KÜLTÜR SANAT - 23 Ağustos 2024 Cuma 16:20

Altın Portakal Sinema Çalıştayı, 10-12 Ekim tarihleri arasında Antalya’da

A
A
A
Altın Portakal Sinema Çalıştayı, 10-12 Ekim tarihleri arasında Antalya’da

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Sinema Çalıştayı, 10-12 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.


5-12 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenecek sinema çalıştayı,10-12 Ekim 2024 tarihleri arasında yapılacak. Çalıştay katılımcılarının, sinema meslek örgütleri, dernekler, sendikalar ve sinema akademisyenlerinden oluşacağı programın gündemi, Türkiye’de sinemanın güncel sorunları olacak. Çalıştayın düzenleme kurul başkanlığını ve yürütücülüğünü İstanbul Kültür Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Perihan Taş Öz ve TÜRSAV Genel Sekreteri, SE-YAP haysiyet kurulu üyesi, Sinebir yönetim kurulu üyesi, senarist ve yönetmen Aydın Sayman üstlenirken, onursal danışmanlığını ise yapımcı, Özen Film’in kurucusu Mehmet E. Soyarslan, yapımcı, senarist, Belge Film’in kurucusu Sabahattin Çetin ve İstanbul Üniversitesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Akbulut yürütüyor.



Üç günde dokuz oturum gerçekleşecek


10 - 12 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleşecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Sinema Çalıştayı’nda sinema filmlerinin yapım ve dağıtım sürecine ilişkin temel sorunlar, üç güne yayılarak, dokuz oturumda münazara edilecek. Akademisyen ve meslek profesyonelleri ile dernek, vakıf, meslek birliği, sendika ve ilgili devlet kurumları temsilcilerinden oluşacak çalışma grupları, her biri üç saat sürecek toplam dokuz oturumda ilgili başlıkları konuşarak sonuç bildirgelerine imza atacak.



Sinemanın temel sorunları ele alınacak


Telif hakları, kopyalama bedelleri, sinema filmleri ve dizi setlerinde iş şartlarının gözden geçirilmesi, devlet destekleri, yapım sorunlarının aşılması, akademik ve mesleki eğitim sorunları, film festivalleri, sinema salonlarının yapısı ve temel sorunları, sinemada seyir kültürü, belgesel sinemanın üretim ve gösterim sürecindeki temel sorunlar, film dağıtım sorunları, sınıflandırma ve yaş kararları, sinemada kültürel miras ve arşivcilik gibi birçok önemli konunun mercek altına alınacağı oturumların yanı sıra çalıştay programı dahilinde iki tane de panel gerçekleştirilecek.



12 Ekim’de sonuç bildirgesi okunacak


Çalıştayın sonuç bildirgeleri, festivalin ardından dijital ve matbu kopya olarak basılarak sinema yaşamının bileşenleri ve ilgili kurumlarla paylaşılacak. Çalıştayda, önerilen başlıklar çerçevesinde yapılacak tartışmalar sonrasında bir sonuç bildirgesi yazılması ve bu bildirgenin Türkiye’de sinema alanının kurumsallaşmasına, sektördeki sorunların çözümünde ve sektör bileşenleri ile akademi arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinde kılavuz ve yol gösterici olması hedefleniyor.


Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Sinema Çalıştayı, 10 Ekim tarihinde saat 13.00’te gerçekleşecek açılış resepsiyonu ile başlayıp 12 Ekim’de sonuç bildirgelerinin okunmasıyla sona erecek.


