Yerel Haberler
Düzce
23 Kasım 2024 Cumartesi - 16:02 Kahverengi kokarca ile mücadelede eğitimli ilaçlama ekipleri göreve hazırlanıyor Kahverengi kokarca zararlısının popülasyonunu azaltmak amacıyla hazırlanan “Kahverengi Kokarca ile Mücadele Eylem Planı" kapsamında, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü önemli bir adım daha attı. Köy muhtarları tarafından belirlenen ve en az iki kişiden oluşan ilaçlama ekiplerine, Düzce Valiliği Konferans Salonu’nda uzmanlar tarafından kapsamlı bir eğitim verildi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılara Bitki Koruma Ürünleri Uygulayıcı Belgesi verilecek. Eğitim toplantısına, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Düzce Ziraat Odası Başkanı Aydın Topuz ve Düzce Muhtarlar Derneği Başkanı Tacettin Kaval da katılım sağladı. İl Müdürü Esra Uzun, yaptığı konuşmada şu açıklamalarda bulundu: “Düzce genelinde kahverengi kokarca ile mücadele kapsamında yürütülecek faaliyetlerin etkin bir şekilde uygulanması amacıyla köylerde ilaçlama ekipleri oluşturulacaktır. Bu ekipler, köy muhtarlarımız tarafından belirlenecek ve köylerin büyüklüğüne göre en az iki kişilik gruplar halinde organize edilecektir. Eğitimli ekiplerimiz, metruk binalar, ev çevreleri, çatı araları ve özellikle dışarıdan gelen üreticilerimizin bağ ve bahçelerinde ilaçlama çalışmaları yapacaktır. Bu sayede zararlı popülasyonunu kontrol altına almayı hedefliyoruz." Eğitim alan ekipler, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı uzmanların rehberliğinde çalışacak ve özellikle fındık başta olmak üzere meyve ve sebze üretiminde ciddi kayıplara yol açan kahverengi kokarca zararlısına karşı etkin mücadele yürütecektir. Eylem Planı çerçevesinde alımı yapılan ilaçların dağıtımı ve arazide uygulanması tamamen bu eğitimli ekipler tarafından gerçekleştirilecektir. Son dönemde popülasyonu hızla artan kahverengi kokarca zararlısına karşı bu organize ve bilinçli yaklaşım, üreticilerin zararını en aza indirmeyi ve tarım ürünlerinin verimliliğini artırmayı hedefliyor.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 12:18 Soba değil ihmal öldürür Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, zehirlenmelere karşı uyararak “Yanlış kullanım ve ihmal nedeniyle her yıl yüzlerce kişi karbon monoksit gazından etkileniyor” dedi. Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte soba kullanımının artması, karbon monoksit zehirlenmesi riskini de beraberinde getiriyor. Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, soba ve şofben kaynaklı zehirlenmelere karşı vatandaşları uyararak alınacak basit önlemlerle bu tür vakaların önlenebileceğini belirtti. Dr. Yılmaz, karbon monoksitin renksiz, tatsız, kokusuz ve oldukça tehlikeli bir gaz olduğunu vurgulayarak, "Yanlış kullanım ve ihmal nedeniyle her yıl yüzlerce kişi karbon monoksit gazından etkileniyor. Zehirlenmeler genellikle alçak basınçlı lodoslu havalarda, bacası çekmeyen sobalar ve iyi yanmayan yakıtlar nedeniyle meydana geliyor. Bu tür durumlar, tıbbi müdahale gecikirse ölümle sonuçlanabilir" dedi. Dr. Yılmaz, soba ve ısıtma cihazlarının doğru kullanımı konusunda da “Kullanılan soba ve diğer cihazların kalite belgeli olması gerekiyor. İzin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı, sobaya aşırı yakıt doldurulmamalı ve yatmadan önce kesinlikle yakıt eklenmemeli. Sobanın duvardan 15-20 santim uzakta ve en fazla 2 dirsek kullanılarak kurulması gerektiğini hatırlattı. Bacaların düzenli temizlenmesi, standartlara uygun ve yalıtımlı olması gerekiyor. Sobanın bulunduğu ortam sürekli havalandırılmalı, özellikle alçak basınçlı havalarda soba kullanılmamalı” ifadelerinde bulundu. Lodoslu havalar özel risk taşıyor Dr. Yılmaz, lodoslu havalarda karbon monoksit zehirlenmesi riskinin arttığını belirterek, "Eğer bacalar standartlara uygun değilse, lodoslu havalarda soba yakılmamalı. Gece yatmadan önce mutlaka soba söndürülmelidir" diye konuştu. Acil durumlarda yapılması gerekenler Zehirlenme belirtileri durumunda camların hemen açılarak ortamın havalandırılması ve kişilerin güvenli bir alana taşınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Derhal 112 Acil Yardım hattını arayın. Unutmayın, soba değil ihmal öldürür" ifadelerini kullandı.
