POLİTİKA - 04 Nisan 2022 Pazartesi 11:18

Bakan Bilgin’den 3600 ek gösterge açıklaması: 'Çalışmamız son aşamasına geldi'

A
A
A
Bakan Bilgin’den 3600 ek gösterge açıklaması: 'Çalışmamız son aşamasına geldi'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "3600 ek gösterge meselesi; bunda çalışmamız son aşamasına geldi. Sosyal taraflarında katıldığı şekilde çalışmamızı tamamlamak üzereyiz. Ümidimiz öyle planladık Mayıs ayında çalışma tamamlanacak ve meclise intikal ettirilecek" dedi.

Memur-Sen Konfederasyonu ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından düzenlenen “4688 Sayılı Kanun ve 10. Yılında Toplu Sözleşme Kongresi” Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TÜİK tarafından açıklanan Mart ayı enflasyon rakamlarına değinerek, "Toplu sözleşmemizde alım gücünü korumak için hükme bağladığımız enflasyon farkı bile bu enflasyonist ortamda kayıpları telafi etmekte zorlanıyor. Onun için Memur-Sen olarak temel beklentimiz enflasyonun durdurulması ve bir an önce geriletilmesi çünkü memurlar olarak en önemli beklentimiz enflasyonun olmadığı istikrarın korunduğu bir zemindir. Çünkü o zaman aldıklarımızın bir karşılığı olacaktır. Bu açıdan enflasyonun durdurulması ve geriletilmesi temel beklentimiz. Alım gücünü artıracak maaş gücü iyileştirilmelerinin yapılması, başta kamu görevlilerinin ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi açısından son derece önemlidir" açıklamasında bulundu.
Kongrenin açılış oturumuna katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise burada yaptığı konuşmada, pandeminin oluşturduğu negatif bir dizi sonucun olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin salgın sürecinde başarı ile yöneterek bugüne kadar geldiğine değinen Bilgin, “Türkiye’yi zaman zaman Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile zaman zaman mukayese ederek değerlendirenler var. Öyle de değerlendirilebilir. Pandemi sürecinde o ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman Türkiye’nin bu süreci ne kadar başarı ile yönettiğini anlatmaya gerek yok. Dünya’da hastane önünde ölen insanların, koridorlarda yığılmış bakılmaya ya da tedaviye ihtiyaç duyan insanların nasıl çaresizlik içerisinde bulunduklarını hepimiz izledik. Çok şükür Türkiye’de bu manzaralar yaşanmadı’’ dedi.

"Enflasyonla mücadele birinci önceliğimiz"

Bilgin, dünyada ve Türkiye’de artan enflasyon oranlarına ilişkin, “ABD dünyanın en zengin ülkesi tarihinde görülmemiş enflasyonu yaşıyor. Almanya geçtiğimiz 7.3 aylık enflasyon açıkladı. Türkiye’de de enflasyon çok yüksek. Enflasyonla mücadele etmek birinci görevimiz öncelikli hedefimiz ama bugünkü dünya konjektörünün Türkiye’ye yüklediği bir netice olarak da meselenin bir boyutunun görmemiz lazım. Almanya 4 trilyon 200 milyar dolarlık bir ekonomi. Yüzde 7’lik bir enflasyonla karşı karşıya kalıyor. ABD 20 trilyon doların üzerinde bir ekonomi. Yaşadığı enflasyon ortada. Buralarda bakmak lazım. Yoksa kabaca rakamlara bakıp da ‘onlarda yüzde 7 de bizde neden 4.46’ buradan anlayamayız. Esas meseleye buradan bakmamız lazım. Enflasyonla mücadele birinci önceliğimiz" açıklamasında bulundu.

“Ekonomik kalkınma, büyüme tek başına yeterli olan şeyler değildir”

Bilgin, Türkiye’nin pandemiden sonra dünyada en hızlı büyüyen 2 ülkeden birisi olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Türkiye kalkınıyor, büyüyor diyorsunuz ama topluma yansımıyor’ diyenler var. Bunların büyümeden ne anladıklarına bakmak lazım. Bu cehalet ile ilgili meselenin bir tarafı var. Büyüme bir önceki yıla göre toplam mal ve hizmet oranındaki artışı gösteren bir oran. Bu süreklilik arz ettiği zaman refah oluşturuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin meselesi demokrasi içerisinde sürekli büyüyen yani refah oluşturan bir ekonomik ve sosyal politika zeminine ulaşmaktır. Tabi ekonomik kalkınma, büyüme tek başına yeterli olan şeyler değildir. Biz onu sosyal politikalarla zenginleştirmek durumundayız. Bu bakımdan sendikalar, sendika özgürlüğü fevkalade önemlidir çünkü sosyal zeminin en önemli aktörü sendikalardır.”

