Yerel Haberler
Denizli
23 Kasım 2024 Cumartesi - 15:45 CHP Pamukkale Meclis Üyesi Yıldız’dan Kılıçdaroğlu’na ahde vefa örneği Pamukkale Belediye Meclisinin CHP’li Üyesi Rıdvan Yıldız, hakkında "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla dava açılan CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’da görülen ilk duruşmada yalnız bırakmayarak, ahde vefa örneği sergiledi. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında açılan, 11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istenen davanın ilk duruşmasında Ankara Adliyesi’nde ifade verdi. Kılıçdaroğlu’nun bu dava için günler öncesinden yaptığı “safları sıklaştıralım” çağrısının ardından Ankara Adliyesi’nin önünü miting alanına dönüştüren kalabalık arasında Pamukkale Belediye Meclisinin CHP’li Üyesi Rıdvan Yıldız da yer aldı. Yıldız ile birlikte Denizli’de CHP’ye gönül vermiş, hak, hukuk ve adalet için mücadele eden birçok partili de Kılıçdaroğlu’nu hukuk mücadelesinde yalnız bırakmayarak, ahde vefa örneğini bir kez daha sergilemiş oldu. Ankara programı kapsamında Meclis Başkanvekili, CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’yı ziyaret eden Rıdvan Yıldız, daha sonra adliye salonunda CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu yalnız bırakmadı. Duruşma sonrası Kılıçdaroğlu’nu çalışma ofisinde ziyaret ederek kendisine bir kez daha yalnız olmadığı ifade eden Rıdvan Yıldız, “Önceki dönem Genel Başkanımıza, halkın umuduna asla kelepçe vurulmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin dört bir yanından gelen partililerimiz gibi biz de dava sürecinde yer aldık. 10 binin üzerinde insan Ankara’da Genel Başkanımızı yalnız bırakmadı. Ne zaman hırsıza hırsız demek suç olmuştur. Genel Başkanımızın bu kutlu davada asla yalnız bırakmadık ve asla bırakmayacağız. Hz Mevlana’nın dediği gibi ‘Adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır. Ayakkabı ayağındır, külah başındır’ Genel Başkanımız; ne mutlu ki ona, rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık için değil, fakir, fukaranın hakkını savunduğu için, hırsıza hırsız dediği için yargılanıyor. Sonuna kadar yanındayız” dedi.
Eller semaya rahmet için açıldı
15 Kasım 2024 Cuma - 17:20 Eller semaya rahmet için açıldı Denizli’nin Merkezefendi ilçesinde aylardır devam eden kuraklık nedeniyle Cuma namazından önce yağmur duası yapıldı. Denizli’de aylardır devam eden kuraklık nedeniyle Cuma namazından önce yağmur duası yapıldı. Merkezefendi İlçesinin Kayalar Mahallesi’nde bulunan Hz. Ali Toki Camii’nde yağmur duası yapıldı. Cami cemaati ve vatandaşlara dua ve namazın ardından tavuklu pilav ve ayran ikram edildi. Hz. Ali Toki Camii’ndeki yağmur duasına, çok sayıda dernek, kurum ve kuruluş temsilcileri, cami cemaati ve vatandaşlarda katıldı. Cuma namazından önce cami içinde yağmur duası yapıldı. Cuma namazının ardından mahalle sakinlerinin destekleriyle alınan malzemelerden Şennur Tekin ve Elvan Öneri tarafından 25 kilogram pirinçten hazırlanan 500 kişilik tavuklu pilav ve ayran cami cemaati ve vatandaşlara ikram edildi. Aylardır kuraklığın olduğunu ve beklenilen yağışların olmama sebebinden dolayı Cuma namazı öncesi katılımcılar ile birlikte yağmur duası yaptıklarını belirten Hz. Ali Toki Camii İmam Hatibi Mehmet Tekin, ‘İlçemizde, Denizli’mizde ve ülkemizde aylardır kuraklık var. İstenilen beklenilen yağışlar olmadı. Bizde bu mübarek Cuma gününde hayırsever camii cemaatimizin de destekleriyle Cuma namazı öncesinde yağmur duası yaptık. Cuma namazını hep birlikte eda ettikten sonra cami bahçemizde 500 kişilik tavuklu pilav ve ayran hayrımızı da gerçekleştirdik. Yağışlar olmayınca su kaynaklarımız azalmaya başladı. Barajlarımız boşalmaya başladı. Tarlalar gelecek yıl için ekilecek, kuraklıktan çiftçilerimiz ekim yapamıyor. Allah’tan bol ve afetsiz yağmur diledik. El açıp amin dedik. İnşallah dualarımız kabul olur. Bol ve bereketli rahmete biran önce kavuşuruz. Duanın yapılmasında, hayrın yapılmasında emeği geçen başta cami cemaatimiz olmak üzere tüm hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Allah hayırlarını kabul etsin. Vücutlarına sağlık mallarına bereket versin’ dedi.
