EKONOMİ - 23 Kasım 2024 Cumartesi 10:15

Makarnacılar Amerika pazarında iddialılar

A
A
A
Makarnacılar Amerika pazarında iddialılar

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Göymen, bazı firmaların ABD’de uygulanan anti dampinge karşı açtığı davaları kazandığını belirterek, “Gayet de güzel oldu. Amerika pazarı yavaş yavaş açılıyor.” ifadesini kullandı.


Göymen, makarnada yıllık iç tüketimin 700 bin ton civarında olduğunu belirterek, “Üretim kapasitemiz 3 milyon ton. İhracatımız hedeflediğimiz 1,5 milyon tonluk ihracata ulaşıyoruz inşallah bu yıl. İç tüketimle beraber 2 milyon 200 bin tonluk bir üretim. Halen 800 bin tonluk bir üretim kapasitemiz bulunuyor.” dedi.


Tüketim ve tüketimin artışı durumunda talebi karşılayabilecek durumda olduklarını dile getiren Göymen, şunları söyledi:


“Bunu pandemi sürecinde de gördük. Bakanlığımızla Toprak Mahsulleri Ofisi’yle sürekli irtibat halindeyiz. Pandemi sürecinde biliyorsunuz insanlar marketlere giderek özellikle makarnayı aldılar. Bu süreçte biz kimsenin panik yapmamasını makarna kapasitesi olarak Türkiye’de tüketilen makarnanın 5 katı üretildiğini söyledik. Rahat olun dedik ve tüm rafları hiçbir zaman ürünsüz bırakmadık.”


Göymen, makarnalık durum buğdayından makarna ürettiklerini dile getirerek, makarnalık durum buğdayında Türkiye’nin gen merkezi olduğunu ve bunun büyük avantaj oluşturduğunu anlattı.


Amerika pazarı açılıyor


Hem kaliteli buğdaydan kaliteli makarna ürettiklerini hem de fazla durum buğdayını ihraç ettiklerini vurgulayan Göymen, 4 milyon ton makarnalık buğdayın makarna üreticisi ülkelere sattıklarını söyledi.


Göymen, Türkiye makarna üreticileri olarak 166 ülkeye ihracat yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:


“En fazla ihracatı yaptığımız bölgeler Güney Amerika, Afrika ve hatta Japonya, Uzak Doğu. Son zamanlarda da Amerika’da bazı üreticilerimiz ciddi çalışmalar yapıyorlar. Amerika kıtasında da ürünlerimizde ihracat her geçen gün artıyor. Bu konuda da gerçekten mutluluk duyuyoruz. Makarnada marka oldu Türkiye artık. Aranan bir markayız yurt dışında. Aslında biz çok daha fazla ihracat yapabilecek, çok daha üretim yapabilecek kapasiteye sahip bir sektörüz. Amerika Birleşik Devletleri’nde. şu anda Türk makarnasına anti damping uygulanıyor. Yani bu anti dampingle ilgili tabii her yıl bir değerlendirme ya da iki yılda bir değerlendirme yapıyor ki bu değerlendirmelerde biz hep kesinlikle ön safhalardayız. Bizim bazı firmalarımız bu konuda çeşitli davalar açarak bunu da kazandılar. Gayet de güzel oldu. Amerika pazarı yavaş yavaş açılıyor.”


Avrupa Birliğinde de İtalya’ya pozitif ayrımcılık yapıldığına dikkati çeken Göymen, “Yıl sonunda ulaşacağımız 1,5 milyon ton ihracatın sadece 20 bin tonunu AB ülkelerine yapıyoruz. 20 bin tondan sonra giren her ürüne Avrupa Birliği ülkeleri tonda ek vergiler koyuyor. İtalya’yla karşılaştırdığımızda ihracatımızı, İtalya, Avrupa Birliğine eğer ihracat yapmasa, yani geriye kalan dünyanın tamamına yaptığı ihracatlarla karşılaştırırsak Türkiye aslında İtalya’dan fazla ihracat yapıyor.” dedi.


Makarna sektörünün hayvancılık sektörüne bile dolaylı fayda sağladığını dile getiren Göymen, açığa çıkan kepeğin ham madde olarak yem fabrikalarına satıldığını anlattı.


Hem karbonhidrat hem protein kaynağı olarak en ucuz gıdalardan birinin makarna olduğunu dile getiren Göymen, “Mesela 25-30 lira bir paket. Sos, yağ, biraz salça, peynir Bir arada ya da ayrı kullanılabilir. Normalde dört kişiyi doyurur. Hadi makarnayı çok sevenler diyelim 3 kişiyi rahat doyurur. Yani çok ucuz ve sağlıklı Şişmanlatmaz. Avrupa’da makarna fiyatları çok yüksek. Türkiye’de uygun fiyatlara ürün satıyoruz. Sattığımız ürünler de sağlıklı ve bir o kadar da hijyenik.” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Yılmaz’dan öğretmenler günü mesajı Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Öğretmenlerin dünyanın en büyük sorumluluk gerektiren görevini yerine getirdiklerini belirten Yılmaz, “Başta başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin gününü kutlar, ebediyete intikal edenlere Allah’tan rahmet dilerim” dedi. Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü yayımladığı bir mesajla kutladı. “Cumhuriyetin çağdaş yurttaşlarını yetiştirenler ve ülkemizin geleceğini hazırlayanlar, yolumuzu aydınlatanlar” olarak nitelendirdiği öğretmenlerin çok zorlu ve çok kutsal bir hizmeti yerine getirdiklerini ifade eden Başkan Yılmaz, “İyi bir geleceğe sahip olmak istiyorsak bunun yolu mutlak eğitimden geçer. Eğitimin baş mimarı öğretmenlerimiz, bir yandan çocuklarımızın gerçeği bulmak için akıllarının ve bilimin yol göstericiliğinin bilincine varmalarını sağlarken, öte yandan, sevgi, saygı ve tüm insani değerleri, erdemleri için çaba göstermektedirler. Hiç şüphesiz haklarını ödemek de imkânsızdır. Bizler yaşamımız boyunca minnettar kalacağız. Yaşadığınız sorunları biliyoruz, zor şartlar altında çalıştığınızın farkındayız. Ancak, umudunuzu yitirmemelisiniz. Hep birlikte güzel günler göreceğimizden hiç şüpheniz olmasın. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Öğretmenler; yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.” Öğretmenlerimizin kutsal bir sorumluluk üstlendiğinin bilincinde olarak başta başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
Mersin Mersin’de Çevre Sempozyumu başladı Mersin Çevre Platformu’nun öncülüğünde Mersin Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle düzenlenen ’Çevre Sempozyumu’ başladı. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, 3 gün sürecek sempozyumun açılışında, Mersin İli Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı hazırladıklarını belirterek, "Mersin’de iklim değişikliğine neden olan tüm etmenler masaya yatırıldı ve bu etmenlerin boyutları ortaya çıkartıldı" dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi çevresel farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen birçok etkinliğe destek olmayı sürdürüyor. Mersin Çevre Platformu’nun ‘Tüm Canlıların Yaşamı İçin Çevremizi Koruyalım’ başlığıyla düzenlediği ve Büyükşehir Belediyesinin de desteklediği Çevre Sempozyumu başladı. Mersin Mimarlar Odası’nda düzenlenen ve 3 gün sürecek sempozyumunun ilk gününde; iklim krizinin mevcut durumu, su kaynaklarındaki azalma ve alınması gereken önlemler, hava ve toprak kirliliğinin kentteki yansımaları, plansız kentleşme, kentteki ağaçlandırma ve biyoçeşitliliğin önemi, sanayileşmenin doğaya verdiği zararlar ve kirlilik, plastik kirliliği gibi konular alanında uzman akademisyenler tarafından ele alındı. "Mersin İli Sürdürülebilir Enerji Ve İklim Eylem Planı’nı hazırladık" Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Dr. Bülent Halisdemir, Büyükşehir Belediyesi olarak çevre konularında hassasiyet gösterdiklerini ifade etti. Bu konularda bütün iyileştirmeleri ve yapılması gerekenleri yerine getirdiklerini belirten Halisdemir, "İklim değişiyor ve bu değişimi durdurma şansımız