ÇEVRE - 31 Aralık 2023 Pazar 11:03

Çıldır Gölü’nün yüzeyi dondu

A
A
A
Çıldır Gölü’nün yüzeyi dondu

Çıldır Gölü, bölgede etkili olan soğuk hava nedeniyle donmaya başladı.


Doğu Anadolu’nun en büyük ikinci gölü olan ve bölgenin sıcaklığın en düşük seyreden illerinden olan Ardahan’da, hava sıcaklığı sıfırın altında 9,7 dereceye kadar düştü. Etkili soğuklardan dolayı Ardahan-Kars sınırı arasında yer alan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van Gölü’nden sonra ikinci büyük göl olan Çıldır Gölü’nün yüzeyinin büyük bir bölümü dondu. Ardahan ve Kars arasında yer alan, soğuk havanın etkisiyle yüzeyi buz tutan Çıldır Gölü’nde, buz tabakası yaklaşık 5 santimetreye ulaştı.


Cam gibi parlak bir görüntüye bürünen Çıldır Gölü, her kış buz tabakasında atlı kızaklarla ya da yürüyerek gezinti yapmak isteyenleri misafir ediyor.


Çıldır Gölü kıyısında işletme sahibi olan Ersin Karataş, yaklaşık iki gündür etkili olan soğuk hava nedeniyle Çıldır Gölü’nün yüzeyinin donmaya başladığını söyledi. Karataş, ’’Yüzeysel olarak 2 gündür Çıldır Gölü’nün yüzeyi dondu. Yaklaşık bir hafta içerisinde atlı kızaklar, Kar motorları ve değişik etkinlikler göl üzerinde yapılmaya başlanacak’’ dedi.



