GÜNDEM - 24 Eylül 2019 Salı 16:40

BİLKA'dan dikkat çekici 'uyuşturucu' raporu

A
A
A
BİLKA'dan dikkat çekici 'uyuşturucu' raporu

Uyuşturucu kullanma yaşının da sebep olduğu ölüm yaşının da düştüğünü duyuran Bilge Kadın Araştırma Merkezi, bu konuda hazırlanan çarpıcı raporu kamuoyuyla paylaştı.

Bilge Kadın Araştırma Merkezi (BİLKA), ‘uyuşturucu madde’ tehlikesine dikkat çekmek amacıyla bir çalışma hazırladı. Geniş çaplı bir çalışma sonucunda hazırlanan çarpıcı rapor kamuoyuna ilan edildi. Çalışmayla ilgili yapılan açıklamada, “Milletimizi yıkmak, ülkemizi ele geçirmek isteyen mihraklar bir yandan özellikle gençliğimize yönelik müstehcenlik dozu yüksek filmler, diziler, TV programları, bilgisayar oyunları ve uygulamalarını devreye sokarken diğer yandan sigara, alkol, müzik, ekran ve uyuşturucu bağımlılığını da körüklüyorlar. Planlı ve sistemli çalışmalar sonucu maneviyat ve inanç değerlerinden uzaklaştırılan gençlik, proje sahiplerinin istediği kıvama getirilerek onların istediği kalıplara dökülmekte ve yine onların istedikleri yönlere itilmektedir. Bu mihraklar emellerine ulaşmak, gençliği etkisiz ve tepkisiz hale getirmek için son yıllarda özellikle uyuşturucuyu da yoğun bir şekilde kullanıyorlar.

Maneviyattan uzaklaştırılmış, maddiyatçılık aşılanmış gençlerin bunlara tevessül etmesi hiç de zor olmuyor. Kendilerinden başkasını insan olarak görmeyen ırkçı emperyalistler için hedefe giden her yol mubahtır. Savaşlarda tecavüzü bir savaş silahı haline getirdikleri gibi uyuşturucuyu da bu maksatla kullanıyorlar. Ele geçirmek istedikleri ülkelerin halkını, özellikle de gençliğini uyuşturucu bağımlılığına sürükleyerek etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar. Afganistan’da uyguladıkları bu taktiği Filistin’de de uyguluyorlar. Filistinli gençleri uyuşturucu bağımlısı yapmak için yoğun gayret sarf ediyor, bedava uyuşturucu dağıtıyorlar” ifadeleri yer aldı.

“Uyuşturucu afetler ile nükleer silahlardan daha yıkıcı sonuçlara yol açmaktadır"

Türkiye’de uyuşturucu kullanımı ve bağımlı sayısındaki patlamanın sadece uyuşturucu tacirleri veya uyuşturucu ticaretinden beslenen mafya/terör örgütleri ile açıklanamayacağının vurgulandığı açıklamada,
“Artık uyuşturucunun tonlarla ifade edilen miktarlarda yakalanması, adım başı her yaştan ve her kesimden kadın erkek bağımlılarla karşılaşılması, kullanma yaşının 9’a kadar düşmesi, öğretmen ve polislerin bile bu kirli ticarete dâhil edilmesi, ilanla torbacı aranacak kadar pervasız olunması, cips, döner, bisküvi, oyun hamuru, baston her şeyin içinden uyuşturucu çıkması, karadan-denizden-havadan ülkemize adeta uyuşturucu yağması sıradan uyuşturucu tacirlerinin, mafya/terör çetelerinin çaplarının çok üzerinde bir olaydır. Ülkemize dost, müttefik, stratejik ortak görünen devletler tarafından resmen ilan edilmemiş çirkin, sinsi ve derin bir gayrinizami savaşla karşı karşıya bulunuyoruz. Uyuşturucu düşman işgalinin bir ön adımıdır. Mücadele buna göre yürütülmelidir. Hain, ajan ve işbirlikçilere hak ettikleri muamele tereddütsüz yapılmalıdır” denildi.

