Yerel Haberler
Diyarbakır
01 Aralık 2024 Pazar - 11:34 Diyarbakır’da İHA destekli fuhuş operasyonu: 9 tutuklama Diyarbakır’da İHA destekli "Barbie-21" fuhuş operasyonunda 9 kişi tutuklanırken, yabancı uyruklu 8 kadın, sınır dışı işlemleri için İl Göç İdaresi’ne teslim edildi. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Ahlak Büro ekipleri, fuhuş yapıldığı tespit edilen işyerlerine yönelik kapsamlı operasyon düzenledi. İHA destekli "Barbie-21" adı verilen operasyon, yasa dışı faaliyetlerin yürütüldüğü işyerlerinde çalışan yabancı uyruklu kadınlara yönelik gerçekleştirildi. Polis ekipleri, fuhuş organizasyonuyla ilgili birçok kişinin ifadesine başvurarak detaylı bir çalışma yürüttü. Operasyonda, işyeri sahipleri ile fuhuşa gelen kişiler arasındaki şifreli konuşmalar deşifre edildi. İşyerine gelenlere, "Kısa mı uzun mu kalacaksın?" şeklinde sorular yöneltilirken, “Kısa kalacağım” cevabını verenler fuhuş yapılan odalara, “Uzun kalacağım” diyenler ise normal odalara yönlendirildiği ortaya çıkarıldı. Operasyonda, 8’i yabancı uyruklu olmak üzere toplam 9 mağdur kadın kurtarıldı. Ayrıca çok sayıda cep telefonu, ruhsatsız tabanca ve pompalı tüfek ele geçirildi. Gözaltına alınan 10 şüpheliden 9’u, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yabancı uyruklu 8 kadın, sınır dışı işlemleri için İl Göç İdaresi’ne teslim edildi. Vatandaşlardan polis ekiplerine alkışlı teşekkür Başarılı operasyon, çevredeki vatandaşlar ve esnaf tarafından takdirle karşılandı. Operasyona katılan polis ekipleri, çevredekilerden alkış alarak çalışmalarından dolayı memnuniyetle karşılandı.
01 Aralık 2024 Pazar - 09:15 Oto tamir ustası sanayi tipi yağ sobalarının tehlikesine dikkat çekti Diyarbakır’da oto tamir ustası, oto sanayilerinde kışın ısınmak için özel yapılan yağ sobalarının tehlikesine dikkat çekerek, tecrübeli elemanların bunu kullanması gerektiği uyarısında bulundu. Havaların soğumasıyla birlikte oto sanayilerinde çalışanlar, ısınmak için özel yaptıkları yağ sobalarını kullanıyor. Özel yapılan kovaya dökülen atık yağ, musluğun açılmasıyla sobaya akıyor. Isınma probleminin çözüldüğü bu sistem, tecrübesiz elemanların yakması, LPG’li araçların yanında olması ve yakıcı-patlayıcı maddelerin yanında, yakınında bulunması patlama riskini oluşturuyor. Uzun yıllardır bu sistemle ısınma sorununu çözen oto tamir ustası Hasan Balta, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine, araçta değiştirdikleri atık yağı yakıp ısındıklarını söyledi. Bunun aynı zamanda tehlikeli olduğuna dikkat çeken Balta, etrafında patlayıcı ve yanıcı maddelerin bulunmaması gerektiğinin altını çizdi. Benzin, mazot, tiner, balata spreylerinin ısıdan dolayı hemen tutuşup patlayabildiğini ifade eden Balta, “Bunu çıraklık dönemimizde gördük. Sobamız yanıyordu, eleman içinde su zannettiğin döküp fırçalıyordu. İçinde olan tinerdi ve aniden tutuştu. 6-7 yangın tüpüyle saatlerce uğraşarak söndürdük. Tehlikelidir, özelikle LPG’li araçlar sobanın yanında bulunmaması lazım. Bunu yapanlar çevresinde patlayıcı maddeleri bulundurmamalı. Mümkün mertebe uzak bir mesafede bulunması lazım” dedi. Tecrübeli elemanların bunu yakması gerektiğini vurgulayan Balta, “Herkesin eline bırakılmamalı. En son dükkan kapatılırken soba yanık şekilde bırakılmaması lazım. Şantiye alanlarında kullanılıyor, balata spreyi kullanılmaması lazım. Evde kesinlikle olmaz. Bu, ev sobası değil. Kimyasaldır, maddede ayrı bir zehir var. Genelde sanayi tipi sobadır. Bu sobalar Türkiye’de birçok sanayi sitesinde kullanılır. Buna dikkat etsinler. Etrafında patlayıcı maddeler, LPG’li araçlar ve deneyimsiz elemanlara teslim etmesinler” ifadelerini kullandı.
Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi SMA Merkezi hizmet vermeye devam ediyor
26 Ağustos 2024 Pazartesi - 11:48 Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi SMA Merkezi hizmet vermeye devam ediyor Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, SMA hastalarına tedavi veren bir merkez olarak hizmet vermeye devam ediyor. Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğünden yapılana açıklamada, SMA tanısı alan çocuk hastaların, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nörolojisi Bölümü’nde takip ve tedavilerine devam edinilebildiği belirtildi. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nöroloji Uzmanı Dr. Olgay Bildik’in görüşlerine yer verilen açıklamada, “Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastalığı, doğuştan gelen bir sinir-kas hastalığıdır. Bu hastalarda SMN geni, protein üretemez. Buna bağlı olarak da vücuttaki motor sinir hücreleri hasarlanır ve istemli kaslar, zaman içinde görevini yerine getiremez duruma gelir. SMA’nın çeşitli tipleri tanımlanmıştır ve bunlar ciddiyet açısından farklılık gösterir. Hastalığın bulguları doğum öncesi ile yetişkinlik arasındaki bir dönemde görülebilir” dedi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “SMA tamamen tedavi edilmesi mümkün olmayan bir hastalıktır, ancak çalışmaları son hızla devam etmektedir. Günümüzde geliştirilen bazı tedavi yöntemleri ile hastalığın ilerlemesini durdurmak mümkün olabiliyor. SMA gittikçe şiddetlenen karakterde bir rahatsızlıktır. Tedavi ile bu şiddetlenmenin durdurulması ve hastanın oturma, yürüme kazanımlarını korumasını sağlıyoruz. Tedaviye erken başlanması durumunda sonuçlar daha yüz güldürücü oluyor. Hastanemize İlimizden ve il dışından başvuran SMA’lı hastaların, takip ve tedavilerini yapıyoruz. Ülkemizde 2017 yılından beri SGK tarafından geri ödeme kapsamına alınmış olan Spinraza (Nusinersen) ilacını, hastanemize başvuran hastaların tedavisinde kullanmaktayız. Spinraza (Nusinersen), vücudun daha fazla SMN proteini üretmesini sağlayan bir ilaçtır.”
Diyarbakır’da sıcaklık nedeniyle canlı türlerinde değişim bekleniyor, yaban böceklerinin davranışları değiştiği gözlemlendi
26 Ağustos 2024 Pazartesi - 09:20 Diyarbakır’da sıcaklık nedeniyle canlı türlerinde değişim bekleniyor, yaban böceklerinin davranışları değiştiği gözlemlendi Diyarbakır’da hava sıcaklığının yüksek seviyelere çıkması nedeniyle bölgedeki hayvan grupları türlerini etkiledi. Yaban böcekleri davranışlarında değişim gözlemlenirken tropik hastalıklara sebebiyet verecek türlerin girişleri bekleniyor. Son yıllarda Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sıcak hava dalgası etkisi devam ediyor. Kentte sıcaklık seviyesi 44 dereceye kadar çıktı. Sıcak hava dalgasının insanları etkilediği gibi bölgedeki canlı türlerinin değişimine de etki ettiği uzmanı tarafından gözlemlendi. Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, son yıllarda sıcaklığın yüksek devam etmesi, bu sene de özelikle bölgede hava sıcaklığının yüksek devam etmesinin insanları etkilediği gibi, hayvan gruplarını da etkilediğini, özelikle küçük canlıları, böcekleri çok etkilediğini söyledi. Bölgede bulunan türlerde değişim olduğuna dikkat çeken Satar, aynı zamanda bölgede bulunan kuşlar ve diğer türlerin, özellikle suya bağlı olan canlılara etki ettiğini ifade etti. “Çünkü yaşam alanları daralmakta, hava sıcaklığından çok etkilenmekteler” diyen Satar, “Bu da yavru veriminden tutun birçok şeyi etki altına almaktadır. Aynı zamanda bölgeye hava sıcaklığından dolayı farklı türlerin girişlerini bekliyoruz. Bu türlerde vektörler olabilir, tropik hastalıklara sebep olabilecek canlıların da artık yavaş yavaş bizim bölgeye girmesini bekliyoruz” dedi. “Birçok türün gittikçe yavaş yavaş buralardan çekildiğini göreceğiz” Bölgede bazı barajların, su birikintilerinin ve bazı göletlerin bulunmasının bunların yaşamlarına imkan sağladığını kaydeden Satar, şöyle konuştu: “Buradaki sıcaklıkla beraber su debisinin azalması burada yaşayan balıklara bile etki etmektedir. Çünkü suyun kirlenmesine sebebiyet veriyor. Sıcaklıkların böyle devam etmesi yaşam alanlarının daralmasına sebebiyet verecek, dolayısıyla birçok türün gittikçe yavaş yavaş buralardan çekildiğini göreceğiz. Yerine, farklı, sıcaklığa dayanıklı farklı türlerin girişlerini gözlemleyeceğiz.” “Yaban arılarının bir araya gelerek normalde küme oluşturdukları pek görülmez” Bölgede hava sıcaklığının artmasıyla birlikte bazı böcek gruplarının davranışlarında farklılıklar görüldüğünü anlatan Satar, “Mesela yaban arılarının bir araya gelerek normalde küme oluşturdukları pek görülmez ama bu sene bunlara şahit olduk. Gerçekten çok etkileniyorlar. Yaban arıları doğa için çok önemli. Fakat böyle bir davranış göstermeleri hava sıcaklığının gittikçe bunları etkilediğini görüyoruz. Bunları yıllardır takip ederim hiçbir zaman böyle bir araya geldiklerine şahit olmamıştım. Bunları birçok yerde görebiliyorum” ifadelerini kullandı.
