Diyarbakır`da, `Uluslararası Diyarbakır Surları Sempozyumu` başladı.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Kongre Merkezi`nde başlayan sempozyuma Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Çekül Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, kurum müdürleri, üniversite öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, teknik olanaklar, gelişmiş onarım tekniklerinin gelecek için bir
sürecin aletleri olduğunu söyledi. Sözen, "Toplumsal tarihe, toplumsal ilişkilere bakmadan onun ucundaki sonuçlara bakmak bizi sağlıklı bir yere götüremez. Kesimleri bir araya getirmeden, toplumsal tarihi tarafsız yazmadan, onun uygarlık ürünlerini, onunla bağdaştırarak somut sonuç olarak göstermedikçe, tarih kitapları yazılamaz. Dünya artık uygarlık tarihini, kendi tarihini öne çıkaran bir tarih anlayışıyla asla yazmamalıdır" dedi.
Diyarbakır surlarının çekişmeyle korunamayacağını belirten Prof. Dr. Sözen, surların korunması için bir noktada birleşmek, o noktanın doğrularını kontrol ettikten sonra somut örneğini dünya halkına gösterdikten sonra korunacağını ifade etti. Bu sorunun bir bütçe veya kaynak sorunu olmadığını kaydeden Sözen, "Kaynağını kötü kullanan çok yer olduğunu biliyorum. Biz kaynaksız akla dayanarak çok yer kurtardık. Ama paraları ile rezil olan kurumları da gördük. İçinde yerel yönetimlerin olmadığı bir işle asla
olamaz. Hemşerisiyle kendi arasında ilişki kuramazsa, seçilmiş bir belediye başkanı o zaman kenti ile ilgili gerekli duyarlılığı yaratamıyor demektir. Merkezi hükümete ne kadar uzanırsanız, uzanın önce kentinizle el sıkışmanız gerekiyor. 50 yıldır beceremediklerimizi, son 10 yılda kendi kendimizi irdeleyerek, eleştirerek, merkezi hükümetten taleplerimizi daha net yaparak ve özel kesimle, diğer kesimlere siz de sorumlusunuz diyerek, kamu-yerel-sivil-özel birlikteliğini, yani ortak paydayı arıyoruz. Türkiye
dönüşüme girmiştir. Yanlışlıkları çok yapmaktadır. Ama kültürde, bilimde yanlışlık asla kaldırmaz. O yüzden Türkiye`nin geleceğinin aydınlık ve güzel olması için kalelerin yüzünün aydınlık, içinin temiz, içindeki kullanıcının da o varlığa saygılı olmasını gerektiren bir bilinç eğitimini istiyorum. Maalesef kendimizden başka kimseye inanamaz hale gelen bir toplumun sıkıntılarını çekiyoruz. Bundan çıkış yolu ortak kültürdür. Bugün yapacağınız bildirilerin kağıt üzerinde kalmasını istemiyorum. Söz vermenizi
istiyoruz" şeklinde konuştu.