Çalıştaydaki dokuz çalışma grubunun konu odakları festivalin internet sitesinden açıklanacak olup, çalıştayı takip edebilmek için ilgili departmana ayrıca akredite olunması gerekiyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Hemen sağlık kuruluşuna başvurun DÜZCE(İHA) – Dr. Dilek Akıncı, kuduz aşı ve serumunun koruyuculuğunun yüzde 100 olduğunu söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü dolayısıyla kuduz hastalığı hakkında bilgilendirmede bulundu. Kuduz hastalığının en sık kedi ve köpek gibi hayvanlar tarafından ısırma ve tırmalama gibi yollarla bulaştığına işaret eden Dilek Akıncı, hastalığın beyin enfeksiyonu oluşturarak insan ölümüne sebep olabildiğini bildirdi. Dr. Akıncı, kuduz hastalığının daha çok kedi ve köpek ısırması ile bulaştığının bilinmesine karşın sığır, keçi, koyun, at, eşek gibi evcil hayvanlar; tilki, kurt, çakal, ayı, domuz, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlar tarafından ısırma ve tırmalama gibi yollarla da bulaşabildiğini sözlerine ekledi. “Isırılan yerde ortaya çıkan uyuşma, yanma ve karıncalanma hissi önemlidir” Kuduzun ilk belirtilerinin karın ağrısı ve ateş gibi özgül olmayan belirtiler olduğunu ifade eden Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, “Asıl klinik belirtiler ortaya çıkmadan kuduz tanısı koymak güçtür. Isırılan yerde veya uzuvlarda ortaya çıkan uyuşma, yanma veya karıncalanma hissi önemlidir. Uzuvlarda olan bu his yüze ve boyuna yayılım gösterebilir. Her vakada görülmemekle birlikte kuduzun diğer beyin enfeksiyonlarından en önemli farkı budur. Bazen günlerce süren bu dönemden sonra akut nörolojik dönem başlar. Akut nörolojik dönem iki farklı klinik tabloda seyredebilir. Bunlardan birincisi inme gibi güçsüzlüklerin görüldüğü paralitik dönem, bir diğeri saldırgan tavırların görüldüğü ensefalitik dönemdir. Paralitik döneme kıyasla daha sık görülen ensefalitik dönemde gördüğümüz diğer bazı belirtiler ise korku, susama gibi içten gelen uyaran; ses, ışık, gürültü gibi dıştan gelen uyaranlarla ortaya çıkan korku, telaş ve sinirlilik halidir. İstenmeyen ve saldırganlığa varan hareketler genel olarak beyin enfeksiyonunun bir belirtisidir. Kuduz da bu enfeksiyonlardan biridir. İlk zamanlarda kısa süren ve ara ara düzelen bu saldırganlık tarzındaki kişilik bozukluklarının bir süre sonra süresi ve sıklığı artar. Hasta bu atakları hatırlamaz, ataklar arasında da halsiz ve yorgundur. Bu tablonun ilerlemesiyle de bilinç kaybı ve koma evresine girer” dedi. Kuduz hastalığı teşhisi Ülkemizde kuduz tanısının, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı bazı Veteriner Kontrol Enstitüleri’nde yer alan sorumlu laboratuvarlarda “Deney Hayvanı İnokülasyon” testi ve “Floresan Antikor Tekniği” kullanılarak ve PCR gibi testlerle kontrolleri yapılarak konulduğunu açıklayan Akıncı, “Test için en çok tercih edilen, kuduz şüphesi olan hayvan veya insanın beyin omurilik sıvısı, salyası, ense saç kökü biyopsisi ve kan serumudur” açıklamasında bulundu. “Kuduz hastalığının özgün bir tedavisi yoktur” Kuduzun klinik bulguları geliştikten sonra özgün bir tedavisinin olmadığını bildiren Dr. Akıncı, “Riskli temaslarda aşı ve kuduz serumu ile profilaksi uygulanması çok önemlidir. Bulaştırma ihtimali olan bir hayvan tarafından ısırılma veya tırmalanma gibi virüs bulaşına sebep olan durumlarda ilk yapılması gereken yara bakımıdır. Uygun bir şekilde yapılan yara bakımı, kuduz virüsünü uzaklaştıran en önemli basamaktır ve en kısa zamanda yapılmalıdır. Yara yeri, zaman kaybetmeden bol, basınçlı su ve sıvı sabunla iyice yıkanmalıdır. Yıkama işleminden sonra alkol veya iyotlu antiseptiklerden biri kullanılmalıdır. Hatta yara bakımı, acile başvurmadan önce olay gerçekleştiği anda yapılmalıdır. Kanamalı bile olsa yara bol sıvı sabunla uzun uzun yıkanmalı ardından hortum gibi sıkılabilen bir aparatla basınçlı bir şekilde bol suyla durulanmalıdır. Bu süreçte başka kişiye veya kendinize suyun sıçramamasına dikkat edilmelidir. Bazı sağlık kuruluşlarında basınçlı su olmadığı için yıkama işlemi etkin yapılamayabilir ya da