EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 18:03

Bakan Işıkhan: "Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir"

A
A
A
Bakan Işıkhan: "Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, ’İşgücü Uyum Programı’ hakkında bilgi vererek, "Ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırmada sıkıntı yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, kendilerini çalışma hayatına katmayı hedefleyen, niteliği itibariyle tarihimizde ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Böylece, üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir" dedi.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bozüyük Ticaret Odası’nda ’İş İnsanlarıyla Buluşma’ programı kapsamında ilçedeki iş insanları ile bir araya geldi. Bakan Işıkhan, iş insanlarına seslenerek, "Sizleri daha çok dinleyebilmek, şehrimizin ihtiyaçlarını yerinde tespit edebilmek için bu buluşmaları çok önemli buluyorum. Özellikle sahadan gelen geri dönüşleri ilk ağızdan duymak, sorunların çözümü noktasında önemli bir işleve sahip. Bizler her zaman sizlerin yanında olduk. Siz yeter ki çalışın, üretin ve istihdam sağlayın. Bugüne kadar, şartlar müsaade ettiği ölçüde vermiş olduğumuz her sözü tuttuk. Elimizdeki bütün imkânları yatırımcımız, işverenimiz, çalışanımız için seferber ettik. Etmeye de devam ediyoruz. İnşallah bugün hem sizlerle Bilecik’in çalışma hayatına katkıda bulunacak güncel istişarelerimizi gerçekleştireceğiz, hem de hemşerilerimizle hasbihal edeceğiz" dedi.



"Hedefimiz tam bağımsız bir kalkınma sürecini, yerli ve milli unsurlar temelinde gerçekleştirebilmek"


Bakan Işıkhan, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği ’Türkiye Yüzyılı’ hedefimiz doğrultusunda; el birliğiyle, her alanda yoğun bir çalışma dönemini icra ettiklerini anlatarak, "Bilhassa ekonomik kalkınmamız için gerek çalışma hayatında gerekse ekonomimizi ilgilendiren diğer alanlarda dört koldan çalışıyoruz. Hedefimiz tam bağımsız bir kalkınma sürecini, yerli ve milli unsurlar temelinde gerçekleştirebilmek. Bunu gerçekleştirebilmenin en önemli yollarından birinin ise sağlıklı işleyen bir çalışma hayatı ve sosyal güvenlik sisteminden geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu noktada sizleri rahatlatmak, işverenlerimizin karşılaştığı zorlukları azaltmak ve bürokratik yükü hafifletmeye yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bildiğiniz üzere İŞKUR vasıtasıyla işverenlerimizi ve işçilerimizi bir araya getiriyor, işverenlerimizin aradığı elemanı bulmasına yardımcı oluyoruz. Diğer yandan, teşviklerimiz ve desteklerimizle, işletmelerinizin büyümesine ve istihdamın artmasına katkıda bulunuyoruz. Önümüzdeki dönem; yine işverenlerimizi istihdam artışı noktasında desteklemeye devam edeceğimiz bir dönem olacak" ifadelerine yer verdi.



"İşsizlik oranımız da son 15 aydır tekli hanelerde"


Bakan Işıkhan, savaşların ve çatışmaların yoğun olduğu bir coğrafyada olduklarını anlatarak, "Üstelik yüzyılın felaketi diye adlandırdığımız Kahramanmaraş depremlerine rağmen; geçtiğimiz yıl yüzde 5,1 büyümeyi başardık. Bununla birlikte istihdam oluşturan büyüme için gerekli tüm adımları atmaya devam ediyoruz. İstihdamda biliyorsunuz, rekor üstüne rekor kırıyoruz. Çalışma hayatını güçlendirmeye yönelik attığımız adımlar neticesinde istihdam sayımız son verilere göre; 32 milyon 712 bin kişi ile tarihi zirvesini yenilemiş bulunuyor. İşsizlik oranımız da son 15 aydır tekli hanelerde. Biliyorsunuz Orta Vadeli Planda 2024 yılsonu işsizlik oranı hedefimiz yüzde 9,3 ve bu hedefimizi yakalamak için tüm imkânlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz" dedi.