"SURLAR, İÇERİSİNDE KORUDUĞU İNSANLAR TARAFINDAN ZARAR GÖRDÜ"
Prof. Dr. Sözen`in ardından konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise surların bir koruma bendi değil, bir medeniyet meydana getirdiğini söyledi. Surların, içerisinde koruduğu insanlar tarafından zarar gördüğünü dile getiren Baydemir, "Nasıl bir parodks? Siz medeniyeti, insanları, insanlığı koruyorsunuz. Ama bir müddet sonra koruduklarınız size zarar veriyor. 1930`lar Sur, burçlar yıkılmaya çalışılıyor. Neden? Diyarbakır hava alsın diye. Fransız Albert Gabriel`i burada anmak
istiyorum. Onun girişimleri ve katkıları ile Ankara`dan bu yıkım işleri durduruluyor. Neden Diyarbakır surlarının etrafı yerleşim birimlerine açıldı ve neden tahrip oldu Diyarbakır surları? 1990`lar yoğun göç, yoğun göçle birlikte insanlar terlikleri ile yerlerini terk ettiler. Battaniye alma imkanlarını bulmadılar. Sadece sonuca bakarsanız mekanik akıl yanlışa sevk edebilir. Neden ve sonucu birlikte yani vicdan ve aklı ortaklaştırarak, yaklaşım geliştirmeliyiz. Gelip bu insanlar surlara sığındılar. Bin, 2
bin yıl önce, 4 bin yıl önce atalarının yaptığını yaptılar. Daha doğrusu insanlığın yaptığını yaptılar, başka bir şey yapmadılar onlar. Kendilerini güvenliğe almak istediler, onun için sırtlarını sura verdiler. Orada barakalar yaptılar ve bir müddet yaşamlarını öyle idame ettirdiler. Bir kez daha mağdur etmeden o barakaları başlarına yıkmadan alternatifler üretme çabası içerisindeyiz. Ortak akıl ve ortak çabayla şu anda yapıların yüzde 50`si yıkıldı. Kamulaştırma oranı yaklaşık yüzde 70`e ulaştı. 6 ay daha
devam edebilir ama kimsenin kafası kırılmadan, burnu kanamadan o bölgenin tamamı boşaltılacak" diye konuştu. 80 yıllık süreç içerisindeki tahribat artık bundan böyle duracağını anlatan Baydemir, "Bunu durdurmamız lazım. Bu kentin her bir Sur`unun altında, her bir taşının altında Ermeni`nin, Süryani`nin, Keldani`nin, Yezidi`nin alın teri ve emeği var. Bunları açığa çıkarmak ve yüceltmemiz lazım. Geçmişin hatasını, vicdansızlığını bugünkü nesil olarak biz vicdanımızda mahkum edersek kin, nefret ve öfke o
oranda uzaklaşacaktır. Doğu medeniyeti, Mezopotamya medeniyeti olarak güç verebilecek" ifadelerini kullandı.
"HER GELEN BU EŞSİZ ESERE KENDİ MÜHRÜNÜ KAZIMIŞTIR"
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak da Diyarbakır Surları üzerinde kentte yaşamış bütün medeniyetlerin imzası bulunduğunu belirtti. Her gelenin kendinden öncekinden devraldığı bu eşsiz esere kendi mührünü kazıdığını vurgulayan Vali toprak, "Dönemin taş ustaları surlara yaşadıkları çağın imgelerini ilmek ilmek işlemişlerdir. Gelip geçen her medeniyet kendinden bir iz bırakmıştır. Sırlarını paylaşmış, adeta ruhunu vermiştir taşlara ve surlara. Surların Diyarbakır için anlamı sonsuzdur. Çünkü binlerce yıldır
kol kanat germiştir koynunda sakladığı bu kadim şehre. Hepsinden önemlisi bu kadim ve güzel kentin adını şiddetle yan yana getirmeye çalışanların yüzüne haykırır bağrındaki kalp motifleriyle. Bu şehrin bir sevgi şehri olduğunu aşkın ve hoşgörünün diyarı olduğunu fısıldar sessiz ve derinden" dedi. Oluşan göçleri ve göçlerin yönetilmesini iyi bir şekilde yönlendirilemediklerini ifade eden Vali Toprak şöyle dedi:
"Göçleri yönetemeyen bir toplumun şüphesiz ki onun doğuracağı sonuçlara istemesekte katlanması kaçınılmazdır. Maalesef surlarımız bundan nasibini almış çarpık kentleşme neticesinde görselliğini kısmen kaybetmiştir. İnsanların ortak kültür mirasisinde koruduğu insanlar tarafından zarar gördüğünü dilı olan surların başta şehrimiz ve ülkemiz insanlarının ortak çabalarıyla eski görkemli günlerine kavuşturulacak olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bugün burada şehrimizi tüm dinamikleriyle sorunlarımızı iyi
bir şekilde analiz edeceksek ve bir straji hazırlayacaksak Metin Sözen`in bize çok büyük heyecan ve ivme kazandırdığı aşikardır. Onun için çok teşekkür ediyorum."
Konuşmaların ardından oturum başkanlığını Prof. Dr. Zülküf Güneli`nin yaptığı, "Diyarbakır Surlarının Tarihsel Değerlendirmesi" başlıklı oturuma başlandı. İki günlük sempozyumun sonunda Diyarbakır Valiliği`nde `Diyarbakır Surları Çalıştayı` düzenlenecek.