"İşgücü ve üretim kaybının dışında eğitim, önleme ve tedavi harcamalarına dahi milyarlarca lira harcanmaktadır"
Güncel olmayan resmi verilere göre Türkiye’de 1 milyon 300 bin uyuşturucu kullanıcısı bulunduğunun belirtildiği açıklamada, “Veriler güncellendiğinde bu rakamın çok ötelerine ulaşılacağı aşikârdır. Uyuşturucu sebebiyle bu güne kadar binlerce insan ölmüş, yüz binlerce bağımlı tedavi görmüştür. Bağımlılığın kişisel/toplumsal; maddi/manevi sonuçları çok ağırdır. Kişiler yıkılmakta, aileler parçalanmakta, toplumda huzur ve güven kalmamaktadır. Ruh ve beden sağlığının bozulmasına, insanı insanlıktan çıkarmaya, intihara kadar varan bunalımlara sebep olan uyuşturucu ayrıca insanları -özellikle gençleri- suça iterek toplum yapısının bozulmasına da yol açmaktadır. Sağlıklı ve bilinçli nesillerin yetişmesine engel olarak bu yönü ile de toplumlar üzerinde yıkıcı bir etki icra etmektedir. Uyuşturucuyla mücadelenin bağımlıya, ailesine ve Devlete ekonomik yönden de faturası çok ağırdır. İşgücü ve üretim kaybının dışında eğitim, önleme ve tedavi harcamalarına dahi milyarlarca lira harcanmaktadır. Uyuşturucu ülkeler üzerinde sosyal, kültürel ve ekonomik yönden sel, kasırga, deprem gibi tabii afetler ile nükleer silahlardan daha yıkıcı sonuçlara yol açmaktadır” ifadeleri yer aldı.

“Cezalarının artırılması, Diyanet’le işbirliği yapılması, narkotimlerin kurulması, devletin hassasiyetini ve ciddiyetini göstermektedir”

Uyuşturucu maddelerin sadece kullanım yaşının değil, sebep olduğu ölüm yaşının da düştüğüne değinilen açıklama şöyle devam etti:

“Resmi kayıtlara göre 2007’den bu yana 2 bin 148 kişi uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle ölmüştür. Değişik nedenlerle ölüm sebebi kayıtlarda farklı gösterilen uyuşturucu bağımlıları da hesaba katıldığında gerçek rakam bu sayının kat kat üzerindedir. Yine resmi rakamlara göre 2014-2016 arasındaki 3 yılda 680 bin 575 kişi uyuşturucu tedavisi görmüştür. Uyuşturucuyla mücadeleye yeri geldiğinde halk da doğrudan katılmaktadır. Her konuda olduğu gibi devlet-millet işbirliği uyuşturucu ile mücadelede de çok önemlidir. Uyuşturucu cezalarının artırılması, Diyanet’le işbirliği yapılması, narkotimlerin kurulması, bakanlıkların çalışmaları, kurumların yoğun bir işbirliği içerisinde mücadele etmesi bu konuda devletin hassasiyetini ve ciddiyetini göstermektedir. 2014 yılında kurulan ‘Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu’, tüm bağımlılıklarla aynı çatı altında tek elden mücadele edilebilmesi için ‘Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu’ haline getirilmiştir. Kurulun arzulanan sonuçları alabilmesi için devlet-millet işbirliğiyle topyekûn mücadeleye hız vermesi, mücadeleye halkın azami ölçüde katılımını sağlaması, bürokratik engeller ve cezai yaptırımlarla halkın yolunu kesmek yerine önünü açması hayati öneme sahip unsurlardır. BİLKA olarak her zamanki sorumluluk anlayışı içerisinde, ülkemizin ve hatta tüm insanlığın geleceğini karartmaya yönelik uyuşturucu ile mücadelede yetkili makamları görevlerini yapmaya davet ediyor, cesaretle gereken adımları atmalarını bekliyoruz.”

