GÜNDEM - 13 Aralık 2024 Cuma 19:59

İnönü’de kıl çadırda semaver çayı servisi başladı

A
A
A
İnönü’de kıl çadırda semaver çayı servisi başladı

Eskişehir’de İnönü Belediye Başkanlığı tarafından Anıt Park’ı ziyarete gelen vatandaşların kıl çadırda semaver çayı içmenin tadını çıkartması amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar tamamlandı.


İnönü Belediye Başkanı Serhat Hamamcı tarafından ilçe sakinlerinin ve ziyarete gelen diğer vatandaşların kullanabileceği nezih ortamlar sunulması amacıyla yürütülen projeler devam ediyor. Bu çerçevede, ilçede atıl vaziyette bulunan Anıt Park’ta başlatılan geniş çaplı dönüşüm sürüyor. Parkta ’Çocuk Sokağı’ olmak yapılan yenilikler dikkat çekerken, ziyaretçilerin güzel vakit geçirmeleri amacıyla bir kıl çadırın içi sedir oturma grupları ile donatılararak semaverde çay servisi yapılmaya başlandı.


Konuyla ilgili İnönü Belediye Başkanlığı’nın yaptığı açıklamada, "Başkan Hamamcı’nın bu projesi ile ziyaretçilerin sedir oturma gruplarıyla donatılan kıl çadır içerisinde semaverde çay eşliğinde unutulmaz hatıralar biriktirmeleri ve güzel vakit geçirmeleri amaçlanıyor" denildi.