DTO kuruyemiş sektörünün paydaşlarını 2. kez Denizli’de buluşturdu
15 Kasım 2024 Cuma - 13:51 DTO kuruyemiş sektörünün paydaşlarını 2. kez Denizli’de buluşturdu Denizli Ticaret Odası (DTO) öncülüğünde düzenlenen Denizli 2. Kuruyemiş ve Makinaları Fuarı, 5 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip Türkiye kuruyemiş sektörünün temsilcilerini bir araya getirdi. Artan fuar sayısını bölgesel fuarlarla sürdürmek istediklerini belirten DTO Başkanı Uğur Erdoğan, “Fuarlar üretim, istihdam ve satışın en etkili unsurlarından bir tanesidir” dedi. Denizli Ticaret Odası’nın desteklediği Snack Expo 2024 Denizli 2. Kuruyemiş ve Makinaları Fuarı, EGS Park Fuar Alanında kapılarını ziyaretçilerine açtı. Fuarın açılışına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, meslek kuruluşu ve sektör temsilcileri katıldı. Atıştırmalıklar, kuru yemiş, kuru meyve, cips, kahve, çikolata ve şekerleme imalatı, ihracatı, ithalatı, toptan ve perakende satışıyla uğraşan firmaların yanı sıra kuruyemiş makinaları sektörünü ikinci kez buluşturan fuar ilk günden yoğun ilgi gördü. Katılımcıların kuruyemiş sektörü ve makinaları alanındaki son teknolojik gelişmeleri de yerinde görme fırsatı bulduğu fuar 17 Kazım Pazar gününa kadar açık kalacak. Denizli’nin her geçen gün sektör çeşitliliğini artırarak fuar sayısını artırmaya başladığına işaret eden DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, “Önümüzdeki günlerde de yurt içi ve yurt dışı programlarımız yoğun bir şekilde devam edecek. Kuruyemiş ve Makinaları Fuarı, Denizli açısından da ayrı bir anlam taşıyor. Türkiye ihracatına baktığımızda 5 milyar dolar civarında kuruyemiş ihracatını gerçekleştiriyoruz. Denizli’mizde her geçen gün kuruyemiş makinalarını yapma noktasında ve aynı zamanda makine üretimi noktasında ihracata, üretime ve sanayiye katkısını artırarak devam ettiriyor. Bizim amacımız ve gayretimiz fuarları güçlü ve etkin hale getirmek. Zaman zaman bazı türbülanslar olsa da fuarları yurt içi ve dışında artırarak devam ettirmeyi arzu ediyoruz. Çünkü fuarlar satış ve üretimin en etkili unsurlarından bir tanesidir. Denizli’de 3 yıl öncesine kadar kuruyemiş, kuruyemiş makinaları ve otomotiv fuarı gibi birçok fuar yoktu. Ama bugünkü noktaya geldiğimizde sektör çeşitliliğimizi artırdığımızda fuar organizasyonlarının da arttığını görüyoruz. Bu fularların artması üretim, istihdam ve ihracata güçlü anlamda katkı veriyor” dedi. “Bundan sonraki süreçte bölgesel fuarlar düzenleyeceğiz” Denizli Ticaret Odası olarak fulara katılım ve desteklemeye önem verdiklerinin altını çizen Başkan Uğur Erdoğan, “DTO olarak fuar organizasyonlarını destekliyoruz. Hem katılım hem de stant açma noktasında desteklerimizi sürdürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bölgesel anlamda fuar organizasyonları