Yutma güçlüğü çeken hasta, yıllar sonra doya doya su içti
25 Ağustos 2024 Pazar - 10:43 Yutma güçlüğü çeken hasta, yıllar sonra doya doya su içti Diyarbakır’da tedavi gören Meryem Akkurt, ameliyatsız bir işlem olan Peroral Endoskopik Myotomi (POEM) yöntemi ile sağlığına kavuşup yıllar sonra doya doya su içti. Şanlıurfa’da yaşayan 17 yaşındaki Meryem Akkurt uzun yıllar boyunca yutma güçlüğü şikayeti yaşadı. Bu nedenle pek çok doktora ve hastaneye başvurdu ancak hastalığına bir türlü tanı konulamadı. Yıllardır yemek yeme konusunda da güçlük çeken Akkurt, zamanla 44 kiloya kadar düştü. Gittiği hastanelerde durumunun psikolojik olduğunu düşünen doktorlar yemek yiyemediği için psikoloğa yönlendirdi. Bu süreçte Akkurt, su içerken de sorun yaşamaya başladı. Bir bardak suyu bile içerken zorlanan Akkurt, bu duruma bir çözüm ararken yapılan tetkiklerin sonuçsuz kalması nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak zorlanmaya başladı. Zamanla belirtileri artarken; yuttuğu gıdaları geri çıkarmaya ve göğüs bölgesinde baskı hissi de yaşamaya başladı. Memorial Diyarbakır Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Nurettin Tunç’a başvuran Akkurt’a yapılan endoskopik muayene sonucunda mide borusunda bulunan kaslardan kaynaklı akalazya rahatsızlığı teşhisi konuldu. Akkurt, ameliyatsız bir işlem olan Peroral Endoskopik Myotomi yöntemi ile yeniden sağlığına kavuştu ve dilediği şekilde yemek yiyip, su içmeye başladı. Akkurt, "Yıllardır bu sorunu yaşıyorum. Tedavilerin hepsi sonuçsuz kaldı. 56 kilodan 44 kiloya kadar düştüm. Yemek yiyemediğim için zamanla vücudum vitaminsiz ve mineralsiz kaldı. Ameliyat sonrası ilk defa su içerken rahatsızlık hissetmedim. İçtiğim su beni hiç rahatsız etmedi. Bu mutluluğu tarif etmek çok zor" dedi. Doç. Dr. Nurettin Tunç, başarılı geçen işlemin sonrasında Meryem Akkurt’a su içirdi. Tunç, "Hastamıza yıllarca tanı bile konamamış. Uygulanan mevcut tedaviler sonucunda ne yazık ki şikâyetleri artarak devam etmiş. Bunun yanı sıra durumu kötüye gitmeye devam ettiği için günlük rutinlerin de de aksama yaşanmaya başlamış. Yemek yiyememe ve göğüste rahatsızlık hissi hastamızın okul hayatına kadar olumsuz etkilemeye başlamış. Meryem Hanım için elimizden gelen her şeyi yaptık. POEM yöntemi ile mide borusundaki kaslara bir işlem uyguladık, sonrasında da sağlıklı bir şekilde taburcu ettik. Şu anda da mutlu ve sağlıklı olmasından dolayı bizler de mutluyuz" diye konuştu. "Yutma güçlüğü ve sıvı içerken tıkanma ihmale gelmez" Tunç, bazı insanların bu durumu fark edemediğini ifade ederek, "Uzun yıllar akalazya ile yaşamaya devam edebiliyor. Yavaş ilerleyen belirtiler sonucunda hastalarda kilo kaybı ve sıvı kaybı yaşanıyor. Bu durum sonucunda bazı hastalar yedikleri yemekleri sindiremediği için geri çıkarabiliyor. Bu durum oldukça ciddi sonuçlara neden olabilir. Hastalığın geçmişine baktığımız zaman 2-3 yıl öncesine dayandığını söyleyebiliriz. Yutma güçlüğü beraberinde yemek yiyememe durumuna da eşlik ediyor. Vücudumuz için gerekli gıdaları alamayan kişiler de zamanla birçok rahatsızlık oluşabiliyor. İhmal edilmemesi gerekiyor" dedi. Doç. Dr. Nurettin Tunç, sağlık sorunları nedeniyle okul hayatı da olumsuz etkilenen Meryem Akkurt’un en büyük hayali olan avukatlığa artık daha sıkı hazırlanabileceğini, kaygı ve stresinin de sona erdiğini belirtti. Tunç, sağlıklı bir şekilde taburcu edilen Akkurt’un artık doya doya su içebilmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti.