GENEL - 19 Nisan 2012 Perşembe 16:23

`ULUSLARARASI DİYARBAKIR SURLARI SEMPOZYUMU` BAŞLADI

A
A
A
`ULUSLARARASI DİYARBAKIR SURLARI SEMPOZYUMU` BAŞLADI

Diyarbakır`da, `Uluslararası Diyarbakır Surları Sempozyumu` başladı.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Kongre Merkezi`nde başlayan sempozyuma Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Çekül Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, kurum müdürleri, üniversite öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, teknik olanaklar, gelişmiş onarım tekniklerinin gelecek için bir
sürecin aletleri olduğunu söyledi. Sözen, "Toplumsal tarihe, toplumsal ilişkilere bakmadan onun ucundaki sonuçlara bakmak bizi sağlıklı bir yere götüremez. Kesimleri bir araya getirmeden, toplumsal tarihi tarafsız yazmadan, onun uygarlık ürünlerini, onunla bağdaştırarak somut sonuç olarak göstermedikçe, tarih kitapları yazılamaz. Dünya artık uygarlık tarihini, kendi tarihini öne çıkaran bir tarih anlayışıyla asla yazmamalıdır" dedi.
Diyarbakır surlarının çekişmeyle korunamayacağını belirten Prof. Dr. Sözen, surların korunması için bir noktada birleşmek, o noktanın doğrularını kontrol ettikten sonra somut örneğini dünya halkına gösterdikten sonra korunacağını ifade etti. Bu sorunun bir bütçe veya kaynak sorunu olmadığını kaydeden Sözen, "Kaynağını kötü kullanan çok yer olduğunu biliyorum. Biz kaynaksız akla dayanarak çok yer kurtardık. Ama paraları ile rezil olan kurumları da gördük. İçinde yerel yönetimlerin olmadığı bir işle asla
olamaz. Hemşerisiyle kendi arasında ilişki kuramazsa, seçilmiş bir belediye başkanı o zaman kenti ile ilgili gerekli duyarlılığı yaratamıyor demektir. Merkezi hükümete ne kadar uzanırsanız, uzanın önce kentinizle el sıkışmanız gerekiyor. 50 yıldır beceremediklerimizi, son 10 yılda kendi kendimizi irdeleyerek, eleştirerek, merkezi hükümetten taleplerimizi daha net yaparak ve özel kesimle, diğer kesimlere siz de sorumlusunuz diyerek, kamu-yerel-sivil-özel birlikteliğini, yani ortak paydayı arıyoruz. Türkiye
dönüşüme girmiştir. Yanlışlıkları çok yapmaktadır. Ama kültürde, bilimde yanlışlık asla kaldırmaz. O yüzden Türkiye`nin geleceğinin aydınlık ve güzel olması için kalelerin yüzünün aydınlık, içinin temiz, içindeki kullanıcının da o varlığa saygılı olmasını gerektiren bir bilinç eğitimini istiyorum. Maalesef kendimizden başka kimseye inanamaz hale gelen bir toplumun sıkıntılarını çekiyoruz. Bundan çıkış yolu ortak kültürdür. Bugün yapacağınız bildirilerin kağıt üzerinde kalmasını istemiyorum. Söz vermenizi
istiyoruz" şeklinde konuştu.
