Yerel Haberler
Eskişehir
23 Kasım 2024 Cumartesi - 14:58 Anadolu Üniversitesinden eğitim ve araştırmada yeni standartlar Anadolu Üniversitesinde başarı değerlendirme ve lisansüstü danışmanlık esasları yeniden düzenlendi. Anadolu Üniversitesi, öğrencilerin akademik başarılarının daha adil ve şeffaf bir şekilde değerlendirilmesi amacıyla ölçme-değerlendirme ve danışmanlık süreçlerine yönelik yönergelerini güncelledi. Üniversite Senatosu tarafından kabul edilen yeni düzenlemeler hem başarı ve bağıl değerlendirme sistemi hem de lisansüstü programlarda danışmanlık ilkeleri ile ilgili kapsamlı değişiklikler içeriyor. Başarı notlarının standart sapma ve ortalama üzerinden hesaplanması ile öğrenci başarıları arasında adil bir dağılım sağlanması hedefleniyor. Yeni yönergeye göre, bağıl değerlendirme sistemine katılabilmek için öğrencilerin notlarının belirli bir sınırın üzerinde olması gerekiyor. ‘Bağıl Değerlendirmeye Katma Sınırı (BDKS)’ olarak adlandırılan bu eşik, 30 puan olarak belirlendi. “Lisansüstü programlar için yeni danışmanlık ilkeleri” Lisansüstü programlarda danışmanlık süreçlerine ilişkin yapılan düzenlemeler, öğretim üyelerinin niteliklerini ön planda tutuyor. Danışman olarak atanacak öğretim üyelerinin, son beş yıl içinde belirli sayıda akademik makale yayımlamış veya sanatsal etkinliklerde yer almış olmaları gerekiyor. Ayrıca, danışmanlık için atanacak öğretim üyelerinin, ilgili programda ya da farklı düzeylerde en az iki yıl ders verme tecrübesine sahip olmaları şartı aranıyor. “Uluslararası standartlarda bir eğitim” Yeni düzenlemeler, aynı zamanda lisansüstü derslerin planlanmasında da yenilikler getiriyor. Anadolu Üniversitesi yetkilileri, yapılan bu düzenlemelerin hem eğitim kalitesini artıracağını hem de öğrencilerin akademik başarısına olumlu katkılar sağlayacağını ifade etti. Üniversitenin öncelikli hedefinin, öğrencilere uluslararası standartlarda bir eğitim sunmak olduğu da vurgulandı. Öğrencilerden ve akademisyenlerden geri bildirim bekleniyor. Düzenlemelerin uygulanmaya başlamasıyla birlikte, öğrenciler ve öğretim üyelerinden geri bildirim alınarak sistemin sürekli iyileştirilmesi planlanıyor.
’Kooperatifçilik ve Kadın Erkek Eşitliği’ tanıtım toplantısı başladı
19 Kasım 2024 Salı - 10:36 ’Kooperatifçilik ve Kadın Erkek Eşitliği’ tanıtım toplantısı başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yer aldığı Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenen ’Kooperatifçilik ve Kadın Erkek Eşitliği’ tanıtım toplantısı başladı. Toplam 2 gün sürecek olan toplantı, kooperatif kurmak için yola çıkan kooperatif ortağı erkekler ile erkek muhtar ve din görevlilerine yönelik yaklaşık 200 kişi ile gerçekleştiriliyor. Programda açıklama yapan İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş, kırsal kalkınmayı desteklemede kadın girişimcilerin ve kadın kooperatiflerinin desteklenmesi önemine vurgu yaptı. Gümüş, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak verdikleri devlet destekleri ile kadın kooperatifleri, yürüttükleri projeler ve faaliyetlere ilişkin bilgilendirmede bulundu. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Orhan Bayrak, Türkiye’de kadın istihdamının artırılması adına başlatılan ’Kadın Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi’nin Eskişehir’de başarıyla yürütüldüğünü söyledi. Kadın kooperatif ortaklarına ve kooperatif kurma potansiyeli bulunan kadınlara da ayrıca projenin başladığını ifade eden Bayrak, 15 Eylül 2021 tarihinden itibaren çok sayıda eğitim, danışmanlık, yurtiçi ve yurt dışında teknik geziler düzenlendiği belirtti. Bayrak, yerel paydaş ve pazarlama ağı toplantılarının yapıldığı bilgisini paylaşarak kadın kooperatiflerini her zaman desteklediklerini dile getirdi. ’Kooperatifçilik ve Temel Esasları’ başlığı altında kooperatifçiliğin sosyal temelli ekonomik bir işletme olduğunu vurgulayan Eğitmen Erdem Ak ise, kooperatifçiliğin birlikte hareket etmek ve birlikte üretmek olduğuna dikkat çekti.
