ÇEVRE - 30 Kasım 2024 Cumartesi 13:29

Türkiye’deki bu 24 il büyük tehlike altında

A
A
A
Türkiye’deki bu 24 il büyük tehlike altında

Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye’de 5.5 ve üzeri deprem üretebilecek nitelikte 500 diri fayın bulunduğunu söyledi. Türkiye genelinde merkezinden bu fayların geçtiği 24 şehir olduğunu belirten Aykan, bu 24 ilin her an tehlike altında olduğunu ileri sürdü. Bursa’nın içinden geçen Kayapa-Yenişehir fayının 624 yıldır suskun olduğuna da dikkat çeken Aykan, bu fayın kırılması durumunda 7 den büyük deprem üretebileceğini sözlerine ekledi.


Bursa’nın Karacabey ilçesinde belediye tarafından düzenlenen deprem paneline Dokuzeylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan ve Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Edremit Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Abdullah Soykan konuşmacı olarak katıldı.


Karacabey Ergün Koç Kültür Merkezi’nde yapılan Türkiye’nin depremselliği ve yerleşime uygunluk değerlendirmelerinin ele alındığı Karacabey Deprem Panelinde konuşan Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye’nin diri fay haritası incelendiğinde 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip yaklaşık 500 diri fayın bulunduğunu söyledi.


Yakın zamanda yapılan çalışmalara göre, 24 ilin kent merkezinden diri fay geçtiğini aktaran Aykan, bu illeri Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Bolu, Sakarya, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Burdur, Kütahya, Eskişehir, Konya, Aksaray, Tokat, Kayseri, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Erzurum, Erzincan, Hakkari ve Bingöl olarak sıraladı.



"Türkiye’de gerilim birikmiş kırılma zamanı gelen 20 fay bulunuyor"


Aykan, "24 kentimiz, 110’u aşkın ilçemiz doğrudan fay hatları üzerindedir; Bu fayların kırılması durumunda ilk önce fay zonu üzerindeki yapılar zarar görecektir. Bu faylardan özellikle kırılma zamanı gelmiş olanların yani sismik boşluk olarak tanımladığımız, yerleşim yerlerinden geçenler büyük risk oluşturmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 20 yerde sismik boşluk olarak tanımladığımız fay var; yani kırılma zamanı gelmiş, yeterli derecede gerilim birikmiş, her an kırılabilecek fay parçaları. Bilimsel çalışmaların, özellikle Kuzey Anadolu Fayı başı olan Bingöl ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içerisinden geçen kısmı, Hakkari-Yüksekova, İzmir, Antakya, Adıyaman, Erzurum, Ağrı, Aydın, Denizli, Muğla taraflarındaki fayların sismik boşluk olarak değerlendirildiğini, yakın gelecekte deprem üretme ihtimali olan faylar sınıfında olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde Balıkesir il merkezinden geçen 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip Balıkesir-Gökçeyazı Segmenti 2 bin yıldır kırılmayan bir parçadır; Özellikle buraların tehlikesine dikkat çekmemiz gerekiyor. Türkiye’nin birçok yerinde deprem üretme zamanını doldurmuş ve yeterli gerilimi biriktirmiş faylar var. Yapılan çalışmalara göre, sismik boşluk olarak değerlendirilen bu faylar, yakın bir gelecekte tekrar deprem olacağını gösteriyor; Fakat depremin tam zamanını bilemiyoruz. Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde deprem oldu. Ülkemiz bu deprem ile bir felaket yaşadı. Bu deprem öncesinde Kahramanmaraş’ta büyük bir deprem olabileceğini, buranın bir sismik boşluk olarak değerlendirildiğini ve buralara dikkat edilmesi gerektiğini defalarca ifade etmiştik" dedi.



"Marmara Denizi’nde 7.6 büyüklüğünde deprem olabilir"


Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey koldaki deprem dağılımlarına bakıldığında, en son depremlerin 1509 ve 1766 yılında gerçekleştiğini, 200-250 yıllık tekrarlama periyotları olduğu düşünüldüğünde bu alanın bir sismik boşluk olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, "Burada olacak büyük bir depremden Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm iller ağır bir şekilde etkilenecek. Özellikle 1766 yılında olmuş olan deprem, Avusturya’dan, İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyada hissedilmiş olup Tüm Marmara Bölgesi’nde tahribata yol açmıştır. Düşünün ki böyle bir depremin tekrarı tüm Marmara Bölgesi’nde çok fazla yıkıma sebep olacaktır. Ulusal ve Uluslararası yapılmış çalışmalara göre; 1999 depreminden sonra 30 yıl içerisinde yüzde 65 ihtimalle 7’den büyük maksimum 7.6 büyüklükte bir depremin Marmara Denizi’nde olacağı yönündeydi. Bu süreden 25 yıl geçti. Hiçbir zaman bu deprem 60 yıl beklemeyecek; Bu süre yaklaşıyor. Ülkemizde istatistiki olarak her 7 yılda bir büyük deprem oluyor. Zaten her 50 yılda bir Marmara çevresinde 7’den büyük bir deprem gerçekleşiyor; dolayısıyla şu an bile olsa şaşırmayız" diye konuştu.