Çeyrek asırlık acının yıl dönümü
12 Kasım 2024 Salı - 11:53 Çeyrek asırlık acının yıl dönümü 12 Kasım 1999 depreminin 25. yılında Kaynaşlı’da mezarlıklar doldu taştı. Yakınlarının mezarını ziyaret edenler, acılarının hala taze olduğunu belirtti. 25 yıl önce merkez üssü Düzce’de 7.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yüzlerce bina yerle bir oldu. 845 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından yakınlarını kaybedenler Kaynaşlı’da mezarlıkları ziyaret etti. Oğlunu depremde kaybeden Burhan Şen, “25 yıl oldu. Maalesef unutulmuyor. Akrabalarımızdan çok kaybımız oldu. Ama benim oğlumu kaybettim. Kendi oğlum var kaybettiğim. Depremin nasıl olduğunu bilmiyoruz. Birden deprem meydana geldi. Deprem olayını yaşadık. Hemen hemen her gün hatırlıyoruz. Hatırlamamak elde değil. Deprem 7’de oldu, ben gece 1 gibi enkazdan çıkarıldım. Sabah hastaneye gittim. Bir anda deprem olması ile bayağı sarsılıyor insan. Böyle hatırladıkça atlatamıyorsun” ifadelerini kullandı. “5 yavrumu kaybettim” Depremde yurt dışında olan ve haberi alır almaz Kaynaşlı’ya gelen Mustafa Çillioğlu, “ Deprem unutulmaz ki nasıl unutalım. 5 tane yavrum yatıyor burada. 5 tane çocuğum vefat etti. En büyük kızım 19 yaşındaydı. En küçüğü ise 3 yaşındaydı. Unutulacak bir şey değil ki bu bir felaket. Ben yurtdışındaydım tırcılık yapıyordum. Almanya’daydım haber alır almaz buraya geldim. Döndüğümüzde 2 tane yavrumuz defin edilmişti. Geldiğimde 3 yavrumu da ben defin ettim. Acıları, hâtıraları ile böyle yaşıyoruz işte. Yaşamaya da devam edeceğiz. Allah’ü Teala verdi yine o aldı. İnşallah hesap gününde ayrı kalmayız” şeklinde konuştu. Yapılan dualar ile program sona erdi.
Kış aylarında sık görülüyor bulaşıyor
12 Kasım 2024 Salı - 09:43 Kış aylarında sık görülüyor bulaşıyor DÜZCE(İHA) – Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, zatürrenin özellikle kış aylarında sık görüldüğünü belirterek “Öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışabilir ve diğer insanlara bulaşabilir” dedi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü dolayısıyla önemli bilgiler paylaştı. Zatürrenin akciğerlerimizdeki hava keseciklerinin iltihaplanması ile oluşan bir hastalık olduğunu aktaran Doç. Dr. Pınar Yıldız, “Bu iltihaplanmaya genellikle bakteriler, virüsler veya mantarlar gibi mikroorganizmalar neden olur. Hava yoluyla bulaşan bu mikroplar, öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışır ve bizler de bu havayı soluduğumuzda akciğerlerimize ulaşarak enfeksiyona yol açabilirler” dedi. “Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık görülür” Zatürrenin dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve her yaştan insanı etkileyebileceğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık görülür. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, zatürre her yıl milyonlarca insanı etkilemekte ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde çocuk ölümlerinin önde gelen nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir. Türkiye’de de zatürre, özellikle kış aylarında sık görülen bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, zatürre ülkemizde hastane yatışlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır” şeklinde konuştu. “Zatürre bulaşıcı bir hastalıktır” Zatürrenin bulaşıcı bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, “Daha önce de belirttiğim gibi, hastalığa neden olan mikroplar öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışabilir ve diğer insanlara bulaşabilir. Ayrıca, enfekte kişilerin kullandığı eşyalara temas etmek de hastalığın bulaşmasına yol açabilir” açıklamalarında bulundu. Yıldız, zatürre için 65 yaş üstü yetişkinler, 2 yaş altı çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler (HIV/AIDS, kanser tedavisi görenler vb.), kronik hastalığı olanlar (astım, KOAH, diyabet vb.), sigara içenler ile huzurevlerinde veya bakım evlerinde yaşayanların risk altında olduğunu da sözlerine ekledi. Zatürre belirtilerinin hastalığın nedenine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebildiğini dile getiren Pınar Yıldız, öksürük, ateş, titreme, nefes darlığı, göğüs ağrısı, yorgunluk ve halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma ve baş ağrısının hastalığın en yaygın belirtileri olduğunu ifade etti. Zatürre tanısı genellikle fizik muayene, hastanın öyküsü ve görüntüleme testleri ile konulduğunu kaydeden Doç. Dr. Yıldız, “Fizik muayenede doktorunuz steteskopla akciğerlerinizi dinleyerek hırıltı veya raller gibi anormal sesler olup olmadığını kontrol edecektir. Akciğerlerdeki iltihaplanmayı göstermek için göğüs röntgeni kullanılır. Enfeksiyonu ve nedenini belirlemek için kan testleri yapılabilir. Öksürükle çıkan balgam örneği, enfeksiyona neden olan mikroorganizmayı belirlemek için laboratuvarda incelenir. Bazı durumlarda, bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, bronkoskopi veya akciğer fonksiyon testleri gibi ek testler gerekebilir” şeklinde konuştu. “Sigara içmek, zatürre riskini artırır” Zatürreden korunmak için alınabilecek önlemler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yıldız, “Özellikle öksürdükten veya hapşırdıktan sonra, tuvaleti kullandıktan sonra ve yemeklerden önce ve sonra ellerinizi sabun ve suyla en az 20 saniye yıkayın. Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kapatın. Zatürre veya grip gibi solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçının. Sigara içmek, zatürre riskini artırır. Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın ve yeterli uyuyun. Aşı olun. Zatürreye karşı iki tür aşı mevcuttur: pnömokok aşıları ve grip aşısı. Pnömokok aşıları, zatürrenin en yaygın nedeni olan Streptococcus pneumoniae bakterisine karşı koruma sağlar. Grip aşısı ise grip virüsüne karşı koruma sağlar. Grip, zatürreye yakalanma riskini artırabilir. Aşılar yüzde 100 etkili olmasa da, zatürreye yakalanma riskini ve hastalığın ciddiyetini önemli ölçüde azaltabilirler” ifadelerine yer verdi. Zatürre tedavisi, hastalığın nedenine, şiddetine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebildiğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Hafif vakalarda, kişiler evde tedavi edilebilir ve birkaç hafta içinde iyileşebilirler. Daha ciddi vakalarda ise hastanede yatış gerekebilir ve tedavi süreci daha uzun sürebilir” dedi. “Zatürre konusunda bilinçli olun” 12 Kasım Dünya Zatürre Gününün, zatürre konusunda farkındalık oluşturmak ve bu hastalıktan korunma yolları hakkında bilgi vermek için önemli bir fırsat olduğunu dile dile getiren Pınar Yıldız, “Herkesi zatürre aşıları hakkında bilgi edinmeye ve risk altında olan kişilerin aşı olmalarını sağlamaya davet ediyorum. Unutmayın, zatürre ciddi bir hastalık olabilir, ancak önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sağlığınıza dikkat edin ve zatürre konusunda bilinçli olun” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
845 kişinin hayatını kaybetti Düzce depreminin 25. yıldönümü