Vali Aksoy “Dünyanın tüm çocukları masumdur”
19 Kasım 2024 Salı - 10:33 Vali Aksoy “Dünyanın tüm çocukları masumdur” Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, çocuklara yönelik; koruma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra sosyal yardım hizmetleri, koruyucu ve önleyici hizmetler gibi birçok alanda faaliyetler yürüttüklerini belirtti. Vali Aksoy, Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle mesaj yayımladı. “Dünyanın tüm çocukları masumdur” diye belirten Aksoy, Valilik tarafından çocuklara yönelik; koruma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra sosyal yardım hizmetleri, koruyucu ve önleyici hizmetler gibi birçok alanda faaliyetler yürütüldüğünden bahsetti. Hüseyin Aksoy, çocukların çalıştırılması ve dilendirilmesini önlemeye dönük yoğun çalışmaların da Eskişehir Valiliğince devam ettiğine vurgu yaptı. "Dünyada çocuklar aç, sağlıksız, eğitimsiz, mutsuz ve mahzun ise insanlık masum değildir" Vali Hüseyin Aksoy’un Dünya Çocuk Hakları Günü mesajının tamamı ise şöyle; “Çocuk hakları konusunda evrensel ölçütleri belirleyen Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 20 Kasım 1989’da kabul edilmiştir. Ülkemiz Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan ilk ülkelerden biri olmuştur. Sevgi, şefkat ve merhamet ikliminde hayat bulan çocukluk çağı medeniyetimiz için iftihar kaynağıdır. Büyük Önder Atatürk’ün yüce Meclisin açılış gününü çocuklara bayram olarak hediye etmesi ve bugünün hâlen dünyada kutlanan tek çocuk bayramı olması bunun en büyük göstergesidir. Dünyanın tüm çocukları masumdur. Dünyada çocuklar aç, sağlıksız, eğitimsiz, mutsuz ve mahzun ise insanlık masum değildir. Açlık, sömürü çatışmalar ve savaşlarla yok yere katledilen çocuklar, harcanan çocukluk çağı, insanlığın vicdanı üzerinde kara bir lekedir. Ne yazık ki modern dünyanın yetişkinleri birçok coğrafyada çocuklara kin, kan, gözyaşı ile rol model olmaktadır. Çocukların üstün yararı gözetilerek iyi olma hâllerinin desteklenmesi, potansiyellerini geliştirmeye ve gerçekleştirmeye yönelik fırsat ve imkânların artırılması; başta eğitim, sağlık, adalet ve sosyal hizmetler olmak üzere temel kamu hizmetlerine erişimlerinin artırılması için büyük gayret sarf ediyoruz. Bu hedefler doğrultusunda Eskişehir Valiliğimizce koruma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra sosyal yardım hizmetleriyle koruyucu ve önleyici hizmetler gibi birçok alanda faaliyetler yürütülmektedir. Çocukların çalıştırılması ve dilendirilmesini önlemeye dönük yoğun çalışmalar sürdürülmektedir. Onlarca çocuğumuz sokaktan ve sömürüden kurtarılmakta, eğitime ve topluma kazandırılmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutluyor, çocuklarımıza sevgisini veren her yüreğe şükranlarımı sunuyorum.”
