GÜNDEM - 18 Şubat 2019 Pazartesi 05:15

Ne kadar iftira o kadar döner!

A
A
A
Ne kadar iftira o kadar döner!

Türkiye Gazetesine samimi açıklamalarda bulunan Mehmet Özhaseki, “Ana muhalefet lideri yıllardır benimle uğraşır. En son kendisinden kazandığımız tazminat ile Ankara döneri dağıttık. Kuru iftiralarına devam etsinler ki, Ankaralılara bol bol ikram edelim” dedi. Özhaseki, milleti bölmek isteyenlerle mücadele etmek için mühendislik hayalinden vazgeçtiğini anlattı.

Uzun seneler belediye başkanlığı ve bakanlık görevlerinde bulunan, şu anda AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Mehmet Özhaseki, seçime 41 gün kala Türkiye Gazetesi'ne önemli açıklamalarda bulundu. Özhaseki’nin, öğrencilik hayatı, seçim çalışmaları ve projelerine dair sorularımıza verdiği samimi cevaplar şöyle:

¥ Mühendisliği siyasi olaylardan dolayı yarıda bıraktınız. Avukatlık okudunuz ancak mesleğinizi icra etmediniz. Bu anlamda içinizde ukde kaldı mı?
Bir anlamda bir hevesiniz kalıyor tabii. Mühendislik ilk göz ağrımdı. Devleti yıkmak isteyenlerle mücadele etmek durumunda kaldık. Yaşanan gelişmelerden ötürü gidemedim. Sonra devam zorunluluğu olmayan bir bölüm ve okul aradım. İstanbul Hukuk’u kazandım. Mezun oldum ama hiç avukatlık yapamadık. Aile esnaf, onların işleriyle ilgilenmek durumunda kaldım.

NE OLUYOR ARKADAŞ, BURASI TÜRKİYE!
¥ Öğrencilik yıllarında neler yaşadınız?

İyi ki mühendislik yazıp o fakülteye gitmişim ve mücadele etmişim. Fakülteye girdiğim zaman duvarlara bir baktık, bölücü terör örgütünün sloganları, terörist faaliyetlerin sözleri yazıyor. Ne oluyor arkadaş? Burası Türkiye. İşte o gün anladım ki, bu topraklar üzerinde ameliyat yapmak isteyenler var. Biz de o günün şartları içerisinde mücadele ettik. Derslerimize giremedik, imtihanlarımızı olamadık ama hiç kimseye boyun eğmedik.

AİLEYE AYRILAN VAKİT AZALDI
¥ Önümüz seçim ve yoğun olarak çalışıyorsunuz. Ailenize nasıl zaman ayırıyorsunuz?

Siyasette yirmi beş yılı devirdik. İşimiz gücümüz şehirler; derdimiz vatan ve millet oldu. Tabii bunca iş güç arasında ailemize ayırdığımız vakit de azaldı. Ama Allah razı olsun hep yanımda durdular. Geçenlerde ‘Yarım saat fırsatım olsa da bir köşede uyusam’ demiştim. Sosyal medyada gençler bunu alıntılayıp ‘Final haftasında biz de öyle diyoruz Başkan’ım, biz de sizdeniz’ yazmışlar. Çok güldük arkadaşlarla. Siyasette de sürekli bir vize haftası, final haftası var. O yüzden kendimize pek vakit ayıramıyoruz. Yürüyüşü, yemek yapmayı ve şiiri seviyorum. Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Kısakürek şiirlerini sık sık okurum.

CHP LİDERİ YILLARDIR BENİMLE UĞRAŞIYOR

¥ Sizin adınıza CHP tarafından yürütülen bir algı operasyonu olduğu iddia ediliyor. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Ana muhalefet liderinin bize attığı iftiraların ardı arkası kesilmez. Yıllardır benimle uğraşır kendisi. Yine bir yalan söyledi. Yine dava edip tazminat kazandık. Kendisinden kazandığımız tazminat ile Ankara döneri dağıttık. Onlar kuru iftiralarına devam etsinler ki, Ankaralılara bol bol ikram edelim.