yok. Ancak bu değişimin olumsuz etkilerine karşı dirençli bir şehir elde etme gibi bir misyonumuz var. İklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve uyum sağlama yönünde birçok çalışma yapıyoruz. Bu kapsamda Mersin İli Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı hazırladık. Sera gazı emisyon envanterini çıkarttık ve raporladık. Bu çok değerli bir çalışma. Mersin’de iklim değişikliğine neden olan tüm etmenler masaya yatırıldı ve bu etmenlerin boyutları ortaya çıkartıldı" şeklinde konuştu. "Mersin’de yeşil aksın mutlaka artırılması gerekiyor" Alınması gereken önlemlerde Büyükşehir Belediyesinin yanı sıra tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üzerine düşen görevler olduğunun altını çizen Halisdemir, "Biz bu raporlar rafta kalmasın diye üzerimize düşen kısımlarıyla mücadelemizi sürdürüyoruz. Mersin’de yeşil aksın mutlaka artırılması gerekiyor. Biz bunu karbon yutağı olarak görüyoruz. Bugüne kadar binlerce fidan dikimi gerçekleştirdik, yeşil alanların artırılması için çalışmalar yaptık. Yeşil alanların artırılması için imar çalışmalarında özellikle hassasiyet gösteriyoruz" dedi. "Her gün yaklaşık 2 bin tonun üzerinde atık geliyor" Kentteki deniz kirliliğinden bahseden Halisdemir, özellikle balık çiftliklerinin deniz kirliliğindeki rolünü anlatarak, önleme noktasında ciddi uğraşlar verdiklerini kaydetti. Deniz denetimi çalışmalarının titizlikle yapıldığını ifade eden Halisdemir, "Mersin ilinin atıklarını yönetiyoruz. Her gün yaklaşık 2 bin tonun üzerinde atık geliyor. Bu atıklardan yaklaşık 80 bin hanenin aydınlatma elektriğini karşılayacak oranda elektrik üretiyoruz. Bu atıkların içerisinde ambalaj atıkları çok fazla. Bu konuda diğer ilçe belediyelerine yol göstermeye, birlikte hareket etmeye çalışıyoruz. Atıkların kaynakta azaltılması konusunda çalışmalara destek veriyoruz. Kaynağında azaltılmış atıklar, ambalajların geri kazanılması ekonomiye ciddi katkı sağlıyor" diye konuştu. Mikroplastik kirliliği ile mücadele Suyun önemine de değinen Halisdemir, SCADA Merkezi’ni tanıtarak, kayıp kaçağı önlemeye çalıştıklarını ifade etti. Yağış rejimlerinin düştüğünü, bundan dolayı tarımın ciddi etkilendiğini belirten Halisdemir kurdukları erken uyarı sistemini de anlattı. Mersin’de ciddi mikroplastik kirliliği tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Halisdemir, "Bununla ilgili MESKİ şebekelerinde bazı düzenlemelere gidiyoruz. Bariyer sistemini kurmaya başladık. Efrenk Deresi’nde denemesini yaptık. Tutabildiğimiz kadar atık tutarak denizimize karışmaması için elimizden geleni yapacağız" dedi. "Bilinçlendirme ve eğitim önemli" Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. İzzet Çalış da dünya genelinde ölümlerin ve hastalıkların yaklaşık yüzde 10’unun çevre kirliliğinin oluşturduğu fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklerden kaynaklandığını belirterek, sağlıklı ve yaşanabilir kentler oluşturmada bilinçlendirme ve eğitimin önemli olduğunu vurguladı. Oturum Başkanı Prof. Dr. Okan Özkaya ise sempozyum boyunca akademisyenler, uzmanlar, çevre gönüllüleri ve katılımcılardan önemli bilgiler alacaklarını kaydetti. Sempozyuma davetli akademisyenlerden Doç. Dr. Ortaç Onmuş da yaptığı sunumunda, ’Hava Durumu ve İklim Nedir?, Dünyanın İklimi Değişiyor Mu?, İklim Değişikliği Nasıl İzleniyor?, İklim Değişikliğinin Genel Etkileri’ konularında detaylı bilgiler verip, hem ülke hem de bölge bazlı değerlendirme yaparak çözüm önerilerinde bulundu.