"Temmuz enflasyonunda da enflasyon farkını yapacağımız düzenleme ile yeniden ele alacağız"

Bilgin, Türkiye’de asgari ücrete yapılan düzenleme ile tarihte ilk kez enflasyon yüzde 36 iken yüzde 50’lik pozitif bir reel ücret artışı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, ‘’Bu çok önemlidir. Bugünkü enflasyon, devam eden enflasyonist ortam dikkate alındığı zaman bunu muhtelif şekilde yorumlamak mümkündür ama inkar etmek asla mümkün değildir. Biz Ocak ayının başında sadece enflasyon farkını vermedik ona bir de yüzde 3 civarında bir sosyal denge farkı verdik. Önümüzde de yine Temmuz enflasyonu var. Unutmayalım ki Temmuz enflasyonunda da enflasyon farkını çalışanlarımıza, kamu çalışanlarımıza, emeklilerimize yapacağımız düzenleme ile yeniden ele alacağız’’ şeklinde konuştu.

"Son aşamaya geldik"

Kamuda 3600 ek göstergeye ilişkin çalışmalarla ilgili bilgi de veren Bakan Bilgin, ''3600 ek gösterge meselesi; bunda çalışmamız son aşamasına geldi. Sosyal taraflarında katıldığı şekilde çalışmamızı tamamlamak üzereyiz. Ümidimiz öyle planladık Mayıs ayında çalışma tamamlanacak ve meclise intikal ettirilecek'' ifadelerini kullandı.

