ASAYİŞ - 16 Aralık 2024 Pazartesi 00:14

Kömür sobasından çıkan yangında 7 kişi dumandan etkilendi

A
A
A
Kömür sobasından çıkan yangında 7 kişi dumandan etkilendi

Adıyaman’ın Kahta ilçesinde kömür sobasından kaynaklı çıkan yangında dumandan etkilenen aynı aileden 7 kişi hastaneye kaldırıldı.


Yangın gece saatlerinde, ilçeye bağlı Girne Mahallesi 6073 numaralı sokakta bulunan bir evde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kömür sobasının borusundan çıkan kıvılcımlar koltuklara sıçradı. Kısa sürede koltuk, halı ve perdeler yanmaya başladı. Dumandan dolayı yangını fark eden ev sakinleri bir taraftan yangını söndürmeye çalışırken bir yandan da hemen ekiplere haber verdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Kahta Beledyiesi İtfaiye Ekipleri tarafından yangın kontrol altına alınarak söndürüldü.


Yangın nedeniyle ev içerisindeki eşyalar küle döndü. Dumandan etkilenen Haci K. (48), Sabahattin K. (25), Muhammet K. (16), Kamile K. (50), Zeynep Nida K. (8), Merve K. (18) ve Ahmet K. (59) ambulanslarla Kahta Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavi altına alınan dumandan etkilenen vatandaşların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.


Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı.




Kömür sobasından çıkan yangında 7 kişi dumandan etkilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Protokol yaptığımız sivil toplum örgütlerine bakanlığımız bütçesinden para aktarıldığını iddia eden varsa çarpıtmadır” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Protokol yaptığımız sivil toplum örgütlerine bakanlığımız bütçesinden para aktarıldığını iddia eden varsa çarpıtmadır. Biz sizin belediyeleriniz gibi merkezi bütçeden ayrılan paralarla konser yapmıyoruz. Biz tamamen eğitim öğretim için kullanıyoruz. Bir tek kuruş başka bir yere para aktarmadık” dedi. Tekin, TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerinin para aktarmasına ilişkin soruya cevap verdi. Tekin sivil toplum örgütlerine bakanlık bütçesinden para aktarılmasına ilişkin soruya, “Bakanlığımız 2024 bütçesinden kar amacı gütmeyen kuruluşlara transferler 5 milyar 895 milyon civarında ödeme var. UNESCO gibi uluslararası kuruluşlara bakanlığımız bütçesinde yaptığımız ödemeler var. Türkiye Maarif Vakfı’nın yurtdışında bayrağımızı dalgalandırdığı okullar için yaptığı masraflar, inşa masrafları, personel giderleridir. Onun dışında başka bir ifade yoktur. Buna rağmen protokol yaptığımız sivil toplum örgütlerine bakanlığımız bütçesinden para aktarıldığını iddia eden varsa çarpıtmadır. Biz sizin belediyeleriniz gibi merkezi bütçeden ayrılan paralarla konser yapmıyoruz. Biz tamamen eğitim öğretim için kullanıyoruz. Bir tek kuruş başka bir yere para aktarmadık” dedi.
İstanbul "15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri" sahiplerini buldu TRT tarafından bu yıl dünyanın içinde bulunduğu kaosa, savaş tehditlerine ve başta Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla “Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın” mottosuyla 15’incisi düzenlenen “TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri” Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un katılımıyla gerçekleşti. TRT tarafından bu yıl “Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın” adıyla 15’incisi düzenlenen “TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri”, Fişekhane’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 100 ülkeden bin 700’e yakın belgesel arasından en iyilerinin seçildiği gecede açılışı Okan Bayülgen ve Türkiye’nin ilk yapay zeka influencer’ı olan Alara X yaptı. TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın ev sahipliği yaptığı ödül törenine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT yöneticileri, sinema dünyasından önemli isimler ve çok sayıda davetli katıldı. Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, “Bu yıl 15’incisini düzenlediğimiz, Türkiye’nin en büyük belgesel festivali ‘TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri’nin ödül törenine hepiniz hoş geldiniz. Sizleri medeniyetlerin ve kültürlerin buluşma noktası, kadim şehrimiz İstanbul’da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kendine özgü dili ve inşa yöntemleriyle bir anlatı biçimi olarak her bir belgeselin yapım süreci esasında bir iz sürmektir. Belgeseller vesilesiyle tarihin, kültürün, bilimin, doğanın ve elbette insanın bu dünyadaki izlerini takip ederiz. Bu takip sürecinde dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan olayların ve hakikatin mesafelerden azade olmadığını görürüz. Zaman ve mekân olarak çok uzak sandığımız gelişmelerin aslında bizi ne kadar yakından bilgilendirdiğini görürüz. Hayli uzağımızda yaşandığını düşündüğümüz hadiselerin doğurduğu hisleri nasıl yakından duyabileceğimizi yine belgesellerle idrak edebiliriz. İşte bu sebeple, festivalimizin bu yılki temasını ‘Ne Kadar Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın’ olarak belirledik” dedi. Ödül töreninde konuşan Fahrettin Altun, “Bu yıl ‘Uzak Olsa da Aslında Çok Yakın’ sloganıyla düzenlenen bu özel buluşmayı, savaş, çatışma, iklim krizi, açlık ve insanlık suçları gibi tehditlerle yüzleştiğimiz bu çağda değeri daha da iyi anlaşılan belgeselciliğe hakkını teslim etmemiz için önemli bir vesile olarak görüyorum. İzleyiciye belge yani kanıt sunan belgeseller; beyazperde ya da ekran için üretilen yapımlar olmasının ötesinde, yumuşak güç enstrümanlarından olan kamu diplomasisinin de önemli bir unsuru olarak öne çıkıyor. Hele ki bu çağ ve coğrafyada çok uzağa gitmeye gerek yok. Sadece son bir yılda olup bitenlere bir bakalım. Eğer bir yılda kameralar kayıtta olmasaydı, Gazze’deki büyük vahşeti, trajediyi, soykırımı ve insanlık suçlarını yeterince göremeyecektik. O büyük acıyı bütün dünya bu haliyle hissedemeyecekti. Yine yakın zamanda, son bir haftada kameralar kayıtta olmasaydı, Şam’daki Saydnaya Cezaevi’nde on yıllardır süregelen o akılalmaz işkenceleri belgeleyemezdik. Hakeza, vatanına yıllar sonra dönenlerin sevincini, mutluluk gözyaşlarını göremezdik; zulmün son bulmasına şükredenlerin o sonsuz gülümsemelerine de tanıklık edemezdik. Tarihi tanıttıklarını belgesel formatında dünyaya duyuranlara ödül vermek, burada yaptığımız bu programda gerçekleştirdiğimiz bu faaliyet elbette çok kıymetli. Aslolan, belgeselcinin ürettiği belgeselle tarihe not düştüğünü, hatta belki de o belgesel sayesinde bir milletin kaderini değiştirme gücüne sahip olduğunu hissetmesidir, bu bilinçte olmasıdır. Eğer günün birinde Netanyahu ya da Esad insanlık suçlusu olarak yargı önünde hesap vereceklerse -ki benim buna inancım tam- işte o hesap günü geldiğinde yargıya yol gösterecek olan, hakikat için belge sunacak olan en önemli kanıtları yine sergileyecek olan habercilerdir, belgeselcilerdir; bilhassa da mazlum coğrafyaların belgeselcileridir” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un konuşmasının ardından, 100 ülkeden bin 700’e yakın belgesel filminin başvuru yaptığı TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri Töreni’ne geçildi. ‘Uluslararası Kategori’, ‘Ulusal Profesyonel Kategori’, ‘Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisi’ ve ‘Proje Destek Kategorisi’ olmak üzere toplam 4 kategoride 40 finalist ödül için yarıştı. Ödül töreninde ‘TRT 60. Yıl Özel Ödülleri’ de dahil toplam 15 ödül sahipleriyle buluştu. Uluslararası kategoride “En İyi Belgesel Ödülü” İlyas Yourish ve Shahrokh Bikaran’ın yönetmenliğini üstlendiği “Kamay” aldı. Ulusal Profesyonel Kategori’de En İyi Belgesel Film Ödülü, Hasan Ete’nin yönetmenliğini yaptığı “İyi Ölüm” alırken, Ulusal Öğrenci Filmleri Kategorisi’nde Mert Kartal’ın yönettiği “Kırmızı Çanta” En İyi Belgesel Ödülü’nü kazandı. Proje Destek Kategorisi’nde ise Abdurrahim Ayaz “Bilgiç’in Alışılmadık Bir Göç Hikayesi” ile, Muhammed Emre Özdemir ve Esad Can Öner “Yüksek Gerilim” ile, Selçuk Azmanoğlu “Resimlerin Peşinde-Savaşın Çocukları” ile ödülün sahibi oldu.