Yerel Haberler
Düzce
Soba değil ihmal öldürür 23 Kasım 2024 Cumartesi - 12:18:51 Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, zehirlenmelere karşı uyararak “Yanlış kullanım ve ihmal nedeniyle her yıl yüzlerce kişi karbon monoksit gazından etkileniyor” dedi. Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte soba kullanımının artması, karbon monoksit zehirlenmesi riskini de beraberinde getiriyor. Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, soba ve şofben kaynaklı zehirlenmelere karşı vatandaşları uyararak alınacak basit önlemlerle bu tür vakaların önlenebileceğini belirtti. Dr. Yılmaz, karbon monoksitin renksiz, tatsız, kokusuz ve oldukça tehlikeli bir gaz olduğunu vurgulayarak, "Yanlış kullanım ve ihmal nedeniyle her yıl yüzlerce kişi karbon monoksit gazından etkileniyor. Zehirlenmeler genellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda, bacası çekmeyen sobalar ve iyi yanmayan yakıtlar nedeniyle meydana geliyor. Bu tür durumlar, tıbbi müdahale gecikirse ölümle sonuçlanabilir" dedi. Dr. Yılmaz, soba ve ısıtma cihazlarının doğru kullanımı konusunda da “Kullanılan soba ve diğer cihazların kalite belgeli olması gerekiyor. İzin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı, sobaya aşırı yakıt doldurulmamalı ve yatmadan önce kesinlikle yakıt eklenmemeli. Sobanın duvardan 15-20 santim uzakta ve en fazla 2 dirsek kullanılarak kurulması gerektiğini hatırlattı. Bacaların düzenli temizlenmesi, standartlara uygun ve yalıtımlı olması gerekiyor. Sobanın bulunduğu ortam sürekli havalandırılmalı, özellikle alçak basınçlı havalarda soba kullanılmamalı” ifadelerinde bulundu. Lodoslu havalar özel risk taşıyor Dr. Yılmaz, lodoslu havalarda karbon monoksit zehirlenmesi riskinin arttığını belirterek, "Eğer bacalar standartlara uygun değilse, lodoslu havalarda soba yakılmamalı. Gece yatmadan önce mutlaka soba söndürülmelidir" diye konuştu. Acil durumlarda yapılması gerekenler Zehirlenme belirtileri durumunda camların hemen açılarak ortamın havalandırılması ve kişilerin güvenli bir alana taşınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Derhal 112 Acil Yardım hattını arayın. Unutmayın, soba değil ihmal öldürür" ifadelerini kullandı.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 00:21 Sanayi çarşısında 112 dükkanın anahtarı sahiplerine teslim edildi Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün girişimleri ile başlatılan Sanayi Sitesi’nin 1. etabında inşa edilen 112 dükkan düzenlenen törenle sahiplerine teslim edildi. Akınlar Mahallesi’nde 35 bin metrekare alan üzerinde inşa edilen dükkanlar modern mimarisi, kusursuz altyapısı ve donanımları ile tam not aldı. Başkan Faruk Özlü’nün şehir merkezinde kalan sanayi dükkanlarının şehrin dışına taşınmasında önemli rol oynayan ve en önemli projelerinden biri olan Beltaş Sanayi Sitesi 1. Etabının yapımı tamamlandı. 35 bin metrekare alan üzerinde 112 dükkanın yer aldığı projede her biri 120 metrekare olan dükkanların tamamının satış işlemleri tamamlanırken, hak sahipleri için anahtar teslim töreni düzenlendi. Törene Vali Selçuk Aslan, AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, Belediye Başkanı Faruk Özlü, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık, davetliler, sanayi esnafı ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Görev yaptığım 78 ilde böylesini görmedim” Vali Selçuk Aslan, esnafların nezih ve güzel bir otama kavuşturulmasında emeği geçenlere teşekkür ederek Beltaş Sanayi Sitesi’nin donanım ve özelliklerine