Mevlüt İşli - İbrahim Çakmak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Köksal, “Türkiye’de ilk korumacılık Muğla’da başladı” Tarihi Kentler Birliği 2024 yılı Olağan İkinci Meclis Toplantısı Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi ev sahipliğinde 300 Belediye Başkanı ve 500 Meclis üyesinin katıldığı toplantı, Marmaris’te başladı. Başkan Köksal, “Türkiye’de ilk korumacılık Muğla’da başladı” Tarihi Kentler Birliği toplantısında sunum yapan Menteşe Belediye Başkanı Şehir Plancısı Gonca Köksal, “ ÇEKÜL Vakfı Kurucu Başkanı, Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in ifade ettiği ’Biz Türkiye’de korumacılığı 1973’te Muğla’da başlattık, o zamanki yerel yönetim olmasaydı bunu başaramazdık’. Biz bugün Sayın Kerem Ekinci’yle Türkiye’nin ve Muğla’nın koruma tarihini, değerli büyüğümüz, sevgili hocam Oktay Ekinci’nin ’Yaşayan Muğla’ kitabı üzerinden ele alacağız. Değerli hocam Oktay Ekinci kültür varlıklarının, tarihi dokuların korunmasında öncü bir isim ve çok değerli bir meslek büyüğümüzdür. Hayatını kültürel mirasın korunmasına adayan sevgili hocam Oktay Ekinci’yi bir kez daha sevgiyle, saygıyla ve minnetle anıyorum. Oktay Hocam, ‘İnsanın yaşayamadığı bir mekân yaşamaz’ der. Yalnızca fiziksel dokunun korunması değil, önemli olan bu dokunun içinde yaşamın olması ve akmasıdır. Menteşe Karabağlar Yaylası sadece coğrafi bir alan değil, insanın toplumsallığını, dayanışmasını, üretimi yeniden ördüğü müşterek mekândır. Mescitler, kahvehaneler, meydanlar. Her bir buluşma, üretim ve paylaşım alanıdır Karabağlar’da” 25 anıtsal yapı 1974 yılında resmen koruma altına alındı Başkan Köksal, korumaya yönelik ilk resmi girişimlerin 25 adet anıtsal yapının 1974 yılında resmen koruma altına alınmasıyla başladığını belirtti. Koksal, Sivil Mimarlık Örneklerinin Tescili ve Kentsel Sitin Korunmasına Yönelik Kararların cami, mescit, hamam gibi tek yapıların koruma altına alınmasından sonra 1975 - 1979 arasında sivil mimarlık örneklerinin yaşatılmasına, kültür mirasımızın kentsel sit ölçeğinde korunmasına yönelik kararlar alındığını kaydetti. 1979 yılında 178 ev koruma altına alındı Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, 1979 yılında 178 evin, korunması gereken eski eser ve sit sınırlarının belirlendiğini ifade etti. Başkan Köksal, “Ülkenin birçok kentinde sit alanları, eskimiş, köhnemiş, ömrünü doldurmuş, yıkılması ve kaldırılması istenen tarihi doku, o tarihte Muğla’da bir hazine olarak görülüp, sokak eskizleri yapılmış, kentsel tasarım detaylarına, yapı detaylarına (bacalar, cepheler, kat planları, kapılar, tavan süslemeleri) kadar detaylı bir çalışma yapılmış. Oktay hocam hepsini eliyle çizmiş, belgelemiş” dedi. “Karabağlar Yaylası bizim için çok önemli” Başkan Köksal, “Karabağlar Yaylası doğal su sirkülasyonu, doğal su kanalları, irimleri, kesikleri, yayla yolları, içindeki camileri, kahveleri, yurtlarıyla bizim için çok önemli bir alan. Burası ile ilgili 1977 ylında sit kararı alınmış” dedi.
Muğla Trendyol Süper Lig: Bodrum FK: 0 - Galatasaray: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında Galatasaray deplasmanda Bodrum FK ile karşılaşıyor. Mücadelenin ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 13. dakikada Mertens’in sağ taraftan kullandığı serbest vuruşta direkt kaleye yönelen top Gökhan Akkan’dan sekti. Pozisyonun devamında ceza sahası içi sol çaprazından Osimhen’in röveşatasında meşin yuvarlak kalenin üzerinden dışarıya çıktı. 21. dakikada sol taraftan gelişen Bodrum FK atağında Fredy, ceza sahası içi sol çaprazında topla buluştu. Fredy’nin şutunda meşin yuvarlak kaleci Muslera’da kaldı. 36. dakikada sol tarafta aldığı topla Metehan’dan sıyrılıp ceza sahasına kadar giren Ege’nin sol çaprazdan uzak direğe vuruşunda meşin yuvarlak dışarıya gitti. 45. dakikada orta alanda yaşanan mücadelede Ege Bilsel, Lucas Torreira’ya yaptığı faul sonrası ikinci sarı karttan gördüğü kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Hakemler: Muhammet Ali Metoğlu, İbrahim Çağlar Uyarcan, Mehmet Kısal Bodrum FK: Gökhan Akkan (Diogo Sousa dk. 29), Üzeyir Ergün, Ondrej Celustka, Arlind Ajeti, Ege Bilsel, Samet Yalçın, Gökdeniz Bayrakdar, Fredy, Taylan Antalyalı, Zdravko Dimitrov, George Puşcaş Yedekler: Kenan Özer, Gabriel Obepka, Pedro Brazao, Ahmet Aslan, Celal Dumanlı, Enes Öğrüce, Yusuf Sertkaya, Oğulcan Başol, Taulant Seferi Teknik Direktör: Volkan Demirel Galatasaray: Fernando Muslera, Metehan Baltacı, Kaan Ayhan, Abdülkerim Bardakcı, Barış Alper Yılmaz, Lucas Torreira, Gabriel Sara, Roland Sallai, Yunus Akgün, Dries Mertens, Victor Osimhen Yedekler: Günay Güvenç, Eyüp Aydın, Kerem Demirbay, Berkan Kutlu, Hakim Ziyech, Elias Jelert, Victor Nelsson, Yusuf Demir, Michy Batshuayi, Efe Akman Teknik Direktör: Okan Buruk Kırmızı kart: Ege Bilsel (dk. 45) (Bodrum FK) Sarı kart: Samet Yalçın (Bodrum FK), Abdülkerim Bardakcı (Galatasaray)
