EĞİTİM - 06 Mayıs 2024 Pazartesi 14:20

Bingöl’de deprem çalıştayı düzenlendi

A
A
A
Bingöl’de deprem çalıştayı düzenlendi

Bingöl Üniversitesinin ev sahipliğinde “Bingöl Deprem Çalıştayı” programı düzenlendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yoğun programlardan dolayı çalıştaya zoom üzerinden katılım sağlayarak açıklamalarda bulundu.


Bingöl Üniversitesinin ev sahipliğinde “Bingöl Deprem Çalıştayı” programı düzenlendi. Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde düzenlenen çalıştaya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz zoom üzerinden katılım sağladı. Programa ayrıca Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Bingöl Üniversitesi rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak ile İstanbul Teknik Üniversitesi rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu konuşmacı olarak katıldı.


Yoğun programları nedeniyle Bingöl’e gelemeyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, zoom üzerinden katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Geçen yıl yaşadığımız depremlerden 11 ilimizde birlikte Bingöl de etkilendi. Bilim insanlarının da ifade ettiği gibi, maruz kaldığımız bu afet son derece istisnai bir tabiat hareketiydi. Deprem ana şokunun ardından, her biri neredeyse ayrı bir deprem yıkıcılığında olan birçok artçı sarsıntı da yaşadık. Afeti takip eden haftalarda ve aylarda ise dünyanın en başarılı iyileştirme operasyonunu gerçekleştirdik. Sadece Bingöl’de Bingöl genelinde riskli bina olarak tespiti yapılan yapı sayısı 2bin 583 adet olup bunların 2 bin 544 adedi yıkılarak dönüşümü gerçekleştirilmiştir. Bingöl ilinde riskli alan olarak tespit edilerek Kentsel Dönüşüm Kapsamında Merkez Kültür Mahallesinde 1172 adet konut ve 196 adet dükkan inşaatı tamamlanmış ve hak sahiplerine teslim edilmiştir” dedi.



’’Bingöl’de 6 Şubat sonrası 3 bin 285 ağır hasarlı yapı tespit edildi’’


Bingöl’ün ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ ilan edilmesinin ardından yapılan çalışmalarda 3 binin üzerinde ağır hasarlı yapı tespit edildiğini aktaran Vali Ahmet Hamdi Usta, “Kuzey Anadolu Fay hattı ile Doğu Anadolu Fay hattının kesiştiği jeostratejik bir coğrafyada yaşamanın hassasiyeti ile yeni acılar, yeni maddi ve manevi kayıplar yaşamamak için Afet öncesi hazırlıkların önemine yürekten inanıyor ve çalıştayımızı bu zeminde önemli bir hazırlık çalışması olarak değerlendiriyoruz. 2023 Maraş depremleri sonrasında 7 Nisan 2023 tarihinde ‘Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi’ kapsamına alınan ilimizde deprem yönetmeliği kapsamında yapılan çalışmalarda 13 ilden 99 personelin görevlendirilmesi ile il genelinde hasar tespit çalışmaları hızlıca tamamlanmıştır. Bu kapsamda ön hasar, kesin hasar ve itiraz hasar tespit çalışmalarında toplam 29 bin 26 adet başvuru alınıp incelenmiştir. Kesin hasar tespitlerinden sonra yapılan itirazlar sonucu toplam 13.847 binanın hasar tespiti yapılmış olup bu binalardan 5 bin 37 adedi hasarsız, 4.794 adedi az hasarlı, 81 adedi orta hasarlı, 3 bin 285 adedi de ağır hasarlı olarak tespit edilmiştir. Akabinde Afet ve Acil Durum Müdürlüğümüzce başlatılan hak sahipliği sürecinde 3 bin 875 adet hak sahipliği başvurusu alınmıştır. Başvuruların yüzde 40’ ı değerlendirilmiş olup hak sahipliği değerlendirme süreci devam etmektedir. Ayrıca Konutları orta ve ağır hasarlı olan bin 382 afetzede vatandaşımız da Yerinde Dönüşüm Projesi kapsamında e devlet üzerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüze başvuru yapmış, başvuru süreçleri devam etmektedir” diye konuştu.



“Uzman akademisyenlerimizin sunduğu bilimsel reçetelere her zaman ihtiyaç vardır”


Türkiye’nin sismik risklerinin olduğunu belirten İstanbul Teknik Üniversitesi rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, “Hepimizin bildiği gibi ülkemiz 3 ayrı tektonik levhanın üzerinde konumlanıyor. Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde yani ülkemizin dört bir yanında sismik risklerin var olduğunu biliyoruz. Bulunduğumuz coğrafyadan geçen aktif fay hatları her zaman deprem riski karşısında bilinçli olmamızı gerektiriyor. Doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve yaşanabilecek kayıpları en düşük seviyeye getirmek ancak ve ancak afet yönetimi alanındaki birikimimizi geliştirmeyi ve güncellemeyi devam ettirdiğimiz sürece mümkündür. Bu sebeple depremin olumsuz etkilerini azaltmak için kuşkusuz uzman akademisyenlerimizin sunduğu bilimsel reçetelere her zaman ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.


Deprem öncesi alınabilecek tedbirlerin önemli olduğunu belirten Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, ’’Deprem hepimizin aslında içini acıtan, hepimizi geren, duyduğumuzda ürktüğümüz bir durum. Bingöl’de kuzey ve doğu fay hatlarında bulunan bir ilimiz. Zaman zamanda biz bu tedirginliği yaşıyoruz. Cumhuriyet döneminden bugüne kadar bildiğim kadarıyla 12 deprem var. Yedisu fay hattında deprem uzmanlarımız zaten üzerinde duracaklar. 7’nin üzerinde bir depremin olabileceği söyleniyor. Ancak bu depremlerin riskinin azaltılması, insanın can ve mal kayıplarının önlenmesi mümkün. Ben hocalarımızın sunumuyla bir daha bunun ortaya çıkacağını düşünüyorum. Buralarda bana kalırsa uzmanların görüşlerinin çok daha fazla dikkate alınması, yerel yönetimlerde ve yöneticilerin bu uzman görüşleri doğrultusunda yapmaları gereken radikal çareler veya çözümlerdir” dedi.


Son olarak programda konuşan Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan ise, “Afetlerle mücadelenin ilk şartı, afet ünitesi hazırlık olduğunu ve bunun için de daha çok dirençli ve güvenli şehirler inşa etmenin bilincinde olmamız gerekir. Vatandaşlarımızın mutluluğu, toplumun refahı ve sağlığı, daha yaşanabilir bir şehir ortamının oluşması için muhakkak suretle mevcut riskleri ve tehditleri ancak ortadan kaldırmamızla mümkündür. Bunun için sadece bina inşa eden değil, yaşam alanları inşa eden bir anlayışla hareket etmemiz gerekiyor. 6 şubat depremleri bize ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu bir kez daha çok net bir şekilde hatırlatmıştır. Asrın felaketi gösterdi ki gerçekten bu alanda çok daha dikkatli bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.