"Bursa’daki fay 624 yıldır suskun"


Aykan sözlerine şu şekilde devam etti:


"Bursa’da geçmiş kayıtlara göre, en son hasar yapıcı deprem 1855 tarihlerinde meydana gelmiş olan ve halk arasında ’Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan depremde çok büyük yıkımlar meydana gelmiş; 150 caminin neredeyse bütün minareleri yıkılmış, Ulucami’nin 2 kubbesi yıkılmış, tarihi yapılar, resmi kurumlar yıkılmış, şehirde yangınlar çıkmış, can ve ekonomik kayıplar yaşanmış. Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi, tarafından yapılan ortak bir çalışma sonucunda; Bursa’da yeni bir fay keşfedilmiş. Bursa’da şehir merkezinden geçen Kayapa - Yenişehir Fayı, şuan ki diri fay haritasında gösterilmemiştir. Bu çalışmalara göre;1855 yılında meydana gelen depremlerin kaynağının Kayapa-Yenişehir Fayı’nın (KYF) batı bölümünde olduğu ve de 1400 yılında meydana gelen depremin, KYF’nin Yenişehir bölümünde, gerçekleştiği düşünülüyor. 1400 yılında olan depremin üzerinden 624 yıl gibi uzun bir zaman geçmiş. Burada olacak bir depremin 7’nin üzerinde olma potansiyeli olduğu belirtiliyor."



"Bursa’nın içinden geçen çok sayıda fay hattı var"


Bir fayın, deprem tekrarlama periyotlarını, kaç büyüklükte deprem ürettiğini kısaca fayın geçmişteki davranışlarını inceleyen ve gelecekteki deprem tehlikesini belirleyen Paleosismolojik çalışmaların Bursa’da yapılmadığına dikkat çeken Aykan, Bursa’da çok fazla fay hattı var. Fay hattı üz erinde bina olmaması gerekiyor. Kaç binanın fay hattı üzerinde olduğunun çalışılması lazım. Bursa’da 17 İlçesinin, neredeyse her ilçe sınırlarından geçen fay hattı var. Tüm afet risklerinin haritalarda belirtildiği mikro bölgeleme çalışmalarının mutlaka yapılması gerekiyor. Bursa’da henüz böyle bir çalışma yapılmıyor" dedi.


Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan da Karacabey ve yakın çevresinin depremselliğine dikkat çekerek Karacabey ve yakın çevresinde meydana gelen depremler hakkında ayrıntılı bilgi verdi.


Karacabey’in jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin büyük bir deprem sırasında göstereceği davranış biçimleri üzerinde duran Prof. Dr. Abdullah Soykan, "6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizin yaşadığı büyük felaketten aldığımız dersi ivedilikle hayata geçirmemiz gerekiyor. Başta İstanbul ve Marmara Denizi’nde meydana gelme ihtimali yüksek olan büyük bir deprem öncesi alınması gereken tüm tedbirleri bir an önce almamız gerekiyor" dedi.



Türkiye’deki bu 24 il büyük tehlike altında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Hikmet Karaca; “Okullarda dönem sonu resim çekimlerini esnaf yapmalı” Erzurum Matbaacılar, Kırtasiyeciler, Tabelacılar ve Fotoğrafçılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca, odasına bağlı fotoğrafçı ve kitap-kırtasiyeci esnafını ilgilendiren konuları, sorun, sıkıntıları ve çözüm önerilerini İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız’a aktardı. Oda yönetim kurulu üyeleri Adnan Atalay, Arif Sönmez ve odanın fotoğrafçı üyelerinden Aytaç Eğilmez ve Mehmet Sinan Bilen’den oluşan heyetle birlikte İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız’ı ziyaret eden Hikmet Karaca; ‘’Sayın müdürümüze ilimizde faaliyet gösteren fotoğrafçı ve kitap-kırtasiyeci esnafımızın yaşadıkları sorunları ve mağduriyetleri aktardık. Özellikle fotoğrafçı esnafımızın yıllardır kangrene dönüşen, büyük ölçüde mağduriyetlerine ve tepkilerine yol açan gelişmelerin önüne geçilmesi ve il dışından gelip ilimizde bulunan okullarla anlaşmak suretiyle öğrencilerin dönem sonu resimlerini çeken seyyar, kayıt dışı ve korsan fotoğrafçıların okullarımıza alınmaması yönündeki taleplerimizi kendilerine ilettik. Ayrıca kitap ve kırtasiyeci esnaflarımızın da bazı okul idarecileri tarafından öğrenci velilerinin, yardımcı ders kitapları için belli noktalara yönlendirilmeleri hususundaki rahatsızlıklarını ve haksız rekabetin bir an önce sonlandırılması yönündeki dileklerimizi de kendilerine aktarma fırsatı bulduk. İlgi ve alakalarından dolayı kendilerine ayrıca teşekkürlerimizi arz ediyoruz.’’ dedi. Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız ise; ‘’Esnaf Odası Başkanı Sayın Hikmet Karaca ve oda yöneticilerinin müdürlüğümüzü ziyaretlerinden dolayı memnuniyet duyduk, ben de bu bölgenin insanıyım, bölgenin ve şehrin sosyal ekonomik ve iklim şartlarını çok iyi biliyorum. Erzurum esnafının daha rahat şartlarda çalışması için üzerimize düşen ve elimizden geleni yapmak mecburiyetindeyiz. Gerek yardımcı ders kitapları için yönlendirmelerle ilgili gerekse il dışından gelip okullarımızda resim, albüm ve benzeri çekimleri yapanlarla ilgili esnaf odamızın, esnaf üyeleri adına şikâyet ettiği ve rahatsız olduğu bütün konuları mümkün olan en kısa sürede şube müdürlerimizle ve okul yöneticilerimizle görüşüp karara bağlayacağız. Biz bu şehre hizmet etmek için geldik, rutin işlerimizin yanı sıra Erzurum halkına ve esnafına yardımcı olabilmek için elimizden ne geliyorsa yapmak mecburiyetindeyiz.’’ diyerek her türlü yardıma hazır olduğunu söyledi.