İnönü’de kıl çadırda semaver çayı servisi başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kenan Koçak: “Yediğimiz gol, bir nevi kendi kalemize attığımız gol gibi” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Kenan Koçak, Manisa FK müsabakasının ardından, “Her hafta burada aynı senaryoyla karşı karşıyayız. Yine sayısız gol fırsatları değerlendiremiyoruz. Yediğimiz gol, bir nevi kendi kalemize attığımız gol gibi. Ondan sonra maçta mağlup oluyoruz. Üzgünüz, üzüntülüyüz ama tabii ki bunun nedenleri de var” dedi. Trendyol 1. Lig’in 16. haftasında MKE Ankaragücü, sahasında ağırladığı Manisa FK’ya 1-0 mağlup oldu. Maç sonu düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Koçak, “Her hafta burada aynı senaryoyla karşı karşıyayız. Yine sayısız gol fırsatları değerlendiremiyoruz. Yediğimiz gol, bir nevi kendi kalemize attığımız gol gibi. Ondan sonra maçta mağlup oluyoruz. Üzgünüz, üzüntülüyüz ama tabii ki bunun nedenleri de var. Nedenleri olduğunu da biliyoruz ama şu an değiştirecek zaman değil, konuşacak zaman değil. Önümüzdeki maçlara bakacağız. Her şey ortada, her şey açık açık ortada. Dadaşov’u bugün maça soktuk ama çocuk bizimle 2 idman yaptı aslında. Maça sokmak zorunda kaldık, kadroya almak zorunda kaldık. Sakatlıklar oluyor, geri geliyorlar. Onları değiştirmek zorunda kalıyoruz elimiz kolumuz bağlanıyor. Sayı vermeksizin bu kadroya takviyenin gerekeceği tartışılmaz. Ben takımı maçlara hazırlarım ve oynadığımız maçlarda da içeriye bakalım. Benim görevim takımı sahaya hazırlamak. Çalışacağız, devamlı çalışacağız. Başka bir alternatifimiz yok. Fazla isimlere takılmayalım. Takımın durumu ortada bunun da nedenleri var. Bunu da göz ardı etmememiz lazım. Yönetimle zamanı geldiği zaman rapor olarak sunarım” ifadelerini kullandı.
Ankara Bakan Güler: "Artık, sahadaki tüm unsurlar ve taraflar, nihai sonucun ve çözümün Türkiye’nin rızasından geçtiğini idrak etmiştir" Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Suriye’deki siyasi geçişin, güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek şekilde olması için aktif çabalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz. Şu hususa da özellikle dikkat çekmek gerekirse, bugün tarihi bir dönemin ayak seslerini daha net duymaya başlıyoruz. Artık, sahadaki tüm unsurlar ve taraflar, nihai sonucun ve çözümün Türkiye’nin rızasından geçtiğini idrak etmiştir” dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Suriye konusunda Güler, “Suriye Milli Ordusunun, Tel-Rıfat, El-Bâb’ın güneyi ve Menbiç hattında başarıyla icra ettiği operasyonlar sonucunda, terör örgütü bu bölgelerden geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; PKK/YPG terör örgütünün sahadaki istikrarsızlıktan faydalanmasına asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde Suriye’deki siyasi geçişin; güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek şekilde olması için aktif çabalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz. Şu hususa da özellikle dikkat çekmek gerekirse, bugün tarihi bir dönemin ayak seslerini daha net duymaya başlıyoruz. Artık, sahadaki tüm unsurlar ve taraflar, nihai sonucun ve çözümün Türkiye’nin rızasından geçtiğini idrak etmiştir” dedi. "Mavi ve Gök Vatanımız’daki hakkımızı ve hukukumuzu koruma kararlılığımızı her fırsatta dile getiriyoruz" Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetler konusunda bilgi veren Güler, “Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimize değinmek gerekirse, bölgedeki hak ve menfaatlerimizi en yüksek düzeyde koruduğumuzu ifade etmek isterim. Komşumuz Yunanistan ile yıllardır süregelen sorunlarımızın olduğu malumdur. Bu sorunları çözmek için barışçıl bir tutum sergilemekte, Ege Denizi’nin bir dostluk ve barış denizi olması için yoğun çaba göstermekteyiz. Son dönemde Sayın Cumhurbaşkanı’mız ile Yunanistan Başbakanı’nın gayretleriyle tesis edilen ilişkiler çerçevesinde, iki ülke arasındaki gerginlik büyük ölçüde azalmış ve karşılıklı güven artırıcı önlemler kapsamında diyalog süreci yeniden başlamıştır. Bu kapsamda askeri heyetlerimiz arasındaki görüşme ve ziyaretler, sürecin ruhuna uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Tüm bunlarla birlikte ’Mavi ve Gök Vatanımız’daki hakkımızı ve hukukumuzu koruma kararlılığımızı her fırsatta dile getiriyoruz. Diğer yandan, Doğu Akdeniz’de tek yürek olduğumuz kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne her türlü desteği veriyor; soydaşlarımızın haklarını tüm platformlarda en güçlü şekilde savunuyoruz. Bu yıl 50. yıldönümüne ulaşmanın gururunu yaşadığımız Kıbrıs Barış Harekatı’mızı, görkemli etkinliklerle kutlayarak bu desteğimizi en açık şekilde ortaya koyduk. Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitlikleri ile eşit uluslararası statülerinin kabulü bizim için olmazsa olmazdır. Bundan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması başta olmak üzere Kıbrıs meselesinin adil çözümü için gayret göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "İkili anlaşmalar çerçevesinde Libya ordusuna askeri eğitim, yardım ve danışmanlık desteği veriyoruz" Güler, Libya’nın güvenliği, huzuru ve istikrarı için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyerek, “İkili anlaşmalar çerçevesinde Libya ordusuna askeri eğitim, yardım ve danışmanlık desteği veriyoruz. Nitekim Türkiye-Libya iş birliği sayesinde sahada huzur tesis edilmiş ve siyasi sürecin önü açılmıştır. En son, Libya’da kalıcı barış ve istikrar ortamının oluşması için atılabilecek kapsamlı adımları istişare etmek üzere Libya’dan gelen ve iki tarafın da temsilcilerinden oluşan ’5+5 Ortak Askeri Komisyonu’nu’, Bakanlığımızda ağırladık. Doğu ve Batı arasında müşterek çabaların geliştirilmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduğumuz görüşmelerde, bu sürece her türlü desteği vereceğimizi vurguladık” şeklinde konuştu. Somali Etiyopya arasında tarihi bir uzlaşmaya ev sahipliği yaptıklarını kaydederek, “Bölgenin güvenliği, huzuru ve refahına katkı sağlayacak bu iş birliği mutabakatı, sıcak çatışmaya dönme riski olan ihtilafın çözümünde, ülkemizin üstlendiği yapıcı, etkin ve başarılı rolü açıkça ortaya koyarken, Türkiye’ye olan güvenin de açık bir yansımasıdır” diye konuştu. "NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’tan itibaren 6 aylığına yürüteceğiz” NATO’da etkin bir rol oynadıklarrını belirten Bakan Güler, “Balkanlar’daki en büyük NATO misyonu olan NATO Kosova Gücü’ne (KFOR) komuta etme sorumluluğunu bir yıl boyunca başarıyla ifa ettik. Görevimizi 11 Ekim’de İtalya’ya devrederken, 18 Ekim’de KFOR’un Komutan Yardımcılığını bir yıl süreyle devraldık. Akdeniz Görev Kuvveti Komutanlığını, 1 Temmuz’dan itibaren bir yıl süreyle, Karadeniz Görev Kuvveti Komutanlığını ise 4 yıllığına üstlenirken; 3 Aralık’tan itibaren NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2’nin komutasını 6 ay süreyle devraldık. NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’tan itibaren 6 aylığına yürüteceğiz” ifadelerini kullandı. "Uluslararası camia, Suriye’de önemli bir fırsat penceresinin açıldığı bu tarihi sürece destek vermeli ve İsrail’in eylemlerine sessiz kalmamalıdır" Ortadoğu’yu yakından takip ettiklerini kaydeden Güler, “Maalesef bir yılı aşkın süredir, İsrail’in Gazze’de uyguladığı devlet terörü ve uluslararası hukuku hiçe sayan eylemleri devam etmektedir. İsrail’in saldırganlığının bölgeye yayılma tehlikesi, Lübnan’da da kendini göstermiştir. İsrail, şimdi de yeni fırsatçılık yaparak Suriye’deki saldırılarıyla bölgede yeni bir istikrarsızlık oluşturmaktadır. İsrail’in bu girişimleri, işgalci zihniyetinin en açık yansımasıdır. Uluslararası camia, Suriye’de önemli bir fırsat penceresinin açıldığı bu tarihi sürece destek vermeli ve İsrail’in eylemlerine sessiz kalmamalıdır. Türkiye olarak Suriye’nin, Lübnan’ın ve Filistin’in toprak bütünlüğünü kararlılıkla destekliyor, en başta Gazze’deki insanlık utancının bir an önce bitmesi ve bölgede kalıcı ateşkesin ilan edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte Türkiye olarak Gazze’ye ve Lübnan’a gerekli yardımları ulaştırırken, bölgedeki gelişmeler çerçevesinde savunma ve güvenlik politikalarımızı tespit ediyor, gerekli tüm tedbirleri alıyoruz” dedi.