EĞİTİM - 30 Kasım 2024 Cumartesi 10:41

NİLSEM’de yeni dönem başladı

A
A
A
NİLSEM’de yeni dönem başladı

Nilüfer Belediyesi bünyesinde çalışmalar yapan Nilüfer Sürekli Eğitim Merkezi’nin kadınlara yönelik düzenlediği el sanatları kursları, yeni dönemde kapılarını açtı. Kasım ayının son haftasında başlayan kurslarda, kadınlar ev tekstili, takı yapımı ve hasır sepet örücülüğü gibi branşlarda eğitim alıyor.


Nilüfer Belediyesi’nin kadınların sosyal ve kültürel gelişimine destek olmak amacıyla düzenlediği el sanatları kurslarında yeni eğitim dönemi başladı. Kursların ilk döneminde 6 farklı branşta eğitim verilecek.


Nilüfer Halk Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütülen Nilüfer Sürekli Eğitim Merkezi (NİLSEM) kurslarında kadınlar; giyim, ev tekstili, takı yapımı, hasır sepet örücülüğü, el örgüsü ve gümüş kazaziye alanlarında uzman eğitmenlerden ders alıyor.


Eğitimler, Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesindeki Fethiye, Üçevler ve Yüzüncüyıl mahallelerinde bulunan merkezlerde gerçekleştiriliyor. Kasım ayının son haftasında başlayan NİLSEM kurslarının ilk dönemi 31 Aralık’ta sona erecek. Ocak ayında başlayacak



