GÜNDEM - 30 Haziran 2018 Cumartesi 20:00

Ankara Valisi Topaca: 'Boğularak öldürüldüğünü tahmin ediyoruz'

A
A
A
Ankara Valisi Topaca: 'Boğularak öldürüldüğünü tahmin ediyoruz'

Ankara Valisi Ercan Topaca, 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara cinayetine ilişkin, 1 kişinin tutuklandığını, 4 kişinin de gözaltında olduğunu söyledi. Eylül’ün boğularak öldürüldüğünü tahmin ettiklerini ifade eden Topaca, cinsel istismar konusunda da şu an için net bir bilginin olmadığını bildirdi.

Ankara’nın Polatlı ilçesinde 22 Haziran’da kaybolan ve dün cansız bedeni toprağa gömülü halde bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara, kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Ankara Valisi Ercan Topaca, kılınan cenaze namazının ardından açıklamalarda bulundu. Eylül’ün cesedinin Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğünü anımsatan Topaca, otopsiyi yapan heyetin bazı parçalar aldığını, bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde kesin ölüm nedeninin tespit edileceğini kaydetti. Faili aşağı yukarı belli olduğunu belirten Topaca, "Şu ana kadar 1 tutuklu 4 de gözaltında olan şahıslar var. Bunların sorgulaması devam ediyor, ifadelerini alıyoruz. Muhtemeldir ki başka bu olayı gören, bilen, bir şekilde dolaylı da olsa bilgisi olan çıkabilir. Onların da bilgisini aldıktan sonra savcılığımız iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderecektir" diye konuştu.

"HAKETTİKLERİ CEZAYI ÇEKECEKLER"

Bu olayın takipçisi olacaklarına dikkat çeken Topaca, "Bütün kamuoyunun, bütün milletimizin bu işten, bu hunharca, canice olaydan olumsuz etkilendiğini biliyoruz. Bu işin faillerinin hakettikleri cezayı çekmesi konusunda kamuoyunun beklentisi var. Ailesinin, bütün vatandaşlarımızın devletimize güvenmelerini, faillerin en ağır şekilde cezalandırılacağını, hukuk nezdinde ne gerekiyorsa yapılacağını bir kez daha ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.

"ŞU AN SUÇUNU İTİRAF ETMEDİ"

Basın mensuplarının "Zanlı suçunu itiraf etti mi?" şeklindeki sorusuna Topaca, "Hayır, daha o noktaya gelmedik. Şu an tutuklu. O adli bir kısmıdır. İlerleyen günlerde soruşturma teknikleri itibariyle deliller toplanacaktır. Daha teknik ve somut deliller ortaya çıktıktan sonra da onlar sorulacaktır. Şu an o aşamada değiliz" cevabını verdi.

Topaca, cinayete bir kişinin yardım edip etmediği yönündeki soruya ise, "Gördüğümüz kadarıyla münferit gibi gözükmekle birlikte yardımda olabilir. İlişkili olduğunu düşündüğümüz kişiler var. En azından bilgisi olan kişiler olduğunu düşünüyoruz. Ama hukuken kesin bir delil olmadıkça şu suçlu, bu suçsuz demeyi doğru bulmuyorum. 4 kişi gözaltında. Onların ihmalleri, ilgileri veya bu olaya katkıları varsa onları araştırıyoruz" ifadelerini kullandı.

"BOĞULARAK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ TAHMİN EDİYORUZ"

Otopsi raporunun henüz tamamlanmadığını belirten Topaca, Eylül’ü boğularak öldürüldüğünü tahmin ettiklerini ifade etti. Cinsel istismar konusunda da şu an için net bir bilginin olmadığını kaydeden Topaca, "Bugün alınan numuneler, tıbbi incelemeler yapılmadan o yönde bir tespitimiz henüz yok. Ama bu olmayacağı anlamına gelmez. Ama kesin var olduğu anlamına da gelmez. Bunu şu an söylememiz doğru değil. Alınan numunelerin sonucunu beklemek gerekiyor" dedi.

"BAVULA KONULARAK GÖMÜLDÜĞÜ GERÇEĞİ YANSITMIYOR"

Topaca, Eylül’ün cesedinin bir bavula konularak gömüldüğü yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydederek, "Bizim üzerinde çalıştığımız bir araç var. Araçtan aldığımız bazı numuneler var. Olay yerinde tespit ettiğimiz bazı hususlar var, aracın teker izi var, onu eşleştirdik. Gömleğindeki kılın eşleşmesi var. Onun dışında bavuldur, başka şahıslardır, kamuoyuna asılsız bilgilerin yayılmasını arzu etmiyoruz. Bu soruşturmayı da olumsuz etkiler" diye konuştu.