"2007 ila 2023 yılları arasında kadın işgücüne katılım oranını tam 12,7 puan artırarak OECD ülkeleri arasında birinci olduk"


Işıkhan, 2007 ila 2023 yılları arasında kadın işgücüne katılım oranını; tam 12,7 puan artırarak OECD ülkeleri arasında birinci olduklarını söyledi. Işıkhan, "Aynı dönemde kadınların istihdam oranını da 10,3 puan artırdık ve bu alanda da dördüncü durumdayız. Ayrıca biliyorsunuz yılbaşında Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin katılımıyla ’İş-Pozitif’ adlı yeni projemizin duyurusunu yapmıştık. İş Pozitif, özellikle kayıtlı kadın istihdamı konusundaki sorunların çözümüne katkı sağlayacak, iş arayanın da işverenin de bağlantısını büyük ölçüde kolaylaştıracak bir işbirliği platformudur. On ikinci Kalkınma Planında 2028 yılında yüzde 40,1 olarak hedeflediğimiz kadın işgücüne katılma oranına ulaşmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağız. Bunun dışında şu an iş kanunumuzu güçlendirme, revize etme sürecindeyiz. Mevzuatı daha da güçlendirip, çalışma barışına, sosyal diyalog, istihdam ve işgücü piyasası gidişatına olumlu yönde katkı sağlayarak Türkiye’nin çalışma hayatını yüzyıllık vizyonumuza yakışır hale getireceğiz" ifadelerine yer verdi.



"Sağlık hizmetlerinde, sosyal güvenlikte, ihracatta, savunma sanayinde, dünya ölçeğinde örnek alınan ülke konumundayız"


Bakan Işıkhan açıklamasının devamında, "Bakınız bugün özellikle sağlık hizmetlerinde, sosyal güvenlikte, ihracatta, savunma sanayinde, dünya ölçeğinde örnek alınan ülke konumundayız. Aynı şekilde istihdamda ve işgücünde orta vadeli plana uygun şekilde yükselen bir ivme içerisindeyiz. Zaman zaman dalgalanmalar olsa da gidişat olumlu yöndedir. Bu dalgalanma dönemleri yükseliş sürecinin doğal bir sonucudur. Değişimler, geçiş süreçleri kolay değildir ancak uzun vadede refahı vadeder. Amacımız, refahı kalıcı hale getirmek ve vatandaşlarımızın satın alma gücünü korumak ve geliştirmektir. Bu sebeple çok daha büyük bir azim ve şevkle çalışmalı, katma değer üretmeliyiz" dedi.



"Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir"


Bakan Işıkhan, üniversite öğrencilerine müjde vererek, "En son, model olarak ilk kez uygulamaya alınan ’İşgücü Uyum Programı’ adında yeni bir sistemi açıkladık. Özellikle ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırmada sıkıntı yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, kendilerini çalışma hayatına katmayı hedefleyen, niteliği itibariyle tarihimizde ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Böylece, üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir. Çalışma hayatını bu ve benzeri yeni uygulamalarla desteklemeye devam edeceğiz. İşçinin de, işverenin de, yatırımcının da kazandığı, herkesin hakkını aldığı adil bir sistem hepimizin ortak arzusudur" dedi.



"Türkiye’nin de, Bilecik’in de nereden nereye geldiğini en iyi yatırımcımız, üreticimiz bilir"


Bakan Işıkhan son olarak, "Türkiye bugün 5 yıllık değil, yüz yıllık kalkınma planları yapan bir ülke haline gelmiştir. Ülkemizin son çeyrek asrını en iyi sizler bilirsiniz. Türkiye’nin de, Bilecik’in de nereden nereye geldiğini en iyi yatırımcımız, üreticimiz bilir. Bilecik’in yeni yatırımlarla, yeni istihdam alanlarıyla ve yeni girişimlerle çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphem yoktur. Özellikle esnaflarımızın iş dünyamızın sanayicimizin bu mücadelelere sunduğu katkılar, ortaya koyduğu dayanışma bilinci asla göz ardı edilemez. Adım adım ilerlediğimiz bu stratejik hedeflerimizle; inşallah yatırım, üretim, istihdam ve ihracat vizyonuyla büyümemizi ve istihdamımızı artırmaya devam edeceğiz. İnşallah şehrimiz için, milletimiz için, daha güçlü bir Türkiye için hep birlikte çalışacağız" ifadelerine yer verdi.