Bingöl’de deprem çalıştayı düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Firari Esenyurt Eski Belediye Başkan Yardımcısı’nın avukat akrabası gözaltına alındı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında firari konumda bulunan Esenyurt Eski Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yalçın’ın kaçmasına yardım ettiği iddia edilen avukat olan akrabası gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından PKK/KCK silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve Esenyurt Belediye Başkanlığı’nda başka bir soruşturma çerçevesinde tutuklanan Belediye Başkanı Ahmet Özer döneminde terör örgütüne finansman aktarıldığı yönündeki iddiaların araştırılmasına yönelik soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında, Esenyurt Belediye Meclis üyesi olan ve tutuklanan Belediye Başkanı Ahmet Özer döneminde Fen İşleri Müdürlüğü, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü ile Zabıta Müdürlüğünden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Osman Yalçın’ın, örgütün mali alan yapılanmasında faaliyet yürüttüğü ve Diyarbakır’da faaliyet göstermekte iken terör örgütü iltisakı nedeniyle kapatılan ’Jiyan TV’ isimli medya kuruluşuyla irtibatı bulunduğu tespit edilmişti. Şüpheli Yalçın’ın ayrıca, örgüt elebaşı Duran Kalkan’ın 2024 yerel seçimler öncesinde yaptığı açıklamasında, kamuoyunda ’Kent Uzlaşısı’ olarak bilinen, örgüt mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda, Esenyurt Belediye Başkanlığı’na yerleştirildiği tespit edilen ve bu şekilde Belediyelerin imkanları kullanılarak örgütün mali yapısına destek ve alan saha gücünün arttırılmasının hedeflenmesiyle ilişkili olduğu aktarılmıştı. Soruşturma çerçevesinde şüpheli Osman Yalçın’ın yakalanmasına yönelik Esenyurt ve Beylikdüzü’nde operasyon düzenlenmiş, düzenlenen operasyon sonucu şüpheli Yalçın’ın yakalanamayarak ’firari’ konumunda olduğu, öte yandan arama işlemleri sırasında şüphelinin kullandığı ve evinde bıraktığı cep telefonları ile dijital materyallere el konulduğu öğrenilmişti. Avukat akrabası gözaltında Öte yandan firari şüpheli Yalçın’ın kaçmasına yardım ettiği iddia edilen ve eşinin kardeşi olduğu öğrenilen avukat Evin Emine Demir Sarıçiçek, ’suçluyu kayırma’ suçundan yakalanarak gözaltına alındı.
Ağrı Ağrı Sağlık Müdürü Daharlı, aile hekimliği yönetmeliğindeki yeni değişiklikleri değerlendirdi Ağrı İl Sağlık Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Coşkun Daharlı, açıklanan yeni aile hekimliği yönetmeliğiyle ilgili bilgi vererek, vatandaşların sağlık durumlarının daha etkin takip edilmesi amacıyla yılda en az iki kez aile hekimlerine başvurmaları gerektiğini vurguladı. Yönetmelik değişikliği kapsamında aile hekimliği sistemini güçlendirmek ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmayı hedeflediklerini ifade eden Daharlı, "Yeni düzenlemeyle aile hekimlerinin, kendilerine kayıtlı bireylerle altı ayda bir olmak üzere yılda iki kez temas kurması amaçlanıyor. Böylece vatandaşlarımızın sağlık durumları yakından takip edilecek ve ikinci basamak sağlık hizmetlerine olan ihtiyaç azaltılacak." dedi. Daharlı, düzenlemenin Resmi Gazete’de yayımlanarak Kasım 2024 itibarıyla yürürlüğe girdiğini ve Sağlık Bakanlığı tarafından tüm illere gerekli duyuruların yapıldığını belirtti. Yönetmeliğin amacının aile hekimi ve kayıtlı nüfus arasındaki iletişimi güçlendirmek olduğunu ifade eden Daharlı, vatandaşlara da çağrıda bulunarak, "Hiçbir sağlık sorununuz olmadığını