"SURLAR, İÇERİSİNDE KORUDUОU İNSANLAR TARAFINDAN ZARAR GÖRDÜ"
Prof. Dr. Sözen`in ardından konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise surların bir koruma bendi değil, bir medeniyet meydana getirdiğini söyledi. Surların, içerisinde koruduğu insanlar tarafından zarar gördüğünü dile getiren Baydemir, "Nasıl bir parodks? Siz medeniyeti, insanları, insanlığı koruyorsunuz. Ama bir müddet sonra koruduklarınız size zarar veriyor. 1930`lar Sur, burçlar yıkılmaya çalışılıyor. Neden? Diyarbakır hava alsın diye. Fransız Albert Gabriel`i burada anmak
istiyorum. Onun girişimleri ve katkıları ile Ankara`dan bu yıkım işleri durduruluyor. Neden Diyarbakır surlarının etrafı yerleşim birimlerine açıldı ve neden tahrip oldu Diyarbakır surları? 1990`lar yoğun göç, yoğun göçle birlikte insanlar terlikleri ile yerlerini terk ettiler. Battaniye alma imkanlarını bulmadılar. Sadece sonuca bakarsanız mekanik akıl yanlışa sevk edebilir. Neden ve sonucu birlikte yani vicdan ve aklı ortaklaştırarak, yaklaşım geliştirmeliyiz. Gelip bu insanlar surlara sığındılar. Bin, 2
bin yıl önce, 4 bin yıl önce atalarının yaptığını yaptılar. Daha doğrusu insanlığın yaptığını yaptılar, başka bir şey yapmadılar onlar. Kendilerini güvenliğe almak istediler, onun için sırtlarını sura verdiler. Orada barakalar yaptılar ve bir müddet yaşamlarını öyle idame ettirdiler. Bir kez daha mağdur etmeden o barakaları başlarına yıkmadan alternatifler üretme çabası içerisindeyiz. Ortak akıl ve ortak çabayla şu anda yapıların yüzde 50`si yıkıldı. Kamulaştırma oranı yaklaşık yüzde 70`e ulaştı. 6 ay daha
devam edebilir ama kimsenin kafası kırılmadan, burnu kanamadan o bölgenin tamamı boşaltılacak" diye konuştu. 80 yıllık süreç içerisindeki tahribat artık bundan böyle duracağını anlatan Baydemir, "Bunu durdurmamız lazım. Bu kentin her bir Sur`unun altında, her bir taşının altında Ermeni`nin, Süryani`nin, Keldani`nin, Yezidi`nin alın teri ve emeği var. Bunları açığa çıkarmak ve yüceltmemiz lazım. Geçmişin hatasını, vicdansızlığını bugünkü nesil olarak biz vicdanımızda mahkum edersek kin, nefret ve öfke o
oranda uzaklaşacaktır. Doğu medeniyeti, Mezopotamya medeniyeti olarak güç verebilecek" ifadelerini kullandı.
"HER GELEN BU EŞSİZ ESERE KENDİ MÜHRÜNÜ KAZIMIŞTIR"
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak da Diyarbakır Surları üzerinde kentte yaşamış bütün medeniyetlerin imzası bulunduğunu belirtti. Her gelenin kendinden öncekinden devraldığı bu eşsiz esere kendi mührünü kazıdığını vurgulayan Vali toprak, "Dönemin taş ustaları surlara yaşadıkları çağın imgelerini ilmek ilmek işlemişlerdir. Gelip geçen her medeniyet kendinden bir iz bırakmıştır. Sırlarını paylaşmış, adeta ruhunu vermiştir taşlara ve surlara. Surların Diyarbakır için anlamı sonsuzdur. Çünkü binlerce yıldır
kol kanat germiştir koynunda sakladığı bu kadim şehre. Hepsinden önemlisi bu kadim ve güzel kentin adını şiddetle yan yana getirmeye çalışanların yüzüne haykırır bağrındaki kalp motifleriyle. Bu şehrin bir sevgi şehri olduğunu aşkın ve hoşgörünün diyarı olduğunu fısıldar sessiz ve derinden" dedi. Oluşan göçleri ve göçlerin yönetilmesini iyi bir şekilde yönlendirilemediklerini ifade eden Vali Toprak şöyle dedi:
"Göçleri yönetemeyen bir toplumun şüphesiz ki onun doğuracağı sonuçlara istemesekte katlanması kaçınılmazdır. Maalesef surlarımız bundan nasibini almış çarpık kentleşme neticesinde görselliğini kısmen kaybetmiştir. İnsanların ortak kültür mirasisinde koruduğu insanlar tarafından zarar gördüğünü dilı olan surların başta şehrimiz ve ülkemiz insanlarının ortak çabalarıyla eski görkemli günlerine kavuşturulacak olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bugün burada şehrimizi tüm dinamikleriyle sorunlarımızı iyi
bir şekilde analiz edeceksek ve bir straji hazırlayacaksak Metin Sözen`in bize çok büyük heyecan ve ivme kazandırdığı aşikardır. Onun için çok teşekkür ediyorum."