Bakan Işıkhan: "Üniversite öğrencileri esnek ve part time çalışabileceklerdir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) Genel Başkanı Talip Geylan, “Yeni dönemde, Türk milletinin lider bir rol üstlenebilmesi ancak ve ancak güçlü bir eğitim sistemi ile mümkündür. Yürekten inanıyoruz ki, 21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” dedi. Türk Eğitim-Sen tarafından Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Kabul Edilmesinin 100’üncü yılı anısına ‘Türk Asrı ve Türkiye Yüzyılında Milli Eğitim Çalıştayı’ düzenlendi. Ankara’da bir otelde düzenlenen çalıştayda eğitim sistemindeki temel sorunları ele alıp çözüm önerileri sunulması ve geleceğe dair atılması gereken adımların tartışılması hedeflendi. Çalıştayda bir açılış konuşması gerçekleştiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun, Cumhuriyet’in eğitimde birlik ve beraberlik anlayışını sağlam temellere oturtan en önemli yasal düzenlemelerden biri olduğunu ve bu kanunla birlikte, eğitim sistemi parçalı ve birbirinden kopuk yapılar yerine, devletin denetiminde ve kontrolünde ve yine Türk devletinin hedeflerine göre planlanmış bir yapıya kavuştuğunu aktardı. “21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir” Günümüz dünyasının hızla değişmekte ve dönüşmekte olduğunu kaydeden Geylan, “Türk milletinin bu değişim ve dönüşüm sürecinde geri kalmaması, aksine bu sürecin öncülerinden biri olması gerekmektedir. ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak hedeflediğimiz bu yeni dönemde, Türk milletinin lider bir rol üstlenebilmesi ancak ve ancak güçlü bir eğitim sistemi ile mümkündür. Yürekten inanıyoruz ki, 21’inci yüzyıl Türk asrı olacaktır ve Türk Yüzyılı eğitimle inşa edilecektir. Bu eğitim sistemi, yalnızca akademik bilgiyle donatılmış bireyler yetiştirmekle kalmamalı, aynı zamanda onları ahlaki ve manevi değerlerle de yoğurmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, her alanda olduğu gibi eğitimde de ileri gitmek, kendi milli değerlerini koruyarak çağın gereklerine uygun bireyler yetiştirmek zorundadır. Geleceğimizi inşa ederken, eğitimi her sürecin merkezine koymalıyız” açıklamasında bulundu. “Eğitimde ortak akıl yürütüldüğünde, çok güzel sonuçlar elde edileceğine inanıyoruz” Geylan, mayıs ayından itibaren Türkiye genelindeki teşkilatlar tarafından gerçekleştirilen il çalıştayları sonucunda 50’ye yakın raporun kendilerine ulaştığını ifade ederek, "Bu raporlar, eğitim sistemimizin mevcut yapısını değerlendirirken, geleceğin ideal insanını yetiştirme sürecinde nasıl bir yol izlememiz gerektiğini de ortaya koyuyor. Her bir rapor, eğitim sistemimizin her kademesinde karşılaştığımız sorunları detaylandırırken, aynı zamanda bu sorunların çözümü için somut adımlar içeriyor. Eğitimde ortalama akıl yerine ortak akıl yürütüldüğünde, çok güzel ve verimli sonuçlar elde edileceğine yürekten inanıyoruz. Bu çalıştayda, eğitim sisteminin temel direklerinden biri olan öğretmen yetiştirme ve atama sistemine de özellikle değineceğiz" şeklinde konuştu. Öğretmen atamalarında uygulanan mülakat sistemine de değinen Geylan, mülakat sisteminin eğitim kamuoyunu işgal ettiğini belirterek, "Uzun yıllardan sonra ilk defa öğretmen ataması yapmadan yeni eğitim-öğretim yılına başladık. Bana göre bu milli eğitim adına bir zafiyettir" değerlendirmesinde bulundu. “Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yapılması gerekenleri Türk Eğitim-Sen olarak ortaya koyduk” Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıktığını fakat eksik olduğunu sözlerine ekleyerek, "Öğretmenlik Meslek Kanunu adında bir kanun, öğretmenlerimizin muhatap olduğu tüm süreçler ve mevzuatı kahir ekseriyetle ihtiva etmeli talebinde bulunmuştuk. Çok da mücadele ettik. 2018’den 2022’ye kadar Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair yapılması gereken ne varsa Türk Eğitim-Sen olarak ortaya koyduk. Ancak kanun eksik olarak çıktı" diye konuştu. Geylan, öğretmenliğin sadece bilme değil, bildiğini de aktarma mesleği olduğunu belirterek, "Sınav sadece bilgiyi ölçer. Dolayısıyla ’Öğretmenlerimizi, uzman ya da başöğretmen olarak tasvir ederken sınavı değil, tecrübeyi, deneyimi, kıdemi, hizmet süresini esas alın’ demiştik. Bu talebimiz karşılık buldu. Şu an Meclis’te çıkmayı bekleyen kanunda sınav kaldırıldı" ifadelerini kullandı.
