ÇEVRE - 30 Kasım 2024 Cumartesi 15:33

Bursa’da köylülerden çöplük eylemi

A
A
A
Bursa’da köylülerden çöplük eylemi

Bursa’da kent merkezinin içerisinde kalan Hamitler Katı Atık Tesisleri’nin Karacabey’in Muratlı Mahallesi’ne taşınma fikrine köylü halk tepki gösterdi. Köy meydanında toplanan kalabalık “Geleceğimizi çöpe atmayın” şeklinde pankart açıp slogan attı.


Bursa’da 13 mahalle ve yaklaşık 400 bin nüfusu çevreleyen Hamitler Katı Atık Tesisleri’nin Karacabey’in Muratlı Mahallesindeki kırsal alana taşınması projesi tartışmaları da beraberinde getirdi.


Geçtiğimiz gün Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın söz konusu tesisin taşınması ile ilgili yaptığı bir açıklamada, “Hamitler Katı Atık Tesisi ile ilgili çevre koruma daire başkanımız ile görüşme sağladık. Bursa’nın batı bölgesinde, Karacabey ilçesindeki Muratlı Mahallesiyle ilgili ÇED çalışmaları, kurum görüşleri devam ediyor. Diğer taraftan da Hamitler Katı Atık Tesisi’ndeki günlük atık miktarı 2 bin 700 tondan bin 500 tonlara düşmüş durumda. Hedef burayı sıfırlayıp oradaki bilimsel görüşleri, kurum görüşleri alındıktan sonra Karacabey Muratlı Mahallesi’ndeki tesislere taşımak olacak. Bu çalışmalar bitince de Hamitler çöplüğü inşallah çok güzel bir yeşil alan, park alanı olacak” ifadelerini kullandı.


Açıklamanın ardından Karacabey Muratlı Mahallesi halkı tesisin taşınması ile ilgili söylemlere tepki göstererek eylem yaptı. Muratlı Mahallesi yakınlarında ormanlık alana taşınması planlanan tesis için yeşil alanların zarar göreceğini söyleyen mahalle sakinleri “Geleceğimizi çöpe atmak istemiyoruz” sloganları attı.



“Yeşilimizi kaybetmeme konusunda kararlıyız”


Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Karacabey’in Bursa’da yeşilini kaybetmeyen tek ilçe olduğunu savunarak, “Bugün burada gerçekleşen olay siyasetin üzerinde olduğunu görüyoruz. Tüm partilerin temsilcileri bugün burada bizlerle beraber. Bilimsel çalışmaları devam eden bir süreçte Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın Muratlı’ya böyle bir tesis kurulacağını söyledi. Ben dün Bursa Büyükşehir Belediyesi bütçe görüşmelerinde gördüm ki Muratlı’ya böyle bir tesisin oluşumu yok. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile görüşmelerimizde bilimsel çalışmaları devam ediyor. Fakat gördüğümüz bütçede de Bursa’nın batısına yapılacak bir yatırım yok. Biz buna rağmen yine bugün buradayız, Karacabey Bursa’nın yeşilini kaybetmeyen tek ilçesidir. Bu yeşilliğimizi buralarda asla kaybetmemeye kararlıyız” şeklinde konuştu.



“Ormanlarımızı kimsenin bozmasına müsaade etmeyeceğiz”


Taşınması planlanan tesisle birlikte 5 bin 140 dönüm ormanlık alanın risk altında olduğunu söyleyen Muratlı Mahalle Muhtarı Erdal Yaldız, “Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın geçtiğimiz günlerde meclis toplantısında Hamitler çöplüğünün kaldırılacak ve yerine Botanik Park yapılacağını, yeni çöplüğün Muratlı’ya taşınacağını açıkladı. Ancak Kayapa Ovası belirlenen çöp döküm alanı tepkiler ve yerel yönetimlerin değişik rotalar izlemesi ile köyümüze çevrildi. Kayapa halkı bu tesisin ekolojik dengeyi bozacağına, toprağı ve suyu kirleteceğine, halk sağlığı sorunu oluşturacağına haykırdı. Ancak Kayapa’ya karşı olanların aynı tutumu Muratlı’da göstermediğini üzülerek takip ediyoruz. Her hâlükârda çöp Muratlı köyünde olduğu sürece, ne toprak kirlenecek ne de halk sağlığı sorunu ortaya çıkmayacak, çöp koku yayılmayacak. Kayapa yapılacak çöplük konusunda en ön sırada yer alanların şimdiki sessizliğini anlam veremiyoruz. Karar alıcı makamların da bildiği üzere bölgemizde yaşam tüm canlılığı ile devam etmekte. Aktif olarak tarım ve hayvancılık faaliyetleri yapılmaktadır. Çöplüğün yapılması hedeflenen alan 5 bin 140 dönüm orman alanı, fıstık çamı, sahil çamı ekili olan ve kalan diğer alan tarım alanıdır. Yani bu alanın büyüklüğü küçük bir kasabaya tekabül etmektedir. Ormanlarımızı ve tarım alanlarımızı, doğamızı kimselerin bozmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.



"Geleceğimizi çöpe atmaya hakkınız yok”


Katı atık tesisinin yalnız Muratlı değil beraberindeki 10 mahalleye de olumsuz etkileri olacağını kaydeden Yaldız, “Çöplük olarak hedeflenen yerinin 10 köyümüze de etkisi olacaktır. İnkaya Göleti, Rüzgar Gülü Santrali, Hürriyet köyü, Taşpınar köyü, Muratlı köyü, Evciler köyü, Emirler Yenice köyü, Çayönü köyü ve hızlı tren istasyonuna da etkisi olacaktır. Çöplük yerinin bilimsel temellere dayanarak belirleneceği söylenmektedir. Hatırlatmak isteriz ki, önceki yerel yöneticiler de Kayapa’ya çöplük tesisi yapmayı planlarken bilimsel raporlara dayanarak göstermiştir. Bölgemizde geçen ve yıllardır Bursa’nın kangreni olan Nilüfer Çayı’na çözüm aranırken, yeni bir çevresel sorun bölgemizi istemiyoruz. Nilüfer Çayı ile ilgili protestolarda aktif bir şekilde rol alanların şu an burada riskli bir konu olan çöplük meselesinde neden yanımızda göremiyoruz? Artırılacak olan çöp suyu nereye dökülecek? Unutulmamalıdır ki Karacabey Muratlı bölgesi sadece Bursa’nın değil ülkemize en verimli arazilerine sahiptir ve mevcut riskleri görmeden gelmek, bu konuda üretim alanlarını kaybetmek adına tarım ve doğanın ülkemize geleceğini etkilemektedir. Canlı bir bölgeye çöp tesisi kurulmasındaki hedef nedir? Karar vericiler şehri dinamikleri bölgemizle ilgili karar alırken bölge halkının duygu ve düşüncelerini önemsemelidir. Bu hem demokrasinin hem çöpçülüğün hem de ortak aklın gereğidir. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyoruz. Atalarımız, çocuklarımız ve torunlarımız adına sesleniyoruz. Herkesi dayatmayla değil, halkın iradesi ile karar almaya çağırıyoruz. Bursa’mızın çocuklarımızın ve geleceğimizin gülümsemesi adına geleceğimizin solması değil yeşermesi adına çöplük kararından vazgeçin. Muratlı köyüne çöplük istemiyor, geleceğimizi çöpe atmayı hakkımız yok. Köylü milletin efendisidir, dik duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.



Bursa’da köylülerden çöplük eylemi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Recep Uçar: “Adana Demirspor deplasmanı kolay değil” Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor Teknik Direktörü Recep Uçar, 1-0 kazandıkları Adana Demirspor müsabakasının ardından yaptığı açıklamada kolay bir maç olmadığını söyleyerek, "Kaleye net pozisyonlarımız oldu ama yine son vuruşları yapmakta çok zorlandık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 14. haftasında Konyaspor deplasmanda karşılaştığı Adana Demirspor’u 1-0 yendi. Maç sonu düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktörü Recep Uçar, ”Böyle maçlar kolay olmayacaktı, bugün itibariyle rakibimizin bize sürpriz yapmasına müsaade etmediğimiz için en başta çok mutluyuz. Bugün rakibimizin teknik direktörünün değişmesinin, oyun planlarının önceki maçlara göre çok daha farklı olmasının bizim adımıza işimizi biraz zorlaştıracağını biliyorduk. Daha önceki maçlarda daha geniş alan oynayan bir Adana Demirspor varken bugün ikinci bölgede bekleyen, 4-5-1 bekleyen, daha kompakt, daha agresif savunma yapan bir Adana Demirspor vardı karşımızda” diye konuştu. “Üretmekte zorlanıyoruz” Üretmekte ve son vuruşları yapmakta zorlandıklarını belirten Uçar, ”Genel anlamda kontrolü bizde olan bir maçtı, çok fazla pozisyon vermedik. İlk yarının son dakikasında bir pozisyon oldu. Onun dışında bizim Jevtovic ve Tunahan’la şutumuz vardı. Üretmekte zorlanıyorduk. Topa sahip oluyorduk, oyunun yönünü değiştiriyorduk ama üretkenlik anlamında zorluk yaşadığımız bir maçtı. Rakibin savunmasının agresif olması biraz da kendimizle alakalıydı. İkinci yarı biraz daha bunun bilincinde olarak daha üretken olmak için çıktık sahaya. Kaleye daha net gittiğimiz pozisyonlar oldu. Ama yine son vuruşları yapmakta çok zorlandık” ifadelerini kullandı. “Kolay deplasman değil” Son olarak Adana Demirspor deplasmanının kolay olmadığına değinen Recep Uçar, ”Adana Demirspor burada 6 maçını kaybetse son 3 maçını tekrar hatırlatayım. Samsunspor gibi ligin en iyi takımlarından birisi ama 90 artılarda maç kazandı burada. İlk yarı şutu yoktu, Eyüpspor 1-0 çok zor kazandı. Sivas takımı 2-0 geriye düştü, 3-4’ü verdi atamadılar. Atsalar Sivas çok farklı bir mağlubiyetle buradan ayrılabilirdi. Bu deplasman çok kolay değil. Adana Demirspor o anlamda özellikle burada iyi direnç gösteriyor. İkinci golü bulamazsanız dirençleri her zaman devam ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Gazze’nin yeniden inşası tüm insanlığın görevidir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Gazze’nin yeniden inşası ve normalleşmesi, tüm insanlığın ortak sorumluluğu ve görevidir" dedi. Türkiye Diyanet Vakfı ve Al-Khair Vakfı tarafından İstanbul’da "Dünya İnsani Yardım Zirvesi: Gazze-Yarından Sonra" başlıklı uluslararası etkinlik düzenlendi. 33 ülkeden 200’den fazla STK temsilcisinin katıldığı zirvede, “Gazze’nin İnsani Krizi ve Geleceğe Bakış”, “İnsani Yardım Müdahalesi ve Acil Çözümler”, “Gazze için İyileşme ve Sürdürülebilir Stratejiler” ve “Blokajı Sonlandırmak için Yenilikçi Stratejiler” başlıkları altında Gazze’de yaşananlar ele alındı. "Acımasız saldırılar uluslararası hukukun temel prensiplerini yerle bir etmiştir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, programın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı saldırıların insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olduğunu belirterek, “Bu acımasız saldırılar, sadece masum sivillerin yaşam haklarını ellerinden almakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini ve uluslararası hukukun temel prensiplerini yerle bir etmiştir. İsrail’in sistematik olarak sürdürdüğü bu yıkıcı saldırılar sonucunda on binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesi, milyonlarca insanın zorla yerinden edilmesi ve nesiller boyu sürecek derin toplumsal yaraların açılması, insanlık onuruna vurulan ağır bir darbe niteliğindedir” ifadelerini kullandı. "İnsani kriz her geçen gün derinleşmektedir" Gazze’nin dört bir yanındaki yerleşim yerlerinin hedef alındığını söyleyen Erbaş, sivil yaşan alanlarının harabeye dönüştürüldüğünü ve kültürel mirasın yok edildiğini belirterek, şunları kaydetti: “İnsanlık tarihinin bu utanç verici döneminde Gazze’de yaşanan insani kriz her geçen gün derinleşmektedir. Temel yaşam hakları sistematik olarak ihlal edilen siviller; gıda, temiz su, elektrik, tıbbi yardım ve barınma gibi en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılmıştır. Özellikle savunmasız gruplar olan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler, bu vahşetin en ağır mağdurları haline gelmiştir. Binlerce çocuk, açlık, hastalık, yetersiz beslenme ve ağır travmalarla mücadele etmekte; yaralılar, temel tıbbi müdahaleden yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi vermektedir.” "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgulamıştır" Gazze’de yaşanan krizin tüm insanlığın ortak problemi olduğu dile getiren Prof. Dr. Erbaş, “Uluslararası toplumun etkisiz kalması ve gerekli tepkiyi gösterememesi karşısında, sivil toplum kuruluşları harekete geçme kararı almıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’ye destek olunması ve yeniden yapılandırılması için dünya ülkelerinin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekmiş ve Gazze halkının yanında olmaya devam edeceğini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu zirvenin Gazze için etkin ve olumlu sonuçlar doğuracağına olan inancını da dile getirmiştir” şeklinde konuştu. "Bu geniş katılımlı platform, uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek amacıyla bir araya gelmiştir" Erbaş, “Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Al Khair Foundation öncülüğünde İstanbul’da düzenlenen Gazze İnsani Yardım Zirvesi, küresel çapta bir farkındalık ve eylem çağrısı niteliğindedir. Zirveye dünyanın dört bir yanından –Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya– 40 ülkeden 200 insani yardım kuruluşu katılım göstermiştir. Bu geniş katılımlı platform, Gazze’deki insani krize çözüm üretmek, yardım koordinasyonunu güçlendirmek ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek amacıyla bir araya gelmiştir” diye konuştu. Zirvede 20 maddelik sonuç beyannamesi yayınlandı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, etkinlikte ifade edilen çözüm önerileri ve eylem planlarına ilişkin 20 maddelik sonuç beyannamesi hazırlandığını belirterek, şunları kaydetti: “Gazze’deki krizin çözümüne yönelik bilgi paylaşımı ve yardım koordinasyonunu sağlayacak bir dijital platform oluşturulmalıdır. Geniş kapsamlı ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek amacıyla uluslararası ve yerel uzmanların yer aldığı bir danışma komitesi kurulmalıdır. Gazze için acil insani yardım koridorları oluşturulmalıdır. Seyyar hastaneler ve acil müdahale üniteleri hızla kurulmalıdır. Geçici eğitim merkezleri ve dijital öğrenme platformları devreye sokulmalıdır. Güvenli ve geçici barınma alanları ivedilikle inşa edilmelidir. Temel ihtiyaçların karşılanması için acil gıda yardımı programları başlatılmalıdır. Savaş suçlarının belgelenmesi ve araştırılması için uluslararası komisyonlar kurulmalıdır. Travma sonrası stres bozukluğu tedavi merkezleri ve ruh sağlığı hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. İstihdam oluşturacak projelere yönelik ekonomik kalkınma modelleri desteklenmelidir. İsrail’in saldırılarının uluslararası medyada daha geniş bir görünürlük kazanarak alışılması tehlikesinin önüne geçilmeli ve küresel farkındalık artırılmalıdır. Boykot girişimlerinin etkili bir şekilde sürdürülmesi sağlanmalıdır. Gazze’de görev yapan sağlık personelinin güvenliğini sağlamak için uluslararası bir seferberlik başlatılmalı ve bölgeye yönelik kritik ilaçlar, yaşam kurtarıcı tıbbi ekipmanlar hızlı ve kesintisiz bir şekilde ulaştırılmalıdır. Anne-çocuk sağlığı hizmetleri ve kronik hastalık takibi için özel birimler oluşturulmalıdır. Yıkılan okulların yeniden inşası hızla tamamlanmalıdır. Sürdürülebilir tarım projeleri ve yerel üretim desteklenmelidir. Yerel yönetimlerle iş birliği yapılarak uzun vadeli kalkınma planları hazırlanmalıdır. Dezavantajlı gruplara yönelik sosyal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir. Girişimcilik destek programları ile yerel üretim kapasiteleri artırılmalıdır. Gazze halkının ihtiyaçlarını desteklemek için uluslararası iş birliği güçlendirilmelidir.” "Gazze’nin yeniden inşası tüm insanlığın görevidir" Zirvede uluslararası topluma acil eylem çağrısında bulunduklarını aktaran Erbaş, “Bu trajedi karşısında sessiz kalmak, sadece mevcut acıları derinleştirmekle kalmayacak, gelecek nesillerin vicdanında kapanmaz yaralar açacaktır. Bugün atılacak her adım, yarının daha adil ve insani bir dünyasının temellerini oluşturacaktır. Bu beyanname, sadece bir yardım çağrısı değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanının ve değerlerinin yeniden inşası için tarihi bir belgedir. Uluslararası toplumun her bir üyesi, bu insanlık trajedisinin sona erdirilmesi ve yaraların sarılması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Gazze’nin yeniden inşası ve normalleşmesi, tüm insanlığın ortak sorumluluğu ve görevidir” dedi. "Türkiye Diyanet Vakfımızın bütün kriz bölgelerinde olağanüstü bir tecrübesi var" İstanbul Valisi Davut Gül ise, "Türkiye Diyanet Vakfımızın hem Türkiye’de hem dünyanın bütün kriz bölgelerinde olağanüstü bir tecrübesi var. Bu tecrübesini Türkiye’deki ve dünyadaki diğer sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşması bu yaptığı hizmetleri, şeffaflığı, vicdanı, kanaati paydaşlarla birlikte daha da ileriye götürmesi her türlü takdirin ötesinde" ifadelerini kullandı. "Türkiye Cumhuriyeti’nin tavrı belli" Gazze’deki sorunları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman dile getirdiğini hatırlatan Vali Gül, "Türkiye’nin her ferdinin ifade ettiği gibi vicdani mesele. Türkiye Cumhuriyeti’nin tavrı, yaptıkları, yapacakları belli. Biz Gazze’deki mazlumların yanındayız. Dünyanın neresinde böyle bir haksızlık varsa aynı tavrı oralarda da gösteriyoruz. Göstermeye devam edeceğiz. Oradaki katliamı hiçbir şeyle izah edemez dünya" şeklinde konuştu. "Allah tarafından lanetlenmesini diliyorum" Gül, "Cumhurbaşkanımız gittiği her yerde dünyanın beşten büyük olduğunu, bu katliamı dünyanın iş birliği içerisinde durdurması gerektiğini ifade ediyor. Ben bir kez daha Gazze’de hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Buna dolaylı ya da doğrudan vesile olan herkesin de Allah tarafından lanetlenmesini diliyorum" diye konuştu.