NİLSEM’de yeni dönem başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta deniz şehitleri anıldı Osmanlı donanmasının yaşadığı en büyük felaketlerden biri olarak kaydedilen Sinop baskınının 171’inci yıl dönümünde, şehadete kavuşan 2 bin 800 asker için anma tören düzenlendi. Sinop limanında 30 Kasım 1853 tarihinde Rus donanması tarafından Osmanlı donanmasına yapılan deniz baskını sonucu 2 bin 800 Türk askerinin şehit düşmesi, tarihe acı bir iz olarak kazındı. Baskının 171. yıl dönümünde, şehit düşen askerlerin kemiklerinin muhafaza edildiği müze bahçesindeki şehitlikte anma töreni yapıldı. Şehitliğe çelenk konulmasının ardından askeri tören mangası saygı atışı yaptı. “Rusya’nın ‘Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldırma siyasetinin’ bir tezahürü” Törende konuşan Sinop Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cenk Demir, “1853-1856 Osmanlı-Rus Savaşı’nın diğer bir adıyla Kırım Harbi’nin önemli kırılma anlarından birisi olan ve 30 Kasım 1853 tarihinde Sinop’ta yaşanan felaketin üzerinden 171 yıl geçti. Esasında bu elim hadise, Rus dış politikasının temel prensiplerden biri olan ‘Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldırma siyasetinin’ bir tezahürüdür. Özellikle Çar I. Nikolay döneminde şiddetlenen bu siyasi anlayışın önüne geçmek adına Osmanlı Devleti bir yandan diplomatik girişimlerde bulunurken diğer yandan da Karadeniz’de bir dizi askerî önlemler almıştı. Bu kapsamda Patrona Osman Paşa ve Riyâle Hüseyin Paşa komutasındaki Türk filosu Kasım 1853’te Karadeniz’e açılmış, ne var ki fırtınaya yakalanarak Sinop Limanı’na sığınmıştı. Türk filosuna nefes aldırmak istemeyen Amiral Nahimov komutasındaki Rus donanması ise Karadeniz’de devriye geziyordu. Ruslar, Osmanlı gemileri Sinop’a geldikten bir gün sonra şehrin açıklarında görüldü. Amiral Nahimov, Sivastopol limanından takviye kuvvetler gönderilmesi için girişimlerde bulunurken Osman Paşa, filonun Sinop’ta kalmasını uygun gördü. Liman açıklarında üç gün vakit geçirip fırtınanın dinmesini bekleyen düşman donanması, Sinop önünde yay çizerek konum alan Türk filosunu yok etmek üzere 30 Kasım günü harekete geçti. Öğleye doğru Rus donanması limana girdi ve Türk filosuna paralel bir şekilde konum aldı. Sonrasında Sinop, dünya deniz savaşları tarihinde yelkenli ahşap gemilerin rol aldığı son çarpışma ve gülle yerine patlayıcı mermilerin yani humbaraların kullanıldığı ilk çarpışmaya ev sahipliği yaptı. Bir buçuk saat içerisinde de muharebenin sonucu belli oldu. Sinop Limanı’nda bulunan Osmanlı filosu, bir vapur dışında tamamen imha edildi. Maalesef bir yanında derin deniz, diğer yanında ateş olan yüzlerce Osmanlı denizcisi de şehit düştü. Ruslar merhametsizce gülle, humbara ve yağlı paçavralar atarak kale içindeki Türk mahallesini de yaktı. Yaşanan felaketin ardından seferber olan Sinop ahalisi askerlerin yaralarını sararken şehit olanlar da hızlıca defnedildi. 1858’de şehitlerimizin hatıralarını yaşatmak adına, içinde bulunduğumuz alanın etrafı taş duvarlarla çevrildi. Sadrazam Mehmet Ali Paşa tarafından da kitabesi yaptırıldı. Yanında bulunduğumuz Şehitler Abidesi’nin temeli ise 1923’te atıldı, 1933’te de açılışı yapıldı” dedi. Açıklamaların ardından şehitlerin anısına denize çelenk bırakıldı.
Kırıkkale Karlı dağları aştılar, doğanın sessiz sakinlerine umut oldular Kırıkkale’de zorlu kış şartlarına rağmen karla kaplı dağları aşan ekipler, yaban hayvanları için doğaya yem bıraktı. Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesine bağlı Faraşlı köyünde, karla kaplı dağlar hayvan dostlarını yalnız bırakmayan bir ekibe ev sahipliği yaptı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ile Jandarma Çevre Koruma Timi, doğanın sessiz sakinleri için harekete geçti. Zorlu kış şartlarında yaşam mücadelesi veren hayvanlara destek olmak amacıyla ekipler, ormanlık alanlara yem bıraktı. Özel hazırlanan besin değeri yüksek yemler, hayvanların sağlığını destekleyerek doğal yaşam dengesinin sürdürülmesine katkı sağlayacak. Karla kaplı zirvede gerçekleştirilen bu anlamlı görev, ekiplerin kararlılığını ve doğaya olan sevgisini gözler önüne serdi. Ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü bölgede, karla kaplanan alanlar önce temizlendi. Ardından, hayvanların kolayca ulaşabileceği şekilde yemler özenle bırakıldı. Bu çalışmalar, hem doğadaki ekolojik dengenin korunması hem de yaban hayatının zorlu kış şartlarında hayatta kalabilmesi için hayati önem taşıyor. Karlı dağları aşarak bölgeye ulaşan ekiplerin gayreti, doğanın korunmasına yönelik farkındalık oluşturmanın ötesinde, doğa ile kurulan özel bir bağı da temsil ediyor. Kış aylarında yiyecek bulmakta güçlük çeken yaban hayvanları, açlık nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyor. Bu durum, yemleme çalışmalarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. "Hayvanların hayatta kalması sağlanır hem de ekosistemin dengesi korunur" Veteriner Hekim Behiye Gümüşkalem Dündar, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, yaban hayvanları için doğru yemleme yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Dündar, "Yem bırakma çalışmalarının, hayvanların doğal beslenme alışkanlıklarına uygun şekilde planlanması gerekiyor. Yanlış yemler, hayvanların sağlığına zarar verebilir ve doğal dengeyi bozabilir. Ayrıca yemlerin bırakıldığı alanlar, insan etkisinin minimum olduğu güvenli bölgelerden seçilmeli. Bu sayede hem hayvanların hayatta kalması sağlanır hem de ekosistemin dengesi korunur" dedi. "İnsan etkisinden uzak bölgeler tercih edilmeli" Veteriner Hekim Coşkun Tuna ise, doğada yem bulamayan hayvanların ekosistemde beklenmedik dönüşlere neden olabileceğine dikkat çekti. Tuna, "Aç kalan hayvanlar, farklı beslenme alışkanlıkları geliştirerek diğer türlere zarar verebilir ya da mevcut dengeleri bozabilir. Bu yüzden yemleme çalışmaları titizlikle planlanmalı. Hayvanların ulaşabileceği, ancak insan etkisinden uzak bölgeler tercih edilmeli. Aksi halde insanlarla hayvanlar arasında doğrudan temas, hem hayvanlar hem de insanlar için sağlık riski oluşturabilir" dedi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri, ormanlık ve dağlık alanlara kurulan fotokapanlarla yaban hayatını izliyor. Fotokapanlar, vaşak, kurt, yaban domuzu, tilki ve karaca gibi birçok yaban hayvanının bu bölgelerde yaşadığını ortaya koyuyor. Ekipler, hem hayvan popülasyonunu izlemek hem de türlerin korunmasına katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
Kocaeli Kadın çiftçiler teleferikle eşsiz deneyim yaşadı Kocaeli’nin yarım asırlık hayali olan Kartepe teleferiği ile kadın çiftçiler, eşsiz bir deneyim yaşadı. Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü ve Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı iş birliğiyle gerçekleştirilen programda bir araya gelen 100 kadın çiftçi, önce Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Projesi (TABİP) kapsamında İzmit’te kurulan Distilasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Kocaeli’de tarım ve hayvancılık yapan çiftçiler, tıbbi-aromatik bitkilerden uçucu yağların elde edildiği Distilasyon Merkezi’ndeki işleyiş hakkında SekaPark A.Ş yetkililerinden bilgi aldı. Daha sonra çiftçiler, Kocaeli’nin 50 yıllık rüyası olan Kartepe teleferiği ile Derbent’ten Kuzuyayla’ya uzanan zirve yolculuğunda eşsiz deneyim yaşadı. Derbent’ten teleferikle zirveye çıkan ve Kartepe’nin doğal güzelliklerini görme imkânı bulan kadın çiftçiler, Kuzuyayla Tabiat Parkı’na uzanan keyifli yolculukta eşsiz manzarayı kuşbakışı seyrederek, bu anı ölümsüzleştirdi. Son olarak kadınlar Kuzuyayla Tabiat Parkı’nda gezinti yaptı. "Büyükşehir kentimize çok büyük değer kattı" Dane-Riz Kadın Girişim ve Üretim İşletme Kooperatifi Başkanı Serap Aslan da, ata tohumundan fide üretimi yaptıklarını söyledi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin distilasyon tesislerini gezme fırsatı bulduklarını aktaran Aslan, "Tesiste tıbbi aromatik bitkilerinin su buharı ile damıtılarak uçucu yağ haline geldiğini gördük. Katma değeri yüksek ürünler yetiştiren büyükşehir belediyesini tebrik ediyorum. Büyükşehir kentimize çok büyük değer kattı. Bizler de bu ürünleri evimizde gönül rahatlığıyla kullanıyoruz. Teleferik gezisi de muhteşemdi" şeklinde konuştu. "Türkiye’yi gezdim ama Kartepe’ye ilk kez çıkıyorum" Kandıra’da çiftçilik yapan ve biberiye yetiştiren Saynur Gülşen, “Tarlamızda yetiştirdiğimiz biberiyeler distilasyon tesisinde işleniyormuş. Gelip gezmek ve işlemlerin nasıl olduğunu öğrenmiş olduk. Büyükşehirin verdiği tarımsal destekler bizim için önemli. Türkiye’yi gezdim ama Kartepe’ye ilk kez çıkıyorum. Teleferik gezisi sayesinde ilçenin doğal güzellerini görme imkânım oldu" şeklinde konuştu.