Tedavi edilmeyen tenisçi dirseği hastalığı yaşam kalitesini düşürüyor
19 Kasım 2024 Salı - 10:25 Tedavi edilmeyen tenisçi dirseği hastalığı yaşam kalitesini düşürüyor Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Recep Kurnaz, tenis oynayanlar dışında el sanatlarıyla uğraşan veya masabaşı çalışanlarda ’tenisçi dirseği’ hastalığı görülebileceğine dikkat çekerek, "Özellikle spor veya bilek ve dirseği zorlayacak bir işten önce ısınma hareketleri yapın. Masabaşında çalışırken dirseğinizi doğal bir pozisyonda tutun" dedi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Recep Kurnaz, halk arasında ’tenisçi dirseği’ olarak, tıp dilinde ise ’lateral epikondilit’ olarak adlandırılan hastalığın pek çok kişinin ortak derdi haline geldiğini söyledi. Hastalığı ’dirsek bölgesinde hissedilen yoğun ağrının, bazı günlük hareketlerin dahi zor hale gelmesi ve el gücünde azalma’ olarak tanımlayan Doç. Dr. Kurnaz, dirsek bölgesindeki kas ve tendonlarda aşırı zorlanma sonucu iltihaplanma meydana geldiğini belirterek, "Bu durum başta tenisçiler olmak üzere bileğini sık kullanan veya dirsek bölgesine sürekli yük binen herkesi etkileyebilir. Aslında bu isim yanıltıcı olabilir çünkü tenis oynamayan pek çok insan da tenisçi dirseğinden muzdarip olabilir. Özellikle masabaşı çalışanlar, bilgisayar kullanıcıları, marangozlar, tesisatçılar ve el işiyle uğraşan kişiler bu rahatsızlığı yaşamaya adaydır” şeklinde konuştu. “İlerlediğinde en basit el hareketleri bile zorlaşıyor” Tenisçi dirseğinin en yaygın belirtisinin dirseğin dış tarafında başlayan ve ön kola doğru yayılan bir ağrı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kurnaz, bu ağrının genellikle kavrama veya ağırlık kaldırma gibi el hareketleri sırasında şiddetlendiğini ve kimi zaman gece de devam ederek uyku kalitesini etkilediğini ifade etti. Rahatsızlık ilerledikçe günlük aktivitelerin kısıtlanmaya başlayıp en basit el hareketlerinin bile zorlaşabildiğini dile getiren Doç. Dr. Kurnaz, tenisçi dirseğine neden olan temel faktörün aynı hareketin sürekli tekrarlanması ve dirsek bölgesindeki kas ve tendonların aşırı yüklenmesi olduğuna dikkat çekti. Bilgisayar başında uzun süreli çalışma, sürekli yazı yazma, ağır kaldırma, spor faaliyetleri veya el becerisi gerektiren işlerin bu riski arttırabildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Kurnaz, yanlış duruş ve yetersiz ısınmanın da hastalığa katkı sağladığını sözlerine ekledi. “Tedavide ilk adım dirseği dinlendirmek” Tenisçi dirseğinin tedavisinde ilk adımın dirseği dinlendirmek ve zorlayan hareketlerden kaçınmak olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kurnaz, hekimlerin duruma göre iltihap önleyici ilaçlar veya fizik tedavi önerebileceğini söyledi. Özel egzersizlerin dirsek çevresindeki kasları güçlendirmek ve esnekliği artırmak için oldukça etkili olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kurnaz, dirsek bandajı veya dirseklik kullanımının da iyileşme sürecine katkı sağlayabileceğini anlattı. Tenisçi dirseğinden korunmanın en iyi yolunun önlem almak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kurnaz, konuşmasında şunları kaydetti: "Özellikle spor yaparken veya bilek ve dirseği zorlayacak bir iş yaparken öncesinde ısınma hareketleri yapın. Bilgisayar kullanırken ya da masabaşında çalışırken dirseğinizi doğal bir pozisyonda tutmaya özen gösterin. Dirsek ve ön kol kaslarını güçlendiren egzersizler yaparak bu bölgeyi kuvvetlendirin. Aynı hareketi uzun süre yapıyorsanız arada kısa molalar vererek kaslarınızı dinlendirin ve esnetin." “Dirsek ağrınız varsa hekime başvurun” Bu sorunun özellikle raket sporları yapanlar için önemli bir risk faktörü taşıdığına işaret eden Doç. Dr. Kurnaz, tenis, badminton, squash gibi sporların dirseğe yoğun yük bindirmesi nedeniyle bu tür sporlarda doğru teknik ve ekipman kullanımının büyük önem taşıdığı konusunda uyarıda bulundu. Sporcuların antrenman öncesi ve sonrası esneme hareketlerine özellikle özen göstermeleri gerektiğini de sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kurnaz, "Bu rahatsızlık zamanında tedavi edilmezse, kronik hale gelebilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Bu yüzden, dirsek bölgesinde ağrı hisseden kişilerin bir uzmanla görüşmesi ve gerekirse tedaviye başlaması önemlidir” diye konuştu.