dikkat çekti. Ülke genelinden ve yurtdışındaki merkezlerden örnek veren Aslan, “Gittiğim 78 ilde inanın şu arkamda gördüğünüz kadar modern ve fonksiyonel bir sanayi sitesi ben görmedim. Gezdiğim ülkelerde de bunun timsal olarak gösterilebileceğini söylemek isterim. Bu nedenle belediye başkanımız, bakanımız şahsında emeği geçen tüm arkadaşlarımı yürekten kutlamak istiyorum. Şehrimize yakışacak bu proje, 2. ve 3. etap projelerinin en kısa zamanda gerçekleşmesi arzumu ifade ediyorum. Devletin buradaki temsilcisi olarak şehrimiz için atılacak her doğru adıma desteğimiz tamdır” dedi. “Düzce’nin adına yakışır projeler” Milletvekili Ercan Öztürk, Düzce’nin adına yakışır işlerin art arda gerçekleştiğini belirterek “Düzce her alanda, bakanımızın (Faruk Özlü) önderliğinde her geçen gün daha güzelleşiyor, büyüyor. Sadece sanayi ile kalmıyor, görmesini bilen gözlerin görebileceği çok güzel gelişmeler oluyor. Ben de bu ile böylesi yakışır diyorum. Emeği geçen başta sayın bakanımız olmak üzere tüm ekip arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Hak sahibi esnaflarımıza hayırlı kazançlar diliyorum” ifadelerinde bulundu. “1 milyon metreküp kaya dolgu üzerine inşa ettik” Başkan Faruk Özlü, projenin hızla bitirilme sürecini anlatarak; “Bakanlık yaptığım dönemde Türkiye’deki toplam sanayi sitesi sayısının 835 olduğunu ve bunların 135 tanesinin aynen burada olduğu gibi şehir içinde kaldığını ve bunların taşınması gerektiğini ortaya çıkardık. Ben o tarihte bunu saygıdeğer cumhurbaşkanımıza arz ettim, onayını aldım. Bakanlık olarak 135’inin taşınmasına karar verdik. 10 pilot il seçtik ve biri de Düzce idi. Daha sonra buraya gelip görevi devraldıktan sonra yaptığımız ilk işlerden biri; Eski Sanayi Çarşısı’nın taşınması olmuştur” dedi. “1 Mart 2025 tarihine kadar yeni yerlerinize taşının” Eski sanayi esnafına da seslenen Özlü şunları söyledi: “Benden önce iki defa Beltaş A.Ş.’deki arkadaşlarım sanayi esnafını gezdiler ‘dükkan alın’ dediler. Ben kendim de dolaştım. Çağrıda bulunduk, burada kentsel dönüşüm yapacağız dedik. Bir kısmı ‘alacağız’ dedi, bir kısmı ‘pahalı’ dedi. Bu dükkanların sayısı 112 çünkü o tarihte 77 adet alıcı bulabildik. İhtiyaca göre yaptık yani. Bunu yapamazsınız diyenler de oldu ve dükkan almadılar. Bakın burası bitti. Altyapısı ve dükkanları tamamlanmış bir alan. Bugün buranın anahtarlarını teslim ediyoruz. Eski sanayi esnafımızdan istirham ediyorum, 3 ay içinde yani 1 Mart 2025 tarihine kadar yeni dükkanlara taşınmanızı istiyoruz. Bu tarihe kadar taşınmazsanız Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü yaptırımları ile karşılaşacaksınız. Çünkü orası riskli yapı, kanun yıkılması gerektiğini söylüyor.” “Burası her geçen gün değerlenecek” Sanayi sitesinin her geçen gün pirim yapan bir proje olduğunu belirten DTSO Başkanı Erdoğan Bıyık da proje alanının geçmişteki durumuna atıfta bulunarak “Hepinizin bildiği gibi burası bir çöplüktü. Bu muhteşem dükkanlar, donanımları ile gerçekten çok güzel bir yere dönüştü. Bu güzel hizmet için sizlere şükranlarımızı sunuyoruz” ifadelerinde bulundu. Konuşmaların ardından ise hak sahiplerine iş yerlerinin anahtarları protokol üyeleri tarafından teslim edildi.