düşünseniz bile yılda iki kez aile hekiminizi ziyaret edin. Bu şekilde hastalıkları erken dönemde tespit ederek gerekli önlemleri alabiliriz." diye konuştu. Kronik hastalıkların artan yaşlı nüfusla birlikte toplum sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturduğunu belirten Daharlı, yeni düzenlemeyle bu hastalıkların erken teşhis ve kontrol altına alınmasının hedeflendiğini söyledi. Kanser ve diğer kronik hastalıklar için düzenlenen tarama ve izlem programlarına vatandaşların katılım göstermesinin önemine vurgu yapan Daharlı, "Bu çalışmalar, yaşam kalitesini artırmanın yanı sıra sağlık giderlerini azaltmada da etkili olacaktır." ifadelerini kullandı. Gereksiz ilaç kullanımının önlenmesi amacıyla teşvik edici düzenlemeler yapıldığını aktaran Daharlı, "Yanlış antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların direnç kazanmasına yol açarak enfeksiyonlarla mücadeleyi zorlaştırıyor. Ayrıca mide koruyucular ve ağrı kesicilerin bilinçsiz kullanımı yan etkilerle birlikte sağlık sorunlarına neden oluyor." dedi. Daharlı, yapılan düzenlemelerin halk sağlığını koruma ve aile hekimlerinin bu konuda farkındalığını artırma amacını taşıdığını belirtti. Kamuoyunda, aile hekimlerinin oylanacağı ve maaşlarının memnuniyet düzeyine göre düşürüleceği yönünde yanlış bir algı oluştuğunu söyleyen Daharlı, "Bu düzenleme bir ceza değil, teşvik edici bir uygulamadır. İl ortalamasının üzerinde memnuniyet sağlayan aile hekimlerine ek ödeme yapılması öngörülmektedir." diye konuştu. Düzenlemeyle aile hekimliği sisteminin daha etkin ve verimli bir yapıya kavuşmasının amaçlandığını belirten Daharlı, vatandaşlardan bu sürece destek olmalarını istedi.
Trabzon Doğu Karadeniz’de kırsaldan kente göç her yıl artıyor Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kırsaldan kentlere doğru göç hareketliliği her geçen yıl artıyor. Bölgede kırsalda yaşayan nüfusun yüzde 17’lere kadar gerilediği belirtilirken, Ortahisar Belediyesi’nin başlattığı üretim seferberliği kapsamında ‘İnsanları doğduğu şehirde doyurmak’ temasıyla konferans düzenlendi. Ortahisar Belediyesi’nin başlattığı üretim seferberliği kapsamında ‘İnsanları doğduğu şehirde doyurmak’ temasıyla düzenlenen ‘Kırsalda Üretim ve İstihdam Temelli Kalkınma’ çalıştayı başladı. İki gün sürecek olan çalıştayda, 6 bilim insanı ‘Kırsalda kalkınma, kır-kent ilişkileri, gıdanın geleceği, üretim sistemleri, tarımsal üretim, iklim krizi ve kalkınma’ konularında sunumlar yapacak. Çalıştayın yapıldığı Ortahisar Belediyesi Çok Amaçlı Salonunun girişinde Trabzon’un yöresel ürünlerinin yer aldığı stantlar kurulurken, ‘Kırsalda Üretim ve İstihdam Temelli Kalkınma’ Çalıştayına Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Tarım Orman-İş Sendikası Kurucu Başkanı Şükrü Durmuş, Belediye Başkan Yardımcıları Alpaslan Özdemir, Cüneyt Zorlu ve Mustafa Özer İskender, ORBEL Genel Müdürü Celal Akaç, Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar, akademisyenler, birim müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, üretimi ve üreticiyi her alanda destekleyeceklerini söyledi. İlçede üretimin artırılması yönünde çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Başkan Kaya, “Belediye Başkanı seçildiğim günden bugüne, ‘Trabzon’da insanların hayatına nasıl dokunuruz, özellikle kırsal mahallelerimizde yaşayan insanlarımızı nasıl üretimin bir parçası haline getirebiliriz, ev ekonomilerine katkı yapmalarını nasıl sağlarız?’ diye düşündük. Gün içerisinde belediyecilik faaliyetlerini yapıp akşamları köylere giderek insanlara hayvancılığı, kalkınmayı, üretimi ve üretimin önemini anlatmaya çalıştık” dedi. “O mis gibi ürünler artık üretilmez hale geldi” Köyde yaşayan insanların yüzde 90’ının yumurtayı marketten aldığını belirten Başkan Kaya, “Bizim Akoluk’ta bir köy ürünleri ve kadın üreticilerimizin satış yaptığı pazarımız var. Kireçhane mahallemizde de böyle bir pazar vardı ve biz bu pazarın kurulumu öncesinde mahallede 3 olan inek sayısının pazarın kurulmasından sonra 50-60’lara çıktığını öğrendik. Niye? Çünkü insanlar burada bu farkındalığı kazandı, üretimin yapılması gerektiğini hatırlayan insanlar bilinçlendi ve ayağa kalktı. Kırsaldaki insanlarımız aslında bir şeyler yapmak istiyor. Ama onlara önayak olacak, onlara bir perspektif çizecek insanlara ihtiyaç duyuyorlar. Bu anlamda bu çalıştayın çok katkısı olacağına inanıyorum. Trabzon bir turizm kenti, bir kültür kenti, bir sanat kenti, bir tarih kenti olarak tanımlanıyor ama bu çok önemli başlıkların yanında Trabzon aslında geçmişte çok değerli ürünler üreten bir tarım kentiymiş. Yani bizim Akçaabat’ın ürettiği tütünlerin Amerikalara kadar satıldığını biliyoruz. Keza fındık ve çay üretimi şehrimizde yapılıyor ama bunun dışında özellikle sebzeler, köylerde yaşayan insanların ürettiği birbirinden değerli o mis gibi ürünler artık üretilmez hale geldi. Herkes üretimden koptu. Şimdi köylerde yaşayan insanların yüzde doksanı yumurtayı marketten alıyor, içme suyuna kadar, yoğurda kadar, süte kadar bütün hayvansal ve tarımsal ürünleri marketten alıyor. Bu sürdürülebilir bir tablo değil” diye konuştu. “Köy üretim demektir, üretilen yer demektir” Köylerin üretiminden koparıldığını kaydeden Başkan Kaya, “Biz Türkiye’nin üreterek ayağa kalkmasını istiyoruz. Ve bütün insanlarımızı da üretimin bir parçası haline getirmek istiyoruz. Hangi noktada, hangi desteğe ihtiyaçları varsa bu desteği sonuna kadar verme kararlılığındayız. İnsanlar üretmek zorunda, her şeyi hazır alan, her şeyi tüketen bir toplum olmaktan uzaklaşıp artık bir üretim toplumu haline gelmek zorundayız. Her şeyi dışarıdan alan bir ülke haline geldik. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ derken boşuna dememiş. Çünkü köy üretim demektir, üretilen yer demektir. Ama biz bütün köylerimizi maalesef üretimden kopardık. Ne oldu? Üretim olmayınca üretilen ürünler değerinin karşılığını bulmayınca insanlar kent merkezlerine akın etmek zorunda kaldı. Kentler içinden çıkılmaz bir karmaşanın yaşandığı yerler haline geldi. Dolayısıyla köylerimizde özellikle kırsal mahallelerimizde, tarım arazilerimizde yeniden tarımsal faaliyetleri, bu tür çalışmaları başlatırsak yerel yönetimler olarak üretenlere gerekli destekleri verirsek, üreten insanlar, ürettiğinin değerini, karşılığını görürse Türkiye yeniden bir ayağa kalkış süreci yaşayabilir. Biz de yerelde bunu başlatma gayesiyle bu çalıştayı düzenledik” ifadelerini kullandı. Protokol konuşmalarının ardından Kırsalda Üretim ve İstihdam Temelli Kalkınma Çalıştayına geçildi. Çalıştayın ilk gününde Prof. Dr. Ali İsmet Demirsoy ‘iklim krizi ve kalkınma’, Prof. Dr. Bülent Gölçubuk ‘kırsal kalkınma’, Prof. Dr. Okan Gaytancıoğlu ‘tarımsal üretim’, Prof. Dr. Kenan Ok ‘karma üretim sistemleri’, Doç. Dr. Bahar Yenigül ‘kır-kent ilişkileri’ ve Prof. Dr. Mustafa Bayram ise ‘gıdanın geleceği’ konularında akademik sunumlar gerçekleştirdi. Çalıştayın ikinci gününde de akademisyenler tarafından seminerlere devam edilecek.