Cinayetin zanlısı Uğur K. ile Yağlıkara ailesi arasında bir husumet veya kavganın olmadığını bildiklerini belirten Topaca, cinayetin nedeninin kişilik bozukluğundan kaynaklandığını düşündüğünü dile getirdi.

Abdullah Sarica - Emre Yüzügüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Kamu Başdenetçisi Malkoç: "Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kadın ve çocuğa şiddet konusunda olağanüstü çalışmalar oldu" Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde (BEUN) kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele çalıştayında konuşan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kadın ve çocuğa şiddet konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’de olağanüstü çalışmalar olduğunu söyledi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) tarafından "Kadına ve Çocuğa Yönelik Şiddetle Mücadele" çalıştayı düzenlendi. Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Gazeteci Saadet Oruç, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ve AK Parti Ankara Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekili Dr. Leyla Şahin Usta konuşmacı olarak yer aldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu programda üniversitenin 100 yıllık tarihinin anlatıldığı kısa film sunumu gerçekleştirildi. Çalıştayda BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer konuşma yaptı. Bosna’da Müslüman oldukları için 250 bin insanın katledildiğini söyleyen Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Yakın tarihe baktığımız zaman Bosna’da 250 bin insan katledildi. Hafızalarımızda, hala taze bunların çoğu kadın ve çocuktu, Müslüman oldukları için böyle oldu. Avrupa’nın göbeğidir Bosna. Avrupa’nın Amerika’nın dünyanın sesi çıkmadı. Şimdi de Rusya Ukrayna savaşı devam ediyor. Aynı şekilde burada da savaşın hala askerler arasında yapılıyor, asıl mağdur, kadın ve çocuklardır. Gazze zaten bütün insanlığın vicdanını yaralayan bir konu. 7 Ekim 2023’ten beri devam ediyor. Dünyanın en gelişmiş silahları en ileri teknoloji ile 2,5 milyon insan oraya sıkışmış 45 bin kişi katledildi. Bunun çoğu savunmasız yine kadın ve çocuklar. Biz kurum olarak bunların hiçbirine alakasız kalmadık. Kadın ve çocuğa şiddet konusunda Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye’de olağanüstü çalışmalar oldu. Yapılan bütün bu düzenlemelere rağmen insanlığımıza dokunan, onurumuzu zedeleyen olayları maalesef yaşamaktayız. Milyonlarca üniversite mezunumuz oldu. Okur-yazar olmayan kalmadı hemen hemen. Ama bu başka bir hastalık şiddet. Hele kadına ve çocuğa yönelik. Sadece eğitim düzeyinin artması, refahın yükselmesi ile alakalı bir şey değil. Kadına, çocuğa, yaşlıya şiddet. Akran zorbalığı engelliye şiddet. Mülteciye şiddet. Bunlardan sonra bir de öğretmene şiddet çıktı. Ardından doktora şiddet. Şimdi de dünyada olmayacak bir şey. Polise şiddet çıktı. Hatırlayın birkaç ay önce genç bir polis yavrumuz, hanım kızımız vuruluyor" diye konuştu. Türkiye’nin 2012 yılında onayladığı 6284 sayılı kanunla düzenlemelerini yaptığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğine dikkat çeken Leyla Şahin Usta ise "Şunu soran olabilir merak eden olabilir. İstanbul sözleşmesi meşhurdur, herkes bilir. Türkiye bu sözleşmeyi 2011 yılında taraf olarak imzalamıştı. 2012 yılında iç hukukumuza yerleştirip düzenlemelerimizi yaptığımız bir sözleşmeden çekildik. Evet çekildik, çekilmemizin sebeplerinin daha farklı olduğunu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadına yönelik şiddetle olan mücadelemizde asla bir gevşemeye veya bir geri adım atmaya sebep olmadığını çok net söylemek istiyorum. Çünkü 6284 kanunumuz, 2012 yılında yürürlüğe girdi ve hala aktif bir şekilde uygulanıyor ve hiçbir maddesinde hiçbir değişiklik yapılmadı. Bununla ilgili olarak Avrupa Birliği parlamentosunun son yeni yayınladığı bir bildirge var, bir direktif