Açıklamada, rapora http://bilka.org.tr/uyusturucu_7221.html adresinden ulaşılabileceği kaydedildi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Çinekop ve hamsi tezgahlarda: Palamuta veda zamanı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde balık fiyatlarında hareketlilik devam ediyor. Karadeniz ve Marmara Denizi’nden gelen balıklar, bu hafta da pazara renk kattı. Bandırma’da özellikle çinekop, tekir, barbun ve hamsi balıkları dikkat çekerken, palamutun ise sezonu sona yaklaşıyor. Balıkçılardan alınan bilgilere göre, bu hafta Bandırma’da en bol bulunan balık türleri arasında çinekop ve hamsi öne çıkıyor. Çinekopun kilosu 300 Türk Lirası, tekir balığının kilosu ise 250 Türk Lirası’ndan satılıyor. Hamsi fiyatları ise 200 Türk Lirası seviyelerinde. Öte yandan, palamut balığı azalmakta ve fiyatı 200 Türk Lirası’na kadar yükseldi. Palamut sezonunun sonuna gelindiği ve ay sonu itibarıyla artık raflarda pek görülmeyeceği ifade edildi. Bandırma’daki balıkçılar, çinekop ve hamsinin taze ve bol olduğunu belirterek, bu balıkları tavsiye ediyor. Özellikle Karadeniz hamsisinin yağlanarak ızgaraya uygun hale geldiği, çinekop ve tekir gibi balıkların ise doğal ve katkısız olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, Karadeniz’den gelen barbun ve mezgit balıkları da raflardaki yerini aldı. Balıkçılar, "Çinekop ve hamsi şu anda oldukça uygun fiyatlarla satışta. Palamut ise artık son demlerini yaşıyor, fiyatı arttı ve yakında tamamen raflarımızdan kalkacak.” diyerek, vatandaşları sezon değişiklikleri hakkında bilgilendiriyor. Bandırma’daki balıkçı esnafı, vatandaşlara çinekop ve hamsiyi bol bol tüketmelerini öneriyor. Balıkçı Sezgin Acar İHA muhabirine yaptığı açıklamada; “Bu hafta bol miktarda çinekop balığı geldi, barbun, tekir balığı, hepsi Karadeniz’den geliyor bu balıklar. Genelde hava güzel olduğu için çok fazla miktarda Karadeniz ve Marmara’dan sadece hamsi geliyor. Ara ara Karadeniz hamsisi de geldi. Karadeniz hamsisinin fiyatları biraz daha uygun gibi. Genelde çinekop, barbun, tekir, istavrit Karadeniz’den geliyor. Palamut da az kaldı, yani az geliyor. Şu an palamut balığı sonuna yaklaştı. Havaların soğumasıyla birlikte, deniz suyu sıcaklığının düşmesiyle birlikte hamsiler yağlandı, ızgarası oluyor, Karadeniz hamsisi süper oluyor.” Dedi. Balıkçı Barış Yıldız ise “Bu hafta ne geldi bol olarak, şu anda çinekop balığı başladı, palamut bitmek üzere, palamutun zamanı geçti. Şu anda 200 Türk Lira tanesi oldu. Çinekop fiyatları şu anda 300 Türk Lira kilosu. Tekir balığı geldi, şu anda 250 Türk Lira kilosu, tekir balığı başladı. Hamsi balığının kilosu 200 Türk Lirası. İstavritin kilosu 150 Türk Lirası. Çinekop fiyatları 300 Türk Lira kilosu. Palamut dediğim gibi bitmek üzere, şu anda 200 Türk Lirası tanesi. Ay sonuna kadar palamut da bitmek üzere. Bitiyor şu anda.” ifadelerini kullandı. Balıkçı Zafer Kahraman: “Karadeniz bölgesinden bol miktarda son bir hafta on günde çinekop balığıyla barbun balığı ve mezgit balığı gelmektedir. Yerli olarak hamsi de geliyor. Çinekopun kilosu 350 Türk Lirasından, barbunun kilosu 250 Türk Lirasına, mezgitin kilosu 200 Türk Lirası şu anlık. Eğer biraz daha bollaşırsa, fiyatlar düşer. Bunların gelmesiyle birlikte palamut balığı yavaş yavaş azalmaya başlayacak. Palamutların tanesini 200 Türk Lirasına satıyoruz. Biraz pahalandı. Bundan sonra palamutlara da son elveda diyelim. Çinekop balıklarını haftada iki kez yemenizi tavsiye ediyoruz. Doğal ürün. Katkısız. Herkese afiyet olsun.” dedi. Son olarak balıkçı Birol Çakıcı: “Bol bol palamut mevsimi vardı bu sene. Vatandaşımız bol bol palamut yedi. Şimdi çinekop mevsimi başladı, tekir, çinekop, istavrit, hamsi. Fiyatlar uygun. Vatandaş bol bol balığını evine götürüyor, güzelce.” dedi.