ZİLLETE GEÇİT YOK!
Özhaseki “Cumhur İttifakı’nın temel prensibi devletin beka meselesidir. Sırtını bir yerlere yasladıklarını söyleyenlere, Ankara’dan değil de başka başkentlerden medet umanlara karşı kurulmuştur. Devlet Bey’in tabiriyle zillet ittifakının kazanma riski olduğu yerlerde AK Parti ve MHP adayları, önde kim varsa onun lehine çekilecekler. Yaklaşık 20 kadar il üzerinde istişarelerimiz sürüyor. Zillete geçit vermeyeceğiz” dedi.

ORTAK LİSTE OLABİLİR
¥ Meclis üyeliklerinde tek liste olacak mı?

Elbette, niçin olmasın. Bunun da görüşmelerini yapıyoruz. Bazı yerlerde ortak listeler olabilir. Nihayetinde 24 Haziran gibi bir ittifak kanun ve içeriği yok. O zaman ara formüller üretmek zorundasınız.

KALE DENİLEN YERLERİ YIKACAĞIZ
¥ Aday gösterilmeyen illerde ya da ilçelerde kırgınlıklar oluyor mu?

Mesele beka olunca ne AK Partili kardeşlerim ne MHP’li kardeşlerim asla ‘ben’ duygusuna kapılmadılar. Aksine kim lehte çekilirse aday kardeşlerimiz mevcut adayın yanında dağ gibi duruyor. 31 Mart’ta zilletin hasbelkader bir başarı sağlaması Yeni Hükûmet Sistemi’ni tartışmalara götürebilir. ‘Parlamenter sisteme döneceğiz’ diyorlar. Ülkücü kardeşlerim de bu ve benzeri hassasiyetlerinden ötürü eminim ki, bütün güçleriyle bizi destekleyecektir.

¥ Sürpriz beklediğiniz il ve ilçeler var mı?
Şimdi adres göstermek doğru olmaz. Ama inşallah ‘kale’ denilen yerleri yıkacağız ve Cumhur İttifakı oralarda başarı sağlayacak. 1 Nisan sabahı büyük bir zafer kazanacağız.

¥ Rakibiniz eski MHP’li. Bu sizin için bir dezavantaj mı?
MHP’yi ‘CHP’lileşti’ diye suçlayıp CHP’den iki dönem aday olmuş birisi. MHP’li kardeşlerim her şeyi görüyor. O yüzden hiçbir sorun olmayacaktır.

¥ Sizin de geçmiş yıllarda MHP ile bir geçmişiniz var öyle değil mi?
Evet, öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları geçmişim var. Yurt başkanlığı yaptım. Hacettepe’de terör örgütü mensuplarına karşı mücadele ettik. İşte o zamanlar Ülkü Ocakları mensubu olarak bu mücadeleyi sürdürüyorduk.

ÖRGÜT UZANTISININ SONU HÜSRAN...
¥ Soy ve köken tartışmalarında sizin soyadınıza takıldılar. “Karakebap” olan soyadınız, “Özhaseki” olarak değiştirilmiş. Tartışmalara sebep olacak kadar önemli mi?

Bu dar ve sığ kafalılıktır. Mikromilliyetçilik yapmaktır. Milliyetçilik yapacaksınız makro düzeyde yapalım. Milletin ve devletin, gönül coğrafyamızın davasını güdelim. Yirmi birinci yüzyılda yaşıyorsunuz ve insanları ehliyetlerine veya icraatlarına göre değil de kütüğüne göre ayırıyorsunuz. Bu, zımnen bölücülük yapmaktır. Biz Ankaralı hemşehrilerimle gönül dilini konuşuyoruz. O yüzden çok da iyi anlaşıyoruz. Bu kötü sözlerini onlara iade ediyorum.

Ne kadar iftira o kadar döner!