Konuşmaların ardından oturum başkanlığını Prof. Dr. Zülküf Güneli`nin yaptığı, "Diyarbakır Surlarının Tarihsel Değerlendirmesi" başlıklı oturuma başlandı. İki günlük sempozyumun sonunda Diyarbakır Valiliği`nde `Diyarbakır Surları Çalıştayı` düzenlenecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Trendyol Süper Lig: Gaziantep FK: 3 - Başakşehir: 0 (Maç sonucu) Gaziantep FK, Trendyol Süper Lig’in 13. haftasında konuk ettiği Başakşehir’i 3-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 48. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Piatek’in vuruşunda kaleci Dioudis, topu ayaklarıyla çeldi. 60. dakikada sağ kanattan çalımlarla sıfıra inen Lungoyi’nin yerden pasında Maxim’in vuruşunda kaleci Muhammed son anda topu çeldi. 65. dakikada Gaziantep FK’nın sol kanttan kullandığı köşe vuruşunda arka direkte Ertuğrul’un kafa vuruşunu kaleci Muhammed son anda kurtardı. 68. dakikada Pelkas’ın sağ kanattan kullandığı kornerde topa iyi yükselen Piatek’in kafa vuruşunda kaleci Dioudis topu uzaklaştırdı. 75. dakikada orta alanda topu kapan N’Diaye’nin pasına ceza sahası sağ çaprazında Okere’nin vuruşunda meşin yuvarlak filelerle buluştu. 3-0 77. dakikada sağ çaprazda topla buluşan Figueiredo’nun şutunda top yerden az farkla dışarı gitti. 90. dakikada sağ kanattan Sorescu’nun yerden ortasına kale önünde Ertuğrul’un vuruşunda kaleci Muhammed son anda topu çeldi. Hakemler: Ozan Ergün, Esat Sancaktar, Oğuz Kağan Çalışır Gaziantep FK: Sokratis Dioudis, Salem M’Bakata, Arda Kızıldağ, Ertuğrul Ersoy, Mustafa Eskihellaç, Badou N’Diaye (Cyril Mandouki dk. 84), Deian Sorescu, Kacper Kozlowski (Ogun Özçiçek dk. 84), Alexandru Maxim (Furkan Soyalp dk. 89), Halil Dervişoğlu (David Okereke dk. 70), Christopher Lungoyi (Kenan Kodro dk. 89) Yedekler: Mustafa Burak Bozan, Quentın Duabin, Mirza Cihan, İlker Karakaş, Ömürcan Artan Teknik Direktör: Selçuk İnan Başakşehir: Muhammed Şengezer, Leo Duarte, Hamza Güreler, Jerome Opoku, Lucas Lima, Ömer Faruk Beyaz (Dimitrios Pelkas dk. 46), Berat Özdemir (Miguel Crespo dk. 46), Berkay Özcan (Oliver Kemen dk. 46), Deniz Türüç (Joao Figueiredo dk. 31), Serdar Gürler, Krzystof Piatek Yedekler: Deniz Dilmen, Onur Ergün, Philippe Keny, Patryk Szysz, Matchoi Djalo, Ousseynou Ba Teknik Direktör: Çağdaş Atan Goller: Kacper Kozlowski (dk. 27), Deian Sorescu (dk. 45+3), Okereke (dk. 75) (Gaziantep FK) Sarı kartlar: Kacper Kozlowski, Okereke (Gaziantep FK), Piatek (Başakşehir)
Adıyaman Bakan Kurum: "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman’da, Meydan ve Ticaret Merkezlerinin temel atma töreni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Bakan Kurum, şu ana kadar 130 bin aileyi yuvalarına kavuşturduklarını belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Vali Osman Varol, Adıyaman Milletvekillerinden Mustafa Alkayış, İshak Şan, Hüseyin Özhan, Resul Kurt, AK Parti İl Başkanı Bülent Kablan, ilgili kurum müdürleri, birim amirleri ile çok sayıda kişi katıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yaptığı konuşmada, "Göreve geldiğimizden bu yana, Adıyaman’ımızda, sizlerle 5. kez kucaklaşıyoruz. Önceki buluşmamızda sizlere bir söz vermiş, Adıyaman’ın kalbine, yeşiliyle, tarihiyle, bereketli dükkanlarıyla yeni bir meydan kazandıracağız demiştik. İşte şimdi de büyük bir huzurla verdiğimiz sözü tutuyor, yeniden daha güçlü Anadolu diyor, Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezi’nin temellerini atıyoruz. 