GÜNDEM - 29 Kasım 2024 Cuma 12:01

Beş ayda 5 bin glutensiz ekmek satıldı

A
A
A
Beş ayda 5 bin glutensiz ekmek satıldı

Düzce Belediyesi tarafından şehrin çeşitli noktalarında konumlandırılan Halk Ekmek büfelerinde 1 Temmuz itibariyle başlayan glutensiz ekmek satışları, çölyak hastalarının hayatını kolaylaştırdı ve beş ayda 5 bin adet glutensiz ekmek satışı yapıldı.


Düzce Belediyesi, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten proteinine hassasiyeti bulunan ve bu nedenle özel beslenme ihtiyaçları olan çölyak hastalarına desteğini sürdürüyor. Kusursuz Kafe’de açtığı glutensiz mutfağın ardından Halk Ekmek büfelerinde glutensiz ekmek satışına başlayan, aynı zamanda çölyak hastaları için özenle hazırladığı zengin içerikli gıda kolileriyle de hastalara büyük bir destek sunan Düzce Belediyesi, çölyak hastalarının yaşamını kolaylaştırarak ailelerin bütçelerine de katkı sağlıyor. Halk Ekmek büfelerinde 5 ayda 5 bin adet glutensiz ekmek satışı gerçekleşirken, çölyak hastaları ve yakınları hizmetten duydukları memnuniyeti dile getirdi.



“Çok güzel bir destek sunuluyor”


Düzce Çölyak Topluluğu Başkanı Filiz Elif Samancı, belediyenin gösterdiği hassasiyetin kendileri için çok değerli olduğunu ve belediyenin çölyak hastalarına yönelik sunduğu desteklerin, afet sonrası gıda kaygısını da ortadan kaldırdığını belirterek şöyle konuştu: “Belediyemiz bu hizmete başladığı andan itibaren biz Çölyaklılar çok mutluyuz. İlçelerimizden, köylerimizden, uzak noktalardan gelen pek çok hastamız var. Benim kızım Bolu’da üniversitede okuyor. Ben bu ekmeği ona ulaştırmak için bugün buradayım. Belediyemizin göstermiş olduğu bu hassasiyet bizleri bir başka konuda da rahatlattı. Çölyak hastaları bir afet sonrası hayatını kurtardıktan sonra beslenme kaygısı duyarak evini terk ediyor. Artık belediyemizin bu anlamda da yanımızda olabileceğini hissetmek çok mutluluk verici. Belediyemiz aynı zamanda çölyak hastaları için özenle zengin-fakir, genç-yaşlı demeden, içeriği çok zengin olan gıda kolileri ile de Düzce’deki çölyaklıların yanında. Bu kolileri özenle, ilçe ve köy demeden kapı kapı bizzat dolaştırarak çok güzel bir destek sunmakta.”


Hasta yakınları ise, daha önce market market gezerek veya internetten sipariş oluşturarak glutensiz ekmeğe ulaşmaya çalıştıklarını söyleyerek, Halk Ekmek büfelerinin satışa başlamasının hem hayatlarına hem de bütçelerine büyük katkı sunduğunu kaydettiler.



Glutensiz ekmek satışı 9 noktada


Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü nezdinde hizmet veren halk ekmek büfeleri; Bahçeşehir Belediye Ek Hizmet Binası önü, Beyciler Mahalle Konağı mevkii, Camikebir Mahallesi 23 Nisan Parkı önü, Hamidiye Mahallesi üst geçit mevkii, Aziziye Mahallesi, Konuralp Şehit Murat Demir Mahallesi, Koçyazı Mahallesi ile Bahçeşehir bölgesinin Güzelbahçe ve Yeşiltepe Mahallelerinde bulunuyor.


Pazar günü hariç haftanın 6 günü 08.00-11.00 ile 16.00-19.00 saatleri arasında hizmet veren büfelerde baston ekmek, köy ekmeği ve glutensiz ekmek piyasa fiyatının altında bir bedelle satışa sunuluyor.