geç kalınmış olabilir. Bu yüzden hasta veya yakınları olay olmaz bu yıkama işlemini yapmalıdır. Yıkama işlemi çok etkilidir ancak tek başına koruyucu değildir. Yıkama sonrası zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. Kuduz hastalığının önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Akıncı, “Ayrıca kuluçka süresi, belirsiz ve genellikle uzun olan bir enfeksiyondur. Bu sebeple en ideal olan acil müdahale olmakla birlikte aradan zaman da geçmiş olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna danışılmalıdır” dedi. “Kuduz aşısı ve serumunun koruyuculuğu yüzde 100’dür” Hayvan ısırması sonrası yapılması gerekenler hakkında bilgiler veren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Akıncı, “Isırılma, tırmalanma veya salya bulaşı gibi herhangi bir durumda öncelikle yara bakımı yapılmalı ardından en yakın acil servise başvurulmalıdır. Acil serviste, öncelikle yara muayenesi yapılır. Yara kategorize edilir ve yara derecesine göre antibiyotik profilaksisi, tetanoz ve kuduz profilaksileri açısından değerlendirilir. Uygun görülen aşı ve immunglobulinler (serumlar) hastaya uygulanır. Bir diğer önemli konu da bulaş olan hayvanın kuduz aşısı olup olmadığıdır. Hayvanın aşı kartı da mutlaka hekime gösterilmelidir. Mümkünse hayvan gözlem açısından bağlanmalı veya kapalı ortamda tutulmalıdır. Tüm bu aşamaların acil ve eksiksiz yapılması durumunda kuduz aşı ve serumunun koruyuculuğu yüzde 100’dür” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.
İstanbul Rumeli’nin en iyilerini seçmek için oylamalar başladı Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu (RUBAFED) tarafından 6’ıncı kez düzenlenecek ‘Best Of Rumeli’ ödülleri için oylamalar başladı. Türkiye’de yaşayan Rumeli, Balkan kökenli oyuncu, şarkıcı, akademisyen, gazeteci, yazar, sunucu, radyocu, sosyal medya fenomeni, sporcu, modacı, Rumeli kültür elçisi, dijital içerik üreticisi ve en iyi Rumeli müziği yapan sanatçıdan oluşan 17 kategoride ‘Best Of Rumeli’ için açıklanan adaylar arasından en yüksek oyu alanlar ‘Rumeli’nin En İyileri’ olarak 21 Ekim’de Cemal Reşit Rey Salonu’nda düzenlenecek törende ödüllerini alacak. Geçtiğimiz yıl, Gönül Yazar, Orhan Gencebay gibi değerli isimlerin katıldığı ve özel ödüllerini aldığı gecede, bu yıl da, ‘Türk Sinemasına Damga Vuran Rumelili’, ‘Rumeli Sanat Güneşi’ ve ‘Duayen Sanatçı’ ödülleri için Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Müjde Ar, Banu Alkan, Nuri Alço, Çetin Tekindor, Coşkun Göğen, Erdal Beşikçioğlu, Fikrat Kuşkan gibi çok önemli isimler de aday listesinde yer alıyor. Sunuculuğunu oyuncu ve sunucu Suzan Kardaş ile Radyocu ve sunucu Yusuf Emin’in birlikte gerçekleştireceği ‘Best Of Rumeli’ ödülleri için internet adresi üzerinden 9 Ekim tarihine kadar oylama devam edecek. Kategorilerinde aday olan isimlere de yine internet adresinden bakılabiliyor. RUBAFED Yönetim Kurulu Başkanı Kamuran Atakan yaptığı açıklamada, bu yıl Best Of Rumeli’nin altıncı yılında Türkiye’nin kültür, sanat gelişimi için çok önemli olan isimlere ödül kategorilerinde yer verdiklerini söyledi. Kamuran Atakan, konuyla ilgili şu bilgileri verdi : “Best Of Rumeli, her yıl Türkiye’de yaşayan Rumeli göçmeni 30 milyondan fazla vatandaşımızın ilgisi, desteğiyle gelişiyor. 6’ncı yılımızda tüm Rumeli, Balkan, Makedon göçmenlerinin büyük bir heyecanla oy kullandığını ve geceye katıldığını görüyoruz. ‘Türk Sinemasına Damga Vuran Rumelili’ ve hepsi Rumeli kökenli olan Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Müjde Ar, Filiz Akın ve Banu Alkan bu kategoride yer alan çok değerli adaylarımız. Yine çok önem verdiğimiz bir başka özel kategori ise, ‘Rumeli Sanat Güneşi’ kategorisi. Adaylar ise; Erdal Beşikçioğlu, Nuri Alço, Çetin Tekindor, Coşkun Göğen ve Fikret Kuşkan. ‘Best Of Rumeli’ için vazgeçilmez kategorilerimizden olan ‘Duayen Sanatçı” kategorimizde ise, Emel Sayın, Ajda Pekkan, Candan Erçetin, Fuat Güner ve Nilüfer” için oylamalar başladı ve gururla söylüyorum ki, oylamaya büyük ilgi var. Bu yıl, bir kez daha rekor oy kullanılacağını düşünüyorum.”