Çıldır Gölü’nün yüzeyi dondu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün; “Vatandaş neyle beslendiğini bilmiyor” Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, son günlerde ülkemizden ihraç edilen tarım ürünlerinin zehirli madde içerdiği gerekçesiyle Türkiye’ye geri gönderildiğine dikkat çekerek; “Vatandaşlarımız sağlığını tehdit eden gıda güvenliği konusunda kendisini korumasız ve güvensiz hissediyor” dedi. Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, gıda güvenliği ve ihraç edilip Türkiye’ye geri gönderilen tarım ürünleriyle ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden açıklamalarda bulundu. Son günlerde ülkemizden ihraç edilen tarım ürünlerinin zehirli madde içerdiği gerekçesiyle Türkiye’ye geri gönderildiğine dikkat çeken Milletvekili Ün, haliyle, vatandaşların da sağlığını tehdit eden gıda güvenliği konusunda kendisini korumasız ve güvensiz hissettiğini ifade etti. Vatandaşın "İhraç edilen ürünlerin görece kaliteli ve sağlıklı olduğu düşünülen, sıkı denetimden geçen, analiz edilen tarım ve gıda ürünlerinde bile zehirli madde çıkıyorsa bizim tükettiğimiz ürünlerde kim bilir neler vardır" endişesi taşıdığını anlatan Milletvekili Ün, “Türkiye geri gönderilen tarım ürünlerinin raporunda ürünlerde yasal sınırların kat kat üzerinde kimyasal madde tespit edildiği için geri gönderildiği ifade ediliyor. Maalesef, ülkemiz menşeli ürünler güvensizlikte birinci sırada yer alıyor. Ardımızdan kim geliyor dersiniz? Mısır ve Hindistan. Toksin oranı bu derece yüksek tarım ilaçlarını kullanan bir az gelişmiş ülkeler kaldı bir de Türkiye maalesef. Uyarı yapılan ürünlerin yüzde 10’u ülkemizden giden ürünlerden oluşması ülkemizin itibarını fazlasıyla zedeliyor. Elbette hiçbir ihracatçı gönderdiği ürünün geri dönmesini istemez. Bu, kendisi açısından da bir prestij kaybıdır, hem de mali açıdan büyük bir risktir ama bir gerçek var ki kuru meyve, yenilebilir sert kabuklu meyveler, işlenmiş gıdalar, baharatlar, ve bal benzeri gıdalar ticaretiyle ilgili hazırlanan haftalık duyurularda ve Avrupa Birliği hızlı alarm bildirimlerinde Türkiye’nin yazık ki hep ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz” dedi. Oranlar korkutucu Türkiye ye geri gelen tarım ürünleriyle ilgili hazırlanan ve açıklanan karneye göre oranların çok yüksek olduğuna dikkat çeken Milletvekili Ün, “İtalya’ya giden Antep fıstığında 9 kat aflatoksin, Hırvatistan’a giden armutlarda 5, Letonya’ya giden narlarda 10 kat pestisit, Hollanda marketlerindeki dutlarımızda 7 kat okratoksin, İtalya’ya giden kuru incirlerde 23 kat okratoksin, Almanya’ya ihraç edilmek istenen mandalinalarda 6 kat ‘chlorpyrifos’, Avrupa’ya ihraç edilmek istenen biberlerde tam 85 kat zehir tespit edildi. Avrupa’dan dönen bu ürünlerde tespit edilen ‘chlorpyrifos’ kimyasalının Türkiye’de yasaklı ürünler listesinde olduğunu da unutmayalım. Demek ki Avrupa’da yasaklanan kimi zirai ilaçların bilinçli ya da bilinçsiz şekilde Türkiye’de kullanılması söz konusu. Çiftçi, tedarik ettiği ilacın etkisine bakar arkadaşlar, zararlıyı yok edip ürünü koruması, onun için en öncelikli konudur. Burada sorumluluk, denetimleri layıkınca yapmayanlardadır. Peki, bu ilaçlar bu kadar rahat nasıl kullanılıyor? Bu, kullanan üreticiler tespit edilip herhangi bir cezai yaptırım uygulanıyor mu? Bakın, mesele sadece yurt dışına giden ürünlerin geri gönderilmesi meselesi de değil, bu endişeyi de aşmış durumda. Eğer halk sağlığı öncelenmiş olsaydı, Alanya’da meyve, sebze ticareti yapan bir vatandaşımızın 73 kalem üründe yaptırdığı analizlerin sonucunda AB limitlerinin çok üzerinde sonuçlar çıkar mıydı? Raporlarda tespit edilen 3 farklı pestisitin 2’si güvenilir limitlerin altında kalırken yasaklı ilaç ‘chlormequat’ kabul edilebilir oranların tam 29 kat üzerinde” diye konuştu. “Geri gelen ürünlere ne oluyor” İhraç edilip Türkiye’ye gelen tarım ürünlerinin imha edildiği söylense de konunun uzmanları tarafından "Yaş ürünler imha ediliyor olabilir ama kuru meyve grubu Türkiye’ye geri getiriliyor, tekrar elden geçiriliyor, aflatoksinli olanlar ayıklanıyor, sonra tekrar ya satılıyor ya da başka bir ürüne dönüştürülerek satışa sunuluyor" dendiğini hatırlatan Milletvekili Ün, “Tüm bu açıklamaları dinleyen vatandaş, şu güvensizlik ortamında imhaya yönelik bir video, bir tutanak görmediği sürece, bir program arasında söylenmiş bu söze inanmakta hâliyle güçlük çekiyor. Kamuoyunu tatmin etmekten uzak bir inandırıcılıkta olduğu için şüpheler maalesef devam ediyor. Sadece geri iade edilen değil, iç piyasadaki tarım ürünleriyle ilgili meseleyi de az önce anlattım; Bakanlık yaptığı denetlemelerin sonucunu açıklamadığı ve bu sonuçları kamuoyuyla paylaşmadığı için gerçekten nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu aslında bilmiyoruz. Son yıllarda kanser vakalarında yaşanan artışın nedenlerinden biri olarak, uzmanlar, tarım ilaçlarını öne sürüyorlar. Bu maddeler aynı zamanda gen yapımıza da etki ediyor. Bakanlık gıda denetiminde taklit ve tağşiş yapanları, sağlığı tehlikeye düşürecek gıda üretenleri nasıl teşhir ediyorsa pestisit için de gıda zehirleri için de yaptığı denetimleri açıklamak zorunda. Türkiye bu sorunu gerçekten çözmek istiyorsa Bakanlık mutlaka tarladan