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 00:09 İsmail öğretmene büyük sürpriz Düzce Belediyesi, Akçakoca Orhan Özdemir Fen Lisesi öğrencileriyle işbirliği yaparak, öğretmen İsmail Ceylan için bir sürpriz hazırladı. Ders esnasında ‘Senden Daha Güzel’ şarkısını söylemeye başlayan öğrenciler, öğretmenine unutulmaz bir 24 Kasım yaşattı. Düzce Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü de özel bir video ile kutladı. Müdürlük, Akçakoca Orhan Özdemir Fen Lisesi İngilizce Öğretmeni İsmail Ceylan’a yapılacak sürpriz için okul idaresi ile işbirliği yaptı. Ders zili çaldığında her şeyden habersiz sınıfa giren İngilizce Öğretmeni İsmail Ceylan, ders anlattığı sırada, öğrencilerden biri ayağa kalkarak Duman’ın ‘Senden Daha Güzel’ şarkısını söylemeye başladı. Akabinde diğer öğrenciler de birer ikişer ayağa kalkarak şarkıya eşlik ettiler. Sürpriz çekimden habersiz olan İsmail Öğretmen, kısa süreli şaşmasının ardından ritim tutarak şarkıya eşlik etti. Şarkının son bölümünde ise Düzce Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü personelleri ellerinde çiçek ve pasta ile sınıfa girerek coşkuya ortak oldu. Öğrenciler de öğretmenin etrafında toplanarak alkışlarıyla Öğretmenler Günü’nü kutladılar. Tüm bu anlar sınıfa yerleştirilen kameralarca kayıt altına alındı. Yapılan sürpriz ile ilgili duygularını dile getiren 22 yıllık öğretmen İsmail Ceylan, “Öğretmenlik hayatım boyunca birçok sürpriz oldu. Hatta bir defasında öğrenciler kavga ediyor diye çağırdılar ve ayırmaya gittim. Ama sürpriz varmış. Bugünkü ise, sürprizlerin en büyüğüydü. Büyük bir hazırlık olmuş gerçekten. Çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü de, tüm eğitim camiasının Öğretmenler Günü’nü kutladı.
Ergenlerde diyabet alarmı: "Giderek artıyor"
13 Kasım 2024 Çarşamba - 15:09 Ergenlerde diyabet alarmı: "Giderek artıyor" DÜZCE (İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, çocuklukta en sık görülen diyabet türünün ömür boyu insülin kullanımı gerektiren Tip 1 diyabet olduğunu belirterek, Tip 2 diyabetin çocuklarda daha az görülmekle birlikte, ergenlerde giderek arttığını söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü" dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Çocuklukta en sık görülen diyabet türünün ömür boyu insülin kullanımı gerektiren tip 1 diyabet olduğunu bildiren Prof. Dr. Arslanoğlu, bunun en önemli sebepleri arasında doğuştan genetik yönden yatkınlık olduğunu ifade ederek, çevresel ve yaşam tarzına ilişkin zararlı etkenlerin de süreci kolaylaştırdığını vurguladı. Çocuklarda diyabet gelişiminde genetik yatkınlığın önlenemez olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arslanoğlu, "Ancak D vitamini, omega 3 ve antioksidanların eksikliği, beslenme, uyku ve hareket düzeninin olmaması, dış stres etkenleri veya bireyin bunlarla başa çıkma yetersizliği, kirli hava ve doğal olmayan çevre, aşırı ve bilinçsiz hijyen azaltılabilir riskler arasında sayılabilir" dedi. "Tip 2 diyabet özellikle ergenlerde giderek artıyor" Tip 2 diyabetin çocuklarda daha az görülmekle birlikte, ergenlerde giderek arttığına işaret eden Prof. Dr. Arslanoğlu, "Bu diyabet tipi obezite ile çok yakın ilişkili ama obezite bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek Tip 1 diyabet riskini de artırabilir. Tip 2 diyabet daha sinsi ilerler, belirtileri ortaya çıkmadan çok ileri aşamalara gelebilir ama geç kalınmazsa insüline bağımlı olmadan yaşam tarzı düzenlemesi ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir. Tip 1 diyabet ise daha hızlı ilerler ve yaşam tarzına dikkat edilse bile insülin gerektirir. Henüz ilerlememiş olgularda şeker yükleme testi ve hemoglobin A1c adı verilen üç aylık şeker ortalamasını gösteren tahlil ile karar vermek gerekebilir. Ayrıca klasik idrar tahlilinde idrarda şeker görülmesi, durum ilerlediyse keton