İHA’nın haberinden sonra uyuşturucu yuvasına dönen okulun yıkımına başlandı
19 Kasım 2024 Salı - 10:18 İHA’nın haberinden sonra uyuşturucu yuvasına dönen okulun yıkımına başlandı Eskişehir’de bir yıl önce yıkılması için boşaltılan Tunalı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin uygunsuz şahısların uğrak noktası olduğuna yönelik yapılan haber sonrasında Eskişehir Valiliği konuyla alakalı çalışma başlatıp, binanın yıkımına başlandı. Tepebaşı ilçesi Tunalı Mahallesi’nde bulunan ve 1 yıl önce binanın yenisinin yapılması için boşaltılan Tunalı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin terkedilmiş hali mahallenin tepkisini çekerken, binanın içerisinde tekinsiz ve iddiaya göre madde bağımlısı şahısların bulunması insanları korkutuyordu. İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) konuyu haberleştirmesinin ardından, Eskişehir Valiliği konuyla alakalı harekete geçti. Yıkımına başlanan okulun çatısındaki kiremitlerin aktarıldığı görüldü. Binanın içerisinde de yıkımın devam ettiği binada çalışmaların hızlandırıldığı ve yakında biteceği öğrenildi. “Yıkılması çok iyi bir durum” Eski okulunun uzun zamandır terk edilmiş görüntüsünden oldukça üzüntü duyan İhsan İnak, Valiliğin çalışmasını yerinde bulduğunu belirtti. konuyla alakalı konuşan İnak, “Burası benim eski okulum. Yıkılması çok iyi bir durum. Yoksa burası çok mezbelelik olacaktı. Şimdi en azından yıkılıp yeniden yapılması daha iyi olur. Geçtiğimiz günlerde yangın çıktı, gece vakti itfaiye geldi. Nereden girdilerse tinerciler içeriye girmiş, yıkıp yakmışlar. Ancak şu anda yıkılması emniyet açısından da iyi oldu yani. Çünkü vatandaşların çoluğu çocuğu var. Biliyorsunuz, burada çocuklara her türlü şey olabilir” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki her 10 yetişkinden 1’inde bulunan KOAH hastalığına dikkat
19 Kasım 2024 Salı - 09:55 Dünyadaki her 10 yetişkinden 1’inde bulunan KOAH hastalığına dikkat Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Toraks Derneği Batı Anadolu Şube Başkanı Doç. Dr. Şenay Yılmaz, Dünya KOAH Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yaptı. Her yıl kasım ayının 3’üncü haftasında tüm dünyada KOAH günü etkinlikleri düzenlendiğini söyleyen Doç. Dr. Şenay Yılmaz, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın (KOAH) nefes darlığı, öksürük, balgam gibi kalıcı solunumsal yakınmalarla ortaya çıkan önlenebilir ve tedavi edilebilir bir kronik akciğer hastalığı olduğunu ifade etti. KOAH’ın ileri yaşlarda daha sık görülse de erken yaşta da başlayabildiğini ve genç bireyleri de etkileyebildiğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, "Yapılan çalışmalara göre, dünyadaki her 10 yetişkinden 1’i KOAH hastasıdır. Ülkemizde doktor tanılı KOAH sıklığı 45 yaş üstü bireylerde ortalama yüzde 8,8’dir. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, yoğun şehirleşme nedeniyle artan hava kirliliğine maruziyet, iç ve dış ortamda odun ve kömür gibi fosil yakıtlar ile bitki sapları ve tezek gibi biyokütle yakıtlarının dumanının solunması KOAH hastalığına neden olan önemli risk faktörleridir. Bununla birlikte, yapılan çalışmalar KOAH hastası olan kişilerin yüzde 80’inin sigara içtiğini, tütün ve tütün ürünlerinin KOAH’ın en yaygın nedeni olduğunu ortaya koymuştur" dedi. "Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler" Yetersiz beslenme, özellikle çocuklukta geçirilen akciğer enfeksiyonları, iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruziyete bağlı olarak akciğer gelişiminin geri kalmasının da KOAH’a yol açabildiğini dile getiren Doç. Dr. Yılmaz, "Bunun yanı sıra küresel iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan anormal hava olayları (aşırı sıcak ya da soğuk gibi) ve orman yangınlarının KOAH görülme sıklığını artıtracağı, hastalığın seyrini olumsuz etkileyeceği ve erken ölümlere neden olacağı öngörülmektedir. KOAH’ta en sık görülen yakınmalar; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissidir. Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Hastalığın tanısı, sağlık kurum ve kuruluşlarında basit bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca konulabilir. Solunum fonksiyon testi olarak isimlendirilen bu test hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığı belirler. Hem KOAH’ın önlenmesinde hem de hastalık yükünün azaltılmasında ilk ve en önemli müdahale basamağı risk faktörleriyle mücadele edilmesidir" şeklinde konuştu. "Uzmanlar hava kirliliği bulunan yerlerde maske kullanılmasını öneriyor" KOAH teşhisi konulan kişilerin bahsi geçen risk faktörlerinden uzak durmalarının, sağlıklı beslenmelerinin ve günlük egzersiz yapmalarının çok önemli olduğuna da vurgu yapan Doç. Dr. Yılmaz, sözlerinin devamında şunları söyledi: "KOAH hastalarının, yaşadıkları yerlerin hava kalitesini T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurulan Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı’ndan takip etmeleri ve dış ortam aktivitelerini buna uygun olarak düzenlemeleri faydalı olacaktır. Bu çerçevede; hava kirliliği bulunan yerlerde, özellikle dış ortama çıkılması halinde maske kullanılması da uzmanlar tarafından yapılan öneriler arasında yer almaktadır. KOAH’ın bireysel tedavisinde ‘inhaler’ olarak bilinen ve solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Öte yandan, hastalığın seyrini kötüleştirecek alevlenmelerden ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması önemlidir. Solunum yetmezliği gelişen hastalar, evde oksijen tedavisi ve evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç duyabilmektedir. Bunun yanı sıra, akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Akciğerlerinizi sağlıklı tutabilmeniz ve sağlıklı nefes alabilmeniz için; tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın, soluduğunuz ortam havasını temiz tutun, dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın, yaş grubunuza uygun aşınızı olun ve iklim değişimine duyarsız kalmayın.”
Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan, Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı seçildi
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:19 Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan, Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı seçildi Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD’un Çin’de yapılan genel kurulu sonucunda, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan oldu. Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu’nu belirledi. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi’nin ev sahipliğinde Çin’de Qingdao’da toplanan genel kurul sonucunda Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan başkan seçilirken Ting Xu (Çin, Geçmiş Başkan), Jonas Liugalia (Litvanya) genel sekreter, Annsi Khr (Finlandiya) ve Qin Du (Çin) kurul üyesi olarak belirlendi. Taşcıoğlu’nun yeni yönetimde üstlendiği bu görevle ICoD tarihinde ilk kez Türkiye’den bir temsilci konseyin başkanlığında yer alıyor. “ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor” Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan şunları söyledi: “Tasarım farkındalığı, tasarımın önemi, tasarımda etik, profesyonellik gibi konularla bölümümüz ve üniversitemizde ilgili alanlara yönelik eğitimin önemli bir parçası olacak konuların güncel olarak takibi adına ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor. Tasarımın günlük hayatı yönlendiren temel bir alan olması, teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi alan ve kavramların temelinde tasarımın yatıyor olması günümüzde yadsınamaz bir gerçektir. Bu alanların gelişimiyle ülkenin kültürel ve ticari gücü ve verimliliği, kuşkusuz, önemli derecede artar.”