manava, pazardan markete bu denetimleri yapmak durumunda. Denetim sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmak zorunda. İhracattan dönen zehirli tarım ürünlerinin iç piyasada hiçbir surette kullanılmadığının, satışa sunulmadığının ispat edilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın bu konudaki hassasiyetinin, şüphelerinin en üst yetkili organlarca giderilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da 149 litre sahte alkol ele geçirildi İstanbul’da yaklaşan yılbaşı öncesi operasyon düzenleyen polis, 149 litre bandrolsüz sahte alkol ele geçirildi. Düzenlenen operasyonlarda 6 şüpheli gözaltına alındı. İstanbul’da geçtiğimiz haftalarda 15 kişi sahte alkolden zehirlendikleri şüphesi ile hastanelere kaldırılmış, 7 kişi ise hayatını kaybetmişti. Sahte alkolden ölüm vakalarının artması üzerine denetimleri sıklaştıran İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, birbiri ardına operasyonlar düzenledi. 18 şişe ile 149 litre bandrolsüz sahte alkol ele geçirildi Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Fatih ilçesinde eğlence mekanlarına yönelik operasyon gerçekleştirildi. Yapılan kontrollerde farklı ebatlardaki 18 şişe ile 149 Litre bandrolsüz sahte alkol ele geçirildi. Gerçekleştirilen denetimlerde sahte alkol ele geçirilen iki ayrı işletmenin sorumlusu olduğu tespit edilen I.I.P. ve B.S. isimli şüpheliler, gözaltına alındı. Operasyonlara devam eden polis ekipleri, 28 Kasım tarihinde bir kişinin alkolden zehirlenmesine ilişkin olayı incelemeye aldı. Şahsın 22 Kasım’da Fatih Kalenderhane Mahallesi’ndeki bir cadde üzerinde siyah bir minibüsten alkol aldığı ve daha sonra bu alkolden zehirlendiği belirlendi. Bahsedilen aracı takibe alan polis ekipleri, kısa süre içerisinde kıskıvrak yakaladı. Araçta yapılan aramada 2 adet 1 buçuk litre ve 2 adet 0.75 litre şişe içerisinde sahte alkol ele geçirildi. Araçta bulunan E.C., M.R. ve A.C. isimli şüpheliler gözaltına alındı. Yine Fatih Aksaray’da sahte alkol 3 kişinin sahte alkolden zehirlendiği ihbarı üzerine harekete geçen polis, Küçük Langa Caddesi’nde sahte alkol satan iş yerini bastı. Operasyonda B.S. isimli şahıs gözaltına alındı. Gözaltına alınan 6 zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Konya SAGEM’den ailelere “Çocuk ve Çiftler Arasında Etkili İletişim” semineri Selçuklu Aile Gelişim Merkezi (SAGEM) tarafından ailelere yönelik olarak “Çocukla İletişim ve Çiftler Arasında Etkili İletişim” konulu seminer düzenlendi. Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından toplumun temel taşı olan aile kurumunun yapısını güçlendirmek ve sağlıklı bir iletişim temeli oluşturmak amacıyla ilçeye kazandırılan SAGEM, sürdürdüğü faaliyetlerle mutlu aile ve huzurlu bir toplumun oluşmasına katkı sağlıyor. Merkez, ücretsiz olarak sunduğu terapi ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra bireysel ve ailevi ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla başlattığı eğitim programlarıyla da farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bu çerçevede SAGEM Konferans Salonu’nda “Çocukla İletişim ve Çiftler Arasında Etkili İletişim” konulu seminer düzenlendi. Etkinlikte “Çocukla İletişim” ve “Çiftler Arasında Etkili İletişim” konularında ebeveynlere ayrıntılı bilgiler verildi. Alanında uzman konuşmacılar tarafından katılımcılara çocuklarla bağ kurmanın derinlikleri, çiftler arasındaki anlaşmazlıkların nasıl yapıcı bir şekilde ele alınabileceği ve aile içi iletişimde sıklıkla yapılan hataların nasıl düzeltilebileceği konuları anlatıldı. “SAGEM, aile bütünlüğü ve bağlarının güçlenmesine katkı sağlıyor” SAGEM’in Selçuklu Belediyesi’nin sosyal hayata değer katan projeleri içerisinde yer aldığını ve faaliyet gösterdiği günden bu yana yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, “Toplumda huzuru sağlamanın temeli mutlu bir aileden geçiyor. Her bireyin mutlu ve dengeli bir aile ortamında büyümeye ve yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Hedefimiz güçlü aile ve güçlü Türkiye vizyonuyla uyumlu projeler geliştirmek ve aile yapısını koruyup güçlendirmek. Bu noktada şehrimize kazandırdığımız SAGEM ile sadece bugüne değil, geleceğimize de ışık tutacak bir çaba ile güzel işlere imza atıyoruz. Merkezimizde alanında uzman danışmanlarımız eşliğinde aile yapısını tehdit eden unsurların ve aile içerisindeki iletişim problemlerinin önüne geçmek için çalışmalar yürütülüyor. Yine tüm aile bireylerinin sosyal yaşama entegre olmalarının yanı sıra aile kuracak bireyleri evliliğe hazırlayarak onlara psiko-sosyal destek de sağlıyoruz. Bu çerçevede merkezimizde ilkini gerçekleştirdiğimiz aile içi iletişim semineri ile de bu çalışmalarımıza yeni bir ivme kazandırıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz seminerlerimizin aile bütünlüğü ve bağlarının güçlenmesine katkı sağlayacağını düşünüyor, emeği geçen danışmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Seminerlere yoğun ilgi göstererek bizleri memnun eden vatandaşlarımıza katılımlarından dolayı ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Seminere yoğun ilgi gösteren vatandaşlarda, seminerden duydukları memnuniyeti ifade ederek, Selçuklu Belediyesi ve SAGEM’e desteklerden dolayı teşekkür etti.