12 Kasım 2024 Salı - 09:32 845 kişinin hayatını kaybetti Düzce depreminin 25. yıldönümü DÜZCE(İHA) – Düzce Valisi Selçuk Aslan, 12 Kasım Düzce Depreminin 25. yıldönümünde yayımladığı mesajında “Tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olmalıyız” dedi. Vali Selçuk Aslan mesajında 25 yıl geçmesine rağmen depremin hafızalarda tazeliğini koruğunu belirterek, “Türkiye’nin büyük afetleri arasında yer alan 12 Kasım 1999 tarihli Düzce Depremi’nin üzerinden 25 yıl geçti. Hafızalarımızda hala tazeliğini koruyan bu depremde ailemizden, arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden 845 canımızı kaybetmenin derin hüznünü kalplerimizde hissetmeye devam ediyoruz. Can kayıplarımızın yanı sıra depremin ilimizde bıraktığı yıkımın izlerini silmek için aradan geçen 25 yılda, şehrimizi yeniden imar ve ihya etmek adına devletimizin destek ve öncülüğünde tüm Düzceliler olarak her alanda gayretli çalışmalar gösterilmiştir. Bu bilinçle toplum olarak yaşanabilecek tüm afetlere karşı öncelikle tedbirli, duyarlı ve hazırlıklı olmalıyız. Eğitimden sağlığa, kültürden ekonomiye, ilimizin bulunduğu bölgenin rehberi olması için destek ve teşviklerle yapılan kalkınmanın sürdürülebilirliği adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Her bir vatandaşımız, afet ve acil durum bilincini kavrayarak, en temel afet eğitimini almalı, yaşadığı ortamı afetlere hazır duruma getirmelidir. Bu amaçla; İçişleri Bakanlığımızın Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 Bin Arama Kurtarma Personeli Yetiştirilmesi Projesinin tamamlayıcısı olarak valiliğimizce arama ve kurtarma alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile toplulukların kapasitelerinin geliştirilmesi projesini hayata geçirip kararlılıkla yürüterek toplumumuzun bütününde afetlere hazırlık sağlamak ve afet anında ihtiyacımız olan insan kaynağını oluşturma gayretindeyiz. Ülke olarak yaşadığımız afetlerden dersler çıkararak, devletimiz; tüm imkan ve kapasitesinin hızla seferber edildiği, meydana gelebilecek her türlü doğal afet veya olağanüstü durumlarda vatandaşlarımızın can-mal kaybı yaşamaması için tüm kurumlarıyla sahada olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmamız, özellikle depreme karşı dayanıklı bina inşa edilmesi, oluşabilecek zararları asgari seviyeye indirmenin en önemli unsurudur. Bu doğrultuda, devletimizin almış olduğu tedbirleri uygulamak ve tedbirlere duyarlı olmak hepimizin asli görevidir. Bu duygu ve düşüncelerle, 12 Kasım 1999 Depremi’nin yıl dönümünde, ilimizin ve tüm vatanımızın benzer felaketleri bir daha yaşamamasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor, depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum” ifadelerinde bulundu.
12 Kasım Düzce depreminin 25. yıldönümü
12 Kasım 2024 Salı - 09:08 12 Kasım Düzce depreminin 25. yıldönümü Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, merkez üssü Düzce olan 12 Kasım 1999 depreminin 25. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Depremin doğal bir süreç olduğuna dikkat çeken Özlü, en önemli tedbirin teknoloji, bilim ile denetimin bir arada uygulandığı, sağlıklı ve güvenli yapılar inşa etmek olduğunu belirtti. Başkan Faruk Özlü, çeyrek asır önce merkez üssü şehrin doğusunda bulunan ilçesi Kaynaşlı olarak kayıtlara geçen 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Deprem gerçeğinin sadece Düzce değil, Türkiye’nin en büyük meselesi olduğunu belirten Başkan Özlü, uygun yapılaşma ve denetimlerin yıkım ve zararları büyük ölçüde engelleyeceğine dikkat çekti. Başkan Özlü, mesajında şu ifadelere yer verdi: “17 Ağustos Marmara Depremi’nden sadece 87 gün sonra ikinci bir yıkımla karşılaşan Düzce’miz, merkez üssü Kaynaşlı olan 7,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Şehrimizden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolunun kırıldığı bu iki depremde binlerce vatandaşımızı, zemine uygun olmayan, eksik malzemeli yapılar nedeniyle ebediyete uğurladık. Türkiye’nin en önemli meselesi depremdir ve ona karşı alınacak tedbirlerdir. Depremin doğal bir gelişim olduğunun farkında olmakla birlikte böyle bir durumdan etkilenmemek için izlememiz gereken en korunaklı