pozisyonunun penaltı olmadığını sadece biz değil tüm Türkiye gördü. Herkesin görmesine rağmen Direnç hoca ve VAR ekibi bunu görmedi. Gücümüz belli ama bir şeye inanmıştık. Fenerbahçe’yi yenmeye inanmıştık. Bunun içinde sahaya çıktık. Maçın başından sonuna kadar bunun için mücadele verdik" dedi. "Sarı kartlar direncimizi kırdı" Sarı kartların dirençlerini kırdığını belirten Kaloğlu, "Zaten kaliteli ayakları olan güçlü bir kadrosu bulunan Fenerbahçe’ye karşı 5. dakikada haksız bir penaltıyla mağlup duruma düşüyorsunuz. Sonrasında 3 orta saha oyuncumuzun ikisine haksız yere sarı kart gösterildi. Bu da orta sahadaki direncimizi kırdı. Üçüncü gol ise bize göre ofsayt. Fenerbahçeli oyuncu hamle yapıyor ve defansımızın dengesini bozuyor. Kolovetsios’un pozisyonunda da bize penaltı çalınmalıydı. İkinci yarı maça tutunmak için her şeyi yaptık. Dizilişimizi değiştirdik. Oyuncu değiştirdik. Toplamda 41 orta yaptık. 25 defa ceza sahasına girdik. 15-20 şut çektik. İkili mücadelede yüzde 56 ile rakibimize üstünlük sağladık. Bu bir takımın inanmasıyla alakalıydı. Ama bizim inanmamızla olmadı. Eksiklerimiz var ama bunun ardına sığınmıyoruz. Ama çocukların bir isteği var ve bunu sahada alamıyorlar. Maçı izlemeyen birisi ’6 gol yemişler’ der. Biz 5 maçtır yenilmeyen bir takımdık. Bu takım bir maçta 6 gol yiyecek bir takım değildi. Ama 3. golden sonra rakibe verdiğimiz boş alanlar, rakibin kontra atakları sonuca gitmelerini sağladı" ifadelerini kullandı. "Mücadeleden gurur duydum" Fenerbahçe maçından ders çıkarıp, gelişerek devam edeceklerinin altını çizen Sinan Kaloğlu, "Ben oyuncularımın bugünkü mücadelesinden gerçekten gurur duydum. Kazanma isteklerini herkese gösterdiler. Biz bu skoru unutacağız ama bu maçtaki hatalarımızı da değerlendireceğiz. Yazık oldu, bu takım 6 gol yiyecek takım değildi. Bu maçtan ders çıkarıp gelişerek devam edeceğiz" şeklinde konuştu.