Bursa Mübadele ve mübadillerin kültürel mirası Osmangazi’de konuşuldu Osmangazi Belediyesi, Bursa UNESCO Derneği, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, (BAL-GÖÇ) Lozan Mübadilleri Vakfı, Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği ile işbirliğinde "Mübadele ve Mübadillerin Kültürel Mirası Paneli" düzenlendi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen panelde, 30 Ocak 1923’de Lozan Barış Anlaşması gereği Türkiye ve Yunanistan arasında gerçeklesen zorunlu göç sebebiyle yaşanan olumsuzluklar, çekilen zorluklar, geride bırakılan hayatlar, zorunlu göçü oluşturan şartlar ve bu şartların ekonomik, politik nedenleri, göçmen haklarının korunması, iskan zorunluluğu, göçün sosyo-kültürel etkileri, göçmenlerin kültürel mirasları gibi konular konuşuldu. Mübadelenin unutulmaması ve hatırlanması, gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğine inanılarak düzenlenen panelde, mübadelenin pek çok yönden incelenmesi ve akademik çalışmalara kaynak olması hedefleniyor. Düzenlenen panele Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, Milli Savunma eski Bakanı Turan Tayan, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, Lozan Mübadili ailelerin torunları ve yurttaşlar katıldı. İlker Özarslan Moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Araştırmacı Yazar Aycan Yılmaz, Prof. Dr. Kemal Arı, Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı, Lozan Mübadilleri Vakfı Genel Sekreteri Esat Halil Ergelen, Mutfak Araştırmacısı Yazar Ramazan Başan, mübadele ve mübadillerin kültürel mirasını pek çok yönüyle konuştu. “Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç ve mübadil anıları yaşatmasın” Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Tolga Kornoşor, “Bu panelin benim için ayrı bir önemi var; ben de Lozan Mübadili bir ailenin torunlarıyım. Büyük Önder Atatürk’ün Lozan Mübadelesi sayesinde orada ki Türkleri buraya getirmesi, burada ki Rumları da memleketlerine mübadil etmesi, iç barışın sağlanmasında ve Anadolu’nun tekrar Türkleşmesinde önemli bir etken oldu. O günü yaşayanlar, acıları çekenler yalnızca Türkler değil, mübadil olmuş Yunanlılar da üzüntüler yaşadı. Büyük Önder Atatürk’ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh, sözünün üzerine dünyada bir başka söz olduğunu düşünmüyorum. Allah bir daha hiçbir ülkeye zorunlu göç mübadil anıları yaşatmasın” şeklinde konuştu. “Genç Türkiye Cumhuriyeti, mübadelenin altından büyük bir mağfiretle kalktı” Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özarslan, “Mübadele Cumhuriyetin ilk kurulduğunda devraldığı çok büyük bir yüktü, Genç Türkiye Cumhuriyeti, bunun altından büyük bir mağfiretle kalktı, bugüne kadar mübadele konusunda bir çok panel, sempozyum, konferans ve söyleşi yapıldı. Biz UNESCO Derneği olarak panele kültürel miras gözüyle bakmak istiyoruz. Mübadillerin Yunanistan’a giden ve oradan gelen mübadillerin hala sürdürmekte olduğu ve kaybettikleri yaşam, müzik, gıda, giysi kültürlerini, panelde aktarmaya çalışacağız” dedi. “Tarım ve ticaretin gelişmesinde mübadil göçmenlerinin büyük katkıları olmuştur” BAL-GÖÇ Başkanı Emin Balkan, “1893 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan bu tarafa hala göç alıyoruz. Sadece Balkanlar ve Selanik çevresinden buraya gelenler değil, Türkiye’den Yunanistan’a giden, ana dili Türkçe olan ve Yunanca hiç bilmeyen Ortodoks Türkler de vardı. O aileler hala bizleri kendilerine yakın görüyorlar. B unun yanında Rumlarda göç ettiler; ama onlarında gönül bağı var. Anadolu’nun Türkleştirilmesinde, tarım, ziraat ve ticaretin gelişmesinde, mübadil göçmenlerinin çok büyük katkıları olmuştur” diye konuştu. “Yaşadığımız bu acıları hep beraber nasıl tatlıya çevirebiliriz” Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Baran Güneş, “Bu topraklar acıların birleştiği ve sürgün edildiği topraklar. Türkiye’nin her bir noktasında acılar yaşanmış. Ben bir mübadil damadı olarak bunu çok yakından hissediyorum. Hep beraber yaşadığımız bu acıları nasıl tatlıya çevirebiliriz, geleceğin mirasını daha güzelleştirebiliriz ve yaşanan acıları geleceğe nasıl kültürel farklılık zenginlik olarak oluşturabiliriz; işte bunun mücadelesini vereceğiz” dedi.