var. Bu direktifi neden yayınladı derseniz. Kadına yönelik şiddetle ilgili Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerin var olan mevzuatlarında yeterli düzenlemeleri yapmaması sebebiyle yeni bir direktif yayınlandı. Bu direktif, bu yılın Mayıs ayında yayınlandı. Ve direktif dedi ki bu parlamento üye devletlere bu hükümleri yerine getirmek için 3 yıllık süreç tanıyorum size dedi. 2027 yılının Haziran’a kadar benim yayınladığım bu direktifleri, üye ülkeler yerine getirmek zorunda. Üye ülkeler daha öncesinde gerek İstanbul Sözleşmesi’ni gerekse Avrupa Birliği’nin direktiflerine uygun hareket edilmediği için yeni bir direktif yayınlıyor. Ve şunu söylüyor. Avrupa Birliği üyeliğindeki ülkeler veya dışındaki ülkelerden baktığımızda yapılması gereken kadına yönelik mücadele, ilgili şiddetle mücadeleyle ilgili yapılması gereken tüm tedbirleri ve önlemleri alan tek bir ülke var. O da Türkiye. Mevzuat açısından hukuk kuralları açısından normlarınız açısından Avrupa Birliği’nin direktiflerine uygun düzenlemeleri yapan tek ülke Türkiye. İşte 6284 müstakil bir kanun olarak yapıldı ve bunun altındaki düzenlemelerle, bu direktiflerle hepsi yerine getirilmiş oldu. O yüzden sözleşmeden çıkmış olmamız, bizim kadınlara yönelik şiddetle olan mücadelemizde asla ve kata bir geri adım değildir. Kararlılığımızda asla ve asla bir gevşemede değiliz. Tam tersine aynı şekilde aynı kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz" ifadelerine yer verdi. "Kadına karşı şiddet, siyaset üstü bir araya gelişi elzem kılıyor" Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Saadet Oruç ise dünya üzerinde yaşanan gerilimlere dikkat çekerek, "Dünya çok önemli bir yere giderken bu konu konuşulması gereken bir konu. Rusya ile batı arasındaki gerilime bakıyorsunuz. 3. Dünya Savaşı mı çıkacak? Ya da Gazze’de yaşananlara bakıyorsunuz. Dünyada özellikle pandemiden bu yana bir şiddet anaforu var. Kadına karşı şiddet; sadece ülkemiz kesitinde değil, uluslararası düzlemde de çok siyaset üstü, çok farklı bir araya gelişi elzem kılıyor. Aslında üzerinde durup kafa yorulması gereken kadına karşı şiddet konusunda çok farklı boyutları olan, ekonomik, psikolojik, kültürel nedenleri olan bir konu söz konusu. Özellikle kadına karşı şiddet konusunda akademinin, medyanın oynayabileceği çok önemli roller olduğunu düşünüyorum" ifadelerine yer verdi.
Balıkesir Balıkesir’de polisin suç örgütüne yönelik operasyonunda 15 kişi tutuklandı Balıkesir’in Edremit ilçesinde organize suç örgütüne yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 22 şüpheliden 15’i tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğünce, liderliğini yurt dışında yaşadığı belirlenen şüpheliler, Z.U.T. ve F.T.’nin sahil bölgesinde faaliyet gösteren silahlı organize suç örgütüne yönelik operasyon yapıldı. Yaklaşık 6 ay süren teknik takip sonucu şüphelilerin özellikle Altınoluk ve Akçay gibi yazlık sahil bölgelerinde gerçekleştirdikleri silahlı eylemler ile korku panik oluşturarak diğer şahıslar üzerinde hakimiyet sağlamaya çalıştıkları, bu bölgelerde bulunan iş yerlerine ve eğlence mekanlarına korumacılık adı altında suç eylemlerini gerçekleştirdikleri belirlendi. 25 şüpheliye yönelik Balıkesir ve İstanbul’da düzenlenen eş zamanlı KUYU (44) operasyonunda Örgüt liderinin de aralarında olduğu 22 şüpheli gözaltına alındı. 3 şüphelinin ise yurtdışında olduğu tespit edildi. Özel Harekat destekli operasyon kapsamında 6 ruhsatsız tabanca, 1 tüfek, çok sayıda çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve kartuş ele geçirildi. Silahlı yaralama, silahlı tehdit, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, iş yeri kurşunlama, adam öldürmeye tam teşebbüs eylemlerini gerçekleştirdikleri iddiası ile adli makamlara sevk edilen 22 şüpheliden aralarında örgüt liderinin de bulunduğu 15 şüpheli, tutuklandı