Bartın Cinsel istismar sonucu ölen bebeğin annesi ve 3 şahıs savcılık ifadesini reddetti Geçen yıl cinsel istismar sonucu ölen 2 yaşındaki çocuk ve ablasının fuhşa sürüklediği iddiasıyla anne ve 3 şahsın yargılandığı davanın ilk duruşmasında anne ve tutuklu bulunan sanıklar, savcılıkta verdiği ve suçu kabullendikleri ifadeleri reddetti. Çaycuma ilçesi İstasyon Mahallesi’nde Meryem Ö.’ye (38) ait evde geceyi geçiren Furkan Sevinç, kadının 2 yaşındaki çocuğu Nisanur Ö.’ye cinsel istismarda bulundu. Evde bayılınca Furkan Sevinç tarafından Çaycuma Devlet Hastanesi’ne götürülen bebek daha sonra sevk edildiği Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Olayla ilgili Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Furkan Sevinç, ’kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ’nitelikli cinsel istismar’ suçundan da üst sınırdan 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ölen çocuğun ablası R.Ö.’nün de cinsel istismara maruz kaldığı iddiası üzerine genişletilen soruşturmada anne Meryem Ö. ile birlikte Özkan Ç., Cemil S. ve Mehmet G. hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan iddianame hazırlandı. İddianame Bartın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, Metin Sucu isimli şüpheli, İstanbul’da yakalanıp polis otosunda Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine getirildiği sırada yolda öldü. Metin Sucu’yu getiren polis otosundaki polis memurları Mehmet Y. (41) ve Muhammet Emin C. (34) ile bekçi Uğur O. (36), ‘Vücutta kemik kırılmasına yol açacak şekilde yaralama sonucu öldürme’ suçundan 18’er yıl hapisle cezalandırıldı. Bartın’da görülen davanın ilk duruşmasına sanıklar Meryem Ö., Özkan Ç, Cemil S. ve Mehmet G. tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Savcılık ifadelerini reddetti Duruşmada Mahkeme Başkanı’nın anne Meryem Ö’ye emniyet ve savcılık verdiği, "kendisinin ve kızının, 3 tutuklu sanık ile farklı zamanlarda ilişkiye girdiği" ve "Kızıyla birlikte 30-40 kişiyle birlikte olduğu" yönündeki ifadelerini hatırlatarak, olayın doğruluğunu sordu. Anne Meryem Ö ise, "Ben kimseyle parayla ilişkiye girmedim. Bunların hepsi yalan. Nisanur’un ölümünden sonra psikolojim çok bozuktu. Emniyette ve savcılıkta baskıdan dolayı böyle bir ifade verdim. Bir anne kızını satar mı? Ben öyle bir şey yapmadım. Böyle bir şey yok ve olamaz, bunların hepsi yalan. R.Ö. hala kardeşinin öldüğünü bilmiyor. Ben ilk verdiğim ifadelerde kendimde değildim, kendimi yeni yeni topluyorum" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının, savcılıkta verdiği "Meryem’i ve kızı R.Ö.’yü para karşılığı satıyorum" sözlerinin hatırlattığı tutuklu sanıklardan Mehmet G., "Biz Meryem ile evlenme amaçlı tanıştık. Ama kafamız uymadı. Zaten ondan sonra hiç görüşmedik. Savcılıkta verdiğim bu ifadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Bu ifadeleri baskı altında verdim” dedi. Savcılık ifadesinde R.Ö.’nün ayranına uyku ilacı katıp cinsel istismarda bulunduğunu itiraf eden sanıklardan Cemil S., eski ifadelerini reddederek, “Ben bu ifadeleri kabul etmiyorum. Ben böyle bir şey yapmadım. Bu ifadeleri baskı altında verdim. Ben adaletten yanayım” diye konuştu. Sanıklardan Özkan Ç. ise uzun zamandır Meryem Ö. ile görüşmediğini ve hiçbir şeyden haberi olmadığını belirterek suçlamaları reddetti. Tanıklar dinlendi Meryem Ö.’nün daha önce oturduğu mahallede bakkal işleten S.K ise, “Bazen Nisanur’u bizim dükkana 5-10 dakika bakmamız için bırakırdı, biz de bakardık. R.Ö.’yü ise sabahları okula giderken görürdük. Her zaman uykulu olurdu. Annesi uyumadığı için uyku ilacı verdiğini bize söylerdi” ifadelerine yer verdi. Tanık olarak dinlenen Meryem Ö’nün üvey kardeşi T.Y. de gözyaşlarını tutamazken, “Meryem’in evine gelen erkekleri duyuyorduk, inanmıyorduk. Ama işin aslı öyle değilmiş. 2 yeğenimin başını yaktı. R.Ö.’ye annesi sürekli uyku ilacı veriyordu” diye konuştu. Anne Meryem Ö, kızı R.Ö’ye uyku ilacı verdiği yönündeki iddia ve suçlamaları da kabul etmedi. Duruşma ileri tarihe ertelendi Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatları ile sanık avukatlarının da bulunduğu duruşmada, anne, diğer sanıklar ve tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme ara kararını açıkladı. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, olayın şüphelisi Metin Sucu’nun ölümünde polis memurlarının ceza aldığı mahkeme evrakının getirilmesi ve mağdur R.Ö.’nün bir sonraki mahkemede psikolog ve pedagog eşliğinde dinlenmesine karar vererek duruşmayı ileri tarihe erteledi.