¥ Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde halk, kayyumun çalışmalarından memnundu. Ancak, ne kadar memnun olsalar da vatandaş yine oyunu HDP’ye verecek diye bir algı var.
Hiç zannetmiyorum. Anketler yaptırdık. Vatandaşlarımız kayyumlar ile hizmet gördü. Asfalt gördü, altyapı gördü. İnşallah vatandaşlarımız adaylarımıza oy verecek ve doğuda terör örgütünün uzantısı bir hüsrana ve bozguna uğrayacak.

BARINAKLAR HAPİSHANE OLMAMALI
Biz Türkler Asya’da bozkırda sürülerle gezerken yanımızda daima keçiler, atlar ve çoban köpekleri olmuş. Yani bir geleneğe bağlıyız. Bu bakımdan hayvanların varlığını ve hayatlarını da önemsiyoruz. İnşallah Meclis’te de hayvan haklarıyla ilgili bir kanun çıkacak. Biz de hayvanlarımızı şehrimizde sahipsiz bırakmayacağız. Ankara’da ciddi problemlerden biri bu. Başıboş gezen hayvanları barınağa getirip sağlık kontrolünden geçirerek kısırlaştıracaksınız. Barınaklar hapishane olmamalı. Onlar için tabii ortamlar hazırlayacağız.

ANKARA'YI YEŞİLE BOĞACAĞIZ
Ankara son 25 yılda çok gelişti. Ancak bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorum kendimce. Ulaşım mesela. Özellikle mesai çıkış saatlerinde yoğunluk yaşanıyor. Bunu çözmek için raylı sistemleri devreye sokacağız. On üç adet millet bahçesi projemiz var. Âdeta Ankara’yı yeşile boğacağız. Çocuk Köyü Projesi ile çocuklarımız hem hayata hazırlanacak hem de yeni bilgiler öğrenecek. Hazırladığımız 11 ana başlıkta 111 proje vatandaşlarımızın beklentilerine bir cevap ve bizim de vatandaşlarımıza sözümüzdür.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.
Niğde ’Yılın Doktoru’ Mustafa Doğan Niğde’de Başhekim Oldu Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya’nın görevden ayrılması ile başhekimlik görevine Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan getirildi. Niğde’de ’yılın hekimi’ olarak seçilen Dr. Mustafa Doğan, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Osmaniye merkez, Kırıkhan, İskenderun ve Hatay merkezde fedakârca yürüttüğü çalışmalardan dolayı yılın doktoru seçilmişti. Doğan, yine deprem döneminde Hatay Adli Tıp Grup Başkanlığı ve önceki dönemde 5 yıl süre ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. 3 yıldır Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya veda açıklaması yayınladı. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya yaptığı veda açıklamasında, "Yer ve görev fark etmeksizin, devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğim" dedi. Çetinkaya; "Yaklaşık 3 yıldır büyük bir onur ve gurur ile sürdürmüş olduğum Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik görevimden görev süremin bitmesi nedeniyle ayrılmış bulunmaktayım. Bu süreçte herkes için en iyi hizmeti sunmak ve Niğde’mize on yıllarca hizmet edecek olan yeni hastanemizin inşasına katkı sunmak için tüm gücümüz ile çalıştık. Sağlık Bakanlığımız, birlikte çalışmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Valilerimiz Cahit Çelik ve Mustafa Koç, milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Emrah Özdemir, İl Sağlık Müdürümüz Dr. Koray Okur, mesai gözetmeksizin çalışan tüm hastane personelimize, başhekim yardımcılarıma, başarılı çalışma ekibime ve tüm Niğde halkına teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Bana hep destek olan büyüklerime, dostlarıma ve birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yer ve görev fark etmeksizin, Devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için azim, heyecan ve gayretle aralıksız çalışmaya devam edeceğim. Dualarınızı beklerim" ifadelerini kullandı.
Trabzon Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, “Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte” dedi. Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, “Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza’nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs’ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye’den Çin’e giden de var, Çin’den Türkiye’ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor” diye konuştu.