Beş ayda 5 bin glutensiz ekmek satıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri ERÜ Hastanelerinde, “Sizce Tıbbi Hata Var mı? Olgu Örnekleriyle” Konulu Konferans Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı tarafından düzenlenen “Sizce Tıbbi Hata Var mı? Olgu Örnekleriyle” konulu konferans düzenlendi. Gevher Nesibe Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonunda düzenlenen konferansa davetli olarak Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Uzman Bilir Kişi Prof. Dr. Halil Koyuncu sunumuyla “Sizce Tıbbi Hata Var mı? Olgu Örnekleriyle” konulu konferans verildi. Konferansa Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ile araştırma görevlileri katıldı. ERÜ Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsa Cüce’nin giriş konuşmalarının ardından, Prof. Dr. Halil Koyuncu’nun sunumuna geçildi. Prof. Dr. Halil Koyuncu, Tıbbi hataların neler olabileceğine değinerek; hekimin hastaya müdahalesi, hastada meydana gelen zarar, hastada meydana gelen zararda hekimin hata-kusuru, yetersiz tetkik, aydınlatma-bilgilendirme ve yönlendirme ile konsültasyon eksiklikleri, kayıtların düzgün olmaması ile zarar ve kusurlu eylem arasındaki illiyet bağı hakkında bilgiler verdi. Tıbbi uygulamada tarafların kimler olduğunu, tarafların özelliklerini, tıbbi uygulama hatası (malpraktis) ile sonuçları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Halil Koyuncu, tıbbi uygulama hatalarının en çok hangi uzmanlık alanlarında dağıldığını, sağlık çalışanlarının kusur nedenlerinin dağılımları ile tıbbi hataların diğer hastalık ölümlerindeki sıralamalarına da değindi. Prof. Dr. Halil Koyuncu, son söz olarak; hekimin öncelikle hastaya zarar vermeden, tıbbi müdahale süreçlerini iyi yönetmesi, yapılan her müdahalenin hukuka ve tıbba uygun olması, her yazılanın yapılması her yapılanın da yazılması, akıl almaktan kaçınılmaması gerektiği ile görev, yetki ve sorumlulukların bilincinde olunması gerektiğini söyledi.
Niğde YÖK Başkanı Özvar: "Uluslararası öğrencilerin kalitesi önceliğimiz olmalıdır" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "Uluslararası öğrencilerin kalitesi önceliğimiz olmalıdır" dedi. Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı, bölge üniversitelerinden gelen 37 rektör ve rektör yardımcısının katılımı ile gerçekleştirildi. Dünya genelinde yaklaşık 250 milyon öğrencinin yükseköğretime devam ettiğini, bu sayının 2030’da 380 milyona, 2040’ta ise 600 milyona ulaşmasının öngörüldüğünü söyleyen YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Türk üniversitelerinin uluslararası akreditasyon standartlarını karşılamada ve küresel üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almada ciddi ve başarılı bir sınav verdiğini bugün uluslararası çevreler de teslim etmektedir. Bununla birlikte üniversiteler olarak mevcut durumla yetinmemiz mümkün değildir. Uluslararası görünürlük ve nispi rekabet üstünlüğü konusunda almamız gereken daha ciddi mesafeler bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizin uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi çekme kabiliyetini ve küresel akademik camiadaki genel itibarımızı etkilemektedir" dedi. "Uluslararası öğrencilerin kalitesi önceliğimiz olmalıdır" Türkiye’nin uluslararası öğrenci çekme konusunda daha büyük rakiplerinin ortaya çıkacağını ve yükseköğretim kurumlarının bu rekabete şimdiden hazırlanması gerektiğini söyleyen Özvar, 350 bine ulaşan uluslararası öğrenci sayısı ile iftihar etmenin çok doğru bir yaklaşım olmayacağını belirtti. "Uluslararası öğrenci sayısının artması kadar uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirmemiz gerekmektedir" diyen Başkan Erol Özvar; "Gelecek öğrencilerin sayısı kadar kalitesi de bizim temel gündemimizdir. Eğer gerekli mevzuat altyapısı çalışmalarını tamamlamaz, üniversiteler olarak uluslararası öğrenci hareketliliği konusunda dünya standartlarında işlemler tesis etmezsek Türk üniversitelerinin itibarına yönelik dünya ölçeğinde olumlu itibarımız kaybolabilir. Bu sadece Yükseköğretim Kurulunun veya diğer üst kurumların sorumluluğunda değildir. Bu birinci derecede rektörlerin omuzları üzerindeki sorumluluktur. Demografik değişmenin en büyük sonuçlarından bir tanesi hiç şüphesiz sağlık sektöründe kendini gösterecektir. Önümüzdeki 30 yıl içerisinde sağlık hizmetlerinden daha fazla sayıda bilhassa geç yaş grupları ve çocuk yaş grupları biraz azalmakla beraber yaşlı grubun misli oranının artması sağlık sektöründe bir takım sınamaları beraberinde getirecektir. Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda yaşlı bakım olmak üzere muhtelif alanların daha şimdiden üniversitelerin gündemine girerek bu konularda bir kısım çözümler bir kısım projeler durması veya çalışması önem arz etmektedir. Demografik değişim konusunun demografik dönüşüm konusunun rektörler olarak gündeminize almanızı bekliyoruz. Sadece doğum oranlarının düşmesi değil, sadece yaşlılık değil göç konusunun gerek iç gerek dış göç konusunun yükseköğretime muhtemelen sonuçlarıyla beraber değerlendirilmesi hepimizin ödevleri arasında bulunmak zorundadır” ifadelerini kullandı. (ST-AG-
Antalya Kıraathanedeki cinayetin zanlısı: "Haraç istedi" Antalya’da kuzeninin daha önceden çalıştığı işletmeden alacağı olduğu iddiasıyla kıraathaneye giden kişi, çıkan tartışmanın büyüyerek tabancayla ateş edilmesi sonucu ağır yaralanıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kısa sürede yakalanan olayın şüphelileri F.D. ve A.D. sağlık kontrolünün ardından adliyeye çıkarıldı. Dün akşam saat 17.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Yeni Mahalle 2447 Sokak üzerinde yer alan bir kıraathanede meydana gelen olayda, iddiaya göre Uğur Akyol (37), kuzeninin daha önce çalıştığı kıraathanedeki sigorta işlemleri ve kalan parasını alması için iş yeri sahibiyle telefonda görüştü. Telefon görüşmesinin ardından işletmeye gelen Akyol, iş yeri sahibi A.D. ve yeğeni F. D. (33) ile tartışmaya başladı. Tartışma kanlı bitti Kıraathane dışına kadar taşan tartışmanın büyümesi üzerine F.D. yanında taşıdığı tabancayı çıkartarak ateş etmeye başladı. Silah seslerini duyan vatandaşların haber vermesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edilirken, belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri vücuduna isabet eden mermilerden dolayı ağır yaralanan Akyol’u ilk müdahalesinin ardından ambulansla Kepez Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Akyol, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. “Haraç istedi” Suç aletini olay yerine yakın bir sokakta atan F.D., önce taksi ile ardından yaya olarak kaçmaya çalışırken motorize yunus ekipleri tarafından yakalandı. Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alınan F.D. ve işletme sahibi A.D., emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden çıkartılarak Antalya Adliyesine sevk edildi. Sağlık kontrolü çıkışında gazetecilerin “Neden öldürdünüz?” sorusunu F.D., “Bir şey söylemeyeceğim, haraç istedi” şeklinde yanıtladı.