Anadolu Üniversitesinde bakım, onarım ve yenileme çalışmaları
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:18 Anadolu Üniversitesinde bakım, onarım ve yenileme çalışmaları Anadolu Üniversitesi, çağdaş eğitim anlayışı ve öğrenci odaklı hizmet politikasıyla mevcut kampüs alanlarını daha işlevsel ve modern hale getirmek amacıyla başlattığı bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Eğitim, kültür, sanat, spor ve bilimsel etkinlikler gibi pek çok alanda daha iyi hizmet vermeyi hedefleyen üniversite, geniş çaplı projelerle geleceğe hazırlanıyor. Anadolu Üniversitesi bu süreçte Yunusemre Kampüsündeki binalarının yapı performans analizleri ve dayanıklılık testlerini de yaparak gerekli görülen yapılar için güçlendirme çalışmalarını da hayata geçiriyor. Bu çerçevede, Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nin yenilenmesi ve güçlendirilmesi için önemli hazırlıklar sürdürülüyor. Modern bir tasarımla yeniden düzenlenecek olan Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi, Üniversitenin ve şehrin sanat, kültür ve bilimsel etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Konferanslar, seminerler, çalıştaylar ve diğer bilimsel toplantılar için daha işlevsel bir hale getirilecek olan Merkez, teknolojik altyapısı ve geniş kapasitesiyle ulusal ve uluslararası etkinliklerin düzenlenebileceği bir cazibe noktası olacak. Eğitim alanında ise Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ve Kongre Merkezinin yer aldığı binada güçlendirme faaliyetleri ile birlikte sınıf kapasitelerinin artırılması ve mevcut sınıfların yenilenmesi planlanıyor. Bu projeyle birlikte, lisansüstü öğrencilerin daha geniş, konforlu ve teknolojik altyapıya sahip dersliklerde eğitim alması sağlanacak. Özellikle bilimsel araştırmaların ve akademik faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla yeni sınıflarda gelişmiş sunum ve iletişim teknolojileri kullanılacak. Böylece, öğrenciler ve akademisyenler için daha verimli bir öğrenme ve çalışma ortamı oluşturulacak. İnşaatı hızla devam eden kapalı spor salonu, yalnızca üniversite bünyesinde değil aynı zamanda bölgesel spor etkinlikleri ve organizasyonlar için de kullanılabilecek modern bir tesis olarak planlanıyor. Uluslararası standartlara uygun şekilde tasarlanan salon tamamlandığında, geniş bir kitleye hitap edecek. Spor salonu, üniversitenin spor faaliyetlerine önemli katkılar sunarken, Eskişehir’in spor altyapısını da güçlendirecek. Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü, devam eden bu projelerin yalnızca fiziksel mekanların iyileştirilmesiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda öğrencilerin, akademisyenlerin ve bölge halkının yaşam kalitesini artırmayı amaçladığını da belirtti. Bu kapsamda Üniversite, kampüs alanlarını daha modern ve çok yönlü bir yapıya kavuşturarak, eğitim, kültür, sanat, spor ve bilimsel faaliyetlerdeki öncülüğünü sürdürmeyi hedefliyor.
Yeliz öğretmen ve minik kızı gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı
18 Kasım 2024 Pazartesi - 16:20 Yeliz öğretmen ve minik kızı gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı Bilecik’teki trafik kazasında hayatını kaybeden 30 yaşındaki öğretmen Yeliz Efe ile 3 yaşındaki kızı Ela Efe’nin cenazeleri memleketi Eskişehir’de kılınan cenaze namazı sonrası defnedildi. Dün, Bilecik-Bozüyük-Bursa karayolu Muratdere kavşağında meydana gelen kazada, Kemal Kuruoğlu idaresindeki 11 T 5086 plakalı ticari taksi, kavşakta ’U’ dönüşü yaptığı esnada Bursa istikametine seyir halinde ilerleyen Raşit Efe idaresindeki 16 ANN 509 plakalı otomobille çarpışmıştı. Yaşanan trafik kazasında 16 ANN 509 plakalı otomobil sürücüsü Raşit Efe, ile araçtaki eşi Yeliz Efe (30) ve kızı Ela Efe (3) ağır yaralandı. Bozüyük Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan anne ve kız yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatlarını kaybetti. Baba Raşit Efe “Babacık geri gelsene” diye gözyaşlarına boğuldu Bursa’da kimya öğretmenliği yapan Yeliz Efe ile kızı Ela Efe’nin cenazeleri defnedilmek üzere Eskişehir’e getirildi. Esentepe Mahallesi’nde bulunan Hacı Kadir Cami’nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazına Yeliz Efe ve kızı Ela Efe’nin yakınlarıyla vatandaşlar katıldı. Çelik korse ile cenazeye katılıp iki tabutun arasına oturan Raşit Efe, “Babacık geri gelsene” “Evimin güneşi söndü” ve “Geri gelsenize” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Yakınları acılı babayı teselli etmeye çalıştı. Yeliz Efe’nin annesi ise sinir krizi geçirdi. Yeliz Efe ve kızı Ela Efe’nin yakınlarının gözyaşlarına boğulduğu görüldü. Yeliz Efe ve kızı Ela Efe’nin cenazeleri kılınan namazın ve alınan helalliklerin sonrasında defnedilmek üzere Asri Mezarlığa götürüldü. Babasının mevlidi için Eskişehir’e gelmişti Öte yandan Yeliz öğretmenin, geçen yıl yakın tarihlerde geçirdiği trafik kazasında vefat eden babasının mevlidi için geldiği Eskişehir’den, eşi ve çocuğu ile Bursa’ya geri döndüğü öğrenildi.