yol; Cumhurbaşkanımızın da çağrı da bulunduğu gibi yatay mimari alışkanlığını yaygın ve kalıcı hale getirmek, uygun malzeme ve ölçümler ışığında konutlar inşa etmektir. Düzce yaşadığı iki büyük felaketin izlerini hızla silerken 3 ayda iki büyük sarsıntı ile yıkılmış şehrimizi yeniden inşa ettik. Özellikle son yıllarda Düzce Belediye Meclisi’mizin de desteği sayesinde İmar ve Şehircilik konularında önemli düzenlemeler yaptık. Şehrimizin yapı stokunu çok büyük oranda yeniledik. Denetim ve yaptırım mekanizmalarımızı titiz çalışmalarında destekledik ve bu konuda vatandaşlarımızda farkındalık oluşturmayı amaçladık. Düzce’mizde 20 metre genişliğindeki yol kenarları haricinde zemin üzeri iki kattan daha yüksek hiçbir yapının yapılmasına izin vermedik. Mevcut imar yönetmeliğimizde de bu karara uymak kesin olarak aradığımız kıstaslardan biridir. Bu açıdan yatay mimari konusunda Düzce’miz ülkemize örnek gösterebileceğimiz nadir bir şehirdir, bu bizim için bir gurur kaynağıdır. Nitekim en son yaşadığımız 23 Kasım Depremi’nde şehrimizde hiçbir yapının zarar görmemesi kararlı çalışmalarımızın ortaya koyduğu memnuniyet uyandırıcı sonuçtur. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acısı hala taze olan 6 Şubat depremleri ülkemizin deprem gerçeğine her zaman hazır olması gerektiğini kaybettiğimiz canlarla bir kez daha hatırlattı. Bu konuda hiç esnemeden üzerimize düşen ne ise yapmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile binlerce vatandaşımızı hayattan koparan depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah, Düzce’mize, ülkemize ve milletimize böyle acılar bir daha yaşatmasın.”
Selzedelerin konutları dağıtıldı
11 Kasım 2024 Pazartesi - 15:06 Selzedelerin konutları dağıtıldı Düzce’de 2019 yılında meydana gelen selde 7 kişi hayatını kaybetmiş onlarca kişinin evi yıkılmıştı. Selzedelerin konutları Beyciler Mahallesi’nde kura ile hak sahiplerine dağıtıldı. 2019 yılında Düzce’de meydana gelen sel, su taşkını ve heyelanlar sebebi ile Akçakoca’ya bağlı Esmahanım köyünde sel sularına kapılan yapıda ki 4’ü çocuk 7 kişi hayatını kaybetmişti. Bir çok ev sel sularına kapılıp giderken, bazı evler ağır hasar almıştı. Yapılan çalışmalar ile 63 hak sahibine Beyciler Mahallesi’nde TOKİ konutları yapıldı. AFAD İl Müdürlüğü’nde hak sahiplerine konutlarının kura dağıtımı noter huzurunda gerçekleştirildi. 2019 selinde 3 çocuğunu ve eşini kaybeden Erkan Kaplan’da kurada kendisine ev çıkanlardan birisi olurken, 2.5 saat ağaçta bekleyen oğluna ev bırakacak olmaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Kaplan şöyle devam etti, “Çocuğuma bir ev bırakabileceğim. Anneleri de çocuklarını düşünerek gitmişti. Allah nurlar içerisinde yatırsın hepsini. Acımız aynı acı değişen bir şey yok. Bir şekilde yaşadık. Çocuğum vardı bir şekilde yaşamak zorundaydım. Ayakta kalmaya çalıştım. O zamanlara tekrar gidecek olursak benim dünyam yıkıldı ben bittim. Ben her şeyimi orada kaybettim. Şimdi oğlumla beraber yaşıyorum. Başka bir Dünyam yok. Baba oğul gidiyoruz bu hayatta” ifadelerini kullandı. “Acılarımız hala taze” 2019 sel afetinde kardeşleri ile aynı evde bulunan, sel sularına kapılmasının ardından ağaç dalında hayata tutunan Furkan Kaplan, “ İyi hissediyorum. 5.5 yıl bekledik ama sonu güzel bitti. Hayırlısı olsun. Zor günler geçirdik. Toparlanma sürecim çok zor oldu. Uzun zaman oldu ama hala ilk gün gibi acımız hala taze” şeklinde konuştu. Sel, su taşkını ve heyelanlar sebebi ile Esmahanım’da 19, Karatavuk’da 10, Uğurlu’da 4, Dilaver’de 4, Yayla’da 3, Harmannkaya’da 3, Hemşin, Sarıyayla, Büyükmelen, Yeşiltepe’de 2, Kurukavak, Küpler, Yenice, Kızılüzüm, Küpler, Kırkharman be Davutağa köyleri’nde 1 hak sahibine kura ile evleri dağıtıldı.