Antalya Alanya’da tarihi geçmiş bebek maması satan zincir market şubesi mühürlendi Alanya Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı denetimlerde, son kullanma tarihi geçmiş ve bozulmuş bebek maması, ekmek türevleri, tatlı, cips ve birçok gıda ürünü sattığı tespit edilen zincir market şubesi, encümen kararıyla 3 gün süreyle mühürlenerek, cezai işlem uygulandı. Alanya Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerinin halk sağlığını korumak için kent genelinde yaptığı denetimlerde, zincir market şubesinin son kullanma tarihi geçmiş ve bozulmuş ürün sattığı tespit edilerek, tutanak tutuldu. Ekiplerce yapılan denetimde, tarihi geçmiş ekmek türevleri, bebek maması, ceviz, Kıbrıs tatlısı, galeta, cips ve makarna sosunun rafta satışına devam edildiği tespit edildi. 3 gün süreyle ticari faaliyetleri durduruldu Ekiplerin tespiti sonrası hazırlanan tutanak, Alanya Belediyesi Encümen Toplantısında görüşüldü. İşletmeye, tarihi geçmiş ve bozulmuş ürün satmaktan Belediye Emir ve Yasakları Uygulama Yönetmeliği kapsamında idari para cezası verilmesine ve 3 gün süreyle ticari faaliyetlerinin durdurulmasına karar verildi. İşletmeye giden zabıta ekipleri mühürleme işlemini gerçekleştirdiler. Başkan Özçelik: "Denetimlerimiz devam edecek" Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik konuyla ilgili açıklama yaparak, “Alanya’mızda kent disiplinini sağlamak adına göreve geldiğimiz ilk günden itibaren yaptığımız çalışmalara devam ediyoruz. Zabıta ekiplerimiz kentimizdeki tüm gıda işletmelerinde denetimlerine devam ediyorlar. Bu kapsamda bir işletmeye halk sağlığını tehlikeye attığı için idari para cezası uygulandı ve mühürleme işlemi gerçekleştirildi. Denetimlerimiz artarak sürecek ve vatandaşlarımızın hakkını Alanya Belediyesi olarak korumaya, kollamaya devam edeceğiz. Alanya’mızdaki tüm işletmelerin de bu konuya gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz” dedi.
Manisa Manisa’da toprak sağlığı için uluslararası proje Manisa Büyükşehir Belediyesi, ulusal ve uluslararası ortakları ile AB Horizon 2024 Proje çağrısına proje başvurusunda bulundu. Toprak sağlığının korunması, bozulan toprakların iyileştirilmesi ve izlenmesinin amaçlandığı ‘SOLLUM’ projesi ile erozyona karşı mücadele ve erozyon nedeniyle verimsizleşen toprakların iyileştirilmesine yönelik yöntemler geliştirilecek. Manisa Büyükşehir Belediyesi Avrupa Birliği’nin Horizon 2024 programı kapsamında, toprak sağlığını iyileştirmek için önemli bir adım attı. Avrupa Birliği araştırma çağrılarında yer alan HORIZON-MISS-2024_SOIL-01: Yaşayan 100 toprak Laboratuvarı (Co Creating solutions for soil health in Living Labs) çağrısı kapsamında Manisa Büyükşehir Belediyesi, Ege Üniversitesi ve Demir Enerji birlikteliğiyle ‘SOLLUM’ projesi hazırlandı. Başvurusu tamamlanan ve Manisa Büyükşehir Belediyesinin temel yürütücüsü olacağı ‘SOLLUM’ projesiyle toprak sağlığının koruması, bozulan toprakların iyileştirilmesi ve izlenmesini amaçlanıyor. Proje kapsamında Manisa’da erozyona karşı mücadele ve erozyon nedeniyle verimsizleşen toprakların iyileştirilmesine yönelik yöntemler geliştirilecek. Ayrıca erozyon baskısı altında bulunan 11 ayrı parselde toprakların korunması ve iyileştirilmesi için ileri yöntemler uygulanacak. Proje ortağı diğer ülkelerde kendi sınırları içerisinde benzer çalışmaları yapacak. En iyi sonuç alınan yöntemler her ülkede uygulamaya aktarılacak. Proje’de Türkiye’nin yanı sıra İspanya, İngiltere, Yunanistan, Norveç proje ortağı olarak yer alıyor. Projenin kabul olması durumunda Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne 361 bin Euro bütçe verilecek. Proje kapsamında Manisa’da proje alanı olarak özellikle erozyon baskısı altındaki topraklar üzerindeki parseller ‘uygulama laboratuvarı’ olarak seçildi. Projenin hedefleri arasında toprağı erozyondan koruyacak ve iyileştirecek özel malzemelerin geliştirilmesi de yer alıyor.