gerçekleştireceğiz. Yani İzmir, Antalya, Denizli, Aydın ve Uşak bölgesindeki oda başkanlarıyla istişareler ederek, Ege Bölgesinin tüm sektörlerde daha etkin, daha güçlü, daha rantabl hale getirmek için çaba ve gayretimizi göstereceğiz. Bugün tüm belediye başkanlarımız, kurum ve kuruluşlarımız ile sivil toplum örgütlerimizin burada olması son derece önemli. Bu işi sahiplenme açısından önemli. Eksik, aksat giden yönlerimiz varsa bunları da hep birlikte masaya yatırıp, bu problemleri çözmek için istişarelerimiz oluyor. İnşallah önümüzdeki günlerde bu fuar alanıyla ilgili olarak da bir görüşme sağlayacağız. Burayı daha faydalı ve kullanılabilir hale getirmek için çalışmalarımızı yürüteceğiz” diye konuştu. “DTO olarak heyecan ve farkındalık oluşturuyoruz” DTO olarak üyelerini fuarlarda yer alma noktasında sürekli teşvik ettiklerinin altını çizen Başkan Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye ölçeğindeki odalar bazında bakıldığında Allah’a şükürler olsun ki Denizli’deki firmalarımızı ve üyelerimizi dünyanın dört bir tarafına en güçlü, en yoğun ve en etkin götüren kuruluşların başında geliyoruz. Bunda Denizli Ticaret Odasının 23 bin üyesinin olmasının yanı sıra Denizli’de üretilen, yapılan ve satılan her türlü ürün alanında üyelerimiz olduğu için bizim elimiz oldukça güçlü. Fuarlarda nitelik, nicelik ve satışın yanında orada bir heyecan ile farkındalık oluşturma açısından da Denizli Ticaret Odasının fuarlarda yer alması büyük önem taşıyor. Bugün de bu fuara Denizli Ticaret Odası ailemizden, yönetimimizden, kadın kolları ve gençlik icra kurulumuz ile bunların dışında meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte güçlü bir şekilde katılım sağlıyoruz. Fuarda yer alan başta Denizlili firmalar olmak üzere şehir dışından gelip stant açan tüm firmalara teşekkür ederiz” Katılımcılara kazançlı bir fuar dileyen Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan da “Kuruyemiş sektörünün büyümesi bizi sevindiriyor. Leblebi deyince aklımıza Denizli geliyor. Denizli kuruyemiş makinalarını üretmede de iddialı. Fuarlar çok kıymetli. Hem ürünlerin hem de Denizli’nin tanıtımı adına. Fuar alanını düzeltmek istiyoruz. Bu konudaki istekleri dikkate alıyoruz. Fuarlara daha çok destek vereceğiz” ifadelerini kullandı. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak ekonomik ve sosyal gelişme önem verdiklerinin altını çizen Başkan Bülent Nuri Çavuşoğlu ise “Şehre katma değer katan herkese omuz veriyoruz. Fuar alanımız ile ilgili bazı istekler var. Fuar alanını düzeltmek bizim işimiz. İş dünyası oda ve birlik başkanlarımızla bir araya gelerek bu fuar alanı nasıl düzenlenir konuşacağız. Kuruyemiş ve makinalarının bu kentte böylesine önemli bir potansiyeli sahip olması bizim için çok sevindirici ve önemli” şeklinde konuştu.