adı verilen maddelerin de görülmesi kan şekeri ile birlikte tanı koydurucudur. Ancak insülinin çeşitleri var, bireye uygun seçimler yapmak gerekir. Bir de insülinin hem verilişini, hem de vücudun ihtiyacına göre ayarlanmasını kolaylaştıran insülin pompaları da tedavide yardımcı olan önemli teknolojik ürünlerdir" şeklinde konuştu. "Çocuklarda diyabet yönetiminde genel çevrenin desteği önemlidir" Çocuklarda diyabet yönetiminin ailenin ve diyabet ekibinin yakın iş birliğini içerisinde olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Arslanoğlu, "Ayrıca başta okul personeli olmak üzere genel çevrenin de desteği önemlidir. Bu işbirliği ile diyabet yönetiminin üç ayağı, yani insülin, beslenme ve egzersizin birbiriyle uyum içinde sürdürülmesi, bu uyumun da sürekli şeker ölçümüyle denetlenmesi gerekir. Bütün bunlar çocuğun yaşam kalitesini ve yaşama sevincini azaltmayacak yoğun bir deneyim ve destek eşliğinde gerçekleşmelidir. Yalnızca bunu yaparken akranlarını yakalayabilmek için herkesten daha hızlı, daha becerikli ve daha bilinçli olmaları gerekir. Buna en iyi örnekler çocukluktan beri diyabetli tıp profesörleri, profesyonel sporcular, birden fazla çocuk sahibi olmuş başarılı diyabetli ebeveynlerdir" diye konuştu. "Ülkenin her Köşesinden başvuru alıyoruz" Arslanoğlu, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Diyabet Merkezi’nin imkanları ve çalışmaları hakkında da bilgilendirmelerde bulundu. Çocuk Diyabet Merkezi’nin dünyada 130 merkezin sertifiye olduğu SWEET adlı birliğin Türkiye’deki iki üyesinden biri olduğuna dikkat çeken Arslanoğlu, "Merkezimizin vizyonu, en gelişmiş çocuk diyabet bakımını bizden hizmet isteyen istisnasız her çocuğa ulaştırmak, bunu yaparken de en hassas yaklaşımlarla onların hayatını kolaylaştıracak her yöntemi geliştirmeye çalışmaktır. Ülkenin her köşesinden başvuru aldığımız için rutin hizmet yöntemleriyle yeterli olmamız mümkün olmamakta ve sürekli yoğun ekip iletişimi ile yeni yöntemler geliştirmekteyiz. Bunların arasında 24 saat Whatsapp danışma gruplarımız, ev, okul ve bölge ziyareti yaptığımız gezici etkinliklerimiz, kamplarımız, zoom toplantılarımız, okul, kreş, aile ve sosyal hizmetler, aile hekimlikleri ile kurduğumuz bağlar ve yaptığımız eğitimler sayılabilir" şeklinde konuştu.
Milletvekili Öztürk, "Düzce küllerinden doğdu"
12 Kasım 2024 Salı - 22:16 Milletvekili Öztürk, "Düzce küllerinden doğdu" AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, 12 Kasım Depreminin yıldönümünde Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yaptığı konuşmada "Düzceliler olarak zor günde, yardım çığlıkları, enkaz altındaki umutlu bekleyişler hala hafızalarımızda ilk günkü tazeliğini korumaktadır" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda söz alan Milletvekili Ercan Öztürk, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin 25. yıl dönümü hakkında konuştu. Öztürk, "Düzce’mizin yüreğinde derin izler bırakan, merkez üssü Kaynaşlı ilçemiz olan 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin bugün 25. Yıl dönümünde acılarımız hala taze bir şekilde duruyor. 87 gün arayla yaşadığımız iki büyük deprem, Düzce’de çok derin yaralar açtı. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin etkisi henüz geçmeden, 12 Kasım 1999’da bir kez daha sarsıldık. 