6 Şubat 2023’te sabaha karşı, milletimizin her ferdini hüzne boğan büyük bir felaket, büyük bir acı yaşadık. Ben tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Biliyorum ki, kalbimizde açılan yara hiçbir zaman kapanmayacaktır. Ama yine biliyorum ki, bu güçlü devlet, bu vefalı millet şehitlerinin emanetlerine sahip çıkacaktır" ifadelerini kullandı. "130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk" Bakan Kurum, "Evet, biz giden canlarımızın bıraktığı emanetlere gözümüz gibi bakmaya devam ediyoruz. Afetzede annelerimizi kendi öz annemiz, yavrularını kendi öz yavrularımız biliyoruz. Yuvalarını kuruyor, dükkanlarını açıyor; hayat sürecekleri tarihi, kültürel ve sosyal mekanları en güzel şekilde süsleyip armağan ediyoruz. Ve buradan, tüm ekibimizle birlikte söz veriyoruz. Bu canlar bu bedenlerde durdukça, Allah bize ömür verdikçe, sizin hayat boyu mutlu olmanız için mücadele edeceğiz, şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için gece gündüz demeden çalışacağız. Yaşadığınız acılarda da tek yürek olmasını bildiniz. Bu duruşunuzu, 6 Şubat depremlerinde de yeniden tarih sahnesine çıkardınız, tüm dünyaya gösterdiniz. Ben, depremin ilk saatlerinde burada olan bir kardeşinizim. O kara günlerde birbirimize sımsıkı sarıldık. Aşımızı, ekmeğimizi bölüştük, umudumuzu, ümidimizi paylaştık. 11 ilimizin her köşesinde, dağlarında, ovalarında, köylerinde gece gündüz demeden çalıştık. Bugün deprem bölgesini, dünyanın en büyük şantiye sahası haline dönüştürdük. İlk günden bu yana, 160 bin emekçi kardeşimizle beraber, yeni yuvalarımızı yapmak için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Hamdolsun, şu ana kadar; 130 bin ailemizi yuvalarına kavuşturduk. İnşallah 150 bininci konutumuzun anahtarlarını da önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle sizlere teslim edeceğiz. Sizden aldığımız güçle, takip eden 1 ay içerisinde 50 bin konutumuzu daha tamamlayarak; yılsonuna kadar toplamda 200 bin yuvamızı teslim etmiş olacağız! Göreceksiniz! 2025 yılı sonuna geldiğimizde, evine girmeyen tek bir vatandaşımız, ocağı tütmeyen tek bir yuvamız, kepengi berekete açılmamış tek bir işyerimiz kalmayacak. Biz Adıyamanlı kardeşlerimizle, sizlerle, adeta etle tırnak gibiyiz. Hep birlikte, Adıyamanlı annelerimizin duasında yer almak, çocuklarımıza tebessüm ettirmek için koşturuyoruz. Adıyaman’ımızda 17 bin 713 yeni yuvamızda ve iş yerimizde artık hayat başladı. Yılsonuna kadar da bu sayıyı 30 bine yükseltmenin mücadelesini veriyoruz. Allah’ın izniyle; 2025 yılı sonuna geldiğimizde; Adıyaman’da tam 42 bin 136 evimizi ve iş yerimizi sizlere teslim edeceğiz. Tabi bu noktada, İndere projemize ayrı bir parantez açmak istiyorum. 5 milyon metrekarelik devasa bir alandaki projemiz, Adıyaman’ın yeni Uydu Kenti olacak, bölgenin yeni cazibe merkezi olacak. Türkiye’nin en büyük şantiyesi olan projemiz tamamlandığında; 16 bin 400 ailemiz burada hayat sürecek. Şu ana kadar 7 bin ailemizin yuvalarını belirledik ve kalan konutlarımız için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Adıyaman’da sadece konutlarımızı yapmıyoruz. Milletimizin hatıralarıyla dolu tüm mekanları, mazideki o asil konumlarına yeniden kavuşturmak için de özel bir çaba içerisindeyiz. Adıyaman Meydan Projemizi de bu anlayışla ihya ediyoruz. Buradaki Kent Meydanı ve Cami Çevresi Çarşı Projelerimizi hızla tamamlayarak; toplam 757 ofis ve dükkanımızı Adıyaman’ımıza kazandıracağız. Yine, Eski Hukümet Konağının bulunduğu alanda da; Ocak ayı içerisinde ticari ünitelerimizin teslimlerine başlayacağız. İnşallah burası da meydan projemizle beraber, Atatürk caddesine canlılık katacak, Adıyaman’ın cazibe merkezi olacak. Bunların yanında, Örenli Mahallemizdeki 500 kişilik, İndere’deki 2 bin kişilik camilerimizde ve Ulu Camimizde; ezan seslerinin yeniden yükselmesi için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz.Adıyaman’ımız için ürettiğimiz tüm bu projeler, ayrı ayrı eserler değil; tam aksine birbirini tamamlayan bir bütünün parçalarıdır. Yani Ulu Cami’de namazını kılan bir kardeşimiz, cadde boyunca yürüyerek, adeta bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkacak. Buradaki dükkanlarda alışverişini yapacak, sonra kütüphanesine giderek oradaki eserlerden istifade edecek. Ardından müzeyi gezecek ve gençlik merkezinde keyifle vakit geçirecek. Yani benim Adıyamanlı kardeşim, yeşilin, tarihin ve kültürün içerisinde yolculuğa çıkacak; Adıyaman’ın güzelliğini hissedecek, mutlu olacak, huzurlu olacak. Biz aslında bu eserleri yaparken; sadece depremin yıktıklarını yeniden yapmıyoruz. Şehirlerimizi, yepyeni bir vizyonla geleceğe hazırlıyoruz. Devletimizin gücüyle, deprem bölgesinin neye ihtiyacı varsa onu karşılamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Ülkemizde ve bölgemizde ne olursa olsun, deprem bölgesiyle ilgili çalışmalarımızı aksatmıyor, daima afetzede kardeşlerimizin yanında duruyoruz” dedi. "Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapılmasına müsaade etmeyeceğiz" Deprem bölgesini, kirli siyasetin istismar malzemesi yapmaya çalışanlara asla müsaade etmediklerini de söyleyen Bakan Kurum, “Kim hangi gündem peşinde koşarsa koşsun, biz emekçi kardeşlerimizle, Adıyaman’da, İndere’de koşturmaya devam ediyoruz. Kim hangi hesabın içerisinde olursa olsun, biz yuvalarımızı 1 gün daha erken teslim etmek için çabalıyoruz. Milletimizin bizlerden, devletten, siyasilerden beklentisi hizmettir, eserdir, icraattır. Ve milletimiz, herkesten de bu hassasiyeti beklemekte; birlik beraberlik duruşunu istemektedir. Bakın biz bu ülkede, tüm renkleriyle, her inançtan insanımızla, her görüşten kardeşimizle, biriz, beraberiz, huzurluyuz. Bu huzuru bozanlarla yol yürüyenlere, insanımızı tedirgin eden gündemlerin peşinde koşanlara diyoruz ki; gelin hepimiz, Türkiye’nin birliğine destek olalım. Gelin, ayrıştırıcı değil birleştirici olalım; ayrılık ve bölücülük ateşini değil, dostluk ve kardeşlik bahçesini büyütelim. Şunu asla unutmayalım. Bu devlet bugüne kadar ayrılıkçılığa ve bilhassa teröre karşı en kararlı mücadeleyi yapmış bir devlettir. Memleketin dağında da, düzünde de, yerin üstünde de altında da, her nerede terör varsa, bu devlet gider o terörü kaynağında bitirir. Sen, mecliste demokrasiye barikat kursan da bitirir, otobüsün üzerinden hukuka parmak sallasan da bitirir, milleti tehdit etsen de bitirir, bağırıp çağırsan da bitirir. Bir konunun daha altını önemle çiziyorum. Biz inanıyoruz ki; bu vatanı seven, bu milleti seven, yavrularımız için kaygı taşıyan hiç kimse; deprem bölgesini göz ardı edemez, deprem bölgesine gözlerini kapatamaz. Gelin hep birlikte Adıyaman’ın, Maraş’ın, Hatay’ın derdiyle dertlenelim. Gelin hep birlikte, Malatya’nın, Gaziantep’in, Kilis’in yarasına merhem olalım. Depremzede kardeşlerimiz şu konuda müsterih olsunlar. Biz gerçek işimizden, gerçek gündemimizden, deprem bölgesinden asla taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz. Ben bu duygularla Adıyaman Merkez Meydan’ımızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” diye konuştu. Adıyaman Valisi Osman Varol ise, “Sadece kalıcı konutlar yapmakla kalmayıp şehrin vizyonunu değiştirecek şehre yeni bir hayat katacak ticaret hayatına gündelik yaşam şansına sosyal yaşama renk verecek çok güzel projeler yapıyoruz. Konutlar, meydan projelerinin yanı sıra vatandaşlarımızın kendi yerinde inşa ettiği yerinde dönüşümler için de desteklerimiz devam ediyor. Yatırımlar ve çalışmalar inanılmaz bir seferberlikler içerisinde devam ediyor. 2025 Yılının sonuna kadar şehrimizde bir yapı anlamında fiziki çalışmaların hepsi tamamlanmış olacak. Desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temel atma töreninde konuşan AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt da, "11 ilimiz depremden oldukça etkilendi. Bizlerde depremin yaralarını sarmak ve yeniden ayağa kalkmak için canla bala çalışıyoruz. Depremzede kardeşlerimizin bir an önce yeni yuvalarına kavuşmaları için tüm ekibimizle ilk günden bu yana sahadayız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezlerinin 1. Etap Projesinin temeli atıldı.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü, kent beyaza büründü Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, "İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa. Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” dedi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.
Eskişehir Eskişehir merkezine yılın ilk karı düştü: Beyaza bürünen kent böyle görüntülendi Eskişehir’de meteorolojinin uyarısının ardından yılın ilk karı da kent merkezinde yağdı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün paylaştığı hava tahmin raporu doğrultusunda Eskişehir genelinde yoğun kar yağışı başladı. Sabahın erken saatlerinde yağmur ve dolunun etkili olduğu kent genelinde kar, bütün sokakları beyaza bürüdü. Bazı vatandaşların kar yağışına hazırlıksız yakalandığı gözlemlenirken, bazı vatandaşların bu durumdan mutlu olduğu görüldü. Şehir dışından gelen vatandaşlar ise yılın ilk karını Eskişehir’de görmelerinin heyecan verici olduğunu belirttiler. “Keşke kışları hep böyle olsa” Şehir dışından Eskişehir’i gezmeye gelen Hülya Çam, adeta çocukluğuna döndüğünü ve çok mutlu olduğunu belirtti. İki günlüğüne Eskişehir’e geldiğini belirten Çam, “İstanbul’dan geldim. 2 günlüğüne Eskişehir’i gezmeye geldik, karla karşılaştık. Dönüşümüz muhteşem oldu. Yılın ilk karını Eskişehir’de gördük. Çok hoşumuza gitti. Çok mutluyum. Çocukluğuma döndüm resmen. Eskiden karlar çok güzel yağardı, çok hoşuma gitti. Keşke kışları hep böyle olsa.Çok sevdim Eskişehir’i, tekrar geleceğim” ifadelerine yer verdi. “Kar çok güzel yağıyor” İstanbul’dan iki günlüğüne gelen ve yılın ilk karını burada gördüğünü belirten İnci Atlas, bu durumun çok hoşuna gittiğini belirtirken, “Çok güzel, karı da güzel yağıyor Eskişehir’in. İstanbul’da geçen sene hiç kar görmemiştik. Bugün burada görmek iyi oldu bize. Hani biraz zorlu oldu bizim için ama iyi güzel gezdik. Dün çok gezdik, bugün de böyle etrafı gezdik karı da güzel, Eskişehir’de güzel, beğendik yani. İlk defa geliyorum ben de, çok hoşumuza gitti. Bir daha gelmeyi düşünüyoruz. Hatta böyle karda da gelebiliriz yani. Çok güzeldi" dedi.