Diyabetin birçok organa zarar verebiliyor
15 Kasım 2024 Cuma - 13:18 Diyabetin birçok organa zarar verebiliyor Dünya Diyabet Günü dolayısıyla önemli bilgiler veren Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, diyabetin gözlere, böbreklere, sinirlere ve kalbe zarar verme riskini arttırdığını belirterek, “Diyabet ve kalp damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alıyor” dedi. Denizli Devlet Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Diyabet Hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Diyabetin, gözlere, böbreklere, sinirlere ve kalbe zarar verme riskini arttırdığını belirten Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, diyabet ve kalp damar hastalıklarının dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasında olduğunu söyledi. Yapılan bilimsel çalışmalara göre Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu ve yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edildiğini belirtti. Uz. Dr. Duran, diyabet bir kişinin hayatının her alanını etkileyebildiğini ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Ayrıca IDF tarafından yürütülen yeni bir anket çalışmasının verilerine göre, diyabetle yaşayan insanların yüzde 77’sinin kaygı, depresyon veya başka bir ruh sağlığı sorunu yaşadığını, yüzde 75’i duygusal ve ruhsak iyilik halleri için daha fazla destek almak istediklerini belirtildi. Yani diyabet bakımı genellikle kan şekerlerine odaklandığını ve birçok diyabetli kişiyi bunalmış halde bıraktığı belirtiliyor. “Diyabetli insanlar birçok organa zarar verme riskini arttırır ve kanser türüyle de bağlantılıdır” Diyabetin birçok organa zarar verme riskini artırdığı gibi ayrıca bazı kanser türleriyle de bağlantılı olduğunu dile getiren Uz. Dr. Duran, “Diyabet, kan şekeri olarak da adlandırılan kan glikozu çok yüksek olduğunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Glikoz, vücudun ana enerji kaynağıdır. Vücudunuz glikoz üretebilir, ancak glikoz aynı zamanda yediğiniz yiyeceklerden de gelir. İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve glikozun enerji için kullanılmak üzere hücrelere girmesine yardımcı olan bir hormondur. Diyabetiniz varsa, vücudunuz yeterli veya hiç insülin üretmez veya insülini düzgün şekilde kullanmaz. Glikoz daha sonra kanınızda kalır ve hücrelerinize ulaşmaz. Diyabet, birçok organa zarar verme riskini artırdığı gibi ayrıca bazı kanser türleriyle de bağlantılıdır. Diyabeti önlemek veya yönetmek için adımlar atmak, diyabetin sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabilir” dedi. “Türkiye’de diyabetli olan insanların yarısı diyabetli olduğundan haberdar değil” Diyabetli kişilerin %90’ından fazlasında sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan tip 2 diyabet olduğunu belirten ve Uz. Dr. Duran, “Tip2 diyabet, dünya çapında sayıları hızla artan, büyük ölçüde önlenebilir ve tedavi edilebilir bulaşıcı olmayan bir hastalıktır. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan başlıca faktörler kentleşme, yaşlanan bir nüfus, azalan fiziksel aktivite seviyeleri, yanlış beslenme alışkanlıkları, aşırı kilo ve obezite yaygınlığının artmasıdır. Tip 1 diyabet önlenebilir değildir ancak insülin enjeksiyonları ile yönetilebilir. 2021 yılı verilerine göre 537 milyon insanın (20-79 yaş) dünya çapında diyabetle yaşadığı bilinmektedir. Diyabetlilerin yaklaşık yüzde 50’sinin teşhis edilmediği göz önüne alınınca aslında Dünyada yaşayan en az 10 kişiden 1’inin diyabetinin olduğu rahatlıkla söylenebilir. 2045 yılına gelindiğinde her 8 yetişkinden 1’i, yani yaklaşık 783 milyon kişi diyabet hastası olacak; bu da yüzde 46’lık bir artış anlamına gelecektir. Diyabetli toplam insan sayısının 2030 yılına kadar 643 milyona, 2045 yılına kadar ise 783 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve 20 yaş üzeri her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır” diye konuştu. “Diyabet, bir kişinin her alanını etkileyebildiği gibi de olumsuz ve bunalmış hissettirir” Duran, diyabet hastalarının ilaç tedavisinin yanında diyet ve egzersizlerine mutlaka dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayarak diyabetin iyi yönetilmesinin önemli olduğunu söyledi ve bir kişinin hayatının her alanını etkiyebildiğini ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu belirten Uz. Dr. Duran, “Diyabet, bir kişinin hayatının her alanını etkileyebilir ve sıklıkla yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Diyabetle yaşayan insanların hayatlarını iyileştirmek ve risk altında olanlarda diyabetin önlenmesi ulusal sağlık politikalarının ve tüm Dünyanın amacı olmalıdır. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nün 2024-2026 yılları arasındaki teması “Diyabet ve Yaşam Kalitesi’’ olarak belirlenmiştir. Diyabet iyi yönetildiğinde, yani; doğru bir beslenme stili, doğru karbonhidrat miktarı ve insülin eşleşmesi, doğru bazal insülin miktarı ve spor gibi etkenlerle meydana gelen olumlu yaşam şekli ile geleceğimizi koruyoruz. Diyabet bakımında kişinin yaşam kalitesine yönelik destek önceliklendirilmelidir. Diyabetli milyonlarca kişi, evde, işte ve okulda durumlarını yönetmek konusunda günlük zorluklarla karşı karşıyadır. IDF tarafından yürütülen yeni bir anket çalışması, diyabetle yaşayan insanların yüzde 77’sinin kaygı, depresyon veya başka bir ruh sağlığı sorunu yaşadığını ortaya koymaktadır. Ayrıca diyabetli hastaların yüzde 75’i sağlık hizmeti sağlayıcılarından duygusal ve ruhsal iyilik halleri için daha fazla destek almak istemektedir. Diyabet bakımı genellikle yalnızca kan şekerine odaklanır ve ne yazık ki birçok diyabetli kişiyi bunalmış halde bırakır. Bu nedenle lütfen artık daha farklı bir şeyler yapalım; Bu Dünya Diyabet Gününde, yaşam kalitesini diyabet bakımının merkezine koyalım ve daha iyi bir Diyabet Hayatı için değişimi başlatalım” dedi.
Havalar soğuyunca balığa talep arttı
15 Kasım 2024 Cuma - 10:33 Havalar soğuyunca balığa talep arttı DENİZLİ (İHA) – Son yılların en kurak sonbahar mevsimini geçiren Denizli’de, havaların soğumaya başlamasıyla birlikte balık çeşitlerine olan ilginin de artmaya başladığı belirtildi. Havaların soğumaya başlamasıyla balık tüketiminin de artış gösterdiğini belirten balık çarşısı esnaflarından Ferhat Tak, “Küçük mevsim balıklarımızdan Ege’nin incisi sardalyanın yağlı olduğu bir dönemdeyiz. Hamsiyi mümkün olduğunca Karadeniz’den tedarik ediyoruz. Çinekop her zaman denizlerin paşasıdır, lüferin de küçüğü bu dönemde çok lezzetli oluyor. Büyük balıklarda şuan palamutta bolluk var. Fiyatı tane 250 liradan satılıyor ve büyüklük olarak 1 kilogramın üstüne geliyor. 1 tanesi 1 kilo 300 gram gelenlere denk geliyoruz. Ardından sırasıyla levrek, çupra, kaya levreği, barbun, tekir geliyor. Küçük balıklarımızın fiyatı, hamsinin kilosu 200 liradan, sardalyanın kilosu 200 liradan, istavritin kilogramı 200 liradan, çinekopun kilogramı 450 liradan, palamut tanesi 250 liradan, levrek kilogramı 360 liradan, çupra kilogramı 400 liradan ve kaya levrek kilogramı 380 liradan satılıyor” dedi. Denizli’de balık tüketiminin yüksek olduğunu kaydeden Tak, “Denizli halkımız, balık tüketimi olarak diğer illere göre üst seviyelere çıkmış durumda. Günlük olarak Denizli’mize Ege ve Karadeniz bölgesinden balık sevkiyatı yapıyoruz. Piyasadaki oluşan hareketliliğe baktığımızda Denizli’de günlük tonlarca balık tüketildiğini söyleyebiliriz. Halkımızı sağlıklı yaşamak için haftada en az iki defa balık yemeye davet ediyorum" diye konuştu.
Üzerine demir kapı düşen 8 yaşındaki Asya hayatını kaybetti
15 Kasım 2024 Cuma - 10:08 Üzerine demir kapı düşen 8 yaşındaki Asya hayatını kaybetti Denizli’de üzerine demir kapı düşen 8 yaşındaki kız çocuğu kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesini kaybetti. Olay, Denizli’nin Çivril ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 8 yaşındaki Asya Değirmenci arkadaşlarıyla oynadığı esnada üzerine demir kapı düştü. Düşen kapının altında kalan minik kızı gören arkadaşlarının imdat çağrıları üzerine çevredekiler 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Kapının altından çıkarılan Asya Değirmenci, sağlık ekipleri tarafından Çivril Devlet Hastanesine sevk edildi. Çivril Devlet Hastanesinde ilk müdahalesi tamamlanan Asya Değirmenci kent merkezinde Üniversite Hastanesine nakledildi. Burada doktorların tüm müdahalesine rağmen minik kız yaşamını kaybetti. Asya Değirmenci’nin cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Öte yandan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, babası Denizli Büyükşehir Belediyesi personeli olan Asya için taziye mesajı yayımladı. Başkan Çavuşoğlu’nun mesajında, “Çalışma arkadaşımız Ramazan Değirmenci’nin kızı Asya Değirmenci’nin talihsiz bir kaza sonucunda hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendim. Evladımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı ile sabır diliyorum” ifadelerini kullandı. Olayda hayatını kaybeden kız çocuğunun, otopsi işlemlerinin ardından bugün öğle namazına müteakip Hilal Caminde kılınacak cenaze namazının ardından Çakmak Mezarlığında son yolculuğuna uğurlandı.
Milletvekili Ün; “Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir”
15 Kasım 2024 Cuma - 09:38 Milletvekili Ün; “Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir” Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir” dedi. Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, gıda enflasyonu, Türkiye tarım politikasıyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden konuşma yaptı. Çiftçilerin ürettiği mahsulünün tarlada para etmemesinin, fiyatlarının ise soframızda yangın çıkarmasının nedenlerinin araştırılması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, “Salgın hastalıktı, pandemiydi, küresel krizdi, Rusya-Ukrayna savaşıydı, hepsi geçti. Depolar basıldı, üreticiler terörist ilan edildi, o da geçti. Dünyada kriz varken dünya suçlandı, dünyada fiyatlar inmeye başlayınca ise sesler kesildi. Dünyada gıda fiyatları gerileme sürecinin başladığı Mart 2022’den bu yana yüzde 25’e yaklaşırken bu düşüş Türkiye’de aynı dönemde yüzde 210 artış yaşandı. Dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde yüzde 70’lere yükseldi. Dünyanın hemen her yerinden yaklaşık aynı şartlarda tarım yapılıyor ama onlar enflasyonu dizginleyebiliyor, biz ise kontrol altına alamıyoruz. Bu, hem yanlış enflasyon politikalarının hem de sistemsizlik sorununun sonucudur. Yaz aylarında tarlalarda çiftçilerimizle beraberdim ve hepsi mahsullerinin para etmeyişinden yakınıyordu. Karpuz tarlada 80 kuruştu, 8 kilometre ötesindeki markette 8 liraya satılıyordu. Biberin kilosuna tüccar tarlada 9 lira veriyordu, pazarda o tarihte 35 liraydı. İşte, birkaç hafta evvel limonun başına gelenler, çiftçi “Para etmiyor.” diye dökerken tezgâhta 100 liradan satıldı. Tarlada sanayilik domates 2 lira, sofralık domates 5 lirayken biz soframızda 70 liraya yedik” dedi. “Önlem almamız gerekiyor” Çiftçilerin, üreticilerin yaşadığı sorunlara acilen çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, şimdiden önemli adımlar atılmazsa hakkında konuşulacak tarım meselesinin kalmayacağını ifade ederek, “Çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Kazananlar ortada. Enerji maliyetleri fırladı, konuşan yok, hal kanununun çıkmasını ise kimse istemiyor. Bunlar eğer konuşulmuyorsa bunlara göz yumuluyor demektir ve mutlaka birilerinin çıkarı var demektir. Tarım politikalarındaki yanlışları daha ne kadar inkâr edecek, çözümü daha ne kadar öteleyeceksiniz? Maliyetler düşürülmez, üretici para kazanamazsa, aracılara çekidüzen verilmezse fiyatlardaki kaos engellenemez ve gıda fiyatlarında düşüş sağlanamaz. Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Üretim planlaması sadece neyin ekilip ekilmeyeceğine karar vermek değildir; destekleme politikası, dış ticaret politikası, su, iklim, bölgesel dengeler, ürünün işlenmesi, taşınması, aracı kurumlar ve daha birçok faktörün gözetilerek yapılması gerekiyor. Destekleme politikaları ise tam bir fiyasko hâline geldi. Tarım Yasası’na göre tarımsal desteklemeye ayrılacak bütçe gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’i ama bu hükme rağmen hiçbir zaman uygulanmadı. Nakliye, lojistik politikalarında da yine sıkıntılar var. Nakliye mesafelerini düşürecek bir planlamaya gidilmesi gerekiyor. Dış ticaret politikamız da yine yanlışlarla dolu. Fiyatı artan ürünlerin fiyatları ithalatla düşürülmeye çalışılıyor, ihracat yasaklarıyla da fiyat artışları önlenmeye çalışılıyor. Bu, kısa vadede belki fiyatları düşürüyor ama orta ve uzun vadede üretime ve üreticiye verdiği zarar nedeniyle üretici üretmekten vazgeçiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir. Yarın hakkında konuşulacak bir tarım meselemiz kalmayabilir” şeklinde konuştu.
Şölen daveti yapan Başkan Özpek; ““Umudun, icraatın, geleceğin adı AK Parti’dir”
15 Kasım 2024 Cuma - 09:24 Şölen daveti yapan Başkan Özpek; ““Umudun, icraatın, geleceğin adı AK Parti’dir” Denizli’de AK Parti Pamukkale İlçe Başkanı Osman Özpek, 17 Kasım Pazar günü yapılacak 4. Olağan İlçe Kongresine partilileri ve tüm vatandaşları davet ederek; ““Umudun, icraatın, geleceğin adı AK Parti’dir” dedi. Denizli’de AK Parti Pamukkale İlçe Başkanı ve Başkan Adayı Osman Özpek, 17 Kasım Pazar günü saat 14.00’de Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacak 4. Olağan ilçe kongresine partilileri ve tüm vatandaşları davet etti. AK Parti olarak kuruldukları günden bu güne halkın sevgisi ve desteğiyle Pamukkale ilçesine, Denizli’ye ve tüm Türkiye’ye hizmet ettiklerini, sayısız eseri halkın hizmetine sunduklarını, sunmaya da devam ettiklerine dikkat çeken İlçe Başkanı Özpek, “Umudun, icraatın, geleceğin adı AK Parti’dir. Bizim işimiz hizmet, gücümüz millettir. AK Parti kurulduğu günden beri millete hizmet için kolları sıvamış ve bundan başka aşkı olmayan bir liderin partisidir. AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana ülkenin geçirdiği değişimi hepimiz yaşayarak gördük. Görmeye de devam ediyoruz. Geleceğe ışık verecek şey, geçmişten çıkarılan anlamlı derslerdir. AK Parti her zaman teşkilata değer veren, içtihadı önemseyen bir parti olmuştur. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, teşkilatların gücüne ve işlevine inanmış bir liderdir. Biz de Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, kongremizden ve üyelerimizden aldığımız enerjiyle yolumuza devam edeceğiz. İlçemiz, ilimiz ve ülkemiz için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz, asla yorulmayacağız, durmayacağız. Her zaman olduğu gibi halkımızın içinde olmaya devam edeceğiz. 4. Olağan İlçe Kongremize, büyük şölenimize tüm partililerimizi ve halkımızı davet ediyorum. Delegelerimizle, mahalle temsilcilerimizle, partililerimizle ve halkımızla ilçe kongremizde bir kez daha kucaklaşmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kolon kanserinde 40’lı yaşlara dikkat
14 Kasım 2024 Perşembe - 12:59 Kolon kanserinde 40’lı yaşlara dikkat Toplumda oldukça sık görülen kalın bağırsak kanseri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Denizli Özel Cerrahi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Nazmi Yaşar Sayım, kanserin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. Toplumda oldukça sık görülen halk arasında kalın bağırsak kanseri olarak bilinen kolon kanseri ile ilgili bilgiler veren Denizli Özel Cerrahi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Nazmi Yaşar Sayım, neleri dikkat edilmesi konusunda bilgiler verdi. Genellikle hastalar kabızlık, ishal, karın ağrısı, gizli kanamalar ve buna bağlı halsizlik ile kilo kaybı gibi şikayetlerle geldiğini dile getiren Uz. Dr. Sayım, hastaların özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez doktora kontrole gidilmesi gerektiğini belirtti. “Kalın bağırsak kanserleri toplumda oldukça sık görülen bir sağlık problemidir” Kolon kanserinin hangi rahatsızlıklardan sonra oluşabileceğini anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Nazmi Yaşar Sayım, “Kolon kanserleri yani kalın bağırsak kanserleri toplumda oldukça sık görülen bir sağlık problemidir. Genellikle dışkılama alışıklıkların değişiklikler konusunda yani kabızlık, ishal, karın ağrısı, gizli kanamalar, buna bağlı halsizlik ve kilo kaybı gibi şikayetler ile hastalar bizlere başvuruyor. Kalın bağırsak kanserinde tanı konulduktan sonra ilk tedavisi cerrahi tedavi oluyor ama bazen cerrahi sınırlarına aşmamış olursa tedaviler değişebiliyor. Daha sonrasında ise çıkacak olan patoloji raporuna göre veya bunlara ek olarak kemoterapi ve radyoterapi raporları da eklenebiliyor” dedi. “Özellikle 40 yaşından sonra 2 yılda bir kez doktora gidilmesi gerekiyor” Normal dışkılama alışkınlıkların dışında bir şey fark edildiği ve bir kanama görüldüğü zaman muhakkak bir doktora başvurulması gerekildiğini ve özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez doktora görülmesi gerekildiğini ve lifli gıdaların beslenme konusunda şart olunması gerektiğini belirten Uz. Dr. Sayım, “Hastalar kendilerine normal dışkılama alışkınlıkların dışında bir şey fark ettikleri zaman veya bir kanama gördükleri zaman muhakkak bir doktora başvurmaları gerekiyor. Özellikle 40 yaşından sonra en az 2 yılda bir kez kolonoskopi tetkikleri öneriyoruz. Vatandaşlarımız beslenmelerine dikkat etmeleri lazım. Alkol ve sigaradan uzak durmaları önemli. Lifli gıdalardan beslenmeleri en azından beslenme şartlarında da olsun dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.