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından, Düzce’miz adeta yerle bir oldu. Biz 12 Kasım’da birbirimizi kaybetmekten daha fazlasını öğrendik; birbirimize sahip çıkmayı, acıları birlikte paylaşmayı ve yeniden ayağa kalkmayı öğrendik. O günlerde, Düzce’miz henüz Bolu iline bağlı bir ilçe iken, yaşadığımız felaketin bilançosu Bolu’ya göre çok daha ağırdı. Depremin merkez üssü Kaynaşlı’dan Düzce merkezine kadar her bir köşe, her bir sokak, her bir mahalle enkaz altında kaldı. 6 binden fazla bina, 16 bini aşkın konut ve 5 bin’e yakın işyeri kullanılamaz hale geldi" dedi. "Hayata tutunabilmek için hep birlikte mücadele verdik" Depremin geride bıraktığı etkinin sadece enkaz olmadığının altını çizen Milletvekili Öztürk, "Bu yapılar sadece taş yığınına dönmedi; o taşların altında insanların hayalleri, umutları, yaşamları vardı. O yıkıntıların arasında kalan her bir Düzceli kardeşimiz, o kara günü unutmak ve yeniden hayata tutunabilmek için hep birlikte mücadele verdi. Hepimiz için tarifsiz hatıraların barındığı 12 Kasım Düzce Depremi’nde 845 vatandaşımız hayatını kaybetti, 4 bin 948 vatandaşımız yaralandı. 12 Kasım’ı hatırladıkça, sadece kayıplarımızı değil, o anlarda birbirimize duyduğumuz umudu, dayanışmayı, yardımlaşmayı da hatırlıyoruz. Yıkıntıların arasında birbirini arayan, birbirine el uzatan insanları hatırlıyoruz. Düzceliler olarak, o zor günde, yardım çığlıkları, enkaz altındaki umutlu bekleyişler hala hafızalarımızda ilk günkü tazeliğini korumaktadır" ifadelerine yer verdi. "Düzce küllerinden yeniden doğdu" İki büyük depremin ardından Düzce’nin küllerinden yeniden doğduğunu söyleyen Öztürk, "25 yıl sonra bugün, Düzce’miz yeniden ayağa kalktı. Birçok binamız yeniden inşa edildi ama hiçbir zaman o kayıpları unutmadık. Düzce’miz ve hemşehrilerimiz yeniden hayata tutunmuşsa, bunu her bir kaybımızın, her bir acımızın hatırasına borçluyuz. Bakanlar Kurulu Kararı ile ülkemizin en genç ve 81. Vilayeti olan Düzce’miz, bugün üniversitesi, sanayisi, tarımı ve turizmiyle hükümetlerimiz döneminde adeta küllerinden yeniden doğmuştur" dedi. "Düzce’nin yapı stoku yüzde 80 yenilendi" Düzce’nin yapı stokunun daha dirençli ve afetlere hazırlık olduğunu vurgulayan Ercan Öztürk, "Depremin ardından hükümetimizce ortaya koyduğumuz politikalar sayesinde depremin izlerini ortadan kaldırmakla yetinmedik, yapı stokumuzu yüzde 80 oranında yenileyerek şehrimizi daha dirençli bir hale getirdik. Son yaşadığımız 23 Kasım 2022 Düzce Depremi’nde ortaya koyduğumuz yenilenme süreci kendini kanıtlamış, Düzce’mizin depreme en hazırlıklı şehirlerden bir tanesi olduğunu göstermiştir. Can kaybı olmaması hepimizi sevindirirken, panikten kaynaklı olarak ufak çaplı yaralanmalar ile depremin izlerini geride bıraktık" ifadesini kullandı. "TOKİ konutları hak sahiplerine teslim edildi" 23 Kasım 2022 Düzce Depremi’nde evleri ağır hasar alan vatandaşların TOKİ tarafından teslim edilen yeni evlerinde oturmaya başladıklarını söyleyen Öztürk, "Çok kısa sürede ağır hasar alan konutları TOKİ tarafından hak sahibi ilan edilen vatandaşlarımıza da teslim etmenin bahtiyarlığını yaşadık. Bunca acıyı, bunca kederi geride bırakmak yaraları sarmak elbette önemlidir fakat geçmişten ders çıkarmak ve geleceğe güvenle ilerleyebilmek için hepimize çok büyük sorumluluklar düştüğünü de unutmamamız gerekiyor" dedi. Öztürk, "12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nde kaybettiğimiz tüm canlarımıza yüce Allah’tan rahmet, geride kalanlara bir kez daha sabırlar diliyorum. Her bir kayıptan bir ders alarak, her bir acıyı ortak bir güçle aşarak, daha güçlü, daha dirençli, daha umutlu bir